Prof. Dr. Sinsi
|
Çiçekli Bir Bahçe-Epikuros

Mutluluk duymadan yaşayanlar budalalardır, diyordu Demokritos Genç Epikuros bu sözü iyice bellemiş olmalı Demokritos yüz yaşında öldüğü yıl, Epikuros (İ Ö 341-270) on dokuz yaşındaydı
Tanrı korkusuyla ölüm korkusunun büsbütün serseme çevirdiği insanların, büyücülük eden annesinden titreye titreye nasıl yardım dilediklerini de hemen her gün görüyordu
Bir ara, Platon'un satın aldığı Akademos'un bahçesine (Akademi) gidip gelerek, Ksenokrates'in ağzından Platon öğretisini dinlemişse de bundan çabucak vazgeçmişti
Kuramsal bilimler onu ilgilendirmiyordu İnsanlara gerekli olan tek bilimin, mutlu yaşama bilimi olduğuna inanmıştı
Bilimin görevi, insanları mutlu kılmak olmalıydı Bunu sağlamak için de, mutluluğun engelleri olan o iki büyük korkuyla, tanrı ve ölüm korkularıyla, koca bir geleneğe karşı koymayı göze alarak, savaşmak gerekiyordu Şu güzelim dünyanın tadını çıkarmak dururken, şişirilmiş iki kuruntu yüzünden acı çekmek neden?
Genç Epikuros, atomcu Leukippos ve Demokritos'a olduğu kadar hazcı Aristippos'a da çok şeyler borçlu olmalıdır Aristippos, Epikuros'un ustaca biçimlendireceği mutlu yaşama biliminin babasıdır
Ona göre, Sokrates'in aradığı mutluluk (eudaimonia), en üstün iyi, tek sözle hazdır İnsanlar hoşlanmayı ararlar, hoşlanmayı isterler ve ancak hoşlanarak mutlu olabilirler Hoş olmayan her şey kötüdür Nereden gelirse gelsin, ne türlü olursa olsun bir anlık hazdır insanlığın dileği Hazzın her türlüsü iyidir ve iyiliktir
Bir açıdan bakarsanız, Epikuros'u, mutluluğu aramak gerektiğini ortaya atan Sokrates'in zorunlu sonucu sayabiliriz Sokrates, insanların, erdeme erişerek mutluluğu elde edebileceklerini söylerdi
Sokrates'ten yola çıkan kynikler, örneğin Diogenes, çevresi yasaklarla sınırlanmış çekilmez bir yaşama biçimi getirmişlerdi Onlara göre mutlu olabilmek için hemen hemen bütün isteklerden vazgeçmek gerekiyordu İnsanlar, bu düşüncenin baskısı altında, sıkıntıdan bunalıyorlardı
Aristippos, ilk tepkiydi İkinci ve büyük tepki de Epikuros'tur Sokrates mutluluğu sağlamak için erdem mi arıyor?
İşte Epikuros'un bulduğu en yüce erdem: Mutluluğa götüren araçların tam ve doğru olarak tartılması erdemi (phronesis)  Bu erdemin tartısına vurursak ortada ne tanrı korkusu kalacak, ne ölüm
Epikuros, Atina'da bir bahçe satın alıp okulunu kurduğu yıl, otuz beş yaşındaydı Daha önce Sisam adasında ve Lapseki'de öğretmenlik denemelerine girişmişti
Epikuros'un bahçesi, Platon'un bahçesine benzemiyordu Kapıları ardına kadar açılmıştı halka Sınıf, ırk, tür, bilgi, yaş ayrılığı gözetmeksizin her isteyen buyurabilirdi Bahçeye gelenlerin hepsi birbirleriyle kardeş sayılıyorlardı
Epikuros, tatlı tatlı konuşan pek sevimli bir öğretmendi
İnsanların gerçekten pek özledikleri yaşam sanatını öğretiyordu Bahçeye kapılananlar, gerçek dostluğun olağanüstü sevinciyle mutluydular
Epikuros onlara:
Ölümden neden korkuyorsunuz? diyordu, siz varken ölüm yoktur, ölüm varken de siz olmayacaksınız Hiçbir zaman onunla karşılaşmayacaksınız ki  Ne etseniz birleşemeyeceğiniz bir şeyden korkmak budalalık değildir de nedir?
Epikuros'un üç yüzden çok yapıtı varmış Bugün elimizde sadece birkaç mektubu var Epikuros'un düşüncelerini bu mektuplarla ondan söz açan başka yapıtlardan öğreniyoruz Mektupları, öğretisinin, çoğunluğun hoşuna gidecek bir ustalıkla kurulduğunu belirtiyor:
Ölümün bizler için hiçbir şey olmadığını anlamaya çalış Menoikeos Gelmesi değil de, beklemesi ürkütücü olduğu için ölümden korkan kimse ahmağın biridir Çünkü o, geldiğinde karşısında bizi bulamayacağı için bize hiçbir acı veremeyecektir Bilge ölümden korkmaz Nasıl yemeklerin bolluğundan değil de iyiliğinden zevk alırsak, yaşamanın da uzunluğundan değil güzelliğinden zevk alırız
Ölüm gelecek diye acı çekmek en büyük aptallıktır Mademki mutluluğu elde edince her şeyi elde ediyoruz, öyleyse ilk işimiz mutluluğa erişmek yollarını aramak olmalıdır O halde sana her zaman öğrettiğim ilkeleri güt ve kullan Menoikeos  (Menoikeos'a Mektup)
Epikuros'un Menoikeos'a öğrettiğini söylediği bu ilkeler şunlardır:
Aç kalmamak, susuz kalmamak, üşümemek  Bu durumda bulunan ve ilerideki günlerde de bu durumda olacağını uman insan mutlulukta Zeus'la yarışabilir
Bütün erdemler hoş yaşamayı sağlamak içindir İnsanın amacı salt sükun halinde (ataraksia) yaşamaktır Bu sükunu bozacak her türlü bağlılıklardan, bu arada evlilikten ve devlet işlerine karışmaktan, kaçınmalı ve dostlukla yetinmelidir
Övülecek tek bağlılık, dostluktur (kardeşlik)
  
|