Prof. Dr. Sinsi
|
İrma'ya Mektup
Yukaridaki orneklerle yasananlari gozlerinizin onune getirebildiginiz dusuncesiyle bu kez, Mustafa
Kemal Ataturk"un ifadeleriyle daha akilci acidan bakalim ve bir ulusun kurtulusu icin savastigi,
varliginin bitim noktasinda oldugu gunlerde bile azinliklara ve haklarina gosterilen saygiyi
birlikte dinleyelim:
Mustafa Kemal bugunlere biraktigi en onemli yazili eserlerinden biri olan Soylev"de soyle
anlatiyor:
"Durumun korkunçlugu ve agirligi karsisinda, her yerde, her bölgede birtakim kisilerce kurtulus
yollari düsünülmeye baslanmisti Bu düsünceyle girisilen çalismalar, birtakim örgütler dogurdu
Örnegin:
             
                                             
Vilayati Sarkiye Müdafaai Hukuku Milliye Cemiyeti"nin kurulus amaci da (tüzüklerinin ikinci
maddesi), dogu illerindeki bütün halkin dinsel ve siyasal haklarinin özgürce gelisimini saglayacak
yasa ve töre içi yollara basvurmak; adi geçen illerdeki müslüman halkin tarihsel ve ulusal
haklarini, gerektiginde, uygar toplumlar önünde savunmak; dogu illerinde yapilan zulüm ve
cinayetlerin nedenleriyle etmenleri ve bunlari yapanlar ve yaptiranlarla ilgili tarafsizca
sorusturma açarak suçlularin tez günde cezalandirilmalarini istemek; Türklerle azinliklar arasindaki
anlasmazliklarin giderilmesine ve eskisi gibi iyi baglarin pekistirilmesine çaba göstermek; dogu
illerindeki, savastan dogma yikim ve yoksullugu, hükümet katinda girisimlerde bulunarak elden
geldigince giderme yollarini aramakti Istanbuldaki yönetim merkezlerinden verilmis olan bu yönerge
geregince, Erzurum subesi, dogu illerinde Türklerin haklarini korumakla birlikte, Ermenilerin göçü
sirasinda yapilan kötü islerle halkin hiç ilgisi bulunmadigini ve Ermeni mallarinin, buralara Ruslar
girinceye dek korundugunu; buna karsilik, müslümanlara çok kiyasiya davranildigini ve dahasi, buyruk
disi olarak göçten alikonulan kimi Ermenilerin, koruyucularina yaptiklari kötülükleri, kanitlanmis
belgelerle uygarlik dünyasina sunmaya ve bildirmeye ve dogu illerine dikilen tutkulu bakislari
söndürmek için çalismaya karar veriyor (Erzurum Subesinin Bildirisi)
                               
                                         
Vilayati Sarkiye Müdafaai Hukuku Milliye Cemiyeti"nin (Dogu Illeri Ulusal Haklari Savunma Dernegi)
ilk Erzurum Subesini kuran kisiler, dogu illerinde yapilan propagandalari ve bunlarin ereklerini,
Türklük -Kürtlük - Ermenilik sorunlarini, bilim, teknik ve tarih bakimindan inceleyip arastirdiktan
sonra, gelecekteki çalismalarini su üç noktada topluyorlar (Erzurum Subesinin basili raporu):
1 - Hiç göç etmemek; 2 - Hemen bilim, iktisat, din örgütleri kurmak; 3 - Saldiriya ugrayacak dogu
illerinin herhangi bir bucagini birlikte savunmak Vilâyati Sarkiye Müdafaai Hukuku Milliye
Cemiyeti"nin Istanbuldaki yönetim merkezinin, bilim ve uygarlik yöntemleriyle amaca ulasabilecegi
konusunda çokça iyimser oldugu anlasiliyor Gerçekten bu yolda çaba göstermekten geri durmuyor Dogu
illerinde Müslüman halkin haklarini savunmak için Löpeyi (Le Pays1) adinda Fransizca bir gazete
yayimliyor Hâdisat 2 gazetesinin sahipligini üzerine aliyor Bir yandan da Itilâf devletleri
basbakanlarina ve Istanbuldaki temsilcilerine birer andiri 3 veriyor Avrupaya bir kurul yollamaya
girisiyor (belge:7) Bu açiklamalardan kolaylikla anlasilacagini sanirim ki, Vilâyati Sarkiye
Müdafaai Hukuku Milliye Cemiyeti"nin kurulmasina yol açan önemli kaygi ve nedenler, dogu illerinin
Ermenistana verilecegi sanisina dayaniyor "
Mustafa Kemal o olaganustu uzgorusunu Ermeni Meselesi"nde ortaya koyulan senaryoyu en ince satir
aralarini dahi algilayarak bir kez daha gozler onune seriyor:
"Bu saninin da, Dogu illeri nüfusunda Ermenileri çogunlukta göstermeye ve tarihsel haklar
bakimindan öncelikli saydirmaya çalisanlarin, bilimsel ve tarihsel belgelerle dünya kamuoyunu
aldatmayi basarmalari; bir de Müslüman halkin Ermenileri toptan öldüren yirticilar oldugu iftirasini
dogruymus gibi kabul ettirmeleri ile gerçek olabilecegi inanci üstün geliyor Bundan dolayi dernek,
ayni gerekçe ve araçlarla donanmis olarak tarihsel ve ulusal haklari savunmaya çalisiyor
Her yerde gösteriler yapilmasi için bildirimler yaptigim günden üç gün sonra, Harbiye Nazirinin 31
mayis 1919 günlü su telini aldim:
Ingiltere Olaganüstü Komserliginden Babiâliye bildirilip Harbiye Nazirligina gönderilen nota örnegi
asagiya çikarilmistir: Bugüne degin gelen raporlardan Üçüncü Kolordu bölgesinde her zaman
görülebilecek haydutluk olaylarindan baska bir sey olmadigi bilinmekle birlikte, son notada ileri
sürülen olaylar üzerine özel sorusturma yapilarak sonucunun ivedilikle bildirilmesini rica ederim
[size="3"]"
Bugunlerin birakiniz azinliklari; kendi vatandasina, dindasina, soydasina dahi hosgoruden yoksun,
onyargili, vurdumduymaz binlercesine ve yakalarina taktiklari teneke rozetleri ile ortalikta dolasan
sozde Ataturkculere, Ataturk"e duydugu kin ve nefreti her firsatta kusmaya merakli din yobazlarina,
her turlu dinsizlik propagandasina Ataturk"u kilif yapan cagdas yobazlara, "soykirim olmustur,
neden tanimiyoruz?" "dinciler oldurmustur" diyebilecek denli konudan uzak olan herkese ibret
olarak Mustafa Kemal"in kendi ulusunun en zor gunlerin de bile baska dine bagli, baska soya bagli,
baska irka bagli azinliklara duydugu hosgoru, anlayis, iyi niyet ve adalet yanlisi yazismalarinin
geri kalan kismina donelim:
"Gerçekte, ne Sivas"ta kaygi verici bir durum vardi, ne de Hristiyanlar ölümle korkutulmustu
Bunu, ulusça yapilmaya baslanilan gösteri toplantilarindan kaygilanan ve bunu amaçlarinin
gerçeklesmesine engel sayan Hristiyan azinliklarin, yabancilarin dikkatini çekmek için bile bile
yaydiklari uydurma haberler olarak kabul etmek gerektir "
Harbiye Nazirligi"nin nota örnegini içine alan teline verdigim karsiligi oldugu gibi bilginize
[size="3"]sunacagim
Istihbarat
Çok ivedidir Sayi 58 3 Haziran 1919
Harbiye Nazirligi Yüksek Katina
K: 2 Haziran 1919 sifre:
Sivas ve çevresinde eskiden beri bulunan Ermenileri ve daha sonra siginanlari korkutacak hiçbir olay
geçmemistir Ne Sivasta, ne de çevresinde kaygi verecek hiçbir durum yoktur Herkes sessizce kendi
is ve güçleriyle ugrasmaktadir Bunu kesin olarak ilginize sunar ve inanmanizi dilerim Su duruma
göre, Ingiliz notasindaki haberlerin nereden çiktigini benim bilmem gerekir Düsmanin Izmir ve
Manisaya girisiyle ilgili aci haber üzerine Müslüman halkin yaptigi ve Hristiyan azinliklara karsi
hiçbir düsmanlik duygusu gütmeyen toplantilardan kimi kisilerin ürkmüs olmalari düsünülebilir
Itilâf devletleri, ulusumuzun haklarina ve bagimsizligina saygili kaldikça ulus da yurt
dokunulmazliginin kesinligine güvendikçe Müslüman olmayan halkin korkuya düsmesine hiçbir sebep
yoktur Bu konuda devlete karsi her türlü sorumlulugu yüklenir ve buna tam olarak güvenilmesini
dilerim Ama, bagimsizligi ve ulusal varligi yok eden ve ulusun hayatini tehlikeye düsüren düsmanin
yurda girisi, cana kiymasi ve her türlü saldirilari gibi, Izmir yöresinde görülegelen olaylarin ve
benzerlerinin bas göstermesine karsi ne ulusun coskusunu ve iç acisini, ne de bundan dogan ulusal
gösterileri engelleyip durdurmak için kendimde ve hiç kimsede hiçbir güç göremeyecegim gibi bu
yüzden ortaya çikacak olaylarin karsisinda da sorumluluk yüklenebilecek ne komutan, ne sivil
yönetici, ne de hükümet düsünürüm
Mustafa Kemal
Bu nota örnegiyle verdigim karsiligin örnegi bütün komutanlara, vali ve mutasarriflara genelge ile
[size="3"]bildirildi "
"Ulusal dâvada caniyla ve basiyla çalisanlar arasinda gösterissiz bir Türk eri alçak gönüllülügü
ile" Halide Edip 10 Agustos 1919 tarihli Mustafa Kemal"e yazdigi mektupta gunun olaylarina
deginirken asagidaki sozleri kullaniyordu:
"        
      
Resmi Amerika, bizim topraklarimiz üzerinde Ermenistan kurmaya egilimli görünmüyor Eger güdüm
alirlarsa bunu, bütün uluslari esit kosullar altinda bir yurt çocugu sayarak, alacaklarini en önemli
çevrelerinden ögrendim
Ancak, Avrupa kesin olarak bir Ermenistan sorunu ortaya çikarmak -özellikle ingiltere- Ermenilere
ödünler vermek istiyor; zulüm görmüs Ermeniler adina Amerika kamuoyunda bir oyun oynamaya çalisiyor
Bizim düsünürleri Avrupa korkusu düsündürüyor Resat Hikmet Bey gibi, Câmi Bey gibi, ulusal
bütünlügümüzü bile olusturan siyasa adamlarimiz, Ermeni sorunu için bir çözüm yolu salik veriyorlar
Resmi olarak size yaziliyor
Çok tehlikeli günler geçiriyoruz Anadoluda olup bitenleri dikkat ve sevgiyle izleyen bir Amerika
var Hükümet ve ingilizler bunun, Hristiyanlari öldürmek, ittihatçilari getirmek için yapildigi
düsüncesini el birligiyle Amerikaya asilamaya çalisiyorlar
Her an bu ulusal ayaklanmayi durdurmak için kuvvet gönderilmesi düsünülüyor; bunun için ingilizleri
kandirmaya çalisiyorlar Ulusal ayaklanma ivedilikle ve olumlu isteklerle hemen kendini gösterirse
(ve Hristiyan düsmanligi gibi bir tutumu da olmazsa) Amerikada hemen destek bulacagini yine çok
önemli çevreler kesinlikle söylüyorlar
Sivas Kongresi toplanincaya degin Amerika Komisyonunu alikoymaya çalisiyoruz Kongreye Amerikali bir
gazeteci göndermeyi bile belki basarabilecegiz Iste bütün bunlar karsisinda, davamiza destek
olabilmesi için, bu elverisli dakikalari yitirmeden, bölünme ve çökme korkusu karsisinda Amerikaya
basvurmak zorunda oldugumuzu saniyoruin Vâsif Bey kardesimizle bu konuda ortak oldugumuz noktalari
kendisi de ayrica yazacaktir Türkiyeyi, dayanç ve iradesi olan genis kafali bir iki kisi belki
kurtarabilir Serüven Yasama, zamani artik geçmistir Gelecek için gelisme ve birlesme savasi açmak
zorundayiz Sinirlarinda bunca çocugu ölen zavalli yurdamuzun düsünce ve uygarlik savasinda kaç
sehidi var? Biz Türkiyenin hayirli çocuklarindan yarinin kuruculari olmalarini istiyoruz Rauf Bey
kardesimizle sizin, temelleri bile çöken zavalli yurdumuz için uzaklari görerek birlikte düsünüp
çalismanizi bekliyoruz
Saygilarimi gönderir, basariniza dua ederim Ulusal dâvada caniyla ve basiyla çalisanlar arasinda
[size="3"]gösterissiz bir Türk eri alçak gönüllülügü ile sizinle birlikte oldugumu bildiririm "
Ortaya koyulan rakamlara ragmen bir kez daha degisik bir sekilde soylemekten bikmayacagimiz Ermeni
azinligin nufusu ya da cogunlugu konusunda Mustafa Kemal"in o gunlerde Onikinci Kolordu Komutani
Salahattin"e yazdigi bir diger mektubu fikir vermesi acisindan sunmayi yararli buluyoruz:
Sifre Erzurum
Kisiye özeldir 21 8 1919
339
On Ikinci Kolordu Komutanligina, Yirminci Kolordu Komutanligina
(Yalniz 12 nci Kor ) 13 8 1919 günlü sifreye K:
Istanbuldaki çesitli partilerin Amerika Komisyonuna verilmek üzere aldiklari kararlar burada
Temsilciler Kurulunca pek çok üzüntüye ve acinmaya deger görüldü Çünkü, birinci maddede Ermenistana
dogu illerinden toprak verilmesi söz konusu olmaktadir Oysa ezici çogunlugu Türk ve Kürt olan bu
illerden bir karis topragin bile Ermeniler hesabina bugün için geçirilemeyecegi gibi, çesitli soydan
gelen halk arasindaki tiksinti ve öcalma duygusunun korkunçlugu ve sertligi, Osmanli Ermenileri geri
gelseler bile illerde yogun olarak yerlestirilmelerinin tehlikeli olacagini göstermektedir Bu
duruma göre, suçlu olmayan Osmanli Ermenilerine gösterilecek en büyük kolaylik, esit ve adaletli
kosullar içinde yurtlarina dönmelerini kabulden baska bir sey olamayacaktir Üçüncü maddede Erzincan
ve Sivas arasinda yogun bir Ermeni toplulugu bulundugu kuruntusu bilgisizlikten ve anlayissizliktan
baska bir sey degildir Savastan önce bile buralarda oturanlarin büyük çogunlugu Türk, birazi Zaza
denilen Kürtler ve pek azi da Ermeni idi Bugün ise, varligindan söz edilecek sayida Ermeni yoktur
Öyle ise bu gibi dernekler, yetkilerini bilmeli ve bir is yapmak isterlerse, hiç olmazsa Harbiye ve
Hariciye Nazirliklarinin baris hazirliklari için düzenledikleri resmî istatistik ve grafiklere olsun
basvurma sikintisindan kaçinmamamalidirlar Isbu telin, oldugu gibi Istanbula gönderilmesini rica
[size="3"]ederiz
Mustafa Kemal
Mustafa Kemal"in konusma ve belgelerinin devamini bu kez Ingilizce olarak tarihci Türkkaya
Ataöv"un bir calismasindan[10] izlemeye devam edelim:
"Mustafa Kemal Atatürk"s reference to the Armenian massacres of the Moslem population is a
reflection of a fact, an echo of the "other side of the coin" The curious phenomenon of
suppressing all publication and talk about the massacre of Turks by various Armenian bands is a
monstrous one-sidedness that approaches the limits of racism Publications devoted solely to this
discriminatory "scholarship" and "reporting" will certainly reach the world public in due time
In the meantime, one may quote, within the general framework of this booklet, five original letters
of Mustafa Kemal Atatürk, some of which are being published here for the first time A Mustafa Kemal
telegram (See Annex 11 ), (11-a) marked "very urgent", dated March 16, 1920 and addressed to the
representatives of the Entente Powers in Istanbul and to Admiral Bristol, the U S High
Commissioner, well expose the nature and the real causes of anti-Turkish propaganda based on
alleged, new "massacre of 20,000 Armenians" He states that the Turkish nation is "grieved to see
the occupation, under various pretexts, of most important portions of its lands left over from the
Mondros (Mudros) Armistice", that it "expected modifications in accordance with our legitimate
wishes and requirements of justice" but that "certain circles in Europe, which consider the
furthering of a negative drive as imperative for their own interest" now have "fabricated the
hated and most unjustified lie that there has been a new massacre of 20,000 Armenians in Anatolia"
He further states that the Turks had found it "entirely unnecessary even to issue an official
denial of this wholly untruthful falsification, on account of the presence of several persons and
agents in the whole of Anatolia, representing the Entente Powers and the American Government" He
points out that "there had been loss of life among the Turks, the French and the Armenians
participating with the French troops, during clashes in and around Maras and Urfa" He underlines,
however, that "this was not a massacre of Armenians" The Armenians brought to Cilicia from
outside and those armed local Armenians had "carried out unbeareble acts of aggression, continually
sought the enlargement, with no reason whatsoever, of the area of occupation" and that the
commanders of the occupation forces had "tolerated the Armenian attacks on the Moslem population"
He adds:
"It is essential to add that, had the persons commanding the forces of occupation in and around
Cilicia refrained from arming, conferring duties on and championing the Armenians, had they
administered the various sections of the local population with justice and equity and had they
desisted from expanding, with no grounds and remittingly, the territory, which was under the British
at the end of the Armistice, now changed and occupied, these unfortunate clashes, having led to the
loss of life of so many people, would never have taken place"
Mustafa Kemal further adds that this was "the real nature of the lies on the so-called massacre of
Armenians in Anatolia" and that "the declaration already made by the Armenian representatives and
notables of the people of Maras, supposedly massacred, absolutely supports this fact" He asks the
Entente Powers and the U S Government to assist in the formation of an "international supreme
council to investigate on spot and at once this fabricated story of the Armenian massacres and
illuminate the world   on the nature   of this propaganda   aiming to mislead public
opinion "
Mustafa Kemal"s letter of June 5, 1919 (see Annex 12), (12-a) written from Havza (No 343451) and
addressed to the Office of the Prime Minister, states, inter alia, that within the borders of the
liva of Amasya, there had been "no Moslem attacks on the Christians", but Christian bands have
carried five consecutive raids on the Moslem population, that "certain Greek and Armenian
provocateurs continue their policy and attitude to create events directed against the Islamic
peoples in order to show the administration as defective, to invite occupation and intervention and
especially applying directly to foreign officers and entirely bypassing the government, at places
where such foreign army personnel may be found" He emphasizes that the Moslem citizens, though
regretful about it all, neverheless, "keep quiet" Underscoring that "the leaders of the Armenian
and the Greek bands are spoiled by the British officers and some American personnel whom they
inveriably contact", he adds that these foreigners are "misled and deceived" He further states,
in the last paragraph of his communication, that the Armenians are "active and in preparation" in
Caucasia and in the east of Erzurum, Erzincan and Van
Still another Mustafa Kemal documents (see Annex 13) is a draft of a telegram sent to the Italian
representative at Alanya (south-western Turkish port in the Mediterranean), to be dispatched to the
Paris Peace Conference, the Entente Powers, the American Government and the diplomatic
representatives of the neutrals The statement refers to the "Armenian destruction of forty Moslem
villages", where a portion of the "civilian population was subjected to slaughter" and
"belongings openly sold in the markets of Kars" His report also informs the foreign
representatives that armed Armenian bands of similar make-up were preparing attacks on other regions
to be followed by similar bloodshed Mustafa Kemal forcefully protests against such aggression "
Bir mektubun daha sonuna geldik yine   Ozet olarak diyoruz ki;
Ermeni Soykirimi denilen iddialar tarihi gerceklerle karsilastirildiginda asilsiz ve yanlistir Biz
Turkiye Cumhuriyeti Devleti"nin cocuklari olarak bu iddialari kabul etmiyoruz Genelde bati
ulkelerinde Turk-Ermeni iliskilerinin sosyal ve siyasi yonleri, Turk kaynaklarina, ozellikle de
birinci el arsiv kaynaklarina dayandirilarak ortaya konulmadigi icin, bugune dek cogunlukla tek
tarafli ve Turkler aleyhine eserler ortaya konmustur
Bilinmelidir ki, Turk"un tarih boyunca ugradigi zulmu gormezlikten gelmek, hakki ve adaleti
oldurur
Ermeni propaganda ve yaygarasiyla sartlandirilmis kitleleri ve devletleri, gerceklerle yuz yuze
getirmek ve bunun icin de, asirlardir devam ettirilmek istenen Turk-Ermeni anlasmazliginin ic yuzunu
ve Ermeni teror ve mezalimini arsiv belgeleri ve tarafsiz tarihi incelemelerle ortaya koymak bizim
icin ilmi ve ulusal bir zorunluluk, bir ahlak olcusudur Unutulmamalidir ki, belgesiz tarih
yazilamaz ve olaylarin gercek yonleri gun isigina cikarilamaz
Olmayan soykirimlar ve gercek disi tek yanli katliam iddilari icin hic kimsenin birbirinden ozur
dilemesi beklenemez Kotu insanlar ve emeller yalniz irklar ve uluslar arasinda degil, ayni ulus ve
kani paylasanlar arasinda bile bir yuz karasi ve utanc olarak vardir, var olacaktir Bu konuda
bizlere dusen; kendi insanlarimiz icin bikmadan, usanmadan, sabirla tarafsiz kaynaklardan
bilgilendirme ve bilgilenmeye tesvik etme olmalidir; daha genel cercevede ve evrensel olarak; sen,
ben, bizim insanlarimiz ve diger butun insanlar icin irklar ustu, uluslar ustu degeri olmasi
beklenen sevgi ile yalniz Turk ya da Ermeni degil butun olumlerin, butun haksizliklarin, butun
adaletsizliklerin, butun nefretlerin ve kinlerin butun zamanlarda kinanmasi ve lanetlenmesidir
Bunun disinda tek tarafli olabilecek her turlu propaganda, goz boyama ve yanlis bilgilendirme bundan
boyle her zaman karsisinda ses ve tepki bulacaktir Cunku gecmisin kin ve nefretinden cok daha
tehlikelisi yine butun insanlar icin bugunun cehaleti, vurdumduymazligi ve sevgisizligidir
Sevgili Irma,
Iste yine bir baska ayriliktayiz Birgun olum ve nefret yerine sadece sevgi ve dostluk olan yazilar
ve mektuplar da yazabilecegiz Bizim baslattigimiz mektuplari insanlarimizin ve gelecek nesillerin
baris icinde devam ettirebilmesi dilegiyle, yine Dincer Sumer"in "Sandalim Kiyiya Bagli"
kitabinin bir baska sayfasindan alti cizili baska misralar mirildanarak kalemi bir kenara
birakiyorum
"bizi sual edecek olursaniz, sükür yasamaktayiz
ve su tasimaktayiz bir baris gülüne
Üzüm ezen, tütün dizen, sevda ile bez dokuyan  
düsmanliklardan, egrilerden yana degiliz
Evet, degiliz Çünkü biz
feslegensiz, meneksesiz edemeyiz "
Handan Öz
30 Nisan 1998
|