Prof. Dr. Sinsi
|
Çiçek Tozları

Hapşırabilirsiniz Belki gözünüz yaşarır Cildiniz kızarır Çiçek tozudur, savrulmuştur, rüzgarla; toprağa, suya, buluta Yolcudur, umuda, umutsuzluğa, acıya Düşünceye Sevgiye Özleme Ayrılığa İhanete Yalnızlığa Çiçek tozudur, çiçeklerden yaşamaya Dokununca teninize irkilirsiniz, kimbilir? Alışık değilseniz, bu hamarat cânlarına, doğanın
Bu, kendini olduğu gibi "yele verip", korkusuzca geleceğin kapısında durabilecek güçteki doğa kıvılcımlarına
Çiçek tozlarını anlayınız İster hapşırarak, ister haşpırmadan Çiçek tozlarının tınılarına kulak verip, "Ne diyorlar?" diye sorunuz
Hangi çiçekten düşmüşler parmak uçlarıma?
Hangi arının kanadında, hangi kuşun gagasında, kendini bırakıvermenin mutluluğunu yaşıyorlar?
Duyun tozların sesini de, dinleyin içinizdeki sesi:
"Bir çiçek tozu kadar olamadım"
Böyle mi diyor, içinizdeki ses?
İnsan hiç çiçek tozu kadar olamaz mı?
İnsanla çiçek tozları hiç karşılaştırılabilir mi? İnsan bilinçli, duyguları, sinir sistemi olan, dünyaya egemen bir varlık Kültürümüzün bir deyişiyle, eşref-i mahlukat, yaratılmışların en şereflisi
Çiçeğinse, keyifli olduğumuz günlerde, içimizi açan, bir "süs bitkisi" olmaktan öte ne değeri olabilir ki, insan için?
Dünyada ne varsa insan için değil mi?
İnsan varolanların "efendisi" değil mi?
Neden ben çiçek tozunu dinleyeyim?
Çiçek tozu beni dinlesin!
Zaten dinliyor beni, onu dilediğimce işliyor, ondan nice sağaltıcı ilaçlar yapabiliyorum Onu bilimimle inceliyor, sanatımla resimliyor, şiirimle şiirleyebiliyorum
Böyle mi düşünüyorsunuz?
Gönül bahçenizde çiçek tozları yok, demek ki!
Demek ki, içinizin kuytu köşelerinde, boynu bükük gelincikler, papatyalar, tepeden tırnağa çiçeğe durmuş ağaçlar yok Hapşırtıyor
Dışımda da içimde de olsa, hapşırıyorum Sevmiyorum, çiçek tozlarını Ben temiz, çok temiz havaları seviyorum Mikroplardan, tozlardan arınmış "Sağlıklı" havaları seviyorum, zararlı bakterilerden, insanı yatağa bağlayıp, inim inim inleten virüslerden arınmış
Böyle mi düşünüyorsunuz?
Düşündüğü kadar, düşündüğü gibi, düşündüğüne tutsak olarak yaşıyor, insan!
Çoğu zaman!
Kafasında geliştirdiği gerçeğin elverdiği kadar karşılaşabiliyor, gerçekle Çiçek tozlarından yoksun bırakılmış bir dünyada, genetik mühendisliğinin, yaşama mühendisliğinin katkılarıyla, tozsuz çiçekler açabilir
İnsanlar hapşırmazlar
Hapşırmadan sanat, hapşırmadan müzik, hapşırmadan edebiyat, hatta, hapşırmadan insan olmuyor!
Çiçek tozları, insanın bu gezegendeki serüveninde, tuvale dokunan fırça darbeleri, kemandan gönlümüze serpilen nağmeler, şiirdeki sözcükler olarak yaşıyor
Sözcükler! Hele onlar!
Olmasalar, olmazdım Annemdirler, beni doğurmuşlardır Uçuşup, bu kağıda konmuşlardır Bu kağıda, okurun gözüne, oradan beynine, iç dünyasına, gönlündeki bahçelere, bahçelerdeki çiçeklere, çiçeklerdeki tozlara konmuşlardır
Yüreğimizin bir yerlerine nazlı nazlı inip, bizi ağır bir hançer yarasıyla yaralamışlardır Yaralanmış ve hapşırmışızdır!
"Çok yaşa!" Elbette çok yaşayacağızdır, içimiz silme çiçek tozudur, onlar dünyaya saçılacak, çiçek açacaklardır İçimde bu denli çiçek tozu varken nasıl ölürüm ben? Doğabilirim, ancak Açabilirim Bahçesi olan gönüllere varır, kapılarının önünde dururum
Çiçek tozu bile olsam, izinsiz giremem kimsenin gönlüne Kapıda durur, "destur" beklerim Sırnaşık çiçek tozu değilim çünkü
Kendini çiçek tozlarına dönüştürmüş insanım
"Destur var mı, cân?"
Sorarım
"Buyur!" derlerse, kuytu köşelere süzülürüm Toprak uygun, nem uygun, ortam uygunsa, büzülürüm, bir bahar akşamı, gelecek sabahlara açmak için, dostun gönlünde
Belki açarım, belki de bir hoyrat ayak çiğneyiverir beni Belki de kurur giderim Belli mi olur?
Çiçek tozuyum ben:
Sanatım, düşünceyim, inceyim, nâzenin Kırılganım İncinen
Sanatım, demek ki çok yürekliyim, bilinmeyen köşelere savrulmaktan korkmam Hangi ferman beni ortadan kaldırabilir?
Hangi yasak, hangi güç durdurabilir beni?
Beni gömmeye çalışan nice iktidarı gömdüm ben
  
Onca gürültünün kaldırdığı toz içinde, çiçek tozları örselenmiş, yara almış, kurban olmuş Görsel malzemeye Reklama Kimse hapşırmıyor Tozdan dumandan öksürük sesleri geliyor
"Çiçek tozu, çiçek tozu!
Uyandır hapşırtarak, gittikçe ağırlaşan günlük yaşamın gaflet uykusundan " İzinsiz de girebilirsin, burunlarından, iç dünyalarına, içlerinde açan çiçeği görünce dışlarındaki çiçekleri dinleyebilirler; çiçek tozlarını:
Yaşamın öyküsünü anlatırlar size, bu gezegendeki milyonlarca yıldır devinen yaşamın öyküsünü:
Sanattırlar, insan olmanın anlamı, güzel bir insan olmanın, savaşın, sömürünün olmadığı bir dünyanın anlamı
Hapşırın! Çiçek tozları kapınızda!
*
Ahmet İnam
|