Yalnız Mesajı Göster

Bütün Gizli İlimler Ve Ruhaniler Arşiv

Eski 07-20-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bütün Gizli İlimler Ve Ruhaniler Arşiv



Mühr-i Süleyman Nedir?

Bu öyle bir yüzüktür ki sayılı kişi ve meleklerin bildiği Tanrı'nın gizli ismini (İsmi Azam duası) saklar Tanrının bilinmeyen adı yaratma ve hükmetme özellikleri içerir Elbette bu tür bir efsane güç düşkünü insanların başını döndürmeye yeter de artar bile Kimi bilgilere göre Adem'in taşıdığı bir yüzüktür (kaynak Netpano)

Bundan binlerce sene önce yeryüzünün büyülü devirlerinde insan henüz üçüncü gözünü kaybetmemişken efsanevi bir Kral Peygamber yeryüzünün ve gökyüzünün efendisi olmuştu Cinlere insanlara ve hayvanlara hükmeden bu kral peygamber Hz Süleyman’dı Ve yetkesinin kaynağı olduğu sanılan güçlü bir mühür yüzük taşıdığı söyleniyordu Fakat bir gün bu muhteşem yüzük çalındı Süleyman sahip olduğu herşeyi kaybetti Ve mührün yokluğunda geçen o acı günlerde kendisindeki asıl mührü
Mühr-ü Süleyman’ı buldu "


Hazineleri dillere destan olan 3 semavi dinde de ismi haşmetle birlikte anılan biridir Süleyman / Hz Süleyman / King Soloman / Peygamber Süleyman Ona bu özelliği veren dünyasal ve ilahi güçlere hakim bir yönetici olduğu düşüncesidir Asıl olarak Peygamber / Kral Davud'un oğludur Hem Tevratta hem Kuran-ı Kerim de hikayeleri ve hayatıyla saltanatı anlatılır

Efsaneler şöyle der Hz Süleyman / Kral Süleyman Tanrı'nın seçip güçlendirdiği bir ailenin adaletle hükmeden oğludur İsrail soyunun güçlü bir Kralıdır Temelde Tanrısal bir görevi vardır Bu görev nedeniyle daha önce ve daha sonra kimseye verilmemiş/verilmeyecek bir saltanat diler Tanrı'dan Böylece kendisine rüzgar, cinler, akarsu gibi akan metaller, kuşlar ve insanlardan oluşan ordular tahsis edilir Rüzgara binip günler sürecek yollara hızla varır Kuşları görevlendirerek düşman sahasına keşfe gönderir Cinlerin esrarengiz görünmez ve anlaşılmaz yetileriyle devasa saraylar, kaldırılması imkansız dev sanat eserleri, binalar ve dalgıçların çıkardığı malzemelerden takılar akla gelecek binbir güzel şey yaptırır Dünyayı imar ederken güzelliğ ve adaleti kurar


Süleyman efsanesini doruğa çıkaran yüzüktür Her ne kadar dini kaynaklar bunu bu şekilde aktarmasa da gizem perdesi altında Tanrı'nın kendisine bir yüzük hediye ettiği söylenir


Bu öyle bir yüzüktür ki sayılı kişi ve meleklerin bildiği Tanrı'nın gizli ismini (İsmi Azam duası) saklar Tanrının bilinmeyen adı yaratma ve hükmetme özellikleri içerir Elbette bu tür bir efsane güç düşkünü insanların başını döndürmeye yeter de artar bile Kimi bilgilere göre Adem'in taşıdığı bir yüzüktür ve cennetten çıkarılırken onu Arşta bırakmıştır Cebrail daha sonra bu yüzüğü Tanrı'nın isteğiyle Hz Süleyman'a getirmiştir


" Terim aslen Mühr-i Süleyman'dır Ancak Türkçe'deki ses uyumuna göre dile geçerken değişmiştir Diğer bir deyişi de Hatem-i Süleyman'dır İngilizce 'Seal of David', 'Star of David', 'Davis's Sheald' 'Magen David' isimleriyle anılır Çünkü Batı dünyasında bildiğimiz çift üçgenin kesişimi olan Mühr-ü Süleyman aslında 5 kollu bir yıldızdır 6 kollu yıldız babası olan Davud peygamberin kullandığı semboldür"
Prof Dr Nusret Çam / Ankara İlahiyat Fakültesi


Kelime manasıyla Süleyman'ın mührü anlamına gelen mührün şekli aslında kesin değildir Belli bir tarihten sonra kabul edilmiş olan ve şimdi İsrail bayrağında yer alan sembol İslam dünyasında da yüzlerce yıl kutsal olarak kabul edilmiş cami medrese ve geçitlerde mezarlıklarda yüzüklerde padişahların gömleklerinde tılsım olarak yerini almıştır Daha sonraları ise farklılık yaratmak için sembol bazen doksan derece çevrilerek kullanılmıştır


Batı dünyası bazen büyü kitaplarında bazen noterlik işareti olarak, basımevi markası sonraları bir çok akımın sembolü olmuştur


Süleyman Peygamber'in yüzükle olan ilgisi onun bir imtihandan geçişi şeklinde ele alınır Yokluğunda bir cariyesine emanet ettiği yüzük mührü bir cin onun görünümünü alarak ele geçirir Yokluğunda pek çok fitne fesat hazırlar örneğin tahtına büyü kitapları koyar ve iftira atar Oysa Hz Süleyman yüzüğün yokluğunda kendine dönecek ve gücünün kaynağı olan asıl çekirdeğini özünü bulacaktır Kuran bu konuya atfen şöyle der


"Süleyman'ın mülk ve saltanatı konusunda onlar, şeytanların okuyup durduklarına uydular Halbuki Süleyman küfre sapmamıştı Ancak şeytanlar küfre sapmıştı; insanlara büyüyü öğretiyorlardı" Bakara Suresi / 102


Ayrıca Neml suresi'nde Süleyman Peygamberin gelişini duyan karınca beyinin kendi halkına seslenişi efsanevi Seba Melikesi'nin tahtının göz açıp kapayana dek ışınlanışı ve olağanüstü pek çok şey anlatılır


Karınca vadisine geldiklerinde bir karınca şöyle seslendi: "Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin ki, Süleyman ve orduları farkında olmayarak sizi ezmesinler" Neml / 18


"Kendinde Kitap'tan bir ilim olan kişi de şöyle dedi: "Ben onu sana, gözünü açıp yumuncaya kadar getiririm" Derken Süleyman, tahtı, yanında kurulmuş görünce şöyle konuştu: "Rabbimin lütfundandır bu Şükür mü edeceğim, nankörlük mü diye beni denemek istiyor Esasında, şükreden, kendisi lehine şükretmiş olur Kim de nankörlük ederse bilsin ki, Rabbim Ganî'dir, cömerttir" Neml / 40


"Onlar Süleyman için, mihraplardan/kalelerden, heykellerden, havuzlar gibi çanaklardan, yerinden kaldırılamaz kazanlardan ne dilerse yaparlardı Ey Davûd ailesi, şükür olarak iş yapın! Kullarım içinden şükredenler o kadar az ki! " Sebe / 13


"Sonunda, Süleyman için ölüm hükmünü verdiğimizde, onun ölümünü, değneğini yiyen dâbbetül arzdan/ağaç kurtçuğundan başkası onlara göstermedi Süleyman yere yığılınca, açıkça anlaşıldı ki, eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı, o alçaltıcı azap içinde bekleyip durmazlardı" Sebe / 14

" Yüzük kimdeyse Süleyman Odur "

Süleyman'ın Tapınağı'nın daha sonra Haçlı Seferleri sırasında Kudüs'te arandığı, Templer Şövalyelerinin yerini bulduğu ve kutsal bazı emanetlerle Avrupa'ya döndükleri iddia edilmiştir Kimileri kutsal kadeh Graal'ı, kimileri Felsefe Taşı'nı, kimileri ise Mühr-ü Süleyman'ı bulduklarını düşünmüşlerdir Tapınak Kral Süleyman'dan sonra yağmalanacaktır ancak o zamana kadar Musa peygamberden beri nesilden nesile saklanan Hz Musa'nın emaneti olan Ahid Sandığı'nı (orijinal Tevratın levhalar halinde içinde bulunduğu Tabut-i Sekine) muhafaza edecektir


Günümüzde kabul gören sembol göğün ve yerin birleşimini gösterir İki üçgenin biri göğe biri yere dönüktür Sembol bir yönüyle insan varlığının maddi bedenini ve ruhunu, bundan oluşan bütünü, bir yandansa dişil ve eril prensipleri, maddi ve manevi değerlerin bütünlüğünü gösterir Doğunun Yin ve Yang'ına benzer bir semboldür Dünyaya giriş ve çıkış noktalarını temsil eder Kimi farklı bakışlar ise şekilde iki piramit görür


Özellikle Selçuklu dönemi paralarında ve eserlerinde sıkça kullanılan sembol artık günümüzün gerilimli zaman ve dünyasında İslam ve Hıristiyan toplumlarınca terkedilmiş hatta anlamı bilinmediğinden bir çok tarihi eserde de tahrip edilmiştir

" "Ne derisem buyruğum yürür, elümde ferman dutaram
Ne idersem hükmüm revan, çün hükm-i sultan dutarım


İns ile bu cinn ü peri, divler benüm hükmümdedür
Tahtum benim yil götürür, mühr-i Süleyman dutarım


İblis ü Âdem kim olur, ya aza yahut azdura
Cümle benem eyü yavuz, kamusun benden dutaram"
Yunus Emre




KADER, RÜYA, FAL, BÜYÜ








602 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Allah vardı, ondan önce hiçbir şey yoktu Arşı, su üstündeydi Ondan sonra gökleri ve yeri yarattı Kader kitabında her şeyi yazdı"
imran radıyallahu anh Buhârî

603 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Biriniz yaratıldığı zaman, annesinin rahminde kırk gün nutfe, sonra kırk gün kan pıhtısı olarak, sonra da kırk gün bir çiğnem et olarak toparlanır
Sonra Allah, ona dört kelime ile bir melek gönderir: Eline geçecek rızkı, ölüm zamanı, dünyada yapacakları, kötü bir kişi veya iyi bir kul olduğu yazılır Sonra ona ruh üfürülür
Kendinden başka hiçbir ilah olmayana yemin ederim ki, biriniz, kendisiyle onun arasında bir adım kalana kadar cennetlikler gibi amel eder, derken, yazılanlar onu geçer de, cehennemlikler gibi amel eder ve cehenneme girer
Şüphesiz biriniz, kendisiyle onun arasında bir adım kalıncaya kadar cehennemlikler gibi amel eder, yazılanlar onu geçer de, cennetlikler gibi amel eder ve cennete girer"
İbn Mesûd radıyallahu anh Buhârî

604 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Melekler, nurdan yaratılmıştır Cinler, dumansız ateşten yaratılmıştır Adem ise, size anlatılan şeyden yaratılmıştır"
Aişe radıyallahu anha Müslim

605 Ubâde, ölürken oğluna dedi ki:
Yavrum! Eğer sen, başına gelmesi takdir olunanın mutlaka geleceğini, gelmemesi takdir olunanın da mutlaka başına gelmeyeceğini bilmedikçe îmanın hakikatını tadamazsın
Ben, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle buyurduğunu duydum:
"Allahın ilk yarattığı şey, "kalem"dir Ona, "Yaz!" dedi "Ya Rabbi ne yazayım?" dedi "Kıyamete kadar olacak her şeyin kaderlerini yaz!"
Yavrum, Ben yine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemden şöyle duydum:
"Kim bu inancın dışında ölürse, o benden değildir"
Ubâde radıyallahu anh Ebû Dâvud

606 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Allah, her sanatkârı ve sanatını yaratmıştır"
Huzeyfe radıyallahu anh Bezzâr

607 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Kalb, rüzgârın kırda oraya buraya savurduğu bir tüy gibidir"
Ebû Mûsa radıyallahu anh İbn Mâce

608 Sahabiler sordu:
"Madem her şey yazılmış, niye çalışalım?"
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Siz uygulamalarınızda doğruyu ve uygun olanı arayın!"
İbn Amr radıyallahu anh Tirmizî

609 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Güçlü mümin, Allah katında güçsüz müminden daha sevimli ve hayırlıdır Aslında her ikisinde de hayır vardır
Sana faydalı olacak şeye karşı hırslı ol! Allahtan yardım dile ve acze düşme!
Başına bir şey gelirse, sakın şöyle deme: "Eğer şunu yapsaydım şöyle olurdu"
Fakat şöyle de: "Allah takdir etti ve dilediğini yaptı"
Çünkü, "Keşke" türünden sözler şeytan işidir"
Ebû Hureyre radıyallahu anh Müslim

610 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Dua, bela ile karşılaşır, kıyamete kadar birbiriyle çarpışırlar"
Aişe radıyallahu anha Bezzâr

611 Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle anlattı:
"Bunun üzerine isa, kendisine uyanları bir araya getirip, şöyle dedi:
"Kader, Allahın bir sırrıdır, bunu kendinize dert edinip de yük altına girmeyin!"
İbn Abbas radıyallahu anh Taberânî

612 Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Kaderi tartışma konusu yapanlarla ne oturun, ne de onlarla bu konuyu konuşun!"
Ömer radıyallahu anh Ebû Dâvud

613 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Benden sonra peygamberlikten geriye hiçbir şey kalmayacak, ancak mübeşşirat kalacaktır"
"Mübeşşirat nedir?" dediler
"Doğru rüyalardır," buyurdu
Ebû Hureyre radıyallahu anh Buhârî

614 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Ey Aişe! Yavaş ol! Müslümanlara, gördükleri rüyalarını tâbir ederken iyi şeyler söyleyin, hayırla yorumlayın Çünkü rüyalar, yoruma göre çıkar"
Aişe radıyallahu anha Dârimî

615 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Kıyamet yaklaştığında müslümanın rüyası yalan çıkmayacak Sizin en doğru rüya göreniniz, en doğru söyleyeninizdir
Rüya üç kısımdır: Allahtan müjde olan doğru rüya, şeytanın sizi üzmek için gösterdiği rüya, kişinin kendi kendine konuştuğu şeylerden ileri gelen önemsiz rüya
Eğer biriniz, hoşlanmadığı bir rüya görürse, hemen kalkıp namaz kılsın ve o rüyayı kimseye anlatmasın"
Ebû Hureyre radıyallahu anh Buhârî

616 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Kim beni rüyasında görürse, beni gerçekten görmüş gibidir Çünkü, şeytan benim şeklime girip görünemez"
Ebû Katâde radıyallahu anh Buhârî

617 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Müminin rüyası nübüvvetin kırk parçasından bir parçadır Onu anlatmadıkça, o rüya kuşun ayağında asılı kalır, anlattığı zaman düşer
O rüyayı, dostun olan akıllı kimselerden başkasına anlatma!"
Ukaylî radıyallahu anh Tirmizî

618 Peygamber sallallahu aleyhi ve selleme, yahudilerden bir adam büyü yaptı Bu yüzden birkaç gün rahatsızlaştı Cebrail ona gelip şöyle dedi:
"Sana yahudilerden bir adam büyü yaptı, düğümler bağlayıp falan kuyuya attı"
Hemen Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem, bir adam gönderip onu oradan çıkarttı ve çözdü Ondan sonra, bağlardan kurtulmuş gibi, zinde bir vücutla dimdik ayağa kalktı Bu olayı o yahudiye anlatmadı, hatasını yüzüne vurmadı
Zeyd radıyallahu anh Nesêî

619 Peygamber sallallahu aleyhi ve selleme falcılar hakkında sordular
"Onlar hiçbir şey değildir!" buyurdu
"Ey Allahın Resûlü! Söyledikleri bazen doğru çıkmaktadır"
"Bu doğru olan sözdür Cin onu kapıp dostunun kulağına söyleyiverir Ne var ki, onunla birlikte yüz tane de yalan katar"
Aişe radıyallahu anha Buhârî

620 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Allah, şu yıldızları üç şey için yarattı: Göğün süsü için, şeytanları kovalamak için, yolculara yol göstermek için Kim yıldızları bunun dışında yorumlarsa, bahtında yanılmış olur Nasibini yitirmiş olur Kendisini ilgilendirmeyen şeyleri kendine dert edinmiş olur Peygamberlerin ve meleklerin dışında kimsenin bilmediği şeylerle boşyere uğraşmış olur"
Katâde radıyallahu anh Rezîn

621 Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hiçbir şeyi uğursuz saymazdı Bir görevli gönderirken ismini sorardı, isminden hoşlandığında sevinirdi Bu sevinç, mübarek yüzünde görülürdü Eğer isminden hoşlanmazsa, yine yüzünden belli olurdu
Bir kasabaya girince adını sorardı Adından hoşlanırsa sevinir ve bu sevinci yüzünden anlaşılırdı Hoşlanmamışsa, yine yüzünden belli olurdu
Büreyde radıyallahu anh Ebû Dâvud

622 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Uğursuz saymak şirktir içimizden bunu geçirmeyen yoktur, ancak Allah, böyle bir duyguyu, kendisine güvenmekle giderir"
İbn Mesûd radıyallahu anh Tirmizî



ÖĞÜT, TAKVA, HAYIR, MURAKABE








644 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve selleme, "Bana bir öğüt ver," dedim
Şöyle buyurdu:
"Kimseye hakaret etme! Yapılan iyiliği sakın küçümseme! Kardeşinle konuşurken daima güler yüzlü ol! Bu bile iyiliktir
Eğer biri, sendeki kusuru bilerek, sana hakaret eder veya seni ayıplarsa, sen onda bildiğin bir kusurdan dolayı onu ayıplama ki, onun vebali kendi üzerine olsun!"
Câbir radıyallahu anh Tirmizî

645 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Kim korkarsa, akşam karanlığında yol alır Kim gece yol alırsa, hedefine varır Dikkat edin! Allahın malı pahalıdır! Dikkat edin! Allahın malı cennettir!"
Ebû Hureyre radıyallahu anh Tirmizî

646 Hanzâle anlatıyor: Ebû Bekir ile birlikte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin yanına gittik
"Ey Allahın Resûlü! Hanzâle münafık oldu!" dedim
"Neyin var?" diye sordu
Ben de anlattım: "Biz senin yanındayken, sen cennet ve cehennemden bahsediyorsun, sanki onları gözle görür gibi oluyoruz Dışarıya çıkınca her şeyi unutuyor, kadınlarımız, çocuklarımız ve mallarımızla meşgul oluyoruz," dedim
Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Nefsim kudret elinde olan Allaha yemin ederim ki, eğer siz, devamlı benim yanımdaki gibi olursanız, yataklarınızda ve yollarınızda melekler gelip sizinle el sıkışırlar Ne var ki, ey Hanzâle! insan bir böyle olur, bir öyle"
Hanzâle radıyallahu anh Müslim

647 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Allah teâlâ buyuruyor: "Ey insan! Kendini benim ibadetime ver ki, senin kalbini zenginlikle doldurayım, fakirliğinin önünü alayım Bunu yapmazsan, ellerini devamlı olarak meşguliyetle doldururum da bir türlü fakirliğini gidermem"
Ebû Hureyre radıyallahu anh Tirmizî

648 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Başınıza şu yedi şey gelmeden güzel işler yapmakta acele ediniz: Kişiyi unutturucu kılan fakirlik, azdıran zenginlik, bozan hastalık, bunaklık derecesinde yaşlılık, âniden gelen ölüm, beklenenlerin en kötüsü deccâl ve hepsinden daha şiddetli ve acı olan kıyamet"
Ebû Hureyre radıyallahu anh Tirmizî

649 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Haramlardan kaç ki, insanların en çok ibadet edeni olasın
Allahın sana ayırdığı paya razı ol ki, insanların en kanaatkârı olasın
Komşuna iyilik et ki, gerçek mümin olasın Kendin için sevdiğini insanlar için de sev ki, gerçek müslüman olasın
Çok gülme, zira çok gülmek kalbi öldürür"
Ebû Hureyre radıyallahu anh Tirmizî

650 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Rabbim bana şu dokuz şeyi emretti:
Gizli ve açık hâllerde Allahtan korkmak Hoşnutlukta da gazap hâlinde de doğruyu söylemek Fakirlikte de zenginlikte de ılımlı davranmak Benden ilgisini keseni ziyaret etmemi, bana vermeyene vermemi, bana haksızlık edeni bağışlamamı, susmamın bütünüyle düşünce, konuşmamın zikir, bakışımın ibret olmasını ve iyiyi emretmek"
Ebû Hureyre radıyallahu anh Rezîn

651 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Nerede olursan ol, Allahtan kork! Kötülüğün ardından onu silecek bir iyilik yap! insanlara iyi ahlâkla davran!"
Ebû Zer radıyallahu anh Tirmizî

652 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Ey Ebû Zer! Seni güçsüz görüyorum, kendim için istediğimi senin için de isterim iki kişiye bile olsa liderlik yapma! Yetim malına da velilik yapma!"
Ebû Zer radıyallahu anh Ebû Dâvud

653 Dedim ki:
"Ey Allahın Resûlü! Kurtuluşu nasıl elde edeceğiz?"
"Dilini tut! Evin sana dar gelmesin! Bir de, hataların için ağla!" buyurdu
Ukbe radıyallahu anh Tirmizî

654 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Ayağı tökezlemeyen olgun olamaz Deneyimi olmayan da bilge olamaz"
Ebû Saîd radıyallahu anh Tirmizî

655 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Akıllı kişi, nefsini hesaba çekip, ölümden sonrası için çalışandır Aciz olan ise, kendini boş istek ve heveslerine uydurup, Allahtan dileyip bekleyendir"
Şeddâd radıyallahu anh Tirmizî

656 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Mümin, iyi niyetli olduğu için aldanır, azgın ise, kötü niyetli olduğu için aldatır"
Ebû Hureyre radıyallahu anh Tirmizî

657 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Mümin, aynı delikten iki kere ısırılmaz!"
Ebû Hureyre radıyallahu anh Buhârî

658 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Bana bildirildiğine göre, Lokman Hekime, "Seni bu dereceye ne ulaştırdı?" diye sormuşlar, şöyle cevap vermiş:
"Doğru konuşmak, emanet edileni dikkatle korumak, beni ilgilendirmeyen şeyden uzak durmak ve verdiğim sözü tutmak"
Mâlik radıyallahu anh Nesêî

659 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Meryemoğlu isa şöyle derdi:
"Allahı anma dışında çok konuşmayın ki, kalbleriniz katılaşmasın Katı kalb, Allahtan uzaktır, lâkin siz bunu bilemezsiniz
Siz, ilahlık taslayarak insanların günahlarına bakmayın! Kula yakışır biçimde kendi günahlarınıza bakınız! Çünkü insanlar, günah işleyip, ondan kurtulabilir
Belaya uğrayanlara acıyın, esenlikten dolayı da şükredin!"
Mâlik radıyallahu anh Rezîn

660 Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"isa aleyhisselâm şöyle demiştir:
"Üç şey vardır: Birisi, doğruluğu sence kesin olan şey, işte ona uy! ikincisi, sence kötülüğü anlaşılan şey, ondan uzak dur! Üçüncüsü ise, bulanık olan şey, işte onu bir bilene sor!"
İbn Ömer radıyallahu anh Taberânî

661 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Lokman oğluna şöyle dedi:
"Yavrum! insanlar, kendilerine söz verilene karşı uzun boylu umutlar beslerler Oysa onlar, hızla âhirete gitmektedirler Varolduğun günden beri, dünya arkanda, âhireti ise önündeydi Aslında, gitmekte olduğun yurt, çıkmakta olduğun yurttan sana daha yakındır"
Mâlik radıyallahu anh Rezîn





KONUŞMA, YALAN, GIYBET, TARTIŞMA






662 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Kul, önemsemeden ve farkına varmadan, Allahın hoşnut olduğu bir söz söyler, bu sebeple Allah onun derecesini yükseltir Yine kul, dikkat etmeden, Allahın öfkesini gerektiren bir söz söyler de, Allah onu, o kelime nedeniyle cehenneme yuvarlar"
Ebû Hureyre radıyallahu anh Buhârî

663 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"insan sabaha erişince, organları, dili susturup, şöyle derler: Hakkımızda Allahtan kork! Çünkü biz, seninle beraberiz, doğru olursan biz de doğru oluruz, eğri olursan biz de eğri oluruz"
Ebû Saîd radıyallahu anh Tirmizî

664 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Kim bana iki bacağı arası ile iki dudağı arasını garanti ederse, ben de ona cenneti garanti ederim"
Ebû Hureyre radıyallahu anh Buhârî

665 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"insanların kalbini çelmek için konuşma sanatını öğrenen kimsenin, Allah ne farzını ve ne de nafilesini kabul eder"
Ebû Hureyre radıyallahu anh Ebû Dâvud

666 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Meryemoğlu isa, yolda bir domuza rastladı: "Haydi selâmet içinde geç!" dedi
Kendisine, "Sen bunu domuza mı söylüyorsun?!" diye itiraz edilince:
"Ben dilimi, kötü söze alıştırmaktan korkuyorum," diye cevap verdi"
Yahya radıyallahu anh Mâlik

667 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Kişinin, insanlar bozuldu, dediğini duyarsanız, anlayın ki, o şahıs en fazla bozulanların içindedir"
Ebû Hureyre radıyallahu anh Müslim

668 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Kişinin, kanıtsız ve dayanaksız söz söylemesi ne kötüdür"
Ebû Kilâbe radıyallahu anh Ebû Dâvud

669 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Her kim, müslüman kardeşini bir günah yüzünden ayıplarsa, onu kendisi de işleyinceye kadar ölmez"
Muaz radıyallahu anh Tirmizî

670 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Mümin, kusur bulucu, lânet edici, azgın ve hayasız olamaz"
İbn Mesûd radıyallahu anh Tirmizî

671 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve selleme dediler ki:
"Müşriklere beddua et ve onları lânetle!"
Cevaben şöyle buyurdu:
"Ben, rahmet olarak gönderildim, lânetleyici olarak değil"
Ebû Hureyre radıyallahu anh Müslim

672 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem sordu:
"Gıybet nedir bilir misiniz?"
"Allah ve Resûlü bilir" dediler
"Birinizin, kardeşini hoşlanmadığı şey ile anmasıdır"
Bunun üzerine bir adam dedi ki:
"Ey Allahın Resûlü! Anlattıklarım ya o kardeşimde bulunursa?"
"Anlattıkların o kardeşinde bulunursa, onun gıybetini yapmış olursun Anlattıkların onda yoksa, o zaman ona iftira etmiş olursun!" buyurdu
Ebû Hureyre radıyallahu anh Tirmizî

673 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Haksız yere müslümanın namus ve şahsiyetine sataşmak, günahların en büyüğüdür"
Saîd radıyallahu anh Ebû Dâvud

674 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Bana bir kimse, sahabilerimin birinden bir şey ulaştırmasın! Zira ben, onların yanına, içim arınmış ve rahat olarak çıkmak istiyorum"
İbn Mesûd radıyallahu anh Tirmizî

675 Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, ahlâken insanların en güzeli idi Benim, sütten yeni kesilmiş olan küçük bir kardeşim vardı Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem ona şöyle derdi:
"Ey Ebû Umeyr! Ne yaptı Nugeyr?" Nugeyr, çocuğun kendisiyle oynadığı bir kuştu
Çoğu kez, o evimizdeyken namaz vakti gelirdi Üzerinde oturduğu şiltenin süpürülüp temizlenmesini ve üzerine su serpilmesini emrederdi Sonra kalkar, namaza dururdu Biz de onun arkasına saf olurduk ve bize namaz kıldırırdı
Enes radıyallahu anh Buhârî

676 Bir kadın, Peygamber sallallahu aleyhi ve selleme gelip, şöyle dedi:
"Bizi bir deveye bindir!"
"Sizi devenin yavrusuna bindireyim," buyurdu
"Biz devenin yavrusunu ne yapalım!"
"Her deve bir başka devenin yavrusu değil mi?" buyurdu
Enes radıyallahu anh Tirmizî

677 Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, "Ey iki kulaklı!" diye hitap ederek bana şaka yaptı
Enes radıyallahu anh Tirmizî

678 Dediler ki:
"Ey Allahın Resulü! Sen de şaka yapıyorsun"
Şöyle buyurdu:
"Ben yine de doğruyu söylerim"
Ebû Hureyre radıyallahu anh Tirmizî

679 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Ne ciddi, ne de şaka olarak, biriniz kardeşinin malını almasın!"
İbn Sâib radıyallahu anh Ebû Dâvud

680 Ensardan bir adam, konuştuğu zaman insanları güldürürdü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, bir defasında onun bedenine çubukla vurmuştu
Adam, "Ey Allahın Resûlü! Senden kısas hakkımı almama izin ver!" dedi
"Buyur, o hakkını al!"
"Ancak, o zaman benim bedenim açıktı, seninki ise kapalı," deyince, Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem, gömleğini çıkardı
Adam, onu hemen kucaklayıp, bedenini öptü ve "Zaten maksadım bu idi, ey Allahın Resûlü!" dedi
Useyd radıyallahu anh Ebû Dâvud

681 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Kim haksızken tartışmayı bırakırsa, cennetin kıyısında onun için bir köşk yapılır Haklı olduğu hâlde bırakırsa, cennetin ortasında onun için bir köşk yapılır Kimin de ahlâkı güzel olursa, ona cennetin en üstünde köşk yapılır"
Ebû Ümâme radıyallahu anh Tirmizî

682 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Kardeşinle tartışma! Çünkü, konunun anlaşılmasını engeller ve belasından da emin olunmaz
Ayrıca, tutamayacağın bir sözü de verme!"
İbn Abbas radıyallahu anh Rezîn

683 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"insanları güldürmek için yalan yanlış konuşan kimsenin vay hâline!
İbn Hakîm radıyallahu anh Ebû Dâvud

684 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Senin doğru söylediğine inanan bir adama yalan söylemen, en büyük hainliktir"
Süfyan radıyallahu anh Ebû Dâvud

685 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Kişiye, yalan olarak, her duyduğunu anlatması yeter!"
Ebû Hureyre radıyallahu anh Müslim

686 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Ahirzamanda yalancı deccaller olacaktır Sizin ve babalarınızın duymadıkları hadîsleri size sunacaklar Dikkat edin ve onlardan uzak durun da, sizi şaşırtıp saptırmasınlar"
Ebû Hureyre radıyallahu anh Müslim

687 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Doğruluk iyiliğe götürür, iyilik cennete iletir Kişi doğrulukta devam eder durur, sonunda, Allah katında "doğrucu" olarak yazılır
Yalan, azıp sapmaya iletir, azıp sapma ise, ateşe götürür Kişi yalan söylemekte devam eder, sonunda, Allah katında "yalancı" olarak yazılır"
İbn Mesûd radıyallahu anh Buhârî

688 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Kuşkulandığını at, kuşkulanmadığına bak! Doğruluk kalbinin yatıştığında, yalan ise kuşku duyduğundadır"
Ebûl Havra radıyallahu anh Tirmizî

689 Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin yanında, bir adam bir adamı övdü Bunun üzerine şöyle buyurdu:
"Onun boynunu vurdun, arkadaşının boynunu vurdun! içinizden birinizin, mutlaka birisini övmesi gerekiyorsa, şöyle desin: Allah bilir ama şöyle şöyle olduğunu sanıyorum Zira, Allaha karşı kimse temize çıkartılmaz O kişi hakkında bildikleri varsa, onu şöyle şöyle sanıyorum, desin"
Ebû Bekre radıyallahu anh Buhârî

690 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Bir adam bir adama günahkâr, ya da kâfir derse, o özellik de onda bulunmazsa, bu söz kendisine döner"
Ebû Zer radıyallahu anh Buhârî

691 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Ölülere sövmeyin! Zira onlar, zaten ettiklerini bulmuşlardır"
Aişe radıyallahu anha Buhârî

692 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Ölülere sövmeyin, bu sebeple dirilere eziyet etmiş olursunuz"
Mugîre radıyallahu anh Tirmizî

693 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Ölülerinizin iyiliklerini söyleyin, kötülüklerini söylemekten uzak durun!"
İbn Ömer radıyallahu anh Tirmizî

694 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Allahım! Senden mutlaka yerine getirmeni umduğum bir söz alıyorum: Ben bir insanım Kime bir eziyet etmişsem, sövmüşsem, lânet etmişsem, vurmuşsam, bunları, onun için, kıyamet gününde, sana yaklaştıracak bir rahmet ve o kişinin sevabında bir artış nedeni eyle!"
Ebû Hureyre radıyallahu anh Buhârî







Not1:Umarım konuyu doğru yerde açmışımdır

Not2: Birçok kaynaktan alıp derledim, paylaşıma açtım bu bilgiler başkalarına da lazım olabilir düşüncesiyle

Alıntı Yaparak Cevapla