Yalnız Mesajı Göster

Sokrates'in Savunması..

Eski 07-22-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sokrates'in Savunması..




Bundan sonra birbiri ardına başkalarına gittim, ve düşmanlık yarattığımı görerek bundan üzüldüm ve korktum Ama gene de tanrının işine herşeyden daha fazla önem vermek zorunda olduğumu düşündüm

Böylece kendime Bilicinin ne demek istediğini anlamak için birşeyler bilmekle ünlü herkese gitmeliyim dedim

Ve yemin ederim Atinalılar,
— çünkü sizlere gerçeği söylemeliyim—görevimin sonuçları şunlardı:

En ünlülerin en yetersiz kafalılar olduklarını buldum, ve daha az saygı gören başkaları ise gerçekte daha bilge ve daha iyi idiler Size sonunda yalnızca Bilicinin çürütülemez olduğunu tanıtlamakla sonuçlanan dolaşmalarımın ve, deyim yerindeyse, ''Herkülvari'' çabalarımın öyküsünü anlatacağım

Politikacılardan sonra ozanlara gittim—trajik, ditirambik, ve her türden
Ve orada, dedim kendime, kendini hemen ele verecek ve onlardan daha bilgisiz olduğunu göreceksin

Böylece kendi yazıları arasında en inceden inceye işlenmiş pasajlardan kimilerini aldım ve birşeyler öğrenme umudu içinde onlara anlamlarının ne olduğunu sordum İnanır mısınız, neredeyse gerçeği söylemeye utanıyorum! Ama söylemeliyim

Şiirleri üzerine kendi yaptıkları konuşmalardan daha iyisini yapamayacak tek bir insan bile yoktur O zaman ozanların şiirlerini bilgelikle değil ama doğal olarak ve bir tür esinle yazdıklarını öğrendim—tıpkı pekçok güzel şey söyleyen, ama söylediklerinden hiçbirşey anlamayan falcılar ya da biliciler gibi

Ozanlar da bana aşağı yukarı aynı durumda göründüler; ve açıkça anladım ki, şiirlerinin gücüne dayanarak, hiç de öyle olmamalarına karşın, kendilerinin başka şeylerde de insanların en bilgeleri olduklarına inanıyorlardı Böylece beni politikacılara üstün kılan aynı nedenle onlardan da üstün olduğumu düşünerek ayrıldım

Sonunda el sanatçılarına gittim, çünkü diyebilirim ki hiçbirşey bilmediğimin bilincindeydim, ve onların pekçok güzel şey bildiklerini bulacağımdan emindim Ve bunda aldanmadım, çünkü benim bilmediğim pekçok şeyi biliyorlardı, ve bu yolda hiç kuşkusuz benden daha bilgeydiler Ama, Atinalılar, iyi zanaatçıların bile ozanlarla aynı yanılgıya düştüklerini gözledim; iyi ustalar oldukları için başka çok önemli konuları da bildiklerini düşünüyorlar ve bu eksiklik bilgeliklerini gölgeliyordu
Ve böylece kendime bilici adına şunu sordum:

Ne bilgileri ne de bilgisizlikleri bende olmaksızın olduğum gibi olmayı mı isterdim, yoksa her ikisinde de onlar gibi mi?
Ve kendime ve biliciye benim için olduğum gibi olmanın en iyisi olduğu yanıtını verdim

Böylece Atinalılar, bu sorgulamalar beni en kötü ve en tehlikeli türden düşmanlar kazanmaya götürdü, ve o günden bu yana sayısız iftiraya uğradım

Bana bilge denir, çünkü beni dinleyenler her zaman başkalarında eksik olduğunu bulduğum bilgeliğin bende olduğunu sanırlar

Ama gerçek şudur ki, Atinalılar, yalnızca Tanrı bilgedir, ve bu yanıtıyla demek istediği insanların bilgeliğinin değerinin ya çok az ya da bir hiç olduğudur

Ve öyle görünüyor ki gerçekte bunu özellikle Sokrates için söylemez, ama yalnızca sanki şunu söyleyecekmiş gibi benim adımı bir örnek olarak kullanır:
''Aranızdan en bilgesi, ey insanlar, Sokrates gibi gerçekte bilgeliğinin hiçbir değerinin olmadığını bilendir''

Ve böylece şimdi bugün bile Tanrının isteği üzerine yeryüzünde dolaşmayı sürdürür, ve ister yurttaş isterse yabancı biri olsun bilge görünen herkesin bilgeliğini araştırıp sorgularım; ve ne zaman öyle olmadığını bulsam, Biliciyi doğrulamak için ona bilge olmadığını gösteririm

Ve bu uğraş yüzünden devletin ilgiye değer sorunlarını izleyecek ya da kendi sorunlarıma ayıracak zaman bulamam, ve Tanrıya hizmetimden ötürü tam bir yoksulluk içinde yaşarım


Alıntı Yaparak Cevapla