Yalnız Mesajı Göster

Osmanlı Ve Türk Felsefe Geleneği

Eski 07-22-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı Ve Türk Felsefe Geleneği



Felsefe kavramının tarih içindeki degişimi

"Felsefe Nedir?" başlıgını taşıyan ikinci bölümünde, felsefenin ne oldugu, ana özelliklerinin neler oldugu konusunda bazı bilgiler verilmiş, bazı belirlemeler getirilmiştir Bu belirlemeler arasında birinci olarak felsefenin bugün artık bir bilim, herhangi bir varlık alanıyla ilgili olarak kesin ve güvenilir bir bilgiler toplulugu olmadıgı üzerinde durulmuşturİkinci olarak felsefenin bugün bir yaşama sanatı, bir ahlak olarak görülmedigi noktası da vurgulanmıştır

Birinci noktayla ilgili olarak, felsefenin bugün bir bilgi olmaktan çok bilgi üzerine bir düşünme, bilginin bilgisi veya ikinci dereceden bir bilgi olarak kabul edildigini gördük Yeni Çag’dan itibaren bilimlerin felsefeden ayrıldıkları, XVII yüzyılda Galile ile fizigin, XVIII yüzyılda Lavoisier ile kimyanın, XIX yüzyılda C Bernard ile biyolojinin felsefeden ayrılıp bagımsızlıklarını ilan ettiklerini biliyoruz

Yine XIX yüzyıldan bu yana ortaya çıkan gelişmelerle birlikte uzun bir süre filozofların yetki ve uzmanlık alanları içinde oldukları kabul edilen insanla ilgili konuların da bugün artık felsefenin alanı dışına çıkarıldıkları, ekonomi, sosyoloji, psikoloji gibi özel olarak insanı ve insanın faaliyetlerini konu alan araştırma dallarının bugün felsefenin dışında birer bilimsel disiplin olarak özerkliklerini tesis ettiklerini gözlemledik

İkinci noktayla ilgili olarak, insanlara davranış kuralları teklif eden felsefi sistemlerin, dünyayı açıklama iddiasında olan felsefi sistemler kadar farklı ve çeşitli oldugunu, felsefede bir teorem veya bir fizik yasasıyla aynı planda "dogrular" olmadıgını, her filozofun kendisinden önce gelen filozofları reddettigi ve kendi payına da kendisinden sonra gelenler tarafından reddedildigini, dolayısıyla insanlara dogru yaşama kuralları teklif etme iddiasında olan felsefelerin de inandırıcılıklarını büyük ölçüde kaybetme durumunda olduklarını tespit ettik

Bununla birlikte ögrenci, felsefenin yaratıcısı olan eski Yunanlıların felsefeyi hiç de böyle bir şey olarak anlamadıklarını da görmüş olmalıdır "Felsefe Nedir?" bölümünde işaret edildigi üzere Yunan filozoflarına göre felsefe hem bir bilgi idi, hem de bir yaşama sanatı, hem dogru ve güvenilir bir bilgiler toplulugu, hem de bir kurtuluş reçetesi, bir mutluluk formülü idi Yine bu bölümde gördügümüz gibi, eski filozoflara göre bu iki kavram arasında sıkı bir ilişki de vardı:
Felsefe bizi kurtuluşa götürecek olan bilgi idi ve Sokrates’e göre ahlak bakımından yanlış davranışta bulunan bir kişinin böyle davranmasının nedeni sadece ve sadece bilgisiz olmasıydı

O halde felsefenin konusu ve amacıyla ilgili olarak, en azından son birkaç yüzyıldan bu yana önemli bir anlayış farklılıgının ortaya çıkmış oldugu bir gerçektir

Bilimlerin felsefeden ayrılması, bagımsız varlıklarını ortaya koymaları, gerçekten felsefenin alanını çok büyük ölçüde daraltmıştır Öte yandan filozofların zaman içinde birbirlerinden çok farklı, hatta birbirlerine tamamen zıt yaşama sanatları, ahlaklar teklif etmeleri felsefenin bir ahlak, bir kurtuluş reçetesi olarak degeri üzerinde de ciddi şüpheler yaratmıştır Ancak bu itiraz, şüphe ve gelişmelere ragmen felsefe ortadan kalkmamış ve alanı, işlevi ve amacı üzerine son iki üç yüzyıl içinde yapılan sayısız tartışmaya ragmen günümüze kadar varlıgını devam ettirmiştir

Şimdi bunun bir nedeni, daha önce işaret edilmiş oldugu gibi, felsefenin kendisine yeni birtakım konular bulması veya kendisini yeni bir biçimde tanımlaması ise -örnegin o artık evren hakkında, varlık hakkında bir bilgi degildir, birinci dereceden bir bilgi degildir; ancak bilginin bilgisi, bilimler tarafından insanlara saglanan bilgi üzerinde bir düşünme, bu bilginin sorguya çekilmesi, aydınlıga kavuşturulmasıdır-, bir başka nedeni de bilimin yetki alanı içinde olmayan bazı soruların, metafizik denen soruların varlıgını hala korumaya devam etmesidir -örnegin yine bu kitapta çeşitli yerlerde kendisine işaret edildigi üzere "Neden hiçbir şey yok degildir de bir şey vardır?" sorusu-

Öte yandan "Felsefe Nedir?" bölümünde hatırlatıldıgı üzere teknigin, insana eylem araçları vermesine karşılık insan davranışına kılavuzluk etmesi gereken erekler üzerinde tamamen sessiz kaldıgını görmekteyiz

Başka deyişle bilim olguları açıklamasına ve onlara hükmetmemize imkan vermesine karşılık degerler, idealler, erekler alanıyla ilgili olarak bize herhangi bir şey söylememektedir Bugün dünyayı degiştirmek, hatta eger istersek onu tamamen ortadan kaldırmak gücüne sahip oldugumuzu biliyoruz Ama dünya üzerindeki herhangi bir degişikligi niçin ve hangi yönde yapmamız gerektigi konusunda ne bilim, ne onun uygulaması olan teknigin veya teknolojinin bize herhangi bir şey söylemedigini, söyleme gücüne sahip olmadıgını da anlamış bulunuyoruz

Tek cümleyle degerler, idealler, erekler alanı, iyi ve kötünün, dogru ve yanlışın, haklı ve haksızın, adil olan veya olmayanın alanı, bilimin ve teknigin ilgi ve yetki alanı dışında bulunmaktadır

Böylece felsefe günümüzde bir de degerler, erekler alanında makul insani konuşmayı mümkün kılan bir faaliyet olarak karşımıza çıkmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla