Prof. Dr. Sinsi
|
26 Ağustos 1922 Büyük Taarruz..
Başkomutanlık Meydan Savaşı ile tamamlanan sürecin sonunda; Bir MİLLETİN yeniden DOĞUŞU Tam 86 yıl önce bugün,Ebedi Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK' ün baş kumandanlığında gerçekleştirilen büyük taarruz, tarihe BAŞKOMUTANLIK MEYDAN SAVAŞI olarak geçmiştir Türkün tarihine ve dünya tarihine altın harflerle yazılmış 30 AĞUSTOS 1922 ile sonuçlanan büyük ve kesin ZAFERİN başlangıcı 26 Ağustos 1922
Bugüne bakıyoruz olağanüstü bir ZAFERLE sonuçlanan bu büyük taarruzla imkansızı gerçekleştiren, kanlarıyla-canlarıyla, ölüme meydan okumuş, kahramanlık destanlarının ötesinde olağanüstü bir savaşın galipleri olan ataların evlatları olarak nerede? ve nasıl! bir durumdayız
- Bütün kaleler zaptedilmiş, en önemli, en üst kale AB(D) Emperyalizminin , en sadık işbirlikçisi tarafından işgal edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş hatta bu tersanelerde vatandaşları kum torbası yerine kullanılarak ölüme mahkum edilmiş, yıllardır üniter yapının değiştirilmesi için bütün tohumlar başarıyla atılmış, artık atılan tohumların sonuçları toplanır hale gelmiş, ülke ve sınırlarında süregelen eşi benzeri görülmemiş haksız-kirli-çirkin bir savaşın karanlığına çekilmiş TÜRKİYE CUMHURİYETİ
- Montrö (Boğazlar) Anlaşmasıyla, kendi güvenliği ve sınır ülkelerin güvenliğinin tek garantisi olan, büyük çabalarla, diplomatik büyük bir başarı ile tüm dünyaya kabul ettirilen anlaşmanın sözkonusu olduğu denizin tüm güvenliği yerle bir edilmiş, anlaşmayı deldirtmeyiz (!) diyenlerin, Boğazlardan AB(D) donanmalarının geçişlerini utanmadan izleyen , hatta el sallayarak seyredenlerin yönettiği (!) TÜRKİYE CUMHURİYETİ
- Toplumun büyük bir bölümünün bilinçli politikalarla, insan olduğunun, vatandaş olduğunun farkında olamayan kuldan da öte, müridler yetiştirilmesi neticesi olarak cehalet-sefalet içinde; kendi kaderini tayin etme hakkının elinden alındığı, kabul edilmiş çaresizliği , yaşadığı insanlık dışı her olayın kader (!) olduğunu kabul eden, Onuru ve bağımsızlığı için “Ya İSTİKLAL, ya da ÖLÜM” diyen bir milletten artakalanların, son derece açık ve çarpıcı gerçekleri göremeyen , gözleri bağlanmışların, kulakları duymayanların yaşadığı TÜRKİYE CUMHURİYETİ
- Toplumdaki cehaletin-sefaletin sonucunda farkında olmadan onursuzluğa mahkum olanların yanı sıra; son derece bilinçli şekilde Emperyalizmin emrindeki siyasilerle işbirliği içinde bulunan insanlık onurundan yoksun liberal, dinci, bölücü kesimlerin birlikteliğinin “insan hakları, demokrasi, özgürlük” (!) naralarıyla maskelenmiş olmasının farkında olan YURTSEVER VATANDAŞLARIN bulunduğu TÜRKİYE CUMHURİYETİ
Her şey son derece açık ve net artık, dost ve düşman belirgin, yanımızda ve karşımızda olanlar ise tüm gerçekliği ile gözler önünde Büyük taarruzun 86 cı yıldönümünde, 26 Ağustos 2008’ de bizler ne yapmamız gerektiğinin her zaman ki gibi farkında, sorumluluğunda ve bilincindeyiz Tarihin bize yüklemiş olduğu görevi, bize layık olan şekilde yerine getireceğimizden dost-düşman kimsenin kuşkusu olmasın Çünkü biz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ ten ve atalarımızdan “ONURU-BAĞIMSIZLIĞI-ÖZGÜRLÜĞÜ” devr aldık, gelecek nesillere-çocuklarımıza bırakmak zorunda olduğumuz yine sadece bu gerçek değerler-kavramlardır Emenat edileni, daha önce olduğu gibi geleceğe taşımak-bırakmak ise İNSANLIK ONURU gereği bir görev ve borçtur Bütün bunlara rağmen hala BAĞIMSIZLIK-ONUR için savaşamayacaklar, ÖLÜMÜ göze alamayacak olanlar, lütfen bize ayak bağı olmasınlar, yolumuzdan çekilsinler Çünkü bizim için var olan tek gerçek;
"Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, istiklâlden yoksun bir millet, medenî insanlık dünyası karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık görülemez
Yabancı bir devletin koruyup kollayıcılığını kabul etmek, insanlık vasıflarından yoksunluğu, güçsüzlük ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir Gerçekten de bu seviyesizliğe düşmemiş olanların, isteyerek başlarına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez
Halbuki, Türk'ün haysiyeti, gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!
O halde, ya istiklâl ya ölüm!"
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
|