Yalnız Mesajı Göster

Varlısal İlkeler

Eski 07-17-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Varlısal İlkeler



5 VARLIK BİLDİĞİNDEN SORUMLUDUR

Kâinatın bütün sorumluluğu tek bir varlığın üzerine yüklenmemiştir; her varlık omuz vermiş ve bu Kozmik Sorumluluk paylaşılmıştır
Varlık tezahür âleminin derinliklerine daldıkça zorlanır ve yüklendiği sorumluluğun kapsamı daralır Dönüşünde ise, Tezahür Merkezi'ne yaklaştıkça artan bilgisine paralel olarak sorumluluğunun kapsamı genişler Aslında bir noktadan sonra sorumluluk da ortadan kalkar, çünki bundan böyle varlık sadece gerekeni yapmaktadır

Sorumluluğun Olmadığı Hâl

Önce Varlık vardı; henüz tezahür etmemiş tek Bir Varlık, tek Bir İrade, tek Bir Bilgi Kendi içine kapanmış mutlak hareketsizlik ve sükûnet hâlinde tek Bir nokta Öz'ünde taşıdığı Varlıksal İlkeler'i yorumlamaya hazır bir Kutsal Tohum, tezahür etmeye razı bir Kurban Ancak Varlık henüz İradesini kullanmamış, ilk sebebi yaratmamıştır Başka bir ifadeyle, ortada hiçbir etki olmadığı için, hiçbir tepki de yoktur, yani Nedensellik henüz başlamamıştır Kuşkusuz bu durumda sorumluluk da mevcut değildir Var Olma ve Var Etme Bilgisi'ne sahip olan bu Kozmik Tohum, tüm varoluşun sorumluluğunu yüklenmeye hazırdır

Sorumluluk Başlıyor

Sonra Varlık "Olmayı" diledi Kozmik Yumurta çatlıyor… Ve Işık Oldu! Görünmeyen Işık, görülür hâle geldi Merkez'deki Nur zerrelere ayrıldı ve kıvılcım kıvılcım sonsuzluğa dağıldı Ve bir nabız gibi atan ışıl ışıl kâinat doğdu
Tezahür öncesi Bir olan Varlık, tezahür sonrası, çokluk görünümündeki varlığa dönüştü Böylece statik bir durumda saklı olan sonsuz bir potansiyel enerji, sonsuz varyasyonlar hâlinde dinamizmini ifade eden sonsuz bir kinetik enerji hâline geldi
Varlıklar özlerinde Seçme Özgürlüğü İlkesi'ne sahip olduklarından, Tezahür Merkezi'nden itibaren diledikleri yönde yola koyuldular Varlıkların kendi iradeleriyle attıkları ilk adım, aynı zamanda onların sorumluluk yüklendikleri ilk an oldu

Varlığın Özündeki Bilgi Tezahür Âleminde Örtülür

Tüm varlıklar özlerinde Tanrılık Bilgi'yi taşırlar Ne var ki, bu Bilgi, varlıklar tezahür edince örtülür; sonsuz parlaklıktaki Nur, tezahür âleminde perde perde gizlenir Ancak bu, tezahür sürecinin bir gereğidir Çünki varlıklar seçtikleri Kozmik Yön'de ilerlerken, farklı yoğunluklarda tezahür eden zaman ve mekân şartlarıyla karşılaşırlar Zaman ve mekân da varlıktır; onlar da Seçme Özgürlüklerine bağlı olarak tezahür âlemine yayılmış olup, diğer varlıklarla karşılaşmaları kaçınılmazdır
Varlığın özünde taşıdığı Tanrılık Bilgi, çok yoğun zaman ve mekân ortamlarında, çok sisli bir havada ışığın yolu aydınlatamaması gibi, iyice örtülür, varlığın hareketi yavaşlar ve üzerine düşen sorumluluklar azalır Buna karşılık az yoğun zaman ve mekân şartlarında varlığın özündeki Tanrılık Bilgi, yani Varlıksal İlkeler bütün görkemiyle ışıldamaya başlar, varlık hızlanır ve büyük sorumluluklar yüklenir

Varlıkların Bilgi ve Sorumluluk Farklılıkları
Eşitlik İlkesi'ni Bozmaz

Varlıkların tezahür âleminde, farklı zaman ve mekân şartları içerisinde, bilgilerini farklı seviyelerde kullanabilmeleri ve buna bağlı olarak farklı kapsamda sorumluluklar yüklenmeleri, yani böylelikle ortaya çıkan hiyerarşi, Varlıksal Eşitlik İlkesi'ni ihlâl etmez Çünki özleri bakımından mutlak şekilde eşit olan ve seçtikleri yönde tezahür eden varlıkların, farklı zaman ve mekân ortamlarıyla karşılaşmaları onların eksikliğinden değil, tezahür sürecinin kendisinden kaynaklanır Ayrıca karşılaşma bütün varlıklar için geçerlidir
Varlık, içinde bulunduğu her türlü ortamın şartlarına mükemmelen uyabilecek kabiliyette bir yapıya sahiptir O, bilgisini daraltarak sadece bir atomun sorumluluğunu taşırken, dilerse bilgi seviyesini yükselterek bir gezegeni yönetme sorumluluğunu da yüklenebilir

Varlık Sadece Kendisine Karşı Sorumludur

Varlık Tezahür Merkezi'nden kendi iradesiyle ayrılmış ve kendi seçtiği bir yönde Kozmik Yolculuğu'na başlamıştır Kâinatta ilk hareketi başlatan Varlık, kuşkusuz bunun sorumluluğunu da yüklenmiştir
Tezahür etmesi için Varlığa dışarıdan hiçbir zorlama yapılmamıştır; varlık dışı hiçbir sistem ona belli bir yönü seçmesini emretmemiştir Tezahür sürecine katılım kapsamından ya da özgünlüğünden dolayı hiçbir güç ona hesap sormayacak ve yargılamayacaktır Çok yoğun zaman ve mekân şartlarında bilgi seviyesini düşürerek küçük sorumluluklar aldığı için varlığı cezalandıracak ya da az yoğun zaman ve mekân ortamlarında bilgi seviyesini yükselterek büyük sorumluluklar yüklendiği için de varlığı ödüllendirecek bir sistem kesinlikle mevcut değildir
Varlık kâinat içerisindeki hareketlerinden dolayı mutlak olarak sadece kendisine karşı sorumludur, zaten kendi dışında herhangi bir varlık da yoktur

Varlık Bildiğinden Sorumludur

Kâinat bir Hizmet ve Vazife ortamıdır Her varlık tezahür ederek bu Kozmik Vazife'nin kendisine düşen payıyla meşgul olur Vazifesini kendi seçen varlık, bilgisini de vazifesine uyacak seviyeye ayarlar Bu durumda varlık, Kozmik Vazife'nin sadece kendi bilgisine göre yürüttüğü kısmından sorumludur; kendi bilgisinin dışında kalan kısımlar varlığın sorumluluğunda değildir Başka bir ifadeyle, varlık, tezahür sürecine bilgisi oranında katılır
Bütün'ün denge ve uyumu, ancak her varlığın bilgisinin sorumluluğunu yerine getirmesiyle sağlanır Bilginin sorumluluğunu yerine getirmek demek, varlığın, Kozmik İlke ve Kanunlar'dan kendi seçtiklerini en mükemmel şekilde uygulaması demektir

"Varlık Bildiğinden Sorumludur" İlkesi'nin Etik Sonuçları

İnsana sorumluluk yükleyen bilgi, kitabî bilgi değil, bizzat uygulanarak ya da derin bir sezgiyle gerçekliği varlık tarafından idrak edilmiş ve hazmedilmiş olan bilgidir Böyle bir bilgi, hangi kaynaktan gelmiş olursa olsun, artık o insanın öz malı hâline gelmiş ve bir yaşam düsturu olmuştur Yeri ve zamanı geldiğinde insanın o bilgiyi kullanması gerekir; kullanmadığı takdirde hesap sorulmayı hak eder Çünki insan bildiğinden sorumludur
Hiç kuşkusuz insan bilmediği için yapmadığı ya da bilmeyerek yaptığı hareketlerden dolayı sorumlu tutulamaz
İnsan, kendisinden daha güçlü bir iradenin tehditleri ya da vaatleriyle yaptığı hareketlerden dolayı da sorumlu değildir Çünki insan kendi bildiğine göre değil, o üstün gücün iradesine göre davranmıştır Bu durumda hesap sorulması gereken taraf, insan değil, insan üzerinde hegemonya kurarak, hareketlerini kendine has metotlarla yönlendiren o zorba iradedir İnsanın hareketlerinden sorumlu tutulabilmesi için, bilerek davranmış olması gerekir
Evrensel Yardımlaşma ve Dayanışma Kanunu'na dayanarak, varlık, tekâmül etmek için çok gelişmiş bir öğretici sistemin şemsiyesi altına girebilir Bu durumda o üstün güce yakışan; varlığa karışık, eksik ve hatta yanlış bilgiler vererek şaşkına çevirmek, sert emirleriyle varlığın kendine güvenini kaybettirmek, her davranışını bir kurala bağlayarak sınırlamak, dediğini yaptırmak için korkutmak ya da ödül vaadiyle oyalayarak insanı iki yüzlü yapmak değil; apaçık bilgi verdikten sonra varlığı vicdanen özgür bırakmak, ona bilgisini uygulayabileceği bir ortam hazırlamak ve hareketlerinin sorumluluğunu yüklenebilecek şekilde onu güçlendirmektir
Bilen insan kasten hata yapmaz; şayet hata yapıyorsa, bu, bilmediğinden ya da şartların elverişsizliğindendir Yani insan dünya hayatında sürekli sürçüyor ve pek çok hata yapıyorsa, bunun sorumluluğunu tümüyle insana yüklemek insafsızlık olur Her şeyden önce insan çok yoğun bir zaman ve mekân ortamı içerisindedir Kaba bir fizik bedendeki dar şuuruyla, dünyanın ağır maddî titreşimleri karşısında büyük bir savaş vermektedir İçinde bulunduğu şartlar, özündeki Tanrılık Bilgi'yi dışarıya yansıtmasına engeldir Kısıtlı şartları ölçüsünde varlıksal tezahüre katılımda bulunan insana hesap sormak değil, onu kutlamak ve kutsamak gerekir
İnsanın sorumlu tutulabilmesi için iyinin ve kötünün, doğrunun ve yanlışın ne olduğunu bilmesi şarttır Bu Bilgi ona açıkça verilmediği takdirde, hatalarından dolayı insana hesap sorulamaz Yapılması ve yapılmaması gereken işlerin upuzun sıralandığı çeşit çeşit listeler vermekle insan gelişmez İnsan, kendisine Varlıksal İlkeler ve Tekâmül Kanunları açıklanıp, yaptıklarından tamamen kendisinin sorumlu olduğu öğretilince hızla yükselebilir
İnsan bilerek yaptığı işlerden dolayı sadece kendisine karşı sorumludur Bilmeden yaptığı ya da yaptırıldığı işlerden dolayı ise hiç kimseye karşı sorumlu değildir Ayrıca, insanın dışında onu yargılayacak hiçbir sistem de yoktur Varlık, hareketlerinden dolayı sürekli olarak eleştirilecek, kınanacak ya da yargılanacak bir tutsak değil, kendi iradesiyle tezahüre katılımda bulunan bir kâinat mimarıdır
İnsan hür bir varlıktır Kendi iradesiyle tezahür ederek, kendi bilgisi oranında Kozmik bir Vazife'de rol almıştır ve bu vazifesinde sadece kendisine karşı sorumludur Yaptığı hatalar vazifesini yavaşlatsa da engellemez, ama bu durum o insana ıstırap verir Oysa Kozmik Vazife hepimize ait olduğundan, herhangi bir varlığın vazifesini aksatması, hepimizi etkiler O hâlde varlık olarak aynı öze sahip olduğumuz o kişinin vazifesini aksatıp ıstırap çekmemesi, bundan dolayı kendimizin ve diğer insanların olumsuz yönde etkilenmemesi ve en önemlisi Vazife'nin sekteye uğramaması için Yardımlaşma ve Dayanışma içinde yaşamamız gerekir
Bilen insan bilmeyen insandan da sorumludur

Bu Yazının tüm hakları İnsanlığı Birleştiren Bilgiyi Yayma Vakfi’na aittir

Alıntı Yaparak Cevapla