Yalnız Mesajı Göster

Zanshin - Ruhsal Enerjinin Etkin Kullanımı İ

Eski 07-17-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Zanshin - Ruhsal Enerjinin Etkin Kullanımı İ



Kılıç neden Samurai'nin ruhudur?


Japon kültürü ile şöyle böyle ilgilenen bir kimse, kendisi, Iaido ve benzeri savaş sanatları ile hiç ilgili olmasa bile bir yerde, bir şekilde mutlaka, Kılıcın Samurai'nin ruhu olduğunu, Samurailerin buna inanıp, kılıcı ruhları olarak gördüklerini duymuştur


Bu olgu böyle alınır ve olduğu gibi bırakılıp geçilir Sadece Samurai düşüncesinin bir ürünü, samurainin kılıcına saygısının belirtisi olarak görülür Halbuki dış görünümün ardında çok daha derin anlamlar vardır İnsanların çoğunda belli tarihlerden önce yaşamış olan insanları aptal ve son derece cahil, ilkel hurafeprest olarak görmek eğilimi vardır Hele batılılar, II Dünya savaşından sonra Japonya'yı yarım yamalak tanımaya başladılar Ama kafalarının içinde onları genel olarak aşağılıyorlardı Savaşı kendileri kazanmışlardı Demek ki efendi onlardı ve savaşı kaybeden Japonların da bir çok şeyi ilkel ve cahilce olabilirdi O zaman yerleşen anlayışlar daha sonra bu bakış açısı değişse de, yüzeyselliklerini korudular Kılıç konusunda da kılıcın Samurainin ruhu olarak kabul edilmesini olduğu gibi alıp, duygusal ve romantik bir yaklaşım olarak gördüler Tabii doğu ile ilgili bilgi ve yaklaşımlar bize de batının süzgecinden geçerek geldiği için bizde de aynı yüzeysel anlayışla ele alınmışlardır


Yukarıdaki bölümlerin birinde de söylendiği gibi eskinin insanları bizden sadece teknolojik olarak geriydiler Otomobil ve televizyon yapamıyorlardı Hatta Ozon tabakasını yırtmaya bile muvaffak olamamışlardı fakat bu kimseler cahil değildiler Hele aptal hiç değildiler Aynı dönem içindeki Avrupalıların ve Amerikalıların rüyalarında bile göremeyecekleri kadar uygardılar


Şimdi şöyle mi düşünmek gerekir? Samurai'ler ve hatta bütün Japonlar o kadar aptaldılar ki, doğdukları zaman ruhlarının olmadığına inanıyorlardı Büyüyüp Samurai olunca da "Eh bu güne kadar ruhum yoktu Bari kendime bir ruh satın alayım" deyip, gidip bir kılıç alıyorlardı Bir kılıç savaş veya eğitim sırasında kaçınılmaz şekilde bir gün kırılabilir Böyle bir şey olduğu zaman Samurai "Aman ruhum kırıldı, gidip başka bir ruh alayım bari" şeklinde mi düşünüyordu?


Hiç kimse bu açıdan düşünmeye bile gerek görmedi ve fikir genel tarafından olduğu gibi alıp, otantik ve romantik bir inanç, bir hurafe olarak kabul edildi Halbuki benzeri herşeyde olduğu gibi bu inancın da arkasında bazı derin şeyler vardır


Şimdi Japon kılıç geleneğini bir yana bırakarak Orta çağ Avrupa'sına bir bakalım Yurdumuzda sinemaya gitme imkanı bulan hemen herkes "Yüzüklerin efendisi" isimli filmi gördü Sinemaya gitme imkanı olmayanlar ya da fantastik filmlerden hoşlanmayanlar da çeşitli Tw programlarında filmle ilgili bir sürü şey gördüler Söz konusu filmdeki büyücüler ve onların kendi aralarındaki savaşlar bir çok kişinin ilgisini çekti Herkes bu büyücülerin koca koca asalar taşıdıklarını ve bu asaları değişik şekillerde enerji yönlendirmek için kullandıklarını gördü Tabii ki, filmin herşeyi fantastik bir hikayeden kaynaklanıyordu fakat bir çok şey gibi büyücülerin davranış tarzları ve enstrumanları da tarihten alınmış ve sinematize edilerek abartılmış şeylerdi


Gerçekten de Ortaçağ Grimoire'larını yani büyücülerin kendi tecrübe ve uygulamalarını yazdıkları çalışma notları kitaplarını incelediğimiz zaman Asa'ya büyük önem verildiğini görürüz Bu insanlar kendi inançları doğrultusunda mesela bir cismi manyetize ederken, kutsar veya lanetlerken hep asalarını bir namlu ya da bir yönlendirici olarak kullanıyorlar Kendilerini kötü etkilerden korumak için zemine bir daire çizerken bunu asalarıyla yapıyorlar Günlük hayatlarında asalarını yanlarında taşıyorlar ve kendilerinden başka kimsenin dokunmasına izin vermiyorlar Gerçi yaptıkları şeyler filmlerdeki gibi muhteşem görselliğe sahip değil Asalarıyla işaret ettikleri cisimler öyle hemen havalanıp uçmuyorlar Hatta çoğu zaman gözle görülür bir tezahür de olmuyor fakat gene de bu kimseler yaptıkları şeyleri bir şekilde ruhsal enerji yönlendirmesi olarak yapıyorlardı Bu işte kullanılan araç da "Asa"larıydı


Majikal asaların yapımı için değişik ağaçlar tercih edilirdi Bu durum ekole göre değişirdi Mesela Drüidler için kutsal ağaç Meşeydi Bazı yerlerde Ardıç bazı bölgelerde de Dişbudak ağacı tercih edileblirdi Daha köksüz tam Ortaçağ döneminin ortalarının Avrupa majisyenleri fındık ağacını tercih ederlerdi Bu asa geleneği kutsal kitaplara kadar girmiştir Mesela Musa'nın asası ve benzeri şeyler Tevrat, Incil ve Kur-an'da söz konusu edilirler


Tabii gerek tarihi büyüsel belgelerde, gerekse masallarda bol bol, sihirli kılıçlardan da bahsedilir sonuç olarak hepsi aynı kapıya çıkmaktadır Gene Islami tarikatlara ve İslami Havas'a dönersek (Havas: İslami büyücülük geleneği Yahudi Kabalası ve Islami tasavvuf karışımı birşeydir Kabala'dan çok etkilenmiştir Büyücülük denilince akla gelen şarlatanlıklardan çok daha derin anlamları olan yarı tasavvuf yarı büyü karışımıdır)


Bilindiği gibi bu sistemlerde tespih kullanılır Tespih, yapılan zikirlerde sayısal bütünlüğü sağlamak için kullanılan bir sayma aracıdır Devamlı zikir ve majikal uygulama yapan kimselerin uzun zaman kullandıkları tespihlerde belli bir manyetik akım biriktiği bilinir Hatta ruhsal enerjisi güçlü birisinin uzun zaman kullandığı bir tespih küçük bir çocuğun ya da zayıf birisinin boynuna gerdanlık gibi takıldığı zaman kişinin ya da çocuğun bunaldığı, uykusunun geldiği ya da aptallaştığı gözlemlenmiştir Tabi böyle bir manyetik birikimin olabilmesi için kullanılan enstrumanın yani Asa veya tespihin organik bir cisim olması gerekmektedir Yani Tahta veya kehribar veya zeytin ya da hurma çakirdeği tespihler, tahta asalar Plastik malzeme manyetik etki taşımaz Buna karşılık demir ve çelik zaten doğal olarak mıknatıs etkisine sahip olan şeylerdir ve burada söz konusu olan ruhsal enerjiyi de mükemmelen özümseyebilirler


Şimdi kullanılan bu gibi enstrumanları bir yana bırakarak enstrumansız yapılan bir iki uygulamaya bakalım Şifacı medyumlar hasta kısmın ya da bütün bedenin üzerinden, bir, iki santimlik mesafeden ellerini geçirerek şifa verirler Enerjinin ellerden, hastaya aktığına inanılır Konuyu bilmeyen ya da inanmayanlara şaşırtıcı gelecek bir şey de şudur: Bu şekilde tedavi edilen hastaların çoğu, gözleri kapalı olsa da, hiç bir medyumsal yanları olmasa da, vücutlarında duydukları basınç veya ürperti ya da ısınma ile şifacının ellerinin vücutlarının hangi bölgesi üzerinde olduğunu anlarlar


Değişik batılı ve doğulu araştırmacı ve deneyci yazarların ruhsal enerjinin deşarj edilişi yani etkin kullanımı hakkında yazdıkları makele ve kitaplar ile görücü medyum olan ya da en azından öyle olduğunu iddia eden kimselerin anlattıklarına göre, yukarda enerji beden dediğimiz ruhsal enerjinin ya da Kinetik enerjinin insan bedeninden bir hedefe doğru uzaması, bedenin çıkıntılı yerlerinden daha yoğun şekilde olmaktadır Önce eller, sonra gözler ve bundan sonra da omuz başları, dizler, ayak uçları gibi vücut çıkıntıları enerjiyi yönlendirmektedir Bu gibi bir aktivite içinde bulunurken elde tutulan bir cisim, bir sopa, bir bıçak veya kılıç, hatta bir kalem enerjiyi daha güçlü yoğunlaştırmaya ve bir namlu gibi daha iyi yönlendirmeye yaramaktadır Bu durumda Ortaçağ majisyeninin elindeki asanın da bir yönlendirici olduğu anlaşılmaktadır Büyücü, kendisi ne zannederse zannetsin elindeki asa sihirli bir güce sahip değildir Onu manyetize eden şey herhangi bir tanrının ya da demonun kutsayıp güç vermesi değil, bizzat kendisinin asayı imal edişi sırasında ve kutsama törenleri ile verdiği, daha doğrusu üzerine yüklediği kendi kinetik enerjisidir


Bu şekilde, cisimlere enerji yüklenmesine dair en iyi örnek de batı terminolojisinde Amulet ismi verilen büyü objeleridir Amulet uğur getiren ve koruyan bir majikal objedir Bizdeki benzer karşılığı mesela nazar boncuğu olabilir Amulet ismi verilen şey herhangi birşey olabilir Bir boncuk, anahtarlık, kalem ve akla gelen herşey Onu hazırlayan kişi bir süre elinde tutar ve üzerine yoğunlaşıp, enerji yüklediğini düşünür ve yükler de Tabii burada kişi derken Ortaçağ büyücüsünü kastediyoruz


Gene Samurai ve Kılıca dönersek Zanshin konusunun anlatılışı sırasında savaşçının kendi ruhsal enerjisini yoğunlaştırıp, rakibinin üzerine gönderdiğini söylemiştik Tabii ki, bu işlemdeki en önemli yönlendirici savaşçının gözleri ve arkasında durup gard aldığı kılıcıdır Kılıç bazı istisnai durumlar haricinde daima rakibe doğrudur Savaşçı farkında olsa da olmasa da enerji, kılıcı namlu olarak kullanmaktadır Ya da en yoğun şekilde kılıç üzerinden akmaktadır Bu durumda zamanla kılıç, sahibinin enerjisi ile dolmaktadır Bu kişisel enerji ile manyetize ediş, sahibi kılıcı kullanmaya devam ettiği sürece yıllarca artar Bu durumdaki bir kılıç kısa bir zamandan beri kullanılıyor olsa da bir kılıç olduğu kadar bir majikal enstruman ve sahibinin ruhsal enerjisinin bir parçası olur


Bu durumdaki bir objeye ki, bu kılıç değilde yukarda anlatıldığı gibi bir asa da olabilir, savaşçı veya büyücü farketmeksizin bu durumdaki bir objeye sahibinden başkası dokunmamalıdır Yabancı dokunuşlar hem kılıç veya asanın üzerindeki enerjiyi dalgalandırır ve kullanılırlığını bozar hem de dokunan kimsenin kendi dengesini bozabilir Söz konusu obje bir Samurainin kılıcı ise, Samurai kılıcını yanından asla ayırmak istemez Çünkü ondan uzak olduğu zaman kılıcın enerjisinin azaldığını hisseder


Son olarak şunu söylemeliyiz ki, bir cismin mesela bir kılıcın savaşçı tarafından manyetize edilmesi, yukarda bahsettiğimiz Ortaçağ Avrupa'sı büyücüsünün asasının manyetize edilişinden çok daha kolaydır Çünkü Samurai enerji deşarjını yani Zanshin uygulamasını hiç bir büyücünün sahip olamayacağı kadar motive edici bir ortamda yapmaktadır Kendisinin veya rakibinin ölmesinin söz konusu olduğu bir ortam Yaşamak ve ölmek arasındaki sınır


Şimdi artık, Zanshin ve spiritüel güçleri geliştirmek için kullanılan bazı çalışmaları görebiliriz Samuri'lerin ve Ninja'ların uyguladıkları bir konsantre ve çalışma yöntemi vardır Bu yönteme yanlış olarak "Kuji Kiri" ismi verilir Aşağıda da göreceğimiz gibi Kuji kiri farklı bir şeyi anlatır



Ninja büyüsü - Kuji No In ve Kuji kiri


Eski Japonya'daki mistik uygulamalar ve ruhsal enerjinin etkin kullanım yöntemleri batı dünyasında hem çok fazla bilinir hem de çok az Bu büyüsel uygulamalardan en fazla bilinenleden birisi de Kuji In ya da Kuji No In ve Kuji Kiri'dir Burada evrensel ve kişisel enerjilerin bütünleşip, etkin kullanılmalarına en iyi örnek Kuji In'dir Batı dillerine "Dokuz el kesmesi" gibi acayip bir isimle çevrilmiştir Tabii bu isim Kuji Kiri açısından bakarsak haklı sayılabilir Aşağıda çok kısa olarak göreceğimiz Kuji Kiri, sağ elin iki parmağının, bıçak gibi kullanılması ile de yapılan bir uygulamadır El kesmesi tabiri buradan çıkartılmış olabilir Buna karşılık asıl ilgi alanımız olan Kuji In'deki el jestleri diyebileceğimiz, iki elin kombine olarak yaptıkları mistik haraketler ve kenetlenmeler kesişe benzemezler Kuji Kiri ve Kuji In genellikle batılılar tarafından birbirine karıştırılırlar Hatta Ninja'lar hakkında yazılan bazı yalan yanlış makalelerde veya kitaplarda da Kuji In'den bahsedilirken ve Kuji Kiri'den hiç söz edilmezken genel başlık olarak "Kuji Kiri" isminin kullanıldığı olmuştur


Kuji In batıda hem çok bilinir hem az Bir çok filmde bu el hareketlerinin yapıldığı, sesli olarak mantralar telaffuz edildiği görülür Filmler, çizgi filmler romanlar ve daha bir çok şey Kuji In'i bir aksesuar olarak kullanırlar fakat onun hakkında tamamlayıcı açıklama çok azdır Kuji In ve Kuji Kiri hakkında yazılan bazı kitaplar da vardır fakat bunlarda da, ya bazı safsata sayılabilecek bilgiler ya da Budist uygulamalar vardır Dişe dokunur bilgi taşıyan kitap sayısı oldukça azdır Bu kitaplar da genellikle batılılar tarafından yazılmış şeylerdir İşin en zor tarafı, söz konusu kitapları yazan kimseler de Kuji In ya da Kuji Kiri ile ya budizm açısından ilgilenen ya da Savaş sanatları açısından bakanlardır Yazarlar arasında Okült açıdan bakan veya ruhsal enerjinin etkin kullanımının uyandırılması açısından düşünen azdır


Kuji In yukarıdaki başlıkta Ninja büyüsü olarak belirtildi fakat bu, genelin onu günümüzde böyle tanımasından dolayıdır Bu da bir yanlış bir fikirdir Kuji In feodal dönemlerde Samurailer tarafından da geniş ölçüde kullanılmıştır Mesela Yagy Shinkage Ryu ve Tenshin Shoden Katori Shinto Ryu'nun Kuji Kiri ve Kuji In talim ettiklerine dair kayıtlar vardır


Kuji In ve Kuji Kiri Ninja ve Samurai'nin mistik güçlerini başka bir ifade ile ruhsal enerjisini uyandıran ve güçlendiren el jestleridir Bu el jestleri esas olarak Seksenbir tane olmakla berber en fazla bilineni ve önemlileri Dokuz tanedir Bu haraketlerin kaynağı tam olarak bilinmemektedir fakat bazı kaynaklar onların, Japonya'ya ilk defa, Tantrik Budizm ekolleri olan Shingon ve Tendai Mikkyo'nun girişleri ile geldiklerini söylerler


Budizm'in bir çok şeklinde Mudra ismi verilen el jestleri meditasyon sırasında kullanılır Hemen hemen bütün Budha heykel ve tasvirlerinde de Budha değişik el jestleri ile gösterilir Bu haraketlerin hepsinin birer anlam ve özel güçleri vardır Tantrik Yoga ve Tantrik Budizm'de ise Mudralar da, meditasyon ya da fiziksel uygulamalar gibi ayrı bir tapım şeklidirler Budizm'in herhangi bir şeklinin Japonya'ya girişinden sonra Mudra'ların da girmesi zaten kaçınılmaz bir şeydi


Gene de şunu belirtmekte fayda vardır Burada söz konusu olan dokuz el jesti yani Kuji In, anlam olarak benzerlikler taşısalar da Budist ekollerin uygulama sebeplerinden oldukça farklı amaçlar taşırlar Bazı el jetslerinin de özgün budist uygulamaların tersi olduğu görülebilir Japonlar ve daha doğrusu Ninja ve Samurai'ler esas olarak ruhsal enerjinin edilgen kullanım şekli olan Budist uygulamaları kendi temayül ve anlayışlarına göre zihnin ya da ruhsal enerjinin etkin kullanım haline çevirmişler ve zihinsel dinginlik kadar saldırgan bir yapı da kazandırmışlardır


Kuji In ve Kuji kiri arasındaki farklılığa gelince Kuji In ve Kuji Kiri aslında çok yakın ilişkilidirler Kuji In, evrensel enerjinin dokuz seviyesini davet etmeye hizmet eder Zihni bu güçlere odaklar ve kişisel enerjiyi bu güçlerle birleştirerek aktive eder Kuji Kiri ise Türkçe'ye kabaca Muska, Vefk, Tılsım (En uygunu Tılsım'dır) şeklinde çevirebileceğimiz pratik büyücülük şekline benzer bir uygulamadır


Kuji In uygulandığı zaman yapılan şeyin dış görünümü, iç anlayışa göre daha az önemlidir Dokuz el haraketinin herbirinin kendisine has bir ismi, majikal anlamı, mantrası ve tarifi varır Bunlar aşağıda görülmektedir Kuji In ile çağırılan ya da daha doğru bir ifade ile uyandırılan güçlerin gelişmesi ve gerektiği anda uyandırılması için sadece bu el haraketlerinin yapılmasının yeterli olacağını ya da bir savaş sırasında Samurai veya Ninja'nın silahını bırakıp bu el haraketlerini yapıp konsantre olacağını düşünmek safdillik olur O zamanın insanları teknolojik olarak bizden ilkeldiler bunu kabul edebiliriz fakat bizden aptal değillerdi Üstelik ölüm ve hayat arasındaki ince sınırda duran bu kimselerin döğüş sırasında bu gibi şeyler yapacağını akla getirmek bile zordur Kuji In normal meditasyon halinde ellere gerekli pozu aldırarak ve mantrası tekrlanarak çalışılır ya da söz konusu enerji ile senkronize olunur Tabii savaş öncesi kısa bir zaman ayırıp birer defa yapılmaları ve bu şekilde bazı zihinsel kilitlerin açılması da olasıdır Hatta bu minik ayin ya da tören savaş hazırlıkları tamamlanıp, evden çıkmadan hemen önce de yapılabilir Batı dünyasında bu durum Majikal Kişilik veya Majikal Persona olarak bilinir



Majikal Persona


Majikal Persona Batılı okültistler ve hatta Psikologlar tarafından bilinen bir durumdur Majikal sanatlarla ile ilgilenen birisi belli bir çalışma yapmak isterse önceden bazı uygulamalar yapar Mesela Müslümansa abdest alır Önceden bir kaç rekat namaz kılar, bohurlar yakar, Batılı bir majisyense cüppeler giyer, özel yapılmış asalarla yere daireler ya da majikal işaretler çizer ve benzeri aktivitelerde bulunur Aslında pratik açıdan bakılırsa yapılan bu uygulamaların hiç bir etkisi yoktur Önemli olan kişinin oturup zihinsel konsantreyi sağlaması ve ne yapacaksa yapmasıdır fakat kişi yaptığı işi bu şekilde öğrenmiştir ve yaptığı ön hazırlıkları yaparken bilinçaltında bunları yaparak kendisini hazırladığına ve istediği enerjiyi çağırabileceğine inanır "Bunları yaptım, öyleyse istenilen şeyi başaracağım" inancı


Yapılan ön çalışmalar sadece motive edici şeylerdir fakat kişi bunu bilmeyebilir Aynı şeyi mesela bir Iaido öğrencisi için de söylemek olasıdır Hakama giymek, kılıcı törensel bir şekilde kuşanmak, hazırlık konsantresi ve nefesler de majikal ya da bu duruma daha uygun olması için enerji zihni kişiliğine girişi sağlar


Gene Dokuz el haraketi ya da Dokuz el kesmesi ile ilgili çalışmalardan bahsedersek Bunlar savaş öncesi ayaküstü belki uygulanabilir fakat! Bu gibi şeylerin uygulama açısından bir tapınakta tütsü dumanları içinde yapılması ile , bir belediye otobüsünde giderken yapılması arasında teoride hiç bir faklılık olmamasına rağmen insan, kendi insan psikolojisinin yapısından dolayı herhangi bir yerde konsantre olup patır kütür yapılabilen bu tür çalışmalardan büyük bir fayda göremez Fayda görmesi için önce kendisini yaptığı işin tam olduğuna ve ciddi davrandığına inandırmalıdır Yani bir Samurai veya Ninja, bu töreni, dojosunda ya da evinde ya da bir tapınakta bu gibi işler için hazırlanmış bir altarın karşısında yani Japonya karşılığı olarak bir Kamiza'nın karşısında, son derece ciddi, terbiyeli, usulune uygun olarak oturup, bazı tütsüler yakıp, büyük bir inanç ve ciddiyetle yapmalıdır Ancak bunları sağlayınca majikal kişilik dediğimiz durum bilinçaltını kaplar ve istediği enerjileri daha törene başlarken bile çekmiş olur Bunlara benzer örnekleri çok sayıda sıralamamız mümkündür fakat buna gerek yoktur Burada ne denmek istendiği bu kadarla da anlaşılır


İşte bir Ninja veya bir Samurai'nin savaş öncesi kısa bir zaman mesela otuz saniye içinde el haraketlerini yapıp matraları söylemesi de onu ruhsal enerjileri uyandırabilir hale sokabilir Fakat yukarda belirtildiği gibi unutulmamalıdır ki, buun olabilmesi için önceden yapılan ve uzun yıllar sürebilen eğitim ve çalışmalarla sağlanan alt yapı gereklidir

Savaş Sanatları dışında Zanshin


Buraya kadar olan bölümlerde ele aldığımız kadarıyla, Ruhsal enerjinin etkin kullanım şekline ya da saldırgan kullanımına savaş sanatları terminolojisinde Zanshin isminin verildiğini anladık Bundan sonraki konularda artık Ruhsal enerji, Kinetik enerji, Etkin kullanım, Zihnin etkin durumu gibi uzun tariflerin hepsini birden kullanmaya gerek görmeden sadece Zanshin kelimesi ile bu enerjinin batıda ve doğudaki bütün kullanım alanlarındaki durumunu anlatacağız Burada okuyucunun unutmaması gereken şey Batıdaki ugulamalardan bahsederken Zanshin dediğimiz zaman, Batılı bir okültistin de aynı enerjik duruma Zanshin demediği hatta bu ismi hiç bilmediğidir Biz, Zanshin sözü ile ne anlatıldığını bildiğimiz için yazım kolaylığı açısından kullanıyoruz


Avrupa'da Zanshin'in tarih boyunca kullanım şekillerini görmeden önce Zanshin'in ne olup, nasıl kullanılıp, nasıl geliştirildiği bilinmese bile değişik derecelerde de olsa bütün insanlarda mevcut olduğunu bir daha vurgulamalıyız Dolayısıyla ne olduğunu bilmeseler de bir çok insan onu kullanıyordu

Alıntı Yaparak Cevapla