Yalnız Mesajı Göster

Kâbe'nin Hizmetinde Olan Sahâbî: Osman Bin Talhâ

Eski 07-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kâbe'nin Hizmetinde Olan Sahâbî: Osman Bin Talhâ



Osman bin Talhâ, Mekke'de Kâbe Kayyımlığı ile vazîfeliydi Sülâlesi câhiliye devrinde Kâbe'nin hicâbet vazîfesini yapardı, ya'nî kapı anahtarını taşırdı Peygamber efendimiz, hicretten önce Osman'ı da bizzat îmâna da'vet etti Osman:
- Yâ Muhammed! Sen kavminin dînine aykırı davranmış ve ortaya yeni bir dîn çıkarmış bulunuyorsun Doğrusu, benim sana tâbi olacağımı ümit etmen şaşılacak şeydir, diyerek îmâna gelmedi

Bir defasında Resûlullah efendimiz, îmân edenlerle birlikte Kâbe'ye girmek istemişlerdi Osman Kâbe'ye de sokmak istemediği gibi sert de davrandı

Kime isterseniz verirsiniz
Fakat Resûlullah efendimiz onun bu hareketini sükûnetle karşılayıp, şöyle buyurdu:
- Ey Osman! Ümit ederim ki, bir gün sen beni, bu anahtarı nereye isterseniz koyarsınız, kime isterseniz verirsiniz diyeceğin bir mevkide de göreceksin!
- O zaman Kureyş mahvolmuş, kıymetten düşmüş olur
- Hayır! Asıl o zaman, Kureyş yaşayacak ve kıymetlenecektir

Osman bin Talhâ, Uhud harbine müşriklerin safında katıldı Babası, kardeşleri ve akrabası öldürülünce, Kâbe'nin hicâbet vazîfesi tek başına üzerinde kaldı

Mekke'nin fethinden altı ay önce Amr bin Âs ve Hâlid bin Velid ile birlikte Medine-i münevvereye gelerek, Müslüman oldu Fetihten önce îmâna gelen Muhâcirlerin derecelerine kavuştu

Emâneti ehline veriniz
Mekke'nin fethine katılıp, Resûlullahın yanında bulundu Kâbe'nin anahtarını Resûlullaha arzetti, beraber girdiler Burada Resûlullah efendimiz iki rek'at namaz kıldı Beyt-i şerîften çıkarken, Resûlullah efendimiz, Nisâ sûresinin, ( Allahü teâlâ size emânetleri ehline vermenizi emreder) meâlindeki 58 âyet-i kerîmesini okuyup, anahtarı Osman bin Talha'ya ve amcasının oğlu Şeybe'ye verdi Ona buyurdu ki:
- Ey Ebû Talhâ evlâdı! Ceddinizden kalma olan emâneti sizde payidar ve bâki olmak üzere alınız Bunu zâlim olmaksızın hiçbir kimse sizden alamaz

Sonra, "Sana vaktiyle söylemiş olduğum şey gerçekleşmedi mi?" buyurarak Hicretten önceki sözlerini de hatırlattı O da dedi ki:
- Evet, şehâdet ederim ki, sen hiç şüphesiz Resûlullahsın

Resûlullah efendimiz o gün şöyle bir hutbe okudu:
- Va'di, sözü hak olan, kuluna yardım eden, kendinden başka kulluğa müstahak bir ilâh bulunmayan Allahü teâlâya hamdolsun Dikkat ediniz! Câhiliye devrinde değer verdiğiniz her türlü âdet ve kan dâvâsı ayağımın altındadır Bunlardan Kâbe'ye hizmet etmek ve hacılara su dağıtmak müstesnâdır

O günden itibaren hicâbet vazîfesi, Osmanlı devletinin sonuna kadar, Osman bin Talhâ'nın sülâlesinde kalmıştır

Mekke'nin fethinden sonra Resûlullah efendimiz ile Huneyn gazâsına katıldı Resûlullahın vefâtından sonra Mekke-i mükerremeye döndü Kâbe-i muazzamadaki hicâbet vazîfesine devam etti Dört Halîfe devrinde gazâlara katıldı Hazret-i Muâviye'nin hilâfeti devrinde 662 senesinde Mekke-i mükerremede vefât etti


alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla