Yalnız Mesajı Göster

Zanshin - Ruhsal Enerjinin Etkin Kullanımı İ

Eski 07-17-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Zanshin - Ruhsal Enerjinin Etkin Kullanımı İ



Son Bölüm


Ninja büyüsü - Kuji No In ve Kuji kiri

Eski Japonya'daki mistik uygulamalar ve ruhsal enerjinin etkin kullanım yöntemleri batı dünyasında hem çok fazla bilinir hem de çok az Bu büyüsel uygulamalardan en fazla bilinenleden birisi de Kuji In ya da Kuji No In ve Kuji Kiri'dir Burada evrensel ve kişisel enerjilerin bütünleşip, etkin kullanılmalarına en iyi örnek Kuji In'dir Batı dillerine "Dokuz el kesmesi" gibi acayip bir isimle çevrilmiştir Tabii bu isim Kuji Kiri açısından bakarsak haklı sayılabilir Aşağıda çok kısa olarak göreceğimiz Kuji Kiri, sağ elin iki parmağının, bıçak gibi kullanılması ile de yapılan bir uygulamadır El kesmesi tabiri buradan çıkartılmış olabilir Buna karşılık asıl ilgi alanımız olan Kuji In'deki el jestleri diyebileceğimiz, iki elin kombine olarak yaptıkları mistik haraketler ve kenetlenmeler kesişe benzemezler Kuji Kiri ve Kuji In genellikle batılılar tarafından birbirine karıştırılırlar Hatta Ninja'lar hakkında yazılan bazı yalan yanlış makalelerde veya kitaplarda da Kuji In'den bahsedilirken ve Kuji Kiri'den hiç söz edilmezken genel başlık olarak "Kuji Kiri" isminin kullanıldığı olmuştur

Kuji In batıda hem çok bilinir hem az Bir çok filmde bu el hareketlerinin yapıldığı, sesli olarak mantralar telaffuz edildiği görülür Filmler, çizgi filmler romanlar ve daha bir çok şey Kuji In'i bir aksesuar olarak kullanırlar fakat onun hakkında tamamlayıcı açıklama çok azdır Kuji In ve Kuji Kiri hakkında yazılan bazı kitaplar da vardır fakat bunlarda da, ya bazı safsata sayılabilecek bilgiler ya da Budist uygulamalar vardır Dişe dokunur bilgi taşıyan kitap sayısı oldukça azdır Bu kitaplar da genellikle batılılar tarafından yazılmış şeylerdir İşin en zor tarafı, söz konusu kitapları yazan kimseler de Kuji In ya da Kuji Kiri ile ya budizm açısından ilgilenen ya da Savaş sanatları açısından bakanlardır Yazarlar arasında Okült açıdan bakan veya ruhsal enerjinin etkin kullanımının uyandırılması açısından düşünen azdır

Kuji In yukarıdaki başlıkta Ninja büyüsü olarak belirtildi fakat bu, genelin onu günümüzde böyle tanımasından dolayıdır Bu da bir yanlış bir fikirdir Kuji In feodal dönemlerde Samurailer tarafından da geniş ölçüde kullanılmıştır Mesela Yagy Shinkage Ryu ve Tenshin Shoden Katori Shinto Ryu'nun Kuji Kiri ve Kuji In talim ettiklerine dair kayıtlar vardır

Kuji In ve Kuji Kiri Ninja ve Samurai'nin mistik güçlerini başka bir ifade ile ruhsal enerjisini uyandıran ve güçlendiren el jestleridir Bu el jestleri esas olarak Seksenbir tane olmakla berber en fazla bilineni ve önemlileri Dokuz tanedir Bu haraketlerin kaynağı tam olarak bilinmemektedir fakat bazı kaynaklar onların, Japonya'ya ilk defa, Tantrik Budizm ekolleri olan Shingon ve Tendai Mikkyo'nun girişleri ile geldiklerini söylerler

Budizm'in bir çok şeklinde Mudra ismi verilen el jestleri meditasyon sırasında kullanılır Hemen hemen bütün Budha heykel ve tasvirlerinde de Budha değişik el jestleri ile gösterilir Bu haraketlerin hepsinin birer anlam ve özel güçleri vardır Tantrik Yoga ve Tantrik Budizm'de ise Mudralar da, meditasyon ya da fiziksel uygulamalar gibi ayrı bir tapım şeklidirler Budizm'in herhangi bir şeklinin Japonya'ya girişinden sonra Mudra'ların da girmesi zaten kaçınılmaz bir şeydi

Gene de şunu belirtmekte fayda vardır Burada söz konusu olan dokuz el jesti yani Kuji In, anlam olarak benzerlikler taşısalar da Budist ekollerin uygulama sebeplerinden oldukça farklı amaçlar taşırlar Bazı el jetslerinin de özgün budist uygulamaların tersi olduğu görülebilir Japonlar ve daha doğrusu Ninja ve Samurai'ler esas olarak ruhsal enerjinin edilgen kullanım şekli olan Budist uygulamaları kendi temayül ve anlayışlarına göre zihnin ya da ruhsal enerjinin etkin kullanım haline çevirmişler ve zihinsel dinginlik kadar saldırgan bir yapı da kazandırmışlardır

Kuji In ve Kuji kiri arasındaki farklılığa gelince Kuji In ve Kuji Kiri aslında çok yakın ilişkilidirler Kuji In, evrensel enerjinin dokuz seviyesini davet etmeye hizmet eder Zihni bu güçlere odaklar ve kişisel enerjiyi bu güçlerle birleştirerek aktive eder Kuji Kiri ise Türkçe'ye kabaca Muska, Vefk, Tılsım (En uygunu Tılsım'dır) şeklinde çevirebileceğimiz pratik büyücülük şekline benzer bir uygulamadır

Kuji In uygulandığı zaman yapılan şeyin dış görünümü, iç anlayışa göre daha az önemlidir Dokuz el haraketinin herbirinin kendisine has bir ismi, majikal anlamı, mantrası ve tarifi varır Bunlar aşağıda görülmektedir Kuji In ile çağırılan ya da daha doğru bir ifade ile uyandırılan güçlerin gelişmesi ve gerektiği anda uyandırılması için sadece bu el haraketlerinin yapılmasının yeterli olacağını ya da bir savaş sırasında Samurai veya Ninja'nın silahını bırakıp bu el haraketlerini yapıp konsantre olacağını düşünmek safdillik olur O zamanın insanları teknolojik olarak bizden ilkeldiler bunu kabul edebiliriz fakat bizden aptal değillerdi Üstelik ölüm ve hayat arasındaki ince sınırda duran bu kimselerin döğüş sırasında bu gibi şeyler yapacağını akla getirmek bile zordur Kuji In normal meditasyon halinde ellere gerekli pozu aldırarak ve mantrası tekrlanarak çalışılır ya da söz konusu enerji ile senkronize olunur Tabii savaş öncesi kısa bir zaman ayırıp birer defa yapılmaları ve bu şekilde bazı zihinsel kilitlerin açılması da olasıdır Hatta bu minik ayin ya da tören savaş hazırlıkları tamamlanıp, evden çıkmadan hemen önce de yapılabilir Batı dünyasında bu durum Majikal Kişilik veya Majikal Persona olarak bilinir



Majikal Persona

Majikal Persona Batılı okültistler ve hatta Psikologlar tarafından bilinen bir durumdur Majikal sanatlarla ile ilgilenen birisi belli bir çalışma yapmak isterse önceden bazı uygulamalar yapar Mesela Müslümansa abdest alır Önceden bir kaç rekat namaz kılar, bohurlar yakar, Batılı bir majisyense cüppeler giyer, özel yapılmış asalarla yere daireler ya da majikal işaretler çizer ve benzeri aktivitelerde bulunur Aslında pratik açıdan bakılırsa yapılan bu uygulamaların hiç bir etkisi yoktur Önemli olan kişinin oturup zihinsel konsantreyi sağlaması ve ne yapacaksa yapmasıdır fakat kişi yaptığı işi bu şekilde öğrenmiştir ve yaptığı ön hazırlıkları yaparken bilinçaltında bunları yaparak kendisini hazırladığına ve istediği enerjiyi çağırabileceğine inanır "Bunları yaptım, öyleyse istenilen şeyi başaracağım" inancı

Yapılan ön çalışmalar sadece motive edici şeylerdir fakat kişi bunu bilmeyebilir Aynı şeyi mesela bir Iaido öğrencisi için de söylemek olasıdır Hakama giymek, kılıcı törensel bir şekilde kuşanmak, hazırlık konsantresi ve nefesler de majikal ya da bu duruma daha uygun olması için enerji zihni kişiliğine girişi sağlar

Gene Dokuz el haraketi ya da Dokuz el kesmesi ile ilgili çalışmalardan bahsedersek Bunlar savaş öncesi ayaküstü belki uygulanabilir fakat! Bu gibi şeylerin uygulama açısından bir tapınakta tütsü dumanları içinde yapılması ile , bir belediye otobüsünde giderken yapılması arasında teoride hiç bir faklılık olmamasına rağmen insan, kendi insan psikolojisinin yapısından dolayı herhangi bir yerde konsantre olup patır kütür yapılabilen bu tür çalışmalardan büyük bir fayda göremez Fayda görmesi için önce kendisini yaptığı işin tam olduğuna ve ciddi davrandığına inandırmalıdır Yani bir Samurai veya Ninja, bu töreni, dojosunda ya da evinde ya da bir tapınakta bu gibi işler için hazırlanmış bir altarın karşısında yani Japonya karşılığı olarak bir Kamiza'nın karşısında, son derece ciddi, terbiyeli, usulune uygun olarak oturup, bazı tütsüler yakıp, büyük bir inanç ve ciddiyetle yapmalıdır Ancak bunları sağlayınca majikal kişilik dediğimiz durum bilinçaltını kaplar ve istediği enerjileri daha törene başlarken bile çekmiş olur Bunlara benzer örnekleri çok sayıda sıralamamız mümkündür fakat buna gerek yoktur Burada ne denmek istendiği bu kadarla da anlaşılır

İşte bir Ninja veya bir Samurai'nin savaş öncesi kısa bir zaman mesela otuz saniye içinde el haraketlerini yapıp matraları söylemesi de onu ruhsal enerjileri uyandırabilir hale sokabilir Fakat yukarda belirtildiği gibi unutulmamalıdır ki, buun olabilmesi için önceden yapılan ve uzun yıllar sürebilen eğitim ve çalışmalarla sağlanan alt yapı gereklidir

(Aşağıda görülen Kuji In el kombineleri, resimler ve Kuji Kiri hakkındaki, "Kuji Kiri'nin ortaya çıkışı ile ilgili varsayımımız" başlıklı bölüme kadar olan bilgiler bana ait şeyler olmayıp, tamamen internet'ten alınan bilgi ve resimlerdir)




Kuji In haraketlerinin Güçleri, mantraları ve tarifleri





RIN - Zihnin ve bedenin Kuvveti

Mantra: On bai Shira man to ya so wa ka

Bu haraket sadece fiziksel güç ve zeka ile ilgili değildir Ayrıca fiziksel olarak iyi görünüm ve davranış da kazandırır Orta parmaklar uzatılır Diğerleri kenetlenerek içe kıvrılırlar





KYO (PYO) - Enerjinin yönü

Mantra: On i sha na ya in ta ra ya so wa ka

Enerjiyi direk olarak aksiyonn içine gönderir ve ayrıca kişinin iç enerjisini arttırır

İşaret parmakları ve baş parmaklar uzatılmıştır orta parmaklar, işaret parmaklarının üzerine kıvrılmışlardır Diğerleri içe doğru kenetlenmişlerdir





TOH - Evrenle uyum

Mantra: On ji re ta ra shi i ta ra ji ba ra ta no - o so wa ka

Enerjini bilgeliğini paylaşmak Kombine, gurup zekasına ait olmak Küçük parmaklar ve yüzük parmakları (V) şeklinde uzatılır ve uçları birbirlerine dokunur Diğer parmaklar içe doğru kenetlenmişlerdir





SHA - Kendine ve başkalarına şifa vermek

Mantra: On ha ya bai shira ma ta ya so wa kaon no-o ma ku san man da

İç gücün gelişmesi ile kendine veya başkalarına şifa vermek Bulaşıcı hastalıklara karşı koruma ve hastalıklara daha fazla direnç İşaret parmakları uzatılmış, diğerleri içe kıvrılmıştır





KAI - Tehlikenin önsezisi

Mantra: Ba sa ra dan kanon a ga na ya in ma ya so wa ka

Bu haraket ve mantranın üzerinde tasarruf kazanılarak, diğer kimselerin niyetlerini keşfetmek, olası tepkilerini bilmek öğrenilir Bütün parmakalar kenetlidir





JIN - Diğerlerinin düşüncelerini bilmek

Mantra: On hi ro ta ki sha no ga ji ba ta i so wa kaon chi ri chi i ba ro

Bu haraket ve temsil ettiği enerji ile bütünleşmek düşünceleri hissetmek kabiliyeti verir Ayrıca kişi kendi düşüncelerini de diğerlerinden saklayabilir Bütün parmaklar içe kenetlidir





RETSU - Uzay ve zamanda usta olmak

Mantra: Ta ya so wa ka

Bu bir çok seviyenin algılanışıdır Algıdaki izafiyeti kavrayabilmek, algının sınırlarını aşmaktır Bu enerjinin, uzay ve zaman içindeki anlamı sırdır Sol elin işaret parmağı yukarıyı gösterir sağ elin parmakları, sol elin işaret parmağını sarmalar Sağ elin baş parmağı, sol el işaret parmağının tırnağının dış yanına basınç yapar





ZAI - Doğanın elementleri üzerinde kontrol

Mantra: On chi ri chi i ba ro ta ya so wa ka



Bu sadece doğal elementler üzerindeki kontrol değil fakat doğanın elementlerini anlamayı da gösterir Parmaklar dışa gerilimlidir Avuç içleri dışa bakar İşaret ve baş parmaklar birbirine dokunur





ZEN - Aydınlanmak

Mantra: On a ra ba sha no-o so wa ka



Kendini bilmek Rahiplerin söyledikleri gibi "Şayet on dakika reaksionsuz durumda kalabilirsen aydınlanırsın"

Sağel, sol eli kaplar Başparmak uçları birbirlerine temas ederler



Kuji-Kiri (Dokuz kesiş veya Dokuz söz)

Kuji Kiri, ana konumuzla hiç ilgili olmalakla beraber, Kuji In'in daha hurafeprest bir şekilde uygulanışı olduğu için kısaca da olsa temas etmeden geçmemiz doğru olmayabilir Kuji Kiri Japonya'daki farklı geleneleklerde kullanılan çok genel bir uygulamadır (Bunu bizdeki "Kurşun dökme" geleneği gibi görmemiz de mümkündür) Dokuz kesiş bir enerji ızgarası yaratır ve bu enerji ızgarası hemen hemen her amaca uyarlanır





Aşağıya kesiş iyiyi kötüden ayırır Ve bu uygulama ayrıca saflaştırnada, arındırmada takdis töreni benzeri şeylerde de kullanılır (Batıdaki Golden Dawn örgütünün (Order) Pentagram ritüeline benzer bir uygulama) Sağ elinin işaret ve orta parmakları bir bıçak olarak imajine edilir Enerjiyi korumak için, kullanılana kadar, sağ elin bu iki parmağı, sol elinin içinde tutulur Sonra aşağıya kesme haraketi yapılır Yukardaki ızgarada görüldüğü gibi dört defa aşağıya, beş defa yana kesilir





Dokuz söz: Rin, Pyo, Toh, Sha, Kai, Jin, Retsu, Zai, Zen Bu sözler yukarda anlatılan el haraketlerinin isimleridir ve ayrıca değişik tanrılarla birleşirler Tılsımlar gerekirse muska gibi, bir parça kağıt üzerine çizilebilir veya sol avuç içine imajinatif olarak yapılır

Görüldüğü gibi Kuji kiri bir uygulama büyücülük yöntemidir Onun nasıl ortaya çıktığına dair olan varsayımımızdan önce iki örnek görmemiz faydalı olabilir

Mesela: Bir denizci, bir parça kağıda suyun Kanji'sini çizer sonra bunun üzerinden dokuz çizgiyle geçer Bu işlemin onun gemisini batmaktan ve kendisini de boğulmaktan koruduğuna inanılır Aşağıda çizimin nasıl olduğu sırası ile görülmektedir





Tılsımın çalışması için doğru tanzim edilmesi şarttır Aşağıdaki resim her çizginin ismini gösterme amacıyla hazırlanmıştır Gerçek uyguşamada tabii ki, isimler yazılmazlar







Bu cins bir tılsımı uyandırmak, çağırmak için bir başka yol da kanji ve ızgaranın sol el avuç içine, sağ elin işaret parmağı kullanılarak çizilmesidir

Japonya'da hala kullanıldığı görülen şekilde, hastalık iyileştirmek için kullanıldığında bir parça kağıda vücudun dış hatları çizilir vücut kısmını ifade eden kanji uygun yere çizilir



Sonra tılsım hastanın, hastalıklı bölgesi üzerine sıvazlanır ve tılsım hastaya verilir Hasta da tılsımı bir nehir kıyısına bırakıp, arkasına bakmadan uzaklaşır



Kuji Kiri'nin ortaya çıkışı ile ilgili varsayımımız

Dünyadaki ve yurdumuzdaki tarihsel, benzeri durumların incelenmesinden çıkarttığımız varsayıma göre, Kuji Kiri Özgün bir Budist öğretisi değildir Kuji Kiri Budizm uygulamaları ve Kuji In gibi Japonya'ya Çin'den de gelmiş olabilir, Japonya'da da üretilmiş olabilir Bu, sonucu değiştirmez fakat Kuji Kiri'nin Budizmle birlikte gelmeyip, Japonya'da üretilmiş olması çok daha akla yakındır Dünyadaki bütün benzeri talismanik hale gelmiş olan uygulamalar konuyu tam olarak bilmeyen cahil kimseler trafından türetilmiş şeylerdir Hindistan ve Çin'de budist tapınaklarında Mudralar uygulanmaktadır Rahipler bu konuya büyük bir kutsiyet içinde yaklaşmaktadırlar Mudra'lar Japonya'ya geçip, Japonlaşınca Ninjalar ve Samuriler Kuji In çalışmlarına başlarlar

Tabii ki, bu konuların, o zamanlarda her önüne gelene anlatılmayacağı, sır olarak tutulacağı çok belli birşeydir Bu durumu uzaktan seyreden, tam olarak aklı ermeyen ve belki de okuma yazması bile olmayan köy rahip, şifacı veya büyücüleri haraketlerde ve sözlerde büyük büyüsel güçler olduğuna inanırlar Hatta isimleri de Tanrı isimleri zannedebilirler Kendilerine bir paye vermek için ya da gerçekten yapabileceklerine inanarak Kuji In haraketlerini biliçsizce taklit etmeye ve tılsımlaştırmaya başlamış olabilirler Mesela gerçekten ilkel bir kabile bulsak da o kabile ile bir arada bir süre yaşasak Bu arada mesela uydu bağlantılı dizüstü bilgisayarlar kullansak, Televizyonlardan haberleri izlesek, biz oradan ayrıldıktan sonra kabile büyücüsü arkada bıraktığımız mesela pet şişelere su doldurup, ona bakarak çevresindekilere gaipten haberler vermeye başlar Çünkü ona göre yaptığımız şey sihirdir Kendisinin yapabileceğine inanmasa bile çevreye karşı güç sağlamak için yaparmış gibi davranır ve iki nesil sonra hatta daha da kısa bir zamanda yeni bir büyü ekolü doğar

Gene dünyada ve yurdumuzda ve günümüzde olan, duruma en iyi örnek Astroloji'dir Ciddi anlamda yazılmış (Astroloji'ye inanıp, inanmamak önemli değil) bazı şeyleri inceleyen, Astronomik haraketlerden bahseden fakat! geleceğe yönelik kehanetler taşımayan, bilimsel sayılabilecek Astroloji kitaplarının yüzüne bile bakılmaz fakat gazatelerdeki, sayfa sekreterleri tarafından uydurulan "Sen Koç burcusun, Venüs'ün de İkizler'de, buyüzden sana koç gibi çifter çifter kısmet var" diyen yazılar hem büyük ilgi görür, hem de bunlara ciddi olarak inanılır (İnanılarak, inanılmaz bir durum gerçekleştirilir) Özet olarak dünyanın her yerinde avam kesimi, büyük halk kitleleri hurafeye, ciddi şeylerden fazla inanır ve geniş ölçüde uygularlar

Sonuçta, bize (Kişisel kanaatime göre) göre, Kuji In ve onun uygulanışı ile yapılan çalışmalar, psikokinetik enerjinin yoğunlaştırılması ve evrensel enerjiden enerji çekilebilmesi gibi şeyler gerçek uygulamalardır fakat Kuji Kiri türetilmiş bir hurafedir



Savaş Sanatları dışında Zanshin

Buraya kadar olan bölümlerde ele aldığımız kadarıyla, Ruhsal enerjinin etkin kullanım şekline ya da saldırgan kullanımına savaş sanatları terminolojisinde Zanshin isminin verildiğini anladık Bundan sonraki konularda artık Ruhsal enerji, Kinetik enerji, Etkin kullanım, Zihnin etkin durumu gibi uzun tariflerin hepsini birden kullanmaya gerek görmeden sadece Zanshin kelimesi ile bu enerjinin batıda ve doğudaki bütün kullanım alanlarındaki durumunu anlatacağız Burada okuyucunun unutmaması gereken şey Batıdaki ugulamalardan bahsederken Zanshin dediğimiz zaman, Batılı bir okültistin de aynı enerjik duruma Zanshin demediği hatta bu ismi hiç bilmediğidir Biz, Zanshin sözü ile ne anlatıldığını bildiğimiz için yazım kolaylığı açısından kullanıyoruz

Avrupa'da Zanshin'in tarih boyunca kullanım şekillerini görmeden önce Zanshin'in ne olup, nasıl kullanılıp, nasıl geliştirildiği bilinmese bile değişik derecelerde de olsa bütün insanlarda mevcut olduğunu bir daha vurgulamalıyız Dolayısıyla ne olduğunu bilmeseler de bir çok insan onu kullanıyordu

Manyetizma ve Hipnotizma

Ortaçağın sonlarından itibaren Avrupa'da Manyetizma ve insan manyetizması gibi şeylerden bahsedilmeye başlanmıştı Şüphesiz ki, manyetizma denilen şey Hindistan'da ve Orta Doğu'da çok daha eski dönemlerden beri bilinen birşeydi ve uygarlığın her şekli gibi Manyetizma bilgi ve uyguylamaları da Avrupa'ya doğudan gelmişti Bu aslında doğru birşeydir fakat manyetizma kullanılışı ve deneme yanılma yoluyla edinilen bazı bilgiler Avrupa'da da eski çok eski dönemlerden beri bilinirdi Mesela Hıristiyanlık öncesi Ingiltere'de Pagan dinlerin rahip ve rahibeleri bu enerjik durumun farkındaydılar Druidler konuya hakimdiler fakat Hıristiyan kilisesi Avrupa'ya hakim olup eski dinlerin izleyicilerini şeytana tapma bahanesi ile yakıp, bütün bilgileri yok ettikten sonra elde pek birşey kalmadı ki, yazılı belge zaten ya yoktu ya da yok denecek kadar azdı Çok daha sonra aynı bilgiler doğudan bir daha geldiler (İnsanlık olarak en büyük şansımız, Hırıstiyanlık ve Müslümanlığın Japonya, Çin, Tibet ve Hindistan gibi ülkelere, Avrupa ve Orta Doğudaki kadar hızlı ve yaygın şekilde girmemesidir Öyle olsaydı Hıristiyanlar bütün Rahip ve bilim adamlarını Şeytan'a tapıyor diye yakıp, Eski tanrıları demon ilan edip, eski tapınakları yıkarken, Müslümanlar da bulabildikleri bütün belgeleri "İçindekiler Kur-an'da varsa gereksizdir, yoksa hepsi batıldır" diye imha edip insanları kılıç zoruyla Müslüman yaparlardı ve kabul etmeyenleri de günümüzdeki gibi öldürürlerdi ve sonuç olarak, elimizde bugün bulunan hiç bir bilgi ve belge kalmazdı) Bizim buradaki ele alış amacımıza göre bu gibi şeyleri kim ne zaman yapmış, nasıl öğrenmiş konunun tarihçesi nedir gibi şeyler önem taşımamaktadır ve konuları daha derin ve özgün şekilde öğrenmek isteyen herkes bir sürü kaynak bulabilir Bize göre önemli olan Zanshin'in nasıl ve ne amaçlarla kullanıldığıdır

Manyetizma, ilk önceleri Büyücülerin insanları etki altına almak, manyetik uyku durumuna sokmak ya da uyku durumuna sokmadan da, kendi isteklerini kabul ettirmek için kullandıkları bir şeydi Daha sonraları insan manyetizması ismiyle incelenmeye başlandı Tedavi amacıyla kullanıldı Mesela olayın ilk ciddi araştırmacılarından birisi (1800'lerde) bir fıçıya su doldurup, suyun içine de bir çok demir çubuk koyup, suyu manyetize ediyordu Yani ellerini suya sokarak ya da üzerinde tutarak konsantre olup suya enerji veriyordu Sonra bu fıçıdan uzatılan bazı bakır çubuklar çevresine toplanan hastalara tuturuluyordu Bu tedaviyi izleyen hastaların sağlıklarına kavuşma yüzdesi de oldukça yüksekti Tabii bu deneyi yapan doktor daha önceleri hastaları tek tek manyetize ederek şifa verme deneyleri yapmış, sonunda bir klinik açmış ve kalabalığa aynı anda manyetik etki verebilmek amacıyla su ve demir çubukları manyetize etme yöntemini geliştirmişti

Burada anlatılan, su ve içindeki demir çubukların manyetize edilip, manyetik enerjiyi tutabilmeleri deyim yerindeyse bir tür psikokinetik akü haline gelmesini yukarda bahsedilen, Samuri'nin kılıcını kendi ruhsal enerjisi ile doldurması durumuyla karşılaştırırsak arada fazla bir fark olmadığını görürüz

Hemen hemen aynı dönemlere manyetizma ile isanların uyku durumuna ve telkine açık hale sokuldukları bilimsel çevreler tarafından kabul edilip, incelenmeye başlandı (Bak: "Tatbikat ve Nazariyatı ile Hipnotizma" Nöro Psikiyatr Dr Recep Doksat Kader basımevi İsatnbul 19662 "İpnotizma ve Telkin" Ergün Arıkdal Ruh ve Madde yayınları İstanbul 1963) Bu işlem şu şekilde uygulanıyordu: Denek bir koltuğa rahat bir şekilde oturtuluyor, manyetizör karşısında duruyordu Manyetizör önce ellerini açıp deneğin başının üzerinde tutuyor, sonra "Pas" (Geçiş, anlamında Fransızca'dan alınmış bir terim) yapmak olarak tabir edilen şekilde ellerini deneğin göğsünün üzerinden geçirip, dizlerine kadar indiriyordu Tabii eller hastaya temas etmiyordu Söz konusu pas yapmanın çeşitli teknikleri vardı Gerekirse deneğin elleri de tutulabiliyordu Sonuçta bir süre sonra denek, manyetik uykuya girip telkinlere açık hale geliyordu

Daha sonraları uyutma işlemi sırasında, pas yaparken aynı zamanda sesli telkinler de verilerek denenmeye başlandı ve bu da başarılı oldu Zamanla bazı manyatizörler sahneye çıkıp, gösteri sanatçısı olarak çalıştılar, gösteriler yapmaya, seyircilerin arasından seçtikleri gönüllüleri uyutmaya başladılar Aynı zamanlarda da doktorlar manyetizmayı daha ciddi olarak ele aldılar ve hastaların, ellerle pas yapılmadan da uyutulabildiğini farkettiler Hastanın karşısında oturuluyor ve sadece konuşarak telkin verip, uyutuluyordu Bundan da modern Hipnotizma yöntemleri doğdu

Psikiytri Hipnoz olgusuna değişik izahlar getirdi İddiaya göre Hipnotizör sadece konuşup yol gösteriyor ve hasta da telkin altında kalıp, psikolojik olarak uyuyor yani bir noktada Hipnozu kendi kendine yapıyordu Durum sadece psikolojik bir olguydu Tabii ki, bu izahlar bilim adamlarının bilimsel yobazlıkları ile, bilmedikleri birşeyler olduğunu kabul etmeme kompleksindendi Kabul ederlerse maddenin dışında ruhsal şeylerin olduklarnı da kabul edecekler ve sonuçta olay mistisizme kayacaktı

Aslında manyetizma sırasında ellerle pas yapılması ya da kişinin yanına oturup kişiye sözlü telkin yapılması önemli değildi çünkü olayı gerçekleştirmekte en büyük rolü oynayan şey, hastayı ele geçirip, sarmalayan ve uyuşturup, Hipnoza sokan, Hipnotizörün Zanshin'i idi Bazı kimseler çeşitli amaçlarla Hipnoz olmayı kendileri isterler Bazı kişiler aptalca bir meydan okuma içine girip, Hipnoz olmayacaklarını ileriye sürerler ve uyumama gayreti içinde olurlar Bazı kimseler de uyumak isterler fakat korkudan bir türlü uyuyamazlar Bu durumlarda meydan okuyanın Zanshin'i uyanıp, Hipnotizörün Zanshin'ini durdurmaya çalışıyordu Korkan kişi de kendi korkusundan motive olarak aynı şeyi yapmış oluyordu ya da oluyor Sonuçta bu gibi kimselerin bazıları zayıf bir Zanshin sahibi oldukları için uyuyorlar, bazılarıysa direnebiliyorlar Ancak kesin birşey var ki o da Hipnotik durumu sağlayan şey, Hipnotizörün Zanshin'idir

Bu noktada, Yukardaki sayfalarda neden Zanshin için "Saldırgan ruhsal enerji" dediğimizi açıklayabiliriz Zanshin durumunun saldırganlığının sadece savaşla durumuyla ilgili olmadığını söylemiştik Burada görüldüğü gibi Hipnoz yapılması da, başka bir insanın zihnine ve ruhsal enerjisine dışarıdan yapılan bir etkidir Hipnoza giren kişi bu işi kendisi gönüllü olarak istemiş ve kendini buna açmış bile olsa dıştan gelen her durum ister şifa niyeti ile ister başka bir niyetle olsun hiç farketmeksizin saldırgan bir durumdur Çünkü birisi pasif kalırken birisi ne ne niyetle olursa olsun ona baskı yapmakta ve hakim olmaktadır Anlaşılacağı gibi saldırgan durum savaş durumlarını anlatan bir deyim değildir



Manyetizasyonun pratik kullanımları

Manyetik etkilerin kullanımları tabii ki, Hipnozla sınırlı değildi Bazı kimseler ve özellikle bazı Okültistler manyetik enerji dedikleri durumu çok öncelerden beri biliyorlar ve kandi dünyasal amaçları doğrultusunda kullanıyorlardı Bu işlemler de aşağıda anlatılacağı gibi yapılıyordu ve hala da çok geniş ölçüde yapılmaktadır

Manyetik etkileri ya da bizim anlayacağımız şekilde, Zanshin'i kullanarak birilerini etkileme yöntemleri kişiden kişiye değişebilir fakat en genel yöntem aşağıdadır

Bir insan etkilenmek istenildiği zaman, etkilenecek olan kimse hafifçe sağa alınır yani uygulayıcı yirmi, otuz derece kadar, belli etmeden sola dönerek kurbanını sağ yanına alır Konuşurken söylemek istediklerini tane tane söylerken gözler hiç kırpılmadan kurbanın iki kaşı arasına odaklanır Bu sırada gözler iri iri garip şekilde açılmamalı normal tutulmalıdır Konuşurken bir yandan da istenilen fikirlerin kurbana itildiği imajine edilir Onun bunları kabul ettiği, kabul etmekten mutlu olduğu gibi şeyler hayal edilir Şayet bakışların direk olarak iki kaş arasına odaklanmasının yakışık almayacağı bir durum varsa karşıdaki kimsenin solar pleksüsüne ve hatta dizlerine bakmak da yeterli olabilir
Konuşurken söz karşı tarafa geçtiği zamanlarda, onu dinlerken asla manyetik noktalara bakmamak lazımdır Manyetik noktalar yerine mesela onun bir kaşına veya yüzündeki herhangi bir noktaya bakmak mümkündür

Bu konuda ciltler dolusu yazı yazmanın mümkün olmasına rağmen manyetik enerjinin kullanılması burada ve geliştirilmesi de aşağıdaki bölümlerde yazılanlardan ibarettir Bundan sonrası sadece bu konuda kitap yazıp para kazanmak isteyenlerin cilt doldurmak için yazacakları gereksiz detaydır

Tabii ki, burada sadece bir fikri empoze etmek olarak anlattığımız işlem karşı tarafta, şaşkınlık, aptallaşma, beğeni, korku, saygı, sırları açıklamak isteği gibi akla gelen değişik duyguları uyandırmak için de kullanılır

Dikkatli bir okuyucu bu noktada, yukarda anlatılan insanı etkilemek yöntemi ve yapılan şeyin amacı ile bir Kılıç öğrencisinin Zanshin'i kullanması arasında şekilsel olarak görünür farklılıktan başka hiç bir fark olmadığını anlayacaktır

Zanshin hayat içinde insanları bilinçli etkilemek amacının dışında da fakat tabii gene etkileme şeklinde kullanılabilir Bazı kimseler kendi fikirlerini yukarda anlatılan yöntemleri hiç bilmeden de hemen hemen herkese çok rahat empoze edebilirler Bir işçi veya satıcı ile fiyat konusunda çok daha başarılı pazarlık yapabilirler İnsanların dostluk ve beğenilerini elde edebilirler Hatta karşı cins üzerinde çok başarılı olduğu kabul edilen insanlar da farkında olmadan aynı gücü kullanırlar Zaman zaman gözümüze oldukça çirkin görünen ya da çekici bir yanı olmayan bazı kimselerin karşı cinsten son derece çekici olan kimseleri elde ettiklerini, istedikleri kimseyi baştan çıkartabildiklerini görürüz Bu da Zanshin'in bilinçsiz bir kullanımıdır



ZANSHİN'İ GELİŞTİRİCİ ÇALIŞMALAR

Buraya kadar incelenen konularla Zanshin'i anlayabilmek ve kullanmakla ilgili gereken hemen hemen her şeye değinmiş olduk Bir bakış açısında göre Zanshin yazısının burada bitmesi yerinde olur Netice itibarı ile burada bazı kimselere mistik sistemler, Okült çalışmalar ya da herhangi bir savaş sanatı öğretmeye çalışmıyoruz Amaç Zanshin'in değişik bir görünümünü ortaya sermekse bundan sonrasına devam etmek yersiz olur Bununla beraber, konuşulan, Uzak doğu savaş sanatlarıyla ilgisiz fakat mistik sistemlere ilgi duyan ya da ilk defa benzeri konularla tanışıp da merak eden kimseler, söz konusu enerjilerin nasıl hissedilip, tanınıp, geliştirilebileceği hakkında da sorular sordukları için aşağıdaki bölümleri ekleme gereği duydum Uzun sözün kısası burada aşağısı sadece konuyu ilginç bulup, merak edenler içindir



Basit çalışma

Zanshin'in güçlenmesi ve geliştirilebilmesi için yapılabilecek en basit çalışma, Japonya'da ve/veya Samurai'ler döneminde uygulanırmıydı, uygulanmazmıydı bir fikrimiz yok fakat Uzak Doğu'nun bir çok bölgesinde hatta Batı'da da uygulanan basit bir çalışmadır

Rahat ve sessiz bir ortamda zemine yayılan bir örtü, kilim, battaniye, halı, minder gibi bir şeyin üzerine bağdaş kurarak oturulur Oturma şekli için genel olarak çevredeki herhangi bir eşyadan yani koltuk, masa sandalye gibi şeylerden en az bir metre uzak olunması gerektiği söylenir fakat aslında rahat bir koltuk üzerinde arkaya yaslanarak da uygulamak mümkündür Işıklar söndürülür Çalışmayı yapan kimse önüne yanan bir mum koyar Mumun bir sehpa üzerinde ve göz veya en az solar pleksüs yüksekliğinde olması daha iyi sonuç verebilir Mumun gözden uzaklığı yarım metre civarında olabilir Eller dizlerin üzerindedir Adeleler gevşetilir fakat bel kemiği dik durumdadır Omuzlar kısılmamış ve alçak, kafa öne eğilmemiş fakat arkaya da yatmamıştır kafanın arkası bel kemiğinin uzantısı gibidir Bakışlar mumun alevine odaklanır ve gözler kırpılmadan bakılır Aleve konsantre olurken bütün, günlük düşünceler zihinden uzaklaştırılır ya da bunu yapabilmeye çalışılır Şayet gözlerde yanma veya sulanma durumları başlar gibi olursa buna izin vermeyip, fazla zorlamadan gözler kırpılır ve tekrar olabildiği kadar göz kırpmadan bakmaya devam edilir Bu durumda, Yoga vs gibi sistemlerdeki, bilinen herhangi bir nefes tekniğinin yapılması da uygundur fakat en uygun olan iki nefes tekniği vardır

1 - Burundan, normal hızda fakat bütün ciğeri dolduracak kadar derin bir nefes alınır Ciğerler tamamen dolunca nefes ağızdan ve yavaş yavaş verilir Nefesin tamamen verilmesi sürdürülebildiği kadar uzun sürdürülür Ciğerler boşalınca alt karın kasları sıkıştırılıp, içe çekilerek diyaframın akciğerleri sıkıştırması ve içerdeki havanın tamamen boşalması sağlanır Nefes bitince kısa bir süre nefes tutulur ve sonra tekrar yukarda anlatıldığı şekilde alınır

Bu nefeste dikkat edilecek şey, nefesi alırken de verirken de asla zorlama olmaması, tabii bir şekilde alınıp verilmesidir Yorucu bir nefes tekniğidir ve en fazla onbeş veya yirmi defa tekrarlandıktan sonra bir süre normal nefes alıp verme durumuna girip dinlenmek daha iyi olur

2 - Aynı şekilde oturulur Bu nefes fiziksel bir aktivite gerektirmez Sadece zihinsel bir uygulamadır Yukarda "Kokyu" nefesinden bahsedildiği gibi nefes tabii bir şekilde burundan alınır Havanın, kafanın ön tarafından yukarıya çıktığı imajine edilir Bunun aynı zamanda hissedilmesi de gerekir Hava kafatasının tepe noktasındaki eklem yerine kadar (Korteks) yükselir ve oradan kafatasının arkasına doğru gidip, ense ve belkemiği üzerinden aşağıya iner Kuyruk sokumuna ulaşınca öne kıvrılır, cinsel organlardan geçer ve miğdede topanır Özet olarak dairesel bir yol izler Nefes alındıktan sonra herhangi bir özel işlem yapılmadan veya özel bir imajinasyona baş vurmadan burundan tabii bir şekilde verilir Bu nefeste ciğerleri ve adeleleri zorlayıcı birşey yoktur ve istenirse günlük hayatta da devamlı olarak kullanılabilir

Her ne kadar başta iki tip nefesten bahsettiysek de bir üçüncü şeklin daha eklenmesi mümkündür Bu da yukardaki iki nefes şeklinin birbirine kombine edilmesidir Nefes alınırken ikinci şekildeki gibi alınır ve verilirken birinci şekilde anlatıldığı gibi diyaframı kasarak dışa atılır Nefes veriş gene zorlayıcı olacağı için dinlenme döneminde sadece ikinci tip nefesin sürdürülmesi olasıdır

Bir süre bu durumda nefes alış verişi yapılıp, aleve konsantre olduktan sonra nefes çalışması bırakılır ve mümkün olduğu kadar az nefes almaya geçilir Nefes burundan yavaş yavaş ve az az alınıp verilir Önce derin bir nefes çekilir sonra dayanılabildiği kadar az az alınıp verilir ve arada bir nefes boşaltılıp, yeniden alınarak tazelenir

Zamanla konsatre artıp, düşünceler iyice uyuşunca ve kişi Hipnotik durumlara benzer bir duruma girince sadece alevin haraketleri düşünülerek, yukarda enerji beden ismiyle bahsettiğimiz kinetik enerjinin genişleyip, yayıldığı hissedilmeye başlanır Bunun için, düşünülür veya imajine edilir kelimelerinin kullanılmadığına ayrıca dikkat edilmelidir Kişi bu durumu gerçekten hissetmelidir İlk başlarda sadece imajinatif olan bu duygu zamanla tam bir gerçeklik kazanır ve insan, enerjinin yayıldığını gerçekten duymaya başlayabilir Çalışmalara olan alışkanlık arttıkça kişi bir tür zihinsel ustalık kazanır Vücudundan hafif bir elektirik akımı geçermiş gibi hisler duyar Çeverde bazı çatırtı, çıtırtılar oluşabilir Çalışma süresi isteğe göre yirmi dakikadan, bir saate kadar uzayabilir

Burada anlatılan yöntem konunun yabancısı olan kimseler tarafından meditasyon zannedilebilir halbuki, bu çok benzemekle birlikte bir meditasyondan ziyade bir çalışmadır



İkinci çalışma şekli

Bu yöntemin tarifi çok daha kısadır Bu çalışma şekli yukardaki basit şeklin gelişmiş veya daha güçlü, daha ileri seviyede olan bir hali değildir İki yöntem de eşit derecede tarcih edilebilir Önemli olan yapacak kişiye hangisinin daha sempatik geldiğidir

Bu çalışma basit olarak yukarda anlatılan Kuji In haraketlerinin ve mantralarının uygulanışıdır Yukarda anlatıldığı şekilde oturulur El kombinasyonları sırayla, isimleri bir kere telaffuz edilerek yapılır Yukarda anlatrılan nefes teknikleri ile konsantre olunur ve aynı şekilde, yapılan el kombinesinin amacına göre gereken enerjisel genleşme sağlanır Aynı anda normal veya alçak sesle el haraketinin mantrası devamlı olarak söylenir Mantraların söylenişlerinin kendilerine has birer tınıları, terennüm ediliş şekilleri vardır fakat bunları tam olarak bilmediğimiz gibi yazılı olarak verilmeleri de imkansız gibidir Bu yüzden mantraların düz bir şekilde okunmaları caizdir El kombineleri isteğe göre, sırayla hepsi birden, her biri beşer, onar dakika sürdürülerek bir tek çalışmada ya da her çalışmada bir teki ele alınarak yapılabilirler

Bu çalışmanın yukarıdaki Basit çalışmada anlatıldığı şekilde bir mumla yapılması yani iki çalışmanın birbirine kombine edilmesi de mümkündür



Iaido öğrencileri için bir hatırlatma

Herne kadar anlatılan yöntemler genel uygulamalar olsalar da burada Iaido öğrencileri için bazı hatırlatmalar yapılabilir Iaido öğrencisi olan bir kimse bu gibi çalışmalar yapmak isterse, Hakama'sını giyerek tıpkı Seiza'da başlayan (İki diz üzerine oturarak) bir kata'nın başındaki gibi oturması, kılıcını kuşanmış veya Boken'ini uygun şekilde yani kata başındaki gibi eline veya yanına almış olması ya da Torei'deki (Torei: Iaido çalışmalarının başında ve sonunda yapılan kılıca selam töreni İki diz üzerine oturulur Kılıç zemine, yaklaşık olarak kırk santim kadar ileriye, omuzlara paralel olarak bırakılır ve törensel bir şekilde selamlanır) gibi önüne koynuş olması ve çalışmaları bu şekilde sürdürmesi hem daha motive edici olabilir hem de Iaido çalışmalarıyla elde etmiş olduğu zihinsel ciddiyeti ve dispilinini uyandırabilir ve bu yüzden de yaptığı zihinsel çalışmadan daha çok randıman alabilir Ayrıca yukada bahsedildiği gibi çalıştığı enstrumanı da bilerek veya farkında olmadan manyetize edebilir



Üçüncü Çalışma şekli

Bu son çalışma sistemimiz yukardaki "Manyetizasyonun pratik kullanımları" isimli bölümde anlatılan uygulamalarla daha yakın ilişkilidir fakat döğüş sanatları için de uygulanabilir Esas olarak Batı ülkelerindeki okültistlerce uygulanmış ve uygulanan bir sistemdir

Manyetik enerji bedenin her noktasından deşarj olabilir fakat en güçlü fışkırdığı yer gözlerdir Daha doğrusu manyetik enerjinin fışkırdığı nokta iki kaşın arasındaki şakradır fakat bu enerji bakışlarla yönlendirilir Bakış ve etkili gözler manyetik enerjinin kullanılması için en verimli araçlardır Buyüzden de manyetik enerjinin güçlenmesi gözlerin etkili bir bakışa sahip olması ile mümkün olabilir

Manyetik enerjinin kullanılabilir olması için gereken fiziksel idmanladan daha önemli olan şey kişinin buna inanması, başaracağından şüphe duymaması ve çalışmalarından hiç kimseye bahsetmemesidir Bir kimse böyle bir enerji sağlamak için çalışmalar yaptığını anlattığı zaman çevresinden gelen inanmazlık ve istemezlik dalgaları onun manyatizmasını bozar ve başarıya ulaşmasını engeller İnsan esas olarak kıskanç bir varlık olduğu için kişinin en yakınları bile onun böyle bir güce sahip olmasından hoşlanmazlar Bu da kişinin çevresinde ağır bir negatif manyetik alan yaratır Ayrıca bir kimsenin bu gibi çalışmalar yaptığı bilindiği takdirde çevresindeki insanlar, böyle şeylere inanmasalar bile bilinçaltı olarak, ona karşı bir kalkan açacaklardır Dolayısı ile manyetik enerjiyi geliştirmenin ilk şartı kesin bir gizlilik, ikinci şartı ise, er veya geç başarılı olunacağına kesin bir inançtır

Gözlerden fışkıran manyetik enerjinin kesintiye uğramadan hedefine gitmesi ve onu adeta bir laser ışını gibi kesmesi, delmesi gerekir Bunu sağlamanın en emin yolu ise, gözlerin mümkün olduğu kadar az kırpılmasıdır Her göz kırpışı manyetik akımı bölen bir gecikmedir Gözleri uzun zaman kırpmadan tutmaya ve etkili bakışlara sahip olmaya yarayan en önemli idman sabit bir noktaya bakmaktır

Rahat bir şekilde oturulur Karşıda bir duvar olması ve duvarda da dikkat çekecek bir şeyin bulunmaması tercih edilir Bir kibrit çöpü baş ve işaret parmakları arasına, yanıcı ucu yukarda olacak şekilde, dibinden tutulur Kol uzanabildiği kadar ileriye uzatılır Kibrit çöpü zemine doksan derece dik ve gözlerden çok az daha yüksekte bir durumdadır Bu durumda bütün dikkat kibrit çöpünün ucuna toplanır ve gözler kırpılmadan bakılabildiği kadar bakılır Bir süre sonra gözler sulanır, dayanamaz ve kırpılır Bu olunca gözler bir iki kırpılarak dinlendirilir ve tekrar başlanır Uzun çalışmalardan sonra gözler yanmaya başlarsa soğuk suyla yıkanırlar ve ister çalışmaya devam edilir, ister bırakılır Zamanla gözlerin açık tutulabilme süresi uzar Bu süre on, onbeş dakikaya kadar çıkartıldığı zaman manyetik enerji kullanılabilir hale gelmiş demektir Tabii ki, bu açıklık süresi, hiç bir gayret sarfetmeden ve zorlamadan, zihin ona takılmadan, tabii olarak tutulabilme süresi olmalıdır Bu çalışmalarda kibrit çöpü yerine duvardaki bir desene bakmak da mümkündür

Manyetik enerjiyi güçlendiren ve zayıflatan yiyeceklerde vardır Her tür konserve gıda, kuru bakliyat, sucuk, pastırma, alkollü içkiler ve özellikle de mayalı içkiler, pasta ve çukulata, işkembe çorbası ve sair sakatat, sığır eti manyetik enerjinin süratle deşarj olarak zayıflamasına sebep olurlar

Buna karşılık beyaz etler, tavuk, balık, taze sebzeler, kuruyemiş türü şeyler av etleri manyetik enerjiyi güçlendirir İçki konusunda bazı istisnalar vardır Normal bir içki içme alışkanlığının manyetik enerjiyi ziyan etmesine karşılık bir uygulama ya da yukarda anlatılan türde hazırlık idmanı yapmadan önce az miktarda içki almak manyetik enerjinin deşarjına sebep olması açısından iyi olabilir çünkü o zamanlar enerjinin zaten deşarj olması istenilen zamanlardır

Tabii yukardaki içki bahsi, manyetik enerjiyi günlük hayatında kullanmak isteyen kimseler içindir



Meditasyon

Son olarak da bir, iki satırla meditasyondan bahsetmemiz gerekir İlk sayfalarda, Meditasyon'un ve zihni durdurmak denilen olgunun kitaplarda tam olarak tarif edilmediğinden ve bilinmediğinden bahsetmiştik Burası, meditasyonun doğru şeklini tarif etme yeri olmadığı için bu konuya girmiyoruz Ayrıca zaten değişik meditasyon şekilleri vardır ve meditasyon yapmak isteyen birisi düzgün bir yöntemi bulabilir Meditasyon konusunda söylenebilecek şey, Zanshin için bilinen ya da bilindiği zannedilen herhangi bir tür meditasyonun çok iyi sonuç vereceği ve yukarda anlatılan çalışmaların en önemli tamamlayıcısı olduğudur

Alıntıdır

Alıntı Yaparak Cevapla