07-17-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Mutluluğun Efendisi Bilinciniz Mi Zihniniz Mi?
Çocukluktan başlar gelecekte neler olacağı düşüncesi
“Bunu büyüyünce yapabilirsin”,
“Bunu büyüyünce anlayabilirsin” gibi ifadelerle yada
“Büyüyünce ne olacaksın?”
gibi sorularla şartlandırılırız
Önce büyüyünce ne olacağını merak eder çocuk
Sonra yapmak istediği pek çok şeyi yapabilmesi için
büyümesi gerektiğini öğrenir
Geleceğe odaklı yaşamaya şartlanmanın temelleri o zamanlardan atılır
Ve zanneder ki istediği pek çok şeyi büyüyünce elde edecektir Kendilerinden daha iyi şartlarda yaşamasını istedikleri çocuklarına anne babaları ellerinden gelen tüm imkanları vermeye çalışırlar
Ancak çocuk biraz daha büyüyüp yaşı gereği de,
ailesiyle yada çevresiyle birtakım problemler yaşamaya başlayınca,
bu kez aile yada çevresinden birileri
“sen hayatın toz pembe olduğunu mu zannediyordun ki!” şeklinde ifadelerle ona hayatın zor olduğunu anlatmaya çalışırlar
Çocuk büyür, ancak geleceğe odaklı
yaşamak alışkanlık haline gelmiştir artık
İyi bir iş ister, çünkü daha fazla parayla daha mutlu olacağı öğretilmiştir
Mutluluk için beklemesi gerekmektedir
Öğrenimi sırasında gerçekten seveceği birini tanır, ama iş sahibi olmadan onunla birlikte olamayacaktır
Sevgiyi de geleceğe ertelemeyi öğrenir
Huzur zaten asla bu ortamda bulabileceği bir şey değildir
Huzurun da gelecekte iyi bir iş, güzel bir ev, bir araba sahibi olup, evleneceği ve evinde çocuklarıyla birlikte oyun oynayacağı yada ayaklarını uzatıp oturacağı gün (tabi hali kalırsa) geleceğini zanneder
Çocuklarının evlendiğini görünce mutlu olacağı umudu, torunlarını kucağına alınca huzur duyacağı umudu yada daha pek çok şey
Üzgünüm ama, ne huzur, ne mutluluk,
ne de sevgi bu şartlarda hiçbir zaman gelmeyecektir
Her şey ama her şey akıp gitmiştir
Hayat tüm bu yaşananların kendisi değil midir zaten?
Hayat sadece ve sadece bir yolculuk ve sizin bu yolculukta nasıl davrandığınız ve olanları algılayış biçiminize göre öyle yada böyledir
Elinizdekiler sizi şu anda mutlu etmeye yetmiyorsa emin olun ki o hep beklediğiniz (ev, araba, çocuklarınızın büyümesi yada her ne ise beklediğiniz) onları elde edince de mutluluk gelmeyecektir
Umut olmalıdır elbette, hayaller de, amaçlar da
Amaçsız bir yaşam düşünülemez
Ancak bu “her şeyi geleceğe erteleme”
davranışına dönüşüyorsa tehlikelidir
Mutsuzluğunuzun mimarı olmaya başlıyorsunuz demektir
Benzer bir biçimde mutluluğu,
huzuru yada sevgiyi geçmişte de arayabilir insanlar
Adına “nostalji” der ve bir de bunu yüceltirler
Hatta bu bir kazanç kapısı haline dönüştürülmüştür
Bunun bize mutluluk verdiğini zannederiz
Halbuki bu sahte bir mutluluktur
Geçmişe dönüp pişmanlıklar içinde yaşamak kadar,
yine geçmişe dönüp mutluluğu, huzur ve
sevgiyi orada aramak da en az onun kadar yanlış ve tehlikelidir
Mutluluğu neler getireceği belli olmayan bir geleceğe ertelemek de, geçmişe dönüp mutluluğu aramak da bizim
yaşam yolculuğumuzun farkına varamamamızdır
Tıpkı bir yere gitmek için seyahate çıktığımızda gideceğimiz yere odaklanarak oraya gidince mutlu olacağımızı, dinleneceğimizi hayal etmek yada dönüp arkamıza bakarak kayıp gittikten sonra fark ettiğimiz bir görüntünün güzelliğini tekrar görmek istemek gibidir
Halbuki arkamıza döndüğümüzde yine şu an olanları kaçıyoruzdur
Olması gereken zamanı yakalamaya çalışarak, yapılması gereken işleri alelacele yetiştirmek, bir an önce eşimizle, çocuklarımızla yada sevdiklerimizle birlikte olabilmek için kendimizi parçalamak ve
stres yaratmak da değil
Zamanı yakalamaya çalışmayın, sadece onunla birlikte hareket edin Yapılması gereken tek şey şu anda her ne yapıyorsanız yaptığınız
o şeyin ne olduğunun farkına varmak
Zihninizi ona odaklamak, zihnin kendi başına kalmasına izin vermemek Çünkü bütün bunlar zihnin bilinciniz tarafından başıboş bırakılmasından kaynaklanıyor
İpler zihnin elindeyken bunların yaşanması gayet doğal bir durumdur
Yaşam yolculuğunuzda varacağınız yeri mi,
geçtiğiniz yerleri mi düşünmek istiyorsunuz, yoksa sadece “an”ı yaşamak ve gerçek huzuru, gerçek mutluluğu ve
gerçek sevgiyi mi deneyimlemek istiyorsunuz
elbette buna siz karar vereceksiniz
Eğer efendinin kim olduğunu hatırlarsanız
(zihniniz mi, yoksa bilinciniz mi) işte o zaman mutluluk, huzur ve
sevginin her anınızda zaten sizinle olduğunuzu göreceksiniz
Tüm yüreğimle hepinizin gerçek sevgiyi,
huzuru ve mutluluğu bulmanızı diliyorum
Özlem KAHVECİOĞLU
|
|
|