Yalnız Mesajı Göster

Zanshin - Ruhsal Enerjinin Etkin Kullanımı İ

Eski 07-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Zanshin - Ruhsal Enerjinin Etkin Kullanımı İ



Zanshin - Ruhsal Enerjinin Etkin Kullanımı I

Zanshin'i incelemek ve onu batı terbiye sistemleri ile yetiştirilmiş kimselere anlatabilmek amacıyla ve esas olarak da bir savaş sanatı veya bir sporla ilgili değil de tamamiyle ruhsal gelişmelerle ilgili olarak hazırlanan bu yazı ve araştırma Iaido esasları çerçevesindedir

Aşağıdaki anlatılar Iaido öğretmek amacıyla yapmayıp, ruhsal gelişmeleri hedef aldığı için okuyacak olan kimselerin de herhangi bir Uzak doğu savaş sanatı öğrencisi ya da bir Iaido öğrencisi olması gerekli değildir Hatta asıl hitap edilmek istenen kimseler Iaido öğrencileri değil, Savaş sanatlarıyla ilgisiz kimselerdir Buyüzden de kendimi, yazının başına Iaido hakkında bazı şeyler yazmak zorunda hissediyorum çünkü konunun Savaş sanatları ile ilgili olmayan kimseler tarafından anlaşılabilmesi için bu kişilerin Iaido'un ne olduğunun birazcık da olsa bilmeleri gerekiyor

Iaido nedir?

Iaido, Japonya'nın geleneksel kılıç kullanma sanatıdır Iaido isminin anlamında kılıcı çağırıştıran bir söz yoktur

"İ" kanjisi (japon harfi) "Durum" ya da "Varlık" anlamlarına gelir "Ai" Uyum, "Do" ise Yol anlamındadır

Tarihsel dönemlerde Iaido'ya, Iaijutsu denilirdi Günümüzde yerine göre iki ismin de kullanıldığı görülmekle beraber yaygın isin Iaido'dur "Jutsu" Sanat, beceri anlamında bir kelimedir Daha ziyade teknik ve fiziksel uygulama ve becerileri ifade eder "Do" ise en kaba çeviri ile "Yol" anlamına gelir Tabii bu düpedüz, üzerinde yürünen yolu anlatmaz Do terbiye sistemini, felsefi ve mistik yaklaşımları, ruhsal gelişmeyi ve bunların yanısıra bir çok farklı fakat benzer kavramı ifade eden bir kelimedir Türkçe'de tam olarak bilinip, anlaşılabilen bir kavram aranırsa Do kelimesini "Tarikat" ile eşanlamlı görebiliriz "Tarik" kelimesi de de tıpkı Do gibi, yol anlamına gelen bir kelimedir Tarikat, Yollar anlamına gelir Mistik ve felsefi anlamlar ve uygulamalarla birleştirilip kaynaştırılan bütün Japon "Do" sanatlarının terbiye sistemi ve kendi konularına yaklaşımları, eğitimleri be hatta çeşitli Ryu (Ekol)'ları olması tamamen, yurdumuzdaki bildiğimiz dinsel tarikatlarla aynıdır Şu fark vardır İslam tarikatları dinsel esaslıdır Do sanatları ise Savaş sanatları esaslı olmakla beraber Budist felsefe ve ruhsal gelişme ile yakın ilişkilidir Şayet ruhsal gelişme, konsantre ve benzeri açılardan ele alırsak Iaido öğrencilerinin kılıç savurması ile Mevlevi dervişlerinin fır fır dönmeleri arasında şekilsel olarak görünür farklılıktan başka hiç bir fark yoktur

Savaş sanatları genel olarak isimlerinden ve daha doğrusu isimlerinin, batı dillerine çevrilişlerindeki gelişi güzellikten dolayı yanlış anlaşılan ve arkalarındaki derin anlamları gözden kaçırılan şeylerdir Mesela Bir Kyu do için Okçuluk dersek bilinen okçuluğun Japon kıyafet ve Yaylarıyla yapılan şeklinden başka şey düşünülemez Ne çare ki, bu isimleri başka şekilde çevirebilmek de pek mümkün değildir Bu duruma bir örnek de çok bilinen "Karate" dir "Kara" Boş, "Te" el anlamındadır Karate "Boş el" olarak çevrilir ve basit şekilde silahsız, boş elle döğüş sanatı olarak anlaşılır ve anlatılır Halbuki buradaki "Kara" içinde hiç birşey olmayan boş bir eli veya kabı ifade etmez Buradaki boşluk, Zen'deki zihinsel boşluktur Bir ruhsal ve zihinsel durumu ifade eder Zen ve söz konusu boşluk durumundan aşağıda geniş şekilde bahsedilecektir Bu açıdan bakarsak Karate isminin Boş el şeklinde değil de "Boşluğun eli" ya da "Boşluğun elleri" şeklinde çevirmek çok daha uygun olur

Aynı şey Iaido ismi için geçerli değildir çünkü şükürler olsun ki, Iaido isminin saçma sapan şekillerde çevrilmesi pek mümkün değildir Bu ismi Türkçe'de anlamı olan bir şekle çevirmemiz gerekirse, Iaido: "Varoluşla uyum, bir oluş yolu" veya "Evrensel enerji ile birlik yolu" şeklinde çevrilebilir Iaijutsu ise tabii aynı şekilde "Varoluşla ya da Evrenin varlığı ile bir oluş veya uyumlu oluş sanatı" şeklinde çevrilir Derin felsefi anlamları olan çevirme gayretlerimizi bir yana bırakır da avam arasındaki anlayış ve çeviriye göre bakarsak, bazı kimseler Iaido'yu "Kılıç çekme sanatı" ya da aslında pek doğru sayılmasa da "Hızlı kılıç çekme sanatı" şeklinde de tarif ederlerse de Iaido kılıcı çekmekten başka bilinen bütün kesiş ve savunma tekniklerini, vücut ve ayak haraketlerini ihtiva eder ve bunların hepsi de kılıcı çekmek kadar önemlidir

Iaido çalışmlarının büyük bir kısmı bir eşle değil de, tek başına yapılır Birbirlerine kombine edilmiş değişik çekiş, kesiş, oturuş ve doğruluş, kalkış, ilerleme ya da savuşturma tekniklerinden oluşan bir çok haraket serisi Iaido'nun esasıdır Hayali bir rakiple karşılaşma olan bu serilere "Kata" veya "Waza" ismi verilir Öğrenci bu Kata'ları devamlı olarak tekrarlar Teknikleri giderek daha mükemmelleştirmeye çalışır İlk başlarda tam fakat şekilsel olarak öğrenilen Katalar giderek daha derinlik kazanırlar Bir Iaido öğrencisinin aynı Kata'yı yıllarca talim etmesi ve devamlı olarak daha da derinlik kazanması mümkündür Kata çalışması yapan yetişkin bir Iaido öğrencisinin yaptığı haraketleri gerçekten yaşaması, konsantresini daima koruması, bir savaşı yaşaması ve ruhsal enerjisini açığa çıkartması gerekir Haraketlerin büyük bir kesinlikle ve düzgün şekilde yapması şarttır Her Iaido ekolünde on veya oniki katadan oluşan eşli çalışma yani iki kişinin karşılıklı olarak yaptığı kata serileri de vardır

Iaido'da da diğer bir çok Japon kökenli savaş sanatı gibi değişik Ryu'lar yani değişik ekoller vardır Her ekolün ya da Ryu'nun kendi anlayışına göre bir çok ufaklı büyüklü teknik farklılığı olabilir Kataları oluşturan haraketlerin sıralaması faklı olabilir fakat temel haraketler pek fazla değişik değildir Başka bir ifade ile teknik hep aynıdır fakat yorumlama farklıdır Burada örnek olarak dünya dinlerini kulanabiliriz Mesela, Iaido'yu bir din olarak kabul edersek, Ryu'ları o dinin değişik mezhepleri, Ryu'ların kendi içindeki ustaların, kendi aralarındaki yorum farklılıklarını da aynı mezhebin tarikatları olarak kabul edilebilir

Iaido için bir savaş sanatı ya da bir spor demek pek kolay birşey değildir Iaido eski günlerde bir savaş sanatıydı fakat günümüzde savaş sanatı olarak fazla bir değeri olmayabilir Iaido günümüzde bir savaş sanatı olarak ancak bir şekilde faydalı olabilir ki, o da askeri okullarda ya da Polis okullarında resmi bir uygulama olarak kabul edilirse ve tabii hakkı tam olarak verilerek talim edilirse, kişinin öz disiplin kazanmasına, daha sakin bir ruhsal yapı elde etmesine, beklenmedik durumlarda çabuk ve doğru tepki göstermesine, sezgilerinin gelişmesinde ve benzeri şeylerde faydalı olabilir

Iaido'yu bir spor olarak görmeye çalışırsak, bu sefer de onun tam bir spor olmadığını farkedebiliriz Tabii ki, bedensel aktivite ile uygulanan herşey bir spor olabilir ve Iaido da diğer sporlar gibi kendi adele gurubunu geliştirir, insanı terletir fakat bu genel yapının haricinde düşünsel yapısı ve fiziksel gelişme kadar ruhsal enerjiye de gerek duyması onu alışılmış spor anlayışının dışına çıkartır

Iaido'yu, son elli yıl içinde diğer savaş sanatlarının yozlaşmış yani batılılaşmış hali ile, bir döğüş sanatı olarak görebilmek de pek mümkün değildir çünkü aklıbaşında hiç kimse "Belki birisi ile kavga ederim" düşüncesi ile sırtına bir metreden uzun bir kılıç alıp sokağa çıkmaz Ayrıca Iaido'yu bir döğüş sanatı olarak görmek isteyen kimselere söylenecek bir tek şey vardır Kılıç tehlikeli ve kesici, öldürücü bir araçtır Şayet birisini kesmek için kılıç kullanmayı düşünen birisi varsa o kimsenin gidip bir tabanca alması hem daha ucuz, hem daha kolaydır Ayrıca yıllar süren talimlere ve bazıları da ağrılı sızılı yorgunluklara sebep olan çalışmalara da gerek kalmaz Aslında bu nasihat Karate, Tae kwon do, Kung fu, Judo ve akla gelen her savaş sanatını bir döğüş aracı olarak gören herkese söylenebilir

Burada güzel bir deyişten yapmam gerekmektedir Modern Judo'nun kurucusu olan Üstat Jigaro Kano demiştir ki, "İnsanın başka bir insanı yenmesi onun kendi gücünü gösterir İnsnın kendisini yenmesi Judo'nun gücünü gösterir" Bu sözü Iaido'ya uyarlayarak değiştirmemin Jigaro Kano'ya karşı saygısızlık sayılmamasını umarak şöyle söyleyebilirim "İnsanın başka bir insanı kesmesi onun kendi gücünü gösterir fakat insanın kendi ruhunu kesebilmesi Iaido'nun gücünü gösterir" Dikkat edilire görülür ki, burada insanın kendisini yenmesinden veya kesmesinden değil, kendi ruhunu kesebilmesinden söz ediliyor Bunu açıklaması aşağıdaki "Niçin Iaido çalışırız" başlıklı bölümde görülecektir

Niçin Iaido çalışırız?

Iaido hakkında kitap ya da makaleler yazan her Iaido ustasının sonunda bir gün mutlaka birşeyler yazdığı bir noktaya geldik Bu neredeyse gelenekselleşmiş duruma uymaktan kaçmanın yolu yok Herne kadar kendimi bir Iaido ustası hatta yetişmiş bir Iaido öğrencisi olarak ve hatta Iaido'yu anlamış birisi olarak dahi görmesem bile ben de, madem yukardaki kadarını yazdım o zaman, ustaların kaçamadıkları konu hakkında birşeyler anlatmak zorundayım

Yukarda Iaido'nun bir savaş sanatı yani bir askeri uygulama olarak günümüzde fazla bir değer taşımadığından bahsettik Ayrıca onun spor olarak (En azından bütünüyle spor olarak) kabul edilmesinin zor olduğu ve döğüş yöntemi olarak düşünülemeyeceğini söyledik O zaman Iaido çalışılmasının sebebi nedir ve nasıl bir pratik faydası vardır? Iaido geleneksel Japon Savaş sanatıdır Japon geleneği ise onu yaşatmak ve öğrenmek Japonların işi Bizler ya da dünyanın heryerinde Iaido çalışan kimseler Japon geleneklerinin yaşatılmasna çok mu meraklıyız? Kaldı ki biz, kendi geleneklerini bile unutmaya meyilli bir milletiz Yoksa küçük çocukların sokak aralarında kovboyculuk yeya korsancılık oynamaları gibi, Iaido öğrencileri de Samuraicilik mi oynuyorlar?

Tabii ki, Iaido çalışmak için çok akılcı nedenler vardır Bu nedenleri en belirsizlerinden başlayıp gittikçe daha ciddiye inerek aşağıdaki gibi sıralayabiliriz

Iaido çalışmaları değişik ve karizmatik birşeyler yapmak isteyen ve Savaş sanatlarından olmasa bile Uzak doğu kültüründen hoşlanan kimselere cazip gelebilir Bu gibi kimseler hem hoşlandıkları ambians içinde yaşayabilirler hem de mesela Karate veya Judo gibi sanatlarda olduğu gibi hiç kimse ile döğüşmek ya da boğuşmak, eklemlerini acıtmak veya kemiklerini zedelemek zorunda kalmazlar Özet olarak Iaido Savaş sanatlarına meraklı olmayan hatta bu gibi şeylerden özellikle hoşlanmayan kimselerin de ilgisini çekebilir

Bazı kimseler de Bıçak ve Kılıç gibi kesici ve delici aletlerden hoşlanırlar İçinde kriminal bir yapı olmadan ya da başka bir ifade ile insan kesmeye, kan dökmeye meraklı bir psikopat olmadan da Kılıç ve benzeri şeylerden hoşlanan, bu gibi şeyleri toplayan, duvarına asan bir sürü insan vardır Bu gibi kimselere Kendo ya da Batı Eskirim'i yapıp, birileri ile kılıç döğüşü yapmak çekici gelmeyebilir fakat Iaido hem böyle değildir hem de dışardan bakınca son derece asil bir görünüm sergiler

Eskiden herhangi bir Uzak doğu savaş sanatı ile ilgilenmiş ya da hala ilgilenmekte olan kimseler de Iaido'yu çekici bulabilirler Kendo yapan hemen hemen herkes de az ya da çok Iaido öğrenir Şunu söylemek mümkündür ki, "Her Iaido öğrencisi Kendo çalışmaz fakat her Kendo öğrencisi Iaido çalışır" Kendo özellikle batıya yayıldıktan sonra kılıç döğüşü olma niteliğini kaybedip, eskirim benzeri bir spor halini almıştır Bambu kılıçlar kullanan Kendocular kafa, el, önkol ve göğüs koruyucuları kuşanmış olarak birbirlerinin ellerine, bileklerine, vücutlarına ve kafalarına dokunarak puan alıp, maç kazanmaya çalışırlar Amaç maç kazanmak ve puan almak olunca da kılıç teknikleri git gide kısırlaşır ve hedefler de sınırlanır Hiç Iaido çalışmamış olan bir Kendocu ne derece yüksek dereceli olursa olsun kılıç tekniğine yabancı birisidir Buyüzden Japon Kendo Federasyonu bir seri Iaido katası (ZNKR Zen Nippon Kendo Renmei Iaido Kata ya da Seitei kata) hazırlayarak Kendocuların, tekniği yaşatabilmeleri için, bunların bilinmesini şart koşmuştur

Buraya kadar ne tür kimselerin Iaido'yu çekici bulduklarını ya da ne gibi sebeplerle Iaido çalışıldığını kısmen gördük Fakat Iaido çalışılmasının gerçek gerekliliği ve öğrencilerine gerçek kazandırdıkları bunlar değildir Iaido ile gerçekten ilgilenilmesinin iki ana sebebi vardır Aslında bunların ikisi de aynı noktada buluşurlar fakat daha iyi anlayabilmek için iki ayrı nedenmiş gibi inceliyoruz

Iaido bir Savaş sanatı, bir döğüş yöntemi, bir spordan fazla olarak bir yaşam tarzıdır Yukarda sayılan nedenlerin hangisi için olursa olsun, Iaido yapmaya başlayan ve bir süre devam eden, benimseyen her kimse zamanla bu noktaya gelir Bu noktaya gelip, Iaido'yu anlayamazsa zaten o kimse ya devam etmez ya da sanki tenis veya binicilik klübüne gider gibi arada bir uğrar ki, bunun da hiç bir sakıncası yoktur Isteyen bu şekilde de devam edebilir Belli bir noktayı aşıp, Iaido ile bütünleşebilen ya da içine giren kimseler ise hayatlarını Iaido ve Iaido prensipleri ile sürdürmeye başlayabilirler Iaido ile birlikte yaşamak içinse, elde kılıç olması gerekli değildir Gereken felsefeyi edinen ve ruhsl enerjilerini geliştiren bir kimse bunu hayatın her açısında olumlu bir ruhsal durum ve enerji olarak kullanabilirler Iaido fiziksel disiplin sağlar Bir çok tiyato oyuncusu sadece normal yürüyüşlerini daha zarif, daha kıvrak hale getirmek için Eskirim çalışırlar Iaido da bunun gibi zarif bir beden ifadesi, omurgaya dik bir duruş, fiziksel disiplin, oturup kalkma zerafeti kazandırır Kişi bunu bir defa elde edince hayat boyu yanında taşır Bunun dışında nefes kontrolü, adele esnekliği gibi şeyleri de sağlar Burada yazılanlar Iaido'nun reklamı değil onun neden yapılmak istenmesi gerektiğinin cevabıdır

Bunlardan sonra da asıl Iaido'nun altında yatan güç gelir Bu da onun felsefi yanı, Evrensel enerji ile bütünleşmesi ve bütünleştirmesidir Hakkıyla talim edilirse Iaido, Aktif bir Yoga'dır (Yoga, hangiekol olursa olsun pasif bir uygulamadır Bu ifade sadece fiziksel esneklik ve haraketlere dayanan Hatha Yoga için de geçerlidir Ayrıca burada fiziksel aktiviteden değil, zihinsel bir durumdan bahsetmekteyiz Aktif Yoga tarifi, Iaido'nun hiç bir Yoga ekolünün olmadığı bir durumda olduğunu ifade etmek için kullanılmıştır Bu konu aşağıdaki sayfalardaki "Zihnin Etkin ve edilgen durumları" ara başlıklı kısımda ele alınacaktır) Zen meditasyon'u ve Zihinsel gücü içinde taşır ki, bu yazının asıl bütünü olan aşağıdaki kısımların amacı da Iaido'nun sadece bu yanını incelemektir Iaido çalışan kimse başka kimseleri değil aslında kendi ruhunu keserek, bir terzinin kumaşı biçmesi gibi biçip şekillendirir Zamanla kendi ruhu da elindeki çelik (Ya da herhangi bir metal) kılıcı gibi olur Ruh ve kılıç bütünleşmesi aşağıda görülecek olan "Neden kılıç samuri'nin ruhudur" başlıklı bölümde detaylı olarak incelenecektir Ruhsal güçleri uyanır Hem Yoga ya da Budizm ekolleri gibi ruhsal dinginliğe ulaşır, hem de bu tür çalışmalarda olmayan bir sonuca ulaşarak enerjisini etkin, aktif bir biçimde kullanmayı öğrenir Hem bedensel, Hem zihinsel hem de spiritüel terbiyeye ulaşır Kişi kendi ruhunu keserek şekillendirirken komplekslerinden arınabilir, hayata daha iyimser ve cesur bakar, daha olumlu bir kişilik halini alır fakat paradokslarla dolu olan Iaido'nun başka bir paradoksu da buradadır ki, kişi isterse daha saldırgan ve savaşçı da olabilir

ZANSHIN

Iaido ve benzeri bir çok Uzak Doğu ve daha doğru bir ifade ile Japon kaynaklı savaş sanatı ile ilgilenen bir kimse, ilgisi ister pratik olarak o sanatı talim etme seviyesinde olsun isterse sadece entellektüel bir inceleme içinde olsun bir noktada mutlaka kendisine son derece esrarengiz görünen bir isimle karşılaşır "Zanshin" Aslında batılılar bunun fazla üzerinde durmazlar Hatta bir çok kişi Zanshin kavramını şöyle böyle anlar ve gerisine aldırmaz Batılıların bir çoğu söz konusu Savaş sanatlarını bir döğüş yöntemi veya marjinal bir spor olark kabul ederler ve işin ruhsal yanıyla da pek ilgilenmezler Bir kısım batı insanıysa Bu sanatları ruhsal bir gelişim yolu olarak kabul eder ve bu açıdan talim ederler Buna en iyi örnek Tai Chi'dir (Bununla beraber aşağıda daha detaylı olarak inceleyeceğimiz gibi, Tai Chi'de Zanshin yoktur) Iaido, Kendo, Karate, Kyudo ve Zanshin'le direk ilgili diğer savaş sanatlarını talim edenlerin bir çoğu ise Zanshin'i pek anlamazlar fakat anladıklarını zannederler Aslında belki de bu insanların bir çoğu Zanshin'i tam olarak anlatabilecek gibi bir bütün olarak anlayıp, anlatamazlar fakat içsel olarak gerçekten anlayıp, algılayıp, uyguluyor olabilirler Burada konumuz batılıların Zanshini nasıl ve ne kadar anladıkları değil, Zanshin'in ne olduğu ve daha çok da neden alaşılamadığı ya da kelimelere dökerek anlatılacak şekilde anlaşılamadığıdır

Ana konumuz, hedefimiz ve amacımız Iaido olduğu için diğer savaş sanatlrına pek fazla eğilmeden Zanshin konusunu ilk anda Iaido üzerinden ele alıyoruz Doğulu ya da batılı değişik ustalar zaman zaman Zanshin hakkında birşeyler yazmışlar ve onu açıklamaya çalışmışlardır Bu yazılanların ya da genele anlatılanların hemen hemen hepsinin yetersiz kaldığını ya da Batı'ya, dolayısıyla da batı dünyasından bize yetersiz yansıdığını görüyoruz Bazı Iaido ustalarının kitaplarında ve değişik dergilerde ya da Internette yayınlanan yazılarında Zanshin'den hiç bahsedilmediğini, Iaido'nun sadece şekilsel olarak ele alındığını görüyoruz Aslında dünyada Iaido hakkında batı dillerinde yayınlanmış fazla sayıda kitap da yok Web sayfalarında da konunun felsefi yanlarına eğilmek yerine daha ziyade bir, iki Waza'nın resimlendiğini ve tekniklerin fiziksel yanlarının incelendiğini görüyoruz Mesela Iaido hakkında hazırlanmış olan en detaylı kitaplardan biri, Nicklaus Suino tarafından yazılan "The Art of Japanese Swordmanship" isimli kitaptır Eishin Ryu ekolünün el kitabı gibi olan bu kitap mevcut bütün Waza ya da Kata'ları (Tabii sadece Eishin Ryu'daki kataları) bir bir vermekte, her haraketi şematik olarak anlatmaktadır Eishin Ryu sistemini pratik olarak bir dojo'da çalışmış, öğrenmiş olan bir kimse için mükemmel bir el kitabı ya da hatırlama kitabıdır fakat içinde Iaido'nun ruhsal yanlarını anlatan pek birşey bulunmaz

Bazı Ustalar da belki de Iaido'nun olan bir şeyini unutmuş olmamak için Zanshin'den bahsetmek gereğini duyarlar Zanshin konusunu anlatıp, izah etmeye çalışan ustaların yazı ve anlatıları ana anlatı ve fikir olarak hemen hemen daima birbirinin aynıdır Konuyu daha fazla derinleştirmeden önce, bunlara bir örnek olarak Masayaki Shimabukuro'nun anlatımını özet olarak görmemizde fayda vardır

-Savaşçı Ruhu -

Zanshin kelimesi birebir tercüme edilirse "Kalan ruh" veya "Artakalan ruh" şeklinde çevrilebilir denilmektedir Fakat genellikle şu şekilde açıklanmaktadır "Ruhunu rakibinin üzerinde yoğunlaşmış olarak bırakmak" Bu ifadelerin hiçbirisi Zanshin'i tam olarak açıklayamaz fakat onu açıklayabilmenin kolay bir yolu da yoktur Basit bir anlatımla Zanshin, zihinsel bir durumdur Sadece deneylerle anlaşılabilir ve bir defa anlaşılınca doğru izahla açıklanabilir



Bir batılıya Zanshin kavramını anlatabilmek için "Savaşçı ruhu" ifadesi kolay bir anlatım olabilir Zanshin, Savaş ruhu'nun dışarıya projekte edilişidir Rakibin hücumuna cevap vermek ve hemen ardından korku ve endişenin olmadığı sakin bir duruma girmek mental ve fiziksel hızlılık gerektirir Zanshin mümkün olan bütün kavgacılık ruhu ile sakin zihin durumunun kombinesi olan ve kendi kendisiyle çelişkili olan bir durumdur

Iaijutsu tekniklerinin talim edilişi sırasında, Kokyu temizleyici nefesleri yapılmaya başlarken Zanshin uyanır Bu an, gerçek hayattaki bir tehdit altında kalındığı anla uyumludur Zihnin bu derin durumu Çekiş ve yatay kesiş, Aşağıya kesiş, Kılıçtan kan silkelemek ve hatta kılıcı kına koymak ( Nukitsuki, Kirioroshi, Chiburi ve hatta Noto) sırasında sürdürülecektir

Noto (Kılıcı kına koymak), Zanshin'in bırakılması için çok kritik bir andır Hemen hemen herkes için, kılıcı çekerken, bir vuruşu veya kesişi bloke ederken kavga ruhunu devam ettirmek çok tabii bir durumdur Fakat bir savaşçı için en yaralanılabilir anlardan birisi de savaşın bittiği ve kılıcın kına koyulduğu andır Bu an, yaralı bir rakibin, Noto'nun orta noktasında, tam Kılıcın ucu (Kissaki) kına girince, son bir gayretle saldırması için en uygun andır Tam bu noktada iken kuvvetli ve etkili bir çekiş yapılamaz Noto'yu tamamlamaya ve yeniden çekiş yapabilmeye zaman yoktur Buyüzden Kan silkeleme (Chuburi) ve kılıcın kına geri koyuluşu (Noto) anları, Zanshin'in en güçlü olması gereken anlardır

Noto yapılırken, Kabza bariyerinin (Tsuba) sol ele temas ettiği anda Zanshin duygusu çok güçlü olmalıdır çünkü kılıç hala tam olarak Kında (Saya) değildir Tsuba, Saya'ya tam olarak intibak edip,Habaki, Kouguchi'ye sıkısıkıya oturmadan Kılıç kına girmiş sayılamaz Sonuç olarak, sağ el Kabza dibine (Tsukagashira) kaydırılana kadar (Sağ elin, kılıç kına tamamen yerleştirildikten sonra kabzayı bırakıp, kabza dibine kaydırılması Eishin Ryu ekolüne has sembolik bir el jestidir) Zanshin devam ettirilmelidir

Rakip safdışı bırakıldıktan sonra Zanshin'e çok fazla dikkat ayrılır Bundan dolayı da pekçok kişi Zanshin hakkında yanlış fikir edinir "Kalan ruh" çevirisi ile Zanshin'in sadece kavgadan sonra kalan savaş ruhunu gösterdiği zannedilir Zanshin Kan silkeleme sırasında (Chiburi) ve kılıcın kına sokulmasında (Noto) çok dikkate değerdir ki, bunlar da aslında savaş sonrasıdır, halbuki Zanshin tekniğin başladığı anda var olmalıdır

Söz konusu zihinsel durumu tarif için basit bir yol yoktur ve o ancak devamlı çalışılarak var edilir Eski Samuri'ler için Zanshin'i talim etmek kolaydı çünkü onların çalışmalarında çok gerçekçi olan imkanlar vardı Modern Samuri'ler için ise, Zanshin'i geliştirebilmek için önce biraz imajinasyon geliştirmek gerekir Visualizasyon bir çok kişinin Savaşçı ruhunu talim edebilmesine ve geliştirebilmesine yardımcı olabilir Iaijutsu teknikleri çalışılırken bir rakiple yüzyüze olunduğunu imajine etmekle gereken mental duruma daha rahat girilir

Zanshin hakkındaki son şey de şudur O, Iaijutsu'num her açısının altında yatar Bütün fiziksel tekniklerin arkasındaki itici güçtür

Yukardaki anlatım dikkatle gözden geçirildiği takdirde fark edilir ki, Zanshin sadece dış açıdan anlatılmış ve sadece, "Zanshin diye bir şey vardır" denilmiştir Bunun dışında Zanshin gerçekten nedir, Nasıl kullanılır, Ne şekilde geliştirilir? gibi sorulara hiç dokunulmamıştır Shimabukuro'nun yukardaki açıklamasına benzer açıklamalardan dolayı da, Iaido ile ilgisi olan ya da olmayan kimselerin kafasında, aşağıdaki yanlış düşünceler uyanır

"Zanshin insanın bir tür bir ruhsal durumudur Öyle bir şeydir ki, kişi kendi bilinci, isteği ve konsantresi ile kendisini o duruma sokar Bir tür rol oynar ve kendi kendisini de oynadığı role inandırır Kişi konsantre olur, bütün dikkatini rakibinin üzerinde yoğunlaştırır, rakibinden başka herşeyle zihinsel ve hatta görsel ilgisini keser Kendisini, rakibini keseceğine inandırır Bir dreceye kadar ilkel ve yırtıcı güdülerini uyandırır Bu konsantre durumunu da gerçek bir rakiple çarpışma ya da tek başına yapılan Kata bitene kadar muhafaza eder Bu arada yüzünü de ezip, büzerek kararlı ve korkunç bir döğüşçü yüz görünümü takınır Başka bir ifade ile savaş içindeki bir savaşçının yüz ifadesinin taklidini yapar ama yaparken kendisini de yaptığı taklide inandırır Tabii bu durumda onun kararlı ve sert yüz ifadesi rakibinin motivasyonunu bozarak onu sindirir Ayrıca rakibin hücum ve karşı hücumları dikkat altında tutulur"

Yukardaki ifade aslıda tamamiyle yanlıştır Çünkü Zanshin, oynan bir rol, kendi kendini birşeye inandırmak, sadece dikkatini rakibin üzerine toplamak ve yüzünü buruşturmak değildir O, neredeyse maddesel olan bir gerçektir En doğru ifade ile Zanshin'in tarfifi aşağıdaki gibidir

"Zanshin, savaşçı ruhu (Haleti ruhiyesi) veya Savaş ruhu değildir Zanshin psikolojik değil ruhsaldır Zanshin tam olarak kişinin ruhsal enerjisinin rakibi bir zarf gibi kapladığı, içine aldığı, bir durum, bir ruhsal enerjinin kullanım şeklidir İki savaşçı karşılaşınca önce onların Zanshin'leri kapışır ve birisi bastırılınca enerji alanı rakibin zihinsel aktivitesini dumura uğratır, onu bir miktar fiziksel uyuşukluğa ya da şaşkın veya sarsak fiziksel duruma sokar Zanshin rakibin, fiziksel bedeni gibi ruhsal enerjisini de aynı zarfın içine alarak bastırmak, kısıtlamak, haraket edemez hale getirmektir"

Pekiyi bu ruhsal enerji sözü ile ne kastetmekteyiz? Bu enerji Sadece Iaido'ya has bir şeymidir? Nasıl uyandırılır ve nasıl geliştirilir? Sadece Japonya'ya has bir ruhsal yapımıdır Batı dünyası ve Orta dünya yani bizim ülkemizin de içinde olduğu Orta doğu, bu enerjiden haberdarmıdır? Bütün bu sorulara cevap verebilmek için konuyu Iaido'dan biraz uzaklaştırarak ilk bakışta Iaido'ya ve Zanshin kavramına yabancı zannedilecek bazı şeyleri incelememiz gerekmektedir

Aşağıdaki konular hem ilgisiz, hem gereksiz ve hem de çok uzun görülebilir fakat Chi, Ki, Tai Chi, Zen Budizim ve benzeri bir çok şey iyice anlaşılmadan zihnin edilgen hali tam olarak anlaşılamaz Zihnin edilgen hali hakkında tam bir fikir sahibi olunmadan, Zihnin etkin hali bilinemez Zihnin etkin hali bilinmeden de Zanshin anlaşılamaz Ayrıca Iaido'nun, Zihnin etkin ve edilgen durumlarını nasıl kullandığı anlatılamaz

Aşağıdaki bölümlere geçmeden önce söylenmesi gereken son şey de şudur: Yukarda görülen, Üstad Shimabukuro'nun Zanshin tarifi eleştirmek için ele alınmadı Usta'nın yanlış fikirler verdiği ya da konuya tam olarak hakim olmadağı da vurgulanmak istenmedi Burada anlatılmak istenen şey sadece, zannımıza göre, batı dillerine Zanshi'i anlaşılır şekilde çevirmenin zorluğu ve daha da önemlisi konunun karmaşıklığı, uzunluğu, anlayabilmek için daha pek çok şeyin bilinmesinin gerekmesi gibi şeylerden dolayı Zanshin hakkında bazı şeyler söylemeye çalışan ustaların fazla derine inmeye gerek görmedikleridir

KI VEYA CHI

Hem Zanshin'i tam olarak anlamak, hem de en azından neyin içinde olup, ne olmadığını anlayabilmek için Chi veya Ki sözünün ifade ettiği kavramı anlayabilmemiz gerekir Chi ve Ki kelimeleri aslında aynı şeyi anlatırlar Chi eski Çince, Ki Japonca'dır Burada ikisinin birden kullanılmasının sebebi her iki kelimenin de dünyada çok yaygın olmasıdır Türkiye'de bile Chi'yi bilip, Ki'yi hiç duymamış, Ki'yi bilip, Chi'yi hiç duymamış insanlar vardır Kelimenin ya da daha doğru bir ifade ile ismin özgün şekli Çince Chi'dir Zen Budizm, Kung Fu ekolleri, spiritüel felsefeler Çin'den, Japonya'ya geçtikten sonra zamanla Japon'ların telaffuzlarına uyarak Chi sözü değişti Bu durum tıpkı Farsça "Merdübaan" kelimesinin, Türkçe'ye geçtikten sonra "Merdiven" şeklini alması gibi bir durumdur

Chi, Evren'in her yanını dolduran enerjidir Herşeyle diğer herşey arasında Chi vardır Uzay boşluğu da boşluk değildir Aslında Chi ile doludur Yıldızlar ve galaksiler arasında da Chi vardır Elimizin parmakları arasında, çevremizde hatta ciğerlerimizde Chi vardır Chi evrensel enerjidir, aynı zamanda evrenin kendisidir Burada "Evren" derken sadece bildiğimiz evreni de kastetmiyoruz Var olduğu iddia edilen değişik boyutlarıyla bütün alemleri kastediyoruz Chi hayattır ve hayatı sürdüren enerjidir Onun kendisine has bir zeka ve bilinci de vardır fakat bu zeka ve bilinç bizim algılama sınırlarımızın ötesindedir Kendisine has bir durumdur Hayatımızı sürdürürken evrensel uyuma ters düşmemek, daha gelişmiş bir varlık olabilmek ve üstün bilince ulaşabilmek için Chi ile ve onun devamlı olarak devinen akımlarıyla uyum içinde yaşamalıyız Taoist felsefe ve yaşam biçiminin özü tamamen Chi ve yukarda bahsedildiği gibi Chi ile uyumlu olmak üzerine kuruludur Taoist felsefenin tam olarak ele alınması, anlatılması buradaki konumuzun dışındadır ve zaten bu çok uzun bir konudur fakat konumuzun gereği kadarını da, yarım yamalak bile olsa, ele almak da gereklidir

Taoizm çok çok eski bir felsefedir Burada felsefe sözü tabii ki, hafif kalmaktadır Taoizm hayatın tamamına etki yapan bir yaşam biçimidir fakat burada anlatım kolaylığı için felsefe deyip geçmeyi daha uygun buluyoruz Taoizmin ilk ortaya çıkış şekli bir sürü efsaneye konu olmuştur dolayısıyla onun gerçek kökeni ve geçirdiği aşamalar hakkında gerçeğe yakın birşeyler söylememiz mümkün değil Bilinen en kesin şeyler, onun çok çok eski olduğu, Konfiçyüs'ün de Taoizmin bazı açıları ile ilgilendiğidir Hatta Konfiçyüs, Taoist felsefenin bir ürünü olan ya da Taoizm ile kaynaşıp, onun bir parçası gibi görünen Yi King (Ya da I Ching) için de bir seri yorum yazmıştır Daha sonraki dönemlerde bir imparator Taoizmi ve kendisinden önceki bütün felsefi ekolleri yasakladı ve Taoist rahipler sıkı takibat altında tutuldular Ele geçirilebilen bütün Taoist tekstler imha edildiler ve Yi King sadece Konfiçyüs'e duyulan saygı yüzünden bu katliamdan kurtuldu

Tekrar Chi kavramına dönersek, Chi, Taoizmin bir ürünü değildir Tersine Taoizm Chi ile uyumlu olmak adına kurulu bir felsefe, din, mezhep, tarikat ve/veya yaşam biçimidir Chi'yi duyabilmek, onun içinde onunla uyumlu olabilmek için tasarlanmış ve zamanla gittikçe gelişmiş bir çok pratik etme yöntemi de vardır Aslında hemen hemen herşey Chi ile bütünleşmek amacıyla kullanılabilir Seks, yemek yemek, yürümek hemen herşey zihinsel boşluk sağlamak ve Chi'yi önce idrak edebilmek, sonra onu istek doğrultusunda kullanabilmek fakat aynı zamanda ve aslında onun istek ve doğrultusunda yaşamak için kullanılabilir Mesela chi ile bütünleşmek için bir tür meditasyon yaptığımızı düşünelim Zihinsel boşluğu sağlamaya çalışarak bir masaya oturuyoruz Önümüze bir tabaka beyaz kağıt koyup, elimize de bir kalem alıyoruz Düz beyaz kağıdın üzerine boydan boya birbirine paralel çizgiler çizmeye başlıyoruz Kesin ve düşünmeden yapılan haraketlerle çizilen çizgilerin tam olarak, sanki bir cetvelle çizilmiş gibi düz olmaları istenmektedir Zihin gerçekten boşalınca ve yapılan iş düşünülmeden yapılmaya başlayınca istenilen düzlükte çizgiler ortaya çıkmaya başlar İşte bu durumda Chi akımlarıyla uyumlu davranılmaya başlanılmış demektir Çizgiyi çizen ve tabii kolumuzu kağıt üzerinde haraket ettiren şey bizim bilinç ve komutlarımız değil, Chi akımıdır

Burada hemen belirtmek gerekir ki, yukarda anlatılan çizgi çizme yöntemi bilinen bir çalışma tarifi, tavsiye ettiğimiz bir yöntem değildir Bu sadece konuya örnek verebilmek için hemen uydurulmuş bir anlatımdır Fakat gene de belirtmek gerekir ki, bir fırçanın yaptığı şekil, bir kalemin çizdiği düz çizgiler, bir vazoya düşünmeden, konsantre halinde yerleştirilerek artistik bir tasarım oluşturan çiçekler, bir müzik aleti ile, herhangi bir notaya bağlı olmadan irticali olarak yapılan empravizasyon ya da bizdeki ismiyle taksim, ve bir kılıcın rakibi kesmesi aynı şeydir Şekilsel olarak arada büyük farklılıklar olabilir fakat öz aynıdır Başka bir anlatımla, Shaolin rahiplerinin bakır bir gonga yıllarca tek bir teknik kullanarak yumruk atmaları, ya da Kung Fu yapmaları ile bizdeki Mevlevi dervişlerinin Sema ayinlerinde fırfır dönmeleri ya da Tibet rahiplerinin dua değirmelerini döndürerek mantra söylemeleri aynı amaca hizmet eden, aynı çalışmadır Hiç bir farklılık yoktur

Alıntı Yaparak Cevapla