Yalnız Mesajı Göster

Otomobil Terimleri Sözlüğü

Eski 07-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Otomobil Terimleri Sözlüğü



OTOMOBİL TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ

Otomotiv sektörünün son teknolojiyi kullanmasıyla ortaya çıkan birbirinden donanımlı araçlar, daha fazla konfor ve güvenlik sunmanın yanı sıra sürücülerin bilmek zorunda oldugu bazı elektronik kısaltmaları da beraberinde getiriyor

Türkiye'de bundan 10 yıl önce genellikle sade donanımlı otomobiller kullanan sürücülere, özellikle son 5 yıldır adeta teknoloji harikasına dönen araçlar daha büyük sürüs keyfi yasatırken, bir yandan da otomobillerin elektronik donanımlarını en iyi sekilde ögrenmenin zorunlulugunu getiriyor Sürüs güvenligini en üst seviyeye çıkaran ve daha önceleri genellikle üst sınıf otomobillerde görülmesine alısık olunan elektronik donanımların, alt sınıftaki modellerde de yaygınlasmaya baslaması sonucu, bir süre öncesine kadar ''AC (Air Condition)'', ''ABS (Antiblock Brake System), ''EBD (Electronic Brake Distributor)'' gibi terimlere asina olan sürücüler, artık ''ESP'', ''BAS'', ''MSR'', ''ASC+T'' gibi kısaltmalarla da sıklıkla karsılasıyor

Otomobil modellerinde kullanılan ve sürücülerin ögrenmek için neredeyse sözlük yardımına ihtiyaç duyacagı bazı elektronik donanımların kısaltmalarının anlamları şöyle:

A-SÜTUNU: Otomobilin orta gövdesinin önünde yükselen, tavanı taşıyan sağ ve sol köşede bulunan ve içinde pasif güvenlik unsuru destekleri olan sütun

ABAT-VENT: Speedster otomobillerde kullanılan alçak ön cam veya rüzgar kesici çıkıntı

ABAXIAL: Dingil harici yapı

ABC (Active Body Control): Otomobilin yanlara, öne ve geriye doğru kasılmasını engelleyen Mercedes patentli hidro-elektronik sistem

ABS (Anti Block System): Sert frenajda veya kaygan zemin üzerinde tekerleklerin kilitlendiğini sensörler yardımı ile algılayan, milisaniyeler içinde fren disklerinin tekerleklerin tutunma işlemi başlayıncaya kadar sıkılıp boşaltılmalarını ve bu sayede sürücünün en zorlu şartlarda bile direksiyon hakimiyetini korumasını sağlayan elektronik sistem Ani frenajlarda cisimden kurtulmaya olanak sağlayan ABS birçok otomobil markası tarafından standart ve isteğe bağlı olarak kullanılıyor

AC (Air Conditioner): Klima sisteminin kısaltmasıdır

ADB (Automatische Differantial Bremse): Standart kilitli diferansiyellerin elektronik devreli bir versiyonu

ADEZYON: Sıvıların veya madenlerin birbirlerine yapışmasını sağlayan kuvvete adezyon denir

AERODİNAMİK: Hareketli bir cismin hava akımı içindeki davranışının incelenmesine aerodinamik denir İlk olarak uçakları incelemek için geliştirilmiştir Modern otomobillerin şekilleri yuvarlaklaştırılarak hava otomobilin çevresinden kolayca geçebilmektedir Bu da havadan kaynaklanan sürtünmeyi azaltır Bu sayede otomobilin dengeli yol alması ve yakıt tüketiminin azalması sağlanır

AFS (Active Fahrwerks Stabilierung): Temel olarak ABC ile aynı işlevi görür Sistem Citroen Xantia Activa'da kullanılmaktadır

AKICILIK DERECESİ (Vizkozite): Bir sıvının dar bir boğazdan akabilmesine o sıvının akıcılık derecesi denir Bu, belli bir hacimdeki sıvının belli bir çaptaki delikten akma zamanıdır

AKS: Otomobil eksenine dik, tekerleri taşıyan bir veya birden fazla tekerleği barındıran bir mildir

AKSELERASYON: Otomobilin hızlanması

AKTARMA ORGANLARI: Motor gücünü tekerleklere aktaran organlardır Pek çok parçadan oluşur ve motor gücünü tekerleklere şanzıman üzerinden aktarır

AKTİF GÜVENLİK: Otomobilin kaza pozisyonuna girmesini engellemeye çalışan ve güvenliği arttıran elemanların tümü ABS ve BAS sistemlerine sahip frenler, yol tutuşu maksimize eden ESP, gelişmiş süspansiyon sistemi, iyi durumdaki lastikler gibi faktörler

AKÜMÜLATÖR: Akümülatörler elektrik enerjisini kimyasal enerji halinde depo eder, devrelerine elektrikli alıcılar bağlandığı zaman bu kimyasal enerjiyi tekrar elektrik enerjisine dönüştüren araçlardır Motorun hareketinden elektrik üreten parça olan alternatör, motor çalışmazken elektrik üretemez Bu nedenle akümülatöre ihtiyaç duyulur Motor çalışmadığı zamanlar kullanılmak üzere elektrik enerjisi depolar

ALB (Anti Lock Brakes): ABS'nin ilk ve basit şekli Kızaklayan tekerlekleri hızlı ritimde bırakıp tekrar tutan fren sistemi

ALTERNATÖR: Alternatif akım üreten ve düşük motor hızlarında bir dinamodan daha yüksek enerji üreten jeneratör Şarj dinamolarının aksine dalgalı (alternatif) akım meydana getir Bisiklet dinamolarına benzer bir biçimde çalışarak elektrik üretir

ALT ÖLÜ NOKTA (AÖN): Pistonun silindir içinde inebildiği en alt noktada, yön değiştirmek için bir an durakladığı yerdir Kısaca AÖN olarak belirtilir

AMPERMETRE: Aküye girip çıkan akım miktarını ölçen ve gösterge tablosunda bulunan bir ölçü aleti

AMORTİSÖR: Otomobilde yayları frenleyerek ani yaylanmaları önleyen ve sarsıntıları azaltan düzenek

ANA YATAKLAR: Ana yataklar, motorda krank milini taşıyan yataklardır

ANTİFRİZ: 0 derece ve altında radyatör suyuna katılarak suyun donmasını önleyen kimyasal madde Antifriz ayrıca radyatörü ve soğutma sistemini pas ve korozyondan korumak amacıyla da kullanılır

AQUAPLANING: Su birikintilerinden geçerken lastiklerin profilinden suyun kenara çıkamamasından kaynaklanan aracın lastiklerinin yerle ile temasının kalmaması sonucunda suya girdiği yönde veya tam olarak savrularak hareket etmesi

ASC+T (Automatische Stabilitäts Control+Traktion): BMW'de kullanılan elektronik çekiş kontrol sistemi olup, sürekli arka tekerleklerin durumunu gözlemleyerek bir kayma olup olmadığını denetler Arka tekerleklerde bir kayma olursa ASC+T devreye girip frenleri ve motoru kontrol ederek otomobilin yolda kalmasını sağlar

ASR (Anti Schlupf Regelung): Kaygan yol koşullarında özellikle kalkış anında otomobilin patinaj yapmasını engelleyen sistem

ATALET: Bir cismin herhangi bir hareket yönüne veya hız değişikliğine karşı gösterdiği dirençtir

ATEŞLEME AVANSI: Silindirde sıkıştırılan yakıt-hava karışımının ateşlendikten sonra tamamen tutuşabilmesi için gereken süredir

ATEŞLEME BOBİNİ: Ateşleme sisteminde transformatör gibi görev yaparak batarya voltajını binlerce voltaja yükseltir Bu yüksek voltaj bujinin tırnakları arasında kıvılcım meydana getirir

ATEŞLEME NOKTASI: Motorinin sıkıştırılma sonucunda silindir kafasındaki sıcak gazların içine püskürtüldüğü anda kendiliğinden ve hemen ateş alma sıcaklık noktasına ateşleme noktası denir

ATEŞLEME SIÇRAMASI: Yanlış bujinin karışımı tutuşturmasına ateşleme sıçraması denir Ateşleme sıçraması genellikle buji veya distribütör kapağının ya da tevzi makarasının hatalı oluşundan meydana gelir

ATEŞLEME SIRASI: Motor silindirlerinin ateşlenme sırası veya silindirlerde güç zamanının meydana geliş sırasıdır

ATEŞLEME SİSTEMİ: Silindirlerde sıkışan hava-yakıt karışımının yakılabilmesi için bujilere yüksek voltajlı kıvılcım sağlayan sistem Batarya, ateşleme bobini, distribütör, kontak anahtarı, kablolar ve bujiler bu sistemin parçalarıdır

ATMOSFERİK BASINÇ: Dış hava ağırlığının aşağıya doğru basma kuvvetine atmosferik basınç denir

AWD (All Wheel Drive): 4 tekerlekten çekiş sistemi Bu tip otomobillerde motor gücü dört tekerleğe birden aktarılır

AWS (All Wheel Steering): Direksiyonun dört tekerleği birden yönlendirebildiği sistem

AUTODIMMING: Dikiz aynalarında kullanılan duyarlı aynanın ışığı daha yoğun kırarak, kararması

AYARLAMA: Motorun en iyi şekilde çalışabilmesi için yapılan motor ayarları

BAKIR KURŞUN YATAKLAR: Genellikle dizel motorlarında yaygın bir şekilde kullanılan yatak çeşididir

BALANST REZİSTÖR DEĞERLERİ: Elektronik ateşleme sistemi iki rezistör ile korunur Bunlar, 0,55 ohm olan normal devre direnci ile 5ohm olan yardımcı devre direncidir

BALATA (FREN PABUÇLARI): Yarım daire şeklinde kavis verilmiş metal bir parça Üzerine ısıya karşı oldukça dayanıklı olan balata perçinlenmiştir Frene basıldığı zaman bu balata kampanaya sürterek frenleme etkisi gösterir

BAS (Brake Assist System): Panik frenlemede fren hidroliği içindeki basıncı arttıran ve her tekerde eşit fren gücünün oluşmasını sağlayan sistem

BASINÇLI KAPAK: Suyun kaynamasını ve kaybını önleyen, soğutma sistemini basınç altında çalıştıran supaplı bir kapaktır

BASKI YATAĞI: Debriyaj pedalına basıldığında, baskı parmaklarını bastırarak motor ile güç aktarma organlarını birbirinden ayıran mekanizmadır

BATARYA: Elektrik enerjisini kimyasal enerji olarak depo eden ve akım kaynağı olarak kullanan düzenek

BENZİN: Ham petrolden elde edilen ve otomobillerde yakıt olarak kullanılan bir hidrokarbondur

BENZİN MOTORLARI: Buji ile ateşlenen, benzin veya benzin türevi yakıt kullanan motorlara benzin motorları denir

BENZİN YANMASI: Benzin-hava karışımı silindir içinde sıkıştırma zamanı sonunda, bujinin meydana getirdiği kıvılcım neticesinde düzenli olarak yanmaya başlar Hiçbir zaman patlamaz Normal yanma bujide başlar ve sonra bir alev dalgası halinde ateşleme odasını kat eder

BERABER ÇALIŞMA: Çok silindirli motorlarda genellikle silindirlerin ikişer ikişer beraber çalışmasıdır Örnek olarak dört silindirli bir motorda, birinci silindir ile dördüncü silindir pistonları ikisi beraber ve üçüncü silindir ile ikinci silindir de beraber çalışır

BEYGİRGÜCÜ: Motor tarafından üretilen gücün birimi 0, 7457 kw'a eş değerdir

BİLEŞİK YAĞLAR: Bu tip yağlar genellikle ince yağlar olup, SAE numarası yüksek yağların özelliklerini karşılamak için içlerine bazı kalınlaştırıcı katıklar katılmış yağlardır

BI-XENON: Bi-Xenon farlar, günümüzün en gelişmiş ve en güçlü far teknolojilerinden biridir B-xenon ismi, uzun ve kısa farlar için iki ayrı xenon ampul kullanılmasından gelmektedir Xenon farın dalgaboyu ve dolayısıyla maviye yakın olan rengi güneş ışığına çok yakın olduğu için, gece sürüşünde karşıdan gelen sürücünün gözünü almaz ve yansımayı en aza indirir enon gazının içinden geçen ışık, 70 mm çapındaki hareketli lensten yansı¤¤¤¤¤ geniş ve uzun mesafeli "uzun far" etkisini yaratır Bu farlar günümüzde bir çok otomobilde standart ve isteğe bağlı olarak sunulur

BİYEL CIVATALARI: Biyel cıvataları, biyel kepini biyel başına bağlayan cıvatalardır

BİYEL KEPİ: Biyel ile biyel muylusu arasındaki bağlantıyı sağlayan parçadır

BİYEL MUYLUSU: Biyelin krankta bağlandığı yüzeydir

BİYEL YATAĞI: Biyel başında bulunan, içinde krank mili biyel muylusunun döndüğü yataktır

BİYELLER: Piston ile krank mili biyel muylularını birleştiren parçalardır

BOĞAZLI KARTEL: Yanlardan üst kartele, önden ve arkadan kavis biçiminde, ön ve arka ana yatak kepine oturan kartellere boğazlı kartel denir

BOXER MOTOR: Silindirlerin aynı, genellikle tam yatay, düzlemde (180 derece) karşılıklı olarak çalıştığı, otomobile ekstra denge sağlayan motor

BUHAR TAMPONU: Karbüratöre doğru olan benzin akışının, yakıt sistemindeki benzinin buharlaşması nedeniyle gecikmesi veya durmasıdır

BUJİ: İki elektrod ve porselenden oluşan parça Silindir içindeki sıkışmış hava-yakıt karışımı, bujinin elektrotları arasında oluşan yüksek voltajla ateşlenir

BUJİ ARIZALARI: Buji arızaları genellikle motora göre uygun sıcaklıkta buji kullanmamaktan, bujinin yanlış yerleştirilmesinden veya motordaki ateşleme sistemi ya da yakıt sistemi arızasından meydana gelir Genellikle görülen buji arızaları, üst porselenin çatlamış veya kırılmış olması ve burun porseleninin çatlak veya kırık olmasıdır

BUJİ SICAKLIĞI: Silindir içine emilen benzin-hava karışımının yanma zamanında meydana getirdiği ısı enerjisi yaklaşık olarak 2000 - 2500 derece arasındadır

BUJİ TIRNAK ARALIĞI: Bataryalı ateşleme sisteminde buji tırnak aralığı genellikle 0,6 - 0,8 mm arasındadır

BURÇ: Yatak görevi gören silindir bir parçadır

BURÇ AÇICI ZIMBA: Burçları bulundukları yerde sıkıştırmak için kullanılan alettir

CABRIOLET (Cabrio): Normal dört kişilik binek otomobillerin üstü tümüyle açılabilen karoser tipi

CBC (Cornering Brake Control): Arka akstaki frenlerin optimal kullanımını sağlayan yardımcı fren sistemi Fren sisteminin içinde hidroliğin en doğru şekilde dağılımını sağlar

CD: Hava direnci katsayısı Bir otomobilin ne kadar hava direnciyle karşılaşacağını gösterir Hava sürtünmesi azaldıkça otomobilin yakıt tüketimi de azalır Otomobil firmaları bu katsayıyı azaltmak için yeni tasarımlar geliştiriyor

CDI (Common-rail Direkt Injection): Bosch tarafından geliştirilen dizel yakıtın yaklaşık 1350 bar basınç ile yanma odasına püskürtülmesini sağlayan sistem Mercedes'in kullandığı bu sistem diğer markalar tarafından TDI (Audi, VW, Seat, Skoda), JTD (Fiat), veya DTI (Opel) olarak adlandırılır

COMAND: Yeni nesil otomobillerde navigasyon sistemi, telefon, saat, TV alıcısı, radyo, kaset ve CD çalardan oluşan müzik sisteminin hepsine kumanda eden sistem

COMBİ: İnsan taşımacılığında kullanılan ticari araçlara verilen ad

COMMON RAIL: Dizel motorlarda daha yüksek basınç sağlayan ve performans/ekonomi oranını ideale yaklaştıran enjeksiyon sistemi Common-rail sisteminde "kütük" adı altındaki bir dağıtıcıdan silindirlere yakıt gönderiliyor Common-rail sisteminde her enjektörden silindirin o anlık ihtiyacı kadar motorin geçiyor Böylece yakıt tüketimi azalıyor ve performans artıyor

COMPACT: Orta sınıf otomobillerin karoser biçimi için kullanılır

CONTA: Motorda, birleştirilen parçaların arasına sızdırmazlık sağlaması için konulan, çeşitli malzemelerden yapılan plakalar

CONTA YAPIŞTIRICISI: Contalara sürülen yapıştırıcı bir maddedir

COUPE: Yanında tek kapısı olan otomobil tipi

CRUISE CONTROL (Otomatik hız kontrol): Sürücünün ayağını gazdan çekmesine olanak tanı¤¤¤¤¤, otomobili belli bir hızda tutabilen bir sistemdir Bu sistemde, araç ayarlanmak istenilen hıza ulaştığında ilgili sistem ile ilgili bir düğmeye basılır ve ayak gaz pedalından çekilir Sistem devreden çıkarılmak istendiğinde tekrar gaza basmak ya da ilgili düğmeye tekrar basmak yeterlidir

CVT (Continuosly Varible Transmission): Sürekli değişken şanzıman olarak adlandırılan bu sistemde dişli çemberleri birbirlerine bir çelik bantla bağlı bulunur Böylece kademesiz bir vites kontrolü sağlanır

CVVT: Elektronik olarak değişken supap zamanlaması ile çalışan motor

ÇAMUR PERDELERİ (TOZLUKLAR): Oynak parçalara toz ve pislik girmesini önleyen, kauçuktan yapılmış koruyucular

ÇAMURLU TORTU: Karterin içinde zamanla biriken toz, pislik, yağ ve su karışımı olan oldukça yapışkan bir tortudur

ÇAN AĞZI: Aşınmış olan silindirik bir parçanın daha fazla aşınmış olan tarafıdır

ÇAP KUMPASI: Mil çapını, delik iç çaplarını ve parça kalınlıklarını ölçebilen bir ölçü aletidir

ÇAPAK: Madeni bir yüzeyden kesici aletle kesilen küçük metal zerreciklerdir

ÇAPRAZ KUŞAKLI LASTİK: Katlardaki iplikler diyagonal olarak yerleştirilmiş lastik

ÇAPRAZ TİP KARDAN MAFSALI: Bu mafsallar esas olarak birbirleri ile 90 derecelik açı yapacak şekilde bir istavrozla tutturulmuş olan ve ana şafta bitişik olan iki kelepçeden meydana gelmiştir Çapraz tip mafsalın yağlama işlemi mafsalın yapımına bağlıdır

ÇARPMALI YAĞLAMA SİSTEMİ: Çarpmalı yağlama sistemi, yağ pompasının karterdeki motor yağını yağ çanağına basarak, çanağı daima dolu bulundurması şeklinde çalışır

ÇEKİŞ MİLİ: Gücü doğrudan tekerleklere aktarır

ÇEKTİRME: Bir paçanın diğerinden hasar yapmadan çıkarılmasında kullanılan bir tamir takımıdır

ÇEVRİM: Bir motorda iş elde etmek için tekrarlanmadan meydana gelen olayların topl¤¤¤¤¤ bir çevrim denir Dört zamanlı motorlarda bir çevrimin tamamlanabilmesi için pistonun dört hareketine (krank milinin iki tam devir yapmasına) gerek vardır Dört zamanlı motorlarda bir çevrim, Krank milinin 720 derecelik dönüşü ile tamamlanır

ÇIKIŞ MİLİ: Gücü tekerleklere aktarır En büyük viteste giriş miliyle çıkış mili aynı hızda döner, böylece otomobil hızlı gider

ÇİVİLİ LASTİK: Karlı ve buzlu yolda kullanım içindir Ayrıca yarış otomobillerinde kullanılır

ÇİZİLMİŞ YÜZEY: Çizilmiş ya da kanal açılmış yüzey Silindir yüzeylerinin pistonla beraber aşağı yukarı hareket eden atıklarla veya zımpara taneleri yardımıyla çizilmesi gibi

ÇOK AMAÇLI GRESLER: Lityum sabunlu greslerdir Orta kıvamda, suya dayanıklı olduğundan aracın her yerinde kullanılabilir özelliğe sahiptir

ÇOK LEVHALI KAVRAMA: Bir tür debriyaj kavrama şeklidir Bu tür debriyajda, değişik işleten ve işleyen diskler kullanılmaktadır Önemli olan her işleten diskin uygun yük miktarını işleyen disklere aktarması ve bütün işleyen disklerin dönüşlerine aksettirilmesidir Bu tür debriyaj, binek otomobilleri mekanik vites mekanizmalarında görülmemekle beraber otomatik vites mekanizmalarında ana unsuru oluştururlard/d

DBC (Dynamische Bremsen Control): BAS'ın (Brake Assist System) -yani panik frenlemede fren hidroliği içindeki basıncı arttıran ve her tekerde eşit fren gücünün oluşmasını sağlayan sistemin- BMW'de kullanılan versiyonu

DEBRİYAJ: Pedalla harekete geçirilen ve motorla vites kutusunun bağlantısını keserek vites değiştirilmesini sağlayan sistem

DEĞİŞKEN SUPAP ZAMANLAMASI: Değişken supap zamanlaması, motor işletim sisteminin hangi devire göre hangi supap zamanlamasının kullanılacağını belirlenmesi ve her devirde en verimli çalışmayı sağlamasıdır Böylece motor düşük devirlerde az yakıt tüketirken yüksek devirlerde de iyi bir performans sunuyor

DESELERASYON: Araçların duruncaya kadar yavaşlaması

DETERJAN KATIKLAR: Bu katıklar yağın yıkayıcı ve temizleyici özelliğini sağlar Motor içindeki pislikler genellikle yakıt ve yağların bıraktıkları kül, karbon, kurum ve is gibi kalıntıları içerir Deterjan katıkları gerek soğukta, gerek sıcakta bu kurumların ve birikintilerin oluşumuna engel olarak motoru temiz tutar

DETONASYON: Karışımın buji tarafından ateşlenmesinden sonra yanmanın düzensiz olarak gerçekleşmesine detenasyon denir Karışımın ani yanması sonucu yükselen basıncın oluşturduğu vuruntu çok şiddetli olursa, motor parçaları yıpranır

DEVİR GÖSTERGESİ: Sürücüye motorun krank milinin dakikada kaç devir yaptığını bildirir

DIN (Deutsches Institut für Normung): Tüm ölçümlerde kullanılan Alman endüstri normu, 1 DIN= 112 SAE

DIŞTAN YANMALI MOTORLAR: Dıştan yanmalı motorlar otomobillerde kullanılmayan bir motor çeşidi olup, yakıtın dışarıda bir yerde yakılması ile üretilen ısı enerjisini mekanik enerjiye dönüştüren makinalardır

DİFERANSİYEL: Otomobil viraj alırken iç ve dış tekerleklerin farklı hızlarda dönmesini sağlayan dişli çark sistemi

DİFERANSİYEL DİŞLİSİ: Tekerleklerin değişik hızlarda dönüşünü sağlayan diferansiyel kutusundaki dişli düzeneği

DİNAMO: Mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çevirerek bataryayı şarj eden elektrik sisteminin bir parçası

DİNAMOMETRE: Motorun çıkış gücünü ölçen cihaz

DİNGİL: Tekerleklerin üzerinde döndüğü çubuk

DİNGİL UZAKLIĞI: Direksiyonun düz tutulduğu durumda, ön ve arka aks arasındaki uzaklık

DİOD: Transistörlü ateşleme sisteminde kullanılan parçalardır Diodlar, bir voltaj rölesi gibi görev yaparak, transistörü aşırı voltajın etkisinden korur

DİREKSİYON: Bir aracı istenilen tarafa yöneltmek için ön tekerleklerin sağa veya sola istikametlerini değiştiren mekanizmaya direksiyon sistemi denir

DİREKSİYON DİŞLİLERİ: Direksiyon dişlileri, direksiyon simidinin dönme hareketini doğrusal harekete çevirerek aracın ön tekerleklerine ileten, direksiyon milinin ucuna yerleştirilmiş olan dişlilerdir

DİREKSİYON SİMİDİ: Aracı istenilen yöne çevirmeye yarayan, direksiyon milinin ucunda bulunan yuvarlak bir parçadır Güvenli bir sürüş için direksiyonu iki elle ve saat 9:15 pozisyonunda tutunuz

DİSKLİ FREN: Bisiklet frenine benzer Frene basılınca pistonun hareketiyle bataryalar tekerleğe bağlı diske sürtünür ve tekerlek yavaşlar

DİSPERSAN KATIKLAR: Bu katıklar, deterjan sayesinde motorun içinden çözülen pisliklerin etrafını sararak ateşleme odasına, supap odalarına, yağ kanallarına, filtre elemanlarına ve motor çeperine yapışmasını önler Çok küçük parçalar halindeki pisliğin yağ bünyesinde askıda kalması özelliği dispersan katığı sayesinde sağlanır

DİSTRİBÜTÖR: Bujilerin doğru zamanda ateşlemelerini sağlamak için onlara elektrik dağıtımı yapan sistem

DİSTRİBÜTÖR KAPAĞI: Genellikle bakalitten imal edilen bir kapaktır Kapak içinde, ateşleme bobininden gelen yüksek voltajın bujilere iletilebilmesi için motor silindir sayısı kadar eşit aralıklı madeni uçlar bulunmaktadır

DİSTRİBÜTÖR TABLASI: Platin takımı ve kondansatörü üzerinde taşır Mekanik avanslı distribütörde sabit olarak gövdeye bağlanmıştır

DISTRONIC: Radar destekli bilgisayarlı cruise control sistemi Önde yaklaşılan aracın hızının kendi hızından az olduğunu belli bir mesafede algılayan sistem, motoru sıkıştırarak veya fren yaparak otomobili yavaşlatıyor Önü boşalınca da otomobili programlı hızına tekrar çıkarıyor

DİŞLİ ÇARKLAR (DİŞLİ): Dişleri olan ve birbirini harekete geçiren, yuvarlak makine parçaları

DİŞLİ ORANI: Birbirlerinin dönmesini sağlayan iki di? şlinin veya milin dönme oranlarıdır

DİŞLİ YAĞLARI: Hassas olarak işlenmiş dişli yüzeylerinde kullanılan yağlardır Bu tür diş yüzeylerinde korozyona ve yağın kalınlaşmasına neden olacak maddelerin meydana gelmemesi için dişli yağlarının kimyasal stabiliteye sahip olmaları gerekmektedir

DİYAGRAM VERİMİ: Endikatör diyagramından ölçülen işin, teorik çevrim diyagramından ölçülen iş oranına diyagram verimi denir

DİZEL ÇEVRİMİ: Dizel motorlarda motorin, silindire emilerek sıkıştırılmasının ardından püskürtülür ve daha sonra sıkıştırılan havanın sıcaklığı ile tutuşur Dizel motorlarda bu şekilde gerçekleşen çalışma düzenine dizel çevrimi denir

DİZEL MOTORU: Dizel motoru, dizel çevrimine göre çalışan bir motordur

DOHC (Double Over Head Camshaft): Her silindir sırasının üstünde bulunan çift eksantrik mili

DONMA NOKTASI (YAKIT): Yakıtın katılaştığı veya donduğu ısı derecesine donma noktası denir Bu ise yakıtın soğuk havada kullanılabilme oranını gösterir Özellikle motorin soğuk havalarda kristalleşerek donabilir

DÖNER PİSTONLU MOTOR (ROTARY-WANKEL MOTOR): 1954 senesinde Felix Wankel tarafından geliştirilmiş bir motor türüdür Bu motorda silindir geometrik elips biçimi şeklindedir Bu motorun çalışma prensibi kısaca, yakıt odasına sahip blok içinde üçgen şeklinde bir döner pistonun dönerek, silindir içinde değişik yakıt hacimleri ve sıkıştırma oranları meydana getirmesidir

DÖNÜŞ DAİRESİ ÇAPI: Aracın dönebileceği en küçük dairenin dış çapıdır Küçük otomobiller için bu çap daha küçük olur

DÖRTLÜ KARBÜRATÖR: Dört boğazlı karbüratöre dörtlü karbüratör denir

DÖRT ZAMANLI MOTORLAR: Dört zamanlı Otto motoru prensiplerine göre geliştirilmiş olan dört zamanlı çalışma sistemi olan motorlardır Bu dört çalışma zamanı emme, sıkıştırma, iş (güç, yanma, genişleme) ve egzoz olarak sıralanır

DÜZ SİLİNDİR KAPAKLI MOTOR: L tipindeki motor, düz silindir kapaklı motordur

DRIVE-BY-WIRE: Otomobildeki direksiyon simidi ile fren ve gaz pedalları hareketlerini bilgisayar kontrollü elektronik sistem üzerinden inanılmaz bir hızda mekaniğe ve hidroliğe aktaran sistem

DSC (Dynamic Stability Control): ESP ile aynı prensipte, dört tekerleğin yola en güvenli şekilde basmasını sağlayan sistem Elektronik stabilite sistemi ağırlıklı olarak BMW'de kullanılır

DSP (Dynamic Shift Program): Şanzıman ayarlarını sürücünün kullanım tarzına göre değiştiren gelişmiş otomatik şanzımanEAS (Elektronik Active Steering): Ön tekerleklerin ani direksiyon hareketleri sebebiyle yol tutuşu bozmasını engellemeye çalışan aktif direksiyon sistemi

EAS (Elektronik Active Steering): Ön tekerleklerin ani direksiyon hareketleri sebebiyle yol tutuşu bozmasını engellemeye çalışan aktif direksiyon sistemi

EBD (Electronic Brake Distributor): Fren gücünün dört tekerlekte eşit olmasını sağlayan hidrolik dağılım destek sistemi

EBV: Fren hidroliğinin basıncını ve dağılımını kontrol eden supap sistemi

ECE (Economic Commission for Europe): Avrupa Birliği ülkelerinde kullanılan yeni norm

ECOTEC: GM'in geliştirdiği çevreci ve ekonomik özelliklerde teknoloji sağlayan motor

EDLS: Özellikle arkadan itişli otomobillerde, tekerleklerin eşit güçte dönmesini sağlayan elektro-mekanik diferansiyel kilit sistemi

EGZOZ GAZI DEVİRDAİMİ SİSTEMİ (EGR): Dizel araçlarda bulunan ve egzoz gazındaki is parçacıklarını yakalamak için ek bir sistemdir

EGZOZ BORUSU: Motordan çıkan yanmış gazları dışarı atar

EGZOZ MANİFOLDU: Motor silindirlerinde yanmış olan gazların dışarıya atılmasını sağlayan, bir seri borudan yapılmış motor parçası

EGZOZ PATLAMASI: Sistemdeki bir kaçak, ateşlemenin rötarda olması ya da düşük oktanlı yakıt nedeniyle egzozdan gazların patla¤¤¤¤¤ çıkması

EGZOZ SUBABI: Egzoz zamanında açılarak yanmış egzoz gazlarının silindirden dışarı atılmasını sağlayan supap

EGZOZ ZAMANI: Egzoz supabının pistonun alt ölü noktadan üst ölü noktaya doğru yaptığı strok sırasında açılarak, yanmış gazların silindirlerden dışarıya atılmasıdır

EĞRİLİK AÇISI: Oto tekerleğinin yerden yükseliş açısı

EKSENEL GEZİNTİ: Bir milin iki ucuna doğru yapmış olduğu harekete eksenel gezinti denir

ELASTİSİTE: Araçların ara hızlanması, performanslarındaki esneklik

ELCODE: Otomobile binerken veya indikten sonra, çok değişken formüllerle uzaktan kumanda şifresi (data-check) yaratan "kontak anahtarı", aynı zamanda motoru da "kilitleyebiliyor"

ELEKTRİK SİSTEMİ: Otomobillerin elektrik sistemlerinde ateşleme bobini, distribütör, regülatör, batarya, şarj dinamosu, marş motoru ve kablolar yer alır

ELEKTRİKLİ YAKIT POMPASI: Kamyon, otobüs gibi genellikle ağır hizmet tipi araçlarda bulunan elektrikli yakıt pompası, aracın bataryasından veya şarj dinamosundan aldığı akımla çalışarak, yakıt deposundan karbüratöre yakıt aktarır

ELEKTROLİT: Bataryadaki asit ve saf su karışımı

ELEKTRONİK ATEŞLEME SİSTEMİ: Bataryalı ateşleme sistemi parçalarına ek olarak, distribütörde manyetik ünite ve kontrol ünitesi ile donatılmış sistemdir Elektronik ateşleme sistemi, manyetik alandaki değişmelerin meydana getirdiği elektrik akımı prensibine dayanır Bu sistemde birbirine temas eden hiçbir parça yoktur Klasik ateşleme sisteminde görülen platin ve meksefe, ateşleme sisteminde yer almaz Bu sistemde motor ateşleme zamanı fabrikada ayarlanır ve bu ayar hiçbir şekilde aracın yaptığı kilometre arttıkça değişmez, sabit kalır

ELEKTRONİK YAKIT ENJEKTÖRÜ: Emme borularına, motorun devrine, ısısına ve gaz verme durumlarına göre yakıt iletimini kontrol eden aygıt

ELEKTROT ARALIĞI KARBON İLE KISA DEVRE: Ateşleme odasında meydana gelen karbon depozitlerinin, buji elektrotları arasında kısa devre meydana getirmesidir

ELEKTROT GÖBEĞİNDE KISA DEVRE: Ateşleme odasında meydana gelen depozitlerin, porselen göbek ile bujinin madeni kısmı arasında kısa devreye neden olmasıdır

EL FRENİ: El ile çalıştırılan, otomobil park edildiğinde hareket etmesini önleyen, genellikle arka frenlere bağlı fren sistemi

EMME MANİFOLDU: Karbüratörden motorun silindirlerine yakıt-hava karışımının akışını sağlayan, bir seri borudan yapılmış motor parçası

EMME MANİFOLDU AYARI: Emme manifoldunun iyi bir performans gösterebilmesi için gerekli olan ayardır Emme manifoldu belli bir hacim ve uzunlukta yapılmalıdır

EMME STROKU: Emme zamanında, üst ölü noktadan alt ölü noktaya doğru olan piston stroku sırasında silindire hava-yakıt karışımının girmesidir

EMME SUBABI: Emme zamanında açılarak silindirlere hava-yakıt karışımının girmesini sağlayan supap

EMME ZAMANI: Pistonun üst ölü noktaya yaklaşmasıyla birlikte emme supabının açılmasına, emme zamanı denir

EMNİYET KEMERİ: Araçlarda sürüş anında sürücü ve yolcuların güvenliklerini sağlamaya yönelik bir sistemdir Emniyet kemerinin görevini en iyi şekilde yapabilmesi için, alt bölümünün iki tarafta leğen kemiğinin üzerinden ve üstte de omuzun üzerinden geçmelidir

EMNİYET KEMERİ ÇEŞİTLERİ: Aktif gergili emniyet kemeri sistemlerinde Emniyet kemerindeki boşluğu almak için (özellikle kışın kalın giysiler giyildiğinde) bir algılayıcıya bağlı bir gergi sistemi, devreye girerek yolcu emniyet kemeri üzerine yüklenmeden önce kemeri gerer Böylece yolcunun hareketi en aza indirgenir İki tip gergi sistemi vardır; yaylı ve ateşlemeli Yaylı tip; algılayıcıdan gelen uyarı sonucunda bir yay tetiklenir ve emniyet kemeri gerilir İkinci tipte ise hava yastığında olduğu gibi bir ateşleme mekanizması kullanılır Darbe uyarısı geldiğinde bir gaz ateşlenerek emniyet kemeri gerilir Bu sisteme "piroteknik" de deniliyor

EMNİYET KEMERİ YÜKSEKLİK AYARI: Emniyet kemerinin farklı boylardaki insanlara göre ayarlanabilmesini sağlar

ENDÜKSİYON BOBİNİ: Endüksiyon bobini, 6-12 voltluk batarya voltajını bujide tırnak aralığını atlayacak kadar yüksek voltaja çıkaran oto transformatörüdür

EPS (Elektro Power Steering): Hidrolik destekli ve hıza duyarlı elektrik motorlu direksiyon sistemi

ERKEN ATEŞLEME: Yanma odasına sıkıştırılmış olan karşımın buji kıvılcımı ile yakılmadan, kendi kendine yanmaya başlamasına erken ateşleme denir Erken ateşlemenin başlıca nedeni, yanma odalarında fazla karbon birikintilerinin oluşmuş olmasıdır

ESP (Electronic Stability Program): Otomobilin savrulma ihtimaline karşı dört tekerleğin dönüşünü sürekli kontrol eden sensörler ile gerektiğinde tek bir tekerleğe bile fren yaptıran ve amortisörlerin hareketini de kontrol eden sistem

EZİLEBİLİR BÖLÜM: Aracın kaza anında ezilebilecek bölümlerine verilen ad Bu bölümler kaza anında açığa çıkan enerjinin büyük bölümünü yutar, kalan enerjiyi ise otomobilin gövdesinde yolculara zarar vermeyecek biçimde yönlendirir

ETC: Elektronik çekiş kontrol ve düzeltme sistemi

Alıntı Yaparak Cevapla