Konu
:
Mumbai &Amp; Hindistan
Yalnız Mesajı Göster
Mumbai &Amp; Hindistan
07-17-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Mumbai &Amp; Hindistan
Mumbai’de gerçek hayat
hayatı tozpembe gösteren danslı müzikli Bollywood filmlerinden çok daha farklı
Ama şehrin sevilmeye değer yanları da asıl bu gerçekliğinde yatıyor
Dünyada bir avuç şehir var ki
sırf isimleriyle bile tuhaf bir cazibe taşırlar
Genellikle mega-kent olarak anılırlar; oraya hiç gitmemiş
belki de hiç gitmeyecek olanları da cezbeden bir çekim güçleri vardır o şehirlerin
Yalnızca
nüfuslarının sayısal çokluğuyla değil
o nüfusun yarattığı müthiş dinamizm ve farklılıklar yelpazesiyle de başka hiçbir yere benzemezler
Kendi ülkelerinin
hatta bazen dünyanınnabzı oralarda tutulur
Çoğumuz hayatında bir gün oraya gitmeyi hayal eder
bu hayalin gerçekleşmesi mümkün gözükmese bile
Öylesine yaygın bir çekicilikleri vardır işte: Roma
Tokyo
Meksiko City
Buenos Aires
Rio de Janeiro
New York ve İstanbul böylesi yerlerdir
Mumbai’yi de bu mega-kentler arasında ayrıcalıklı bir yere koyabilirizrahatlıkla…
Mumbai -eski adıyla Bombay- denince ilk önce insanın aklına neler gelir? Daha önce orada bulunmuşsanız
yaşadıklarınıza bağlı olarak kuşkusuz pek çok şey gelebilir
Ama uzaktan tanıyanlar için
bu şehirle ilgili birbiriyle çelişen iki imgenin iç içe geçmesi kaçınılmaz gibi
Mumbai
hem yoksulluğun
caddelerden taşan insan kalabalığının
banliyö trenlerinde ve istasyonlarda yaşanan izdihamın büyük kenti; hem de Hint popüler sinemasının albenili merkezi
yani Bollywood denen hayal makinasının gösterişli başkenti olarak canlanır kafalarda
Mumbai demek
bunların her ikisi demektir; bir yanda yokluk
diğer yanda varlıklı/ışıltılı bir dünya
Bollywood’a Hoşgeldiniz!
Doğrusu kente dair yaygın imgenin Hollywood’a gönderme yapan yanıyla Mumbai’de karşılaşmak o kadar kolay değil
Hindistan’ın diğer kentlerinde de rastlanabilecek popüler film afişleri ve sinema salonlarının ihtişamı bir yana
film endüstrisinin şehrin sokaklarına taştığı
kent yaşamına çokça nüfuz ettiği söylenemez
Ama Bollywood’un görünmeyen gücü
tüm Hintliler gibi Mumbaililerin de kanına girmiştir elbette
Bu güç sokakta pek hissedilmese de (burayı mesken tutmuş film yıldızları
kendi fildişi kulelerine çekilmiş dünya dışı varlıklardan farksızdır çünkü); TV ekranlarında
gazetelerin magazin sayfalarında
hele de sinema salonlarında kendini öyle bir gösteriyor ki
o filmlerin Hintliler için neredeyse ekmek su kadar elzem bir ihtiyaç olduğuna kanaat getiriyorsunuz
Mumbai’ye ilk ziyaretimizde
daha çok kuzeydeki Juhu kumsalı civarında kümelenmiş bazı stüdyoları ziyaret etmiş
Bollywood’un en ünlü yapımcılarından Yash Chopra’yla da tanışmış ve en yetkili ağızdan şu sihirli formülü almıştık: “Eee
halk bunları seviyor
bunları istiyor
Biz de bu filmleri yaparak onların arzusunu yerine getiriyoruz
”
En iyisi Bollywood bahsini burada kapatalım; ama Hint sinemasının bu en büyük merkezinde yalnızca stüdyo işi melodramlar ve müzikaller değil, sayıları az da olsa
bağımsız sinemacılar tarafından hayli nitelikli filmlerin de üretildiğini eklemeden geçmeyelim
İlk Bakışta Mumbai
Gelelim, Mumbai’nin filmlerdekiyle hiç benzeşmeyen sokaktaki imgesine
Filmler kadar Hintlilerin hayatının görünür kısmına egemen olan bir tutku daha var: Kriket
Mumbai’de hangi meydanın kıyısından geçseniz
güneşin altında elde sopalar kriket oynayan beyaz giyimli insanlar görürsünüz
Oval Meydan’ın kriket sahası, bunların en ünlüsüdür ve günün her saati
özellikle de hafta sonları yüzlerce oyuncu ve meraklıyı ağırlar
Kimi mahallelerde, yer darlığından 45 derece eğimli rampalarda bile kriket oynayan çocuklara rastlarsınız
Sokaktaki herhangi bir çocuğu çevirin, Yeni Zelanda
Avustralya ya da İngiltere’nin kriket ligindeki takımların oyuncularını sorun
size bir bir sayıversin!
Yabancı bir ziyaretçinin
Mumbai’yle ilk karşılaşması ne sinema salonu ne de meydanlar oluyor elbette
Onun yerine
büyük ihtimalle havaalanından şehrin kalbine doğru giden otoyolun iki yakasına sıralanmış barakalar ve her ihtiyacını sokakta karşılayan insanlar göreceksiniz
Bindiğiniz taksi
yine büyük ihtimalle
sizi güneydeki Colaba bölgesine bırakacak
şehri keşfetmeye buradan başlayacaksınız
Belki güney sahiline kadar inecek
önce anlı şanlı Taj Mahal Oteli’yle
ardından Gateway of India anıtıyla karşılaşacaksınız
Mumbai’nin alamet-i farikası olan bu anıt
şehrin ve ülkenin ruhunu tanımaya başlamak için ideal bir nokta aslında
Nasıl olmasın ki; İngiliz egemenliğinin son temsilcileri 28 Şubat 1948 günü bu ‘kapı’dan çıkmış
gemilere binip bir daha dönmemek üzere ülkelerine yollanmıştı
Maymunlar Adası
Mumbai’de taksiler hem çok bol
hem de çok ucuz
ama hiçbir şey şehir merkezini yaya olarak dolaşmanın yerini tutamaz
Kendinizi sokaklara vurmadan önce Taj Mahal’in içine şöyle bir göz atmanız
içerideki dünya ile sokakta akan hayat arasındaki aşılmaz mesafeyi ölçmek açısından faydalı olabilir
Ardından Güney Mumbai’nin odağında yer alan Oval Meydanı boydan boya kat ederek
Victoria Terminus’a (pek kimsenin kullanmadığı yeni adıyla Chhatrapati Shivaji Terminal) yönelebilir
oradaki mahşeri kalabalığa bir süre karıştıktan sonra Crawford Pazarı’na geçebilirsiniz
Akşamüstüne doğru Umman Denizi kıyısına yönelebilir
bir taksiye atlayıp şehrin en makbul gezinti parkuru olan Chowpatty sahil şeridini turlayabilirsiniz
Günbatımından sonra burada canlanıveren sosyal hayatın zenginliği
görmeye değer!
Bir gününüzü ayırabiliyorsanız
Gateway of India’nın hemen yanından motora binip Shiva tapınaklarıyla ünlü Elephanta Adası’na uğramayı da ihmal etmeyin
Her köşesinde maymunların cirit attığı bu adada
sakın ola ortalık yerde muz yemeye kalkmayın
Tecrübeyle sabit: Kayalıklara oyulmuş muhteşem tapınakları gezdikten sonra
adanın tepelik bir yerine tırmanmış
sessiz ve ıssız görünen bir kuytulukta
karnımın açlığını bastırmak üzere çantamdan çıkardığım muzu daha soymaya kalmadan
çevrem 10-15 kadar maymunla sarılıvermişti
Önce afalladığımı
sonra çıkardıkları tuhaf seslerden elimdeki şeye talip olduklarını anlayıp muzu elimden fırlattığımı hatırlıyorum
Hayal Değil Gerçek
Mumbai içindeki görülesi yerler birkaç günle bitecek gibi değil
Sözgelimi
sadece Prince of Wales Müzesi’ne bile yarım gününüzü ayırabilir
Malabar tepelerine çıkabilir
farklı dinlere ait tapınaklar arasında turlayabilirsiniz
Dans
müzik
gösteri
sergi gibi etkinliklere vakit ayırabilir
Colaba’daki kafelerde keyif çatabilirsiniz
Bu arada Mumbai’ye kadar gitmişken
şehirden 400 km uzaklıktaki Ajanta ve Ellora Mağaraları’na uğramamak olmaz
Elephanta Adası’ndaki mağaralar gibi Dünya Mirası listelerinde yer alan bu mekânlara Mumbai’den düzenli turlar yapılıyor
Kısaca doğru mevsimde gitmişseniz -ki havaların nispeten daha az sıcak olduğu eylülden nisana kadarki dönem ideal- Mumbai’nin tadını çıkarmak için pek çok seçenek var
Mumbai
ne tek başına Bollywood’tur
ne de aşırı göç
nüfus yoğunluğu
konut sıkıntısı
çarpık kentleşme
yoğun trafik kıskacında devinen bir metropol
Aynı zamanda tarihsel
kültürel ve insani bir zenginliğin buluştuğu eşsiz bir arena
Ve rüyaların seri biçimde üretildiği bu şehir
ziyaretçisini ticaretini yaptığı hayallerle değil en gerçek imgesiyle çekiyor kendine
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul