Yalnız Mesajı Göster

Sonsuz Potansiyele Sahibiz

Eski 07-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sonsuz Potansiyele Sahibiz



Sonsuz Potansiyele Sahibiz


Cinsiyet, ırk, yaş, aile, dini inanışlarımız, rollerimiz, mesleğimiz, eğitimimiz ve daha sayabileceğimiz bir sürü etiketlerimiz madde ile ilgiliydi ve buradaki benzerlerimiz ile oyunumuzu oynamak için gerekli olan argümanlardı Fakat biz bu değiliz


Ben kimim? Var mıyım? Neden buradayım? Niçin bunlar çevremde? Dünyaya ne öğrenmek ve öğretmek için geldim? Vs vs vs uzayıp giden sorulardan sonra fark ettim ki, kökte aslında Tanrı’yı sorguluyoruz Olumsuzluklar yaşandığında arka planda Tanrı’ya kızıyoruz Neden bu benim başıma geldi? Neden ben? Neden Tanrım yardım etmiyorsun? Sorusu ile karşı karşıya olan bir sürü insan var çevremizde
Olumlu olmanın ne olduğunu sorgularken, olumlu olmanın ya da olmamanın Tanrı için farkının bulunmadığı kanısına vardım Çünkü onun için bir taraf yoktu Bu durum bizim için önemliydi çünkü tüm bunları yaratan bizdik
Cinsiyet, ırk, yaş, aile, dini inanışlarımız, rollerimiz, mesleğimiz, eğitimimiz ve daha sayabileceğimiz bir sürü etiketlerimiz madde ile ilgiliydi ve buradaki benzerlerimiz ile oyunumuzu oynamak için gerekli olan argümanlardı Fakat biz bu değiliz
Gerçek benliğimiz ve gerçek özümüz ruhsal olandı Göz ile görünmeyen, düşünceyi yaratan ruh huzur, sevgi, saflık, mutluluk ve güç gibi kavramlara sahipti
Olmuş olan, olmakta olan her şey madde olan benden fikre dönüşmüştü Düşüncelerim hislerimi doğurdu, hislerim eylemleri, eylemlerim alışkanlıklarımı, karakterimi ve hemen ardından kader dediğimiz o büyülü dünyayı Şöyle bir bakın evrene, her şey önce düşüncede gerçekleşmişti Demek ki ben kendi büyülü dünyamın, kader denilen seçimlerimin yaratıcısıydım
Herkes her gün, her an bir şeyler yaratıyordu aslında Gündelik yaşamda sürekli bir yerlere ve bir şeylere koşturmakta ve farkında olmadan yaratım sürecine katkıda bulunmaktaydı Olumlu yada olumsuz olması hiç önemli değildi aslında yaratıyorduk ve sürekli yaratıyorduk Kime neye göre olumlu ya da kime neye göre olumsuzdu Hayat da gerekli ve gereksiz düşünce formları ile gelişmekte ve büyümekteydik Tüm bunları fark ettiğim de, büyümek hem güvenli, hem de eğlenceliydi

Kendimizi bırakıp başkalarını iyileştirmeye ya da başkalarını eleştirmeye çalışıyorduk Bunu belki bilerek yapmıyorduk fakat çevresel faktörlerin de etkisi ile ve egomuzun da tırmanışa geçtiği vakit içten içe, “Durun! Ben yaparım, ben bilirim, ben iyileştiririm
Tam tersi düşüncede ise; “Dur! Ne yapıyorsun, yapamazsın, sende kimsin, sen daha büyümedin, öyle her şeye karışma” gibi taa küçüklüğümüzde bize ekilen düşünceler ile birlikte büyümeye başladık İnandıklarını bizlere verdiler Başkalarının hayat deneyimleri bizlere bilinçaltı inançlar olmuştu İnanç sorgulanamazdı ve bu inançlar büyüklere hatta atalarımıza aitti Özgüvenimiz ve özsaygımız sindi bir köşede, bizi biz olmaktan çok, başkalarının düşünceleri ile yaşamımızın mimarları olmaya zorladı Taa ki bunu fark edinceye ve olgunluğun basamaklarından süzülerek kendi içimizdeki öze doğru yaptığımız yolculuk ile değişim, dönüşüm başlayıncaya dek
Sabah uyandığımızdan gece yatağa girinceye kadar neleri düşünüyoruz, düşlüyoruz ve üretiyoruz Üstelik dışarıdan aldığımız olumlu ve olumsuz iletiler de çabası En büyük yaptığımız hatalardan birincisi, geçmiş ve gelecek ile ilgili düşünüyoruz ki; bunlar gereksiz düşüncelerdir İnsanı anda olmaktan alı koyan ve şimdiyi hep ertelemekte olan düşünceler Geçmişte her ne olursa olsun affetmek ve salmak bizim burada olmamızı ve gelişimimize katkıda bulunmayı sağlar Halen sürmekte olan olayları bile geçmişe bağlıyorsak bu bizim bir yerlere takılı kaldığımızın göstergesidir Tekrarlayan düşünceler bizi boğmaya başlar ve bizim şu andaki güzellikleri yaşamamızı engeller
Hâlbuki gün 24 saattir Dili, dini, rengi, mezhebi ve mesleği ne olursa olsun bu herkes için geçerlidir Olumlu düşünmeyerek, içinde bulunduğumuz psikolojinin ve durumların sorumlusu yine bizizdir Doğuştan gelen şans, çevresel faktörler ve yaratım gücü adına bize verilen tüm bu nimetleri çevreleyebilmek ve ona sahip çıkabilmek, bizim becerilerimizde yatmaktadır Akıl ve irade bize sunulmuş en büyük lütuf dur İçinde bulunduğumuz durum bizim kendimize karşı dürüstlüğümüz ile ilgilidir

Kendimize ne kadar dürüstüz? Kendimize dürüst olmak, içimizdeki en iyiye karşı, öze karşı dürüst olmak ve bütüne saygı duymaktır Kendimize karşı dürüst olduğumuzda hislerimiz saf ve temiz hale gelir Sözlerimizden netlik ve saflık yansır Kendimize ne kadar dürüst olursak o kadar daha kendimize değer veririz ve ne kadar değer verirsek de, o kadar kendimize saygı duyarız Özdeğer ve özsaygı gerektiği gibi işlemeye başlar Özdeğeri güçlendirmeye ve kendimize verdiğimiz en önemli sözü dürüstlüğü uygulamaya geçirmeyi deneyerek başlayabiliriz
Yaşınız kaç olursa olsun içinizdeki çocuğa sakin, sevecen ve şefkatle yaklaşarak; birlikte eski ve negatif mesajları açığa çıkararak onları kendinizden uzaklaştırın Olumlu düşünmenin temelinde sevgi yatar ve önce kendimize dürüst olup sevmeye başladığımızda sevgi ve bilgi ile donatılırız Sevgi ve bilgi paylaşımı dünyadaki en büyük zenginliktir O eksilemez, yıpratılamaz, aksine paylaştıkça büyür ve artarak çevremizdeki alanı sarmalar Benzer benzerleri çekmeye başlar
Başkalarının kendileri olmalarına izin verirsiniz Çünkü siz kendiniz olmuşsunuzdur ve öncelikle kendinizi iyileştirirsiniz Algıda seçicilik, niyet ve yaklaşımda duyarlılık ön plana çıkar Ben yoktur, biz vardır Birde özde olan hem öğrenci, hem de öğretmendir Yaptığı her şeyden mutluluk duyar çünkü yaratım oyununu fark etmiştir Büyümek güvenli ve büyüleyicidir Sevdiğin şeylere kendini bıraktığında zaman ve mekân kaybolur ve ilahi olanla gizemli bir birlikteliğe girersin O zaman yaşamak, dünyada cenneti deneyimlemek gibidir Zihinsel potansiyelimizi açığa çıkartmak ve kullanmak fark edilmiş değişimleri adımlamak büyük haz verir Yaşam, anda haz duymak için vardır Kendi görkemimizi görmeyi seçtiğimizde, Tanrısal olanı görmeyi de seçeriz İçsel olan huzurda olduğunda titreşimimiz de buna göre frekansını ayarlayacak ve dışta hiç bir şey olduğunu, her şeyin içeride olduğunu bilecektir Ayrılık bilinci silinecektir Her sabah uyandığımda şöyle diyorum, “Ben sevilmeye layığım Ben gibi diğer parçalarımda sevilmeye layık Biz bütünün birer parçasıyız” O zaman o muhteşem büyüklükteki kutlama pastasının neresinde olduğumuzun da önemi yoktur çünkü bende diğer dilimler gibiyimdir Aynı tat da aynı dokuda ve aynı lezzette Onlar olmazsa ben olamam, ben olmazsam onlar olamaz Çemberi görebilmek için önce bütünün birer parçası olduğumuzu idrak etmemiz gerekir

Zihin, akıl, ifade, beden, gözlem, bilinçaltı, huzur döngüsü olan ruh bilincim en yüzeysel olan katmanlarına varıncaya kadar “O” dur Çevreme baktığımda gördüğüm en büyük gerçeklik ise oluşumumuza katkıda bulunan milyonlarca spermden en şanslı embriyoların büyümekte ve gezinmekte olduğudur Ben ve sizler tıpkı “O” gibi sonsuz potansiyele sahibiz ve öyledir İndigo Dergisi – Nihal Demir

Alıntı Yaparak Cevapla