Yalnız Mesajı Göster

Ortak Bilgi...

Eski 07-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ortak Bilgi...



David K Lewis (1969, 1983) tarafından Convention adlı kitabında ortaya atılan ortak bilgi (common knowledge) kavramı, oyun teorisini takip eden dil tartışmalarının odak noktasında yer alan kavramlardandır Bu kavram daha sonra oyun teorisyeni Aumann tarafından matematikleştirilmiş ve Dupuy tarafından metodolojik bireycilik ve rasyonellik paradigması tartışmalarında kullanılmıştır


Lewis, Convention'da şu analizi yapar Kullandığımız dilin (İngilizce, Türkçe) uzlaşmasal olduğunu söyleriz Bunu gösteren ile gösterilen arasındaki bağın keyfi olduğu şeklinde de ifade edebiliriz Ancak bu görüş, şöyle bir engelle karşı karşıyadır Dil, açık seçik (explicii) bir anlaşmadan, bir sosyal kontrattan kaynaklanamaz, çünkü bunların kendisi dilin önceden var olmasını gerektirir


Bu durumda, örtük (implicit) bir anlaşmadan, ifade edilmemiş bir uzlaşmadan söz edilebilir Lewis, dili, içine nüfuz edilmez kolektif bilinçaltı, özerk sembolik bir yapı gibi gören yapısalcıların aksine, anlaşılabilir, rasyonel kılmaya çalışmaktadır ve bir bakıma ekonomistler gibi, rasyonellik paradigmasını temellendirmek istemektedir Bir halkın belirli bir dili uzlaşma sayesinde kullandığının temellendirilmesi, bu rasyonelliği kısmen kanıtlamış olacaktır


Bunun için hareket noktası olarak, Schelling'in The Strategy of Coflict (1960) adlı eserinde ele aldığı oyunda işbirliği ya da eşgüdüm (coordination) kavramım alır Çatışmaya dayalı oyunlardan farklı bir tür oluşturan bu oyun tipi, basitliği nedeniyle matematikçilerin ilgisini çekmemiş de olsa, formel basitliğinin arkasında son derece büyük bir bilişsel karmaşıklık taşımaktadır


Bu oyun tipi, oyuncuların çıkarlarının uyuştuğu ve dolayısıyla birbiriyle eşgüdümü, ahengi sağlamalarının yeterli olacağı bir oyun tipidir; örneğin iki oyuncu varsa, her ikisinin de a veya b oynamalarının gerektiği, diğer durumlarda kazanç ve kayıplarının sıfır olduğu bir oyun tipidir


Bu durum, büyük bir mağazada birbirini kaybeden ve bulmaya çalışan eşlerin durumuyla somutlaştırılabilir Eşlerden her biri, apaçık bir buluşma noktası düşünür, ama bu türden pek çok nokta vardır Burada sorun (kadın açısından baktığımızda) diğerinin (kocanın) basitçe ne yapacağını öngörmek değildir


Zira onun (kadının) davranışı, kocanın da kendisini örtün (kadının) yerine koyarak ne düşüneceğini kestirmeye, yani bizzat kocası hakkında öngördüğü davranış şekline bağlıdır Burada her ikisi için de aynı şey, yani diğerinin yerine kendini koymak söz konusudur Böylece iki kişi arasında yansımalı bir düşünce oluşmakta ve bu, ortak bilgiye götürmektedir


Bu şekilde akıl yürütme sınırsız bir zincir halinde uzaması ve teorik boşluk içermesine rağmen, pratikte eşlerin bilişsel performansları sayesinde çözülmektedir Her biri diğeriyle eşgüdüm sağlamaya çalışmakta, çünkü diğerinin de onunla eşgüdüm aradığını bilmektedir Burada yansımalı düşünce, istikrarı getirmektedir Eşlerden her biri, küçük işaretler, ip uçları arayarak, diğerinin onun ne düşündüğünü kestirmeye çalışmaktadır


Lewis, bu örtük anlaşma, sezgisel uzlaşma fikrini ele alarak işler Ona göre örtük uzlaşma, eşgüdüm sorununun çözümüdür Uzlaşmanın doğası, ortak bilgi olmasıdır Daha açıkçası, bir uzlaşma, belirli bir P popülasyonunda, altı koşul içeren bir inanç veya davranış düzenliliğidir (R; regularity)


1) Herkes R'ye uyar,

2) Her kişi, diğerlerinin R'ye uyduğunu bilir,

3) Bunun böyle olması, her bir kişiye, kendisinin de R'ye uyması için nihai ve kesin bir sebep sağlar,

4) Herkes, R'ye (daha zayıf bir uyma yerine ve özellikle de biri hariç hepsinin uyması yerine) genel bir konformitenin olmasını tercih eder,

5) R, son iki koşulu yerine getiren mümkün tek düzenlilik değildir, en azından bir seçenek düzenlilik R' daha vardır (bu koşul, R'nin uzlaşmasal olduğunun göstergesidir),

6) Birinci ve beşinci koşullarda ortaya çıkan olgusal durumlar, ortak bilgidir


Dupuy buna örnek olarak, bir ülkede tüm sürücülerin yolun sağından gitme yönündeki uzlaşmalarını veya bir telefon konuşması kesildiğinde, yeniden arayanın ilk arayan olmasını vermektedir Ortak bilginin devreye girdiği altıncı koşulun rolü, istikrarı sağlamaktır


Her bir kişinin, diğerlerinin uzlaşmaya uymak zorunda olduklarına kendilerini ikna etmek için izledikleri akıl yürütmeye ilişkin simülasyonu, onu şüpheye sürüklemek yerine, kendi inancında pekiştirmektedir Görüldüğü üzere, kolektif objenin bilgisi, ona istikrar sağlamaktadır (Kaynak; Dupuy, 1992)


Otokratik Strateji-


Otokratik strateji, güç, otorite, hakim olma ve rekabete dayalı bir çatışma çözme stratejisi ya da yoludur Bu stratejiyi benimseyen birey, diğerlerini dikkate almaksızın kendi çıkarlarını kollamaya çalışır


Ona göre çatışma durumlarının bir tek kazananı olur ve o da kendisi olmalıdır; güç ve otoritenin asıl anlamı budur Otokratik strateji, özellikle kriz dönemlerinde daha çekici hale gelmektedir Zira acil çözümlerin arandığı ve normal prosedürlerin işlemediği kriz ortamlarında 'gemisini kurtaran kaptan' anlayışı daha revaçta olmaktadır


Otistik Düşmanlık-


Otistik düşmanlık bir grubun diğer bir gruba karşı gösterdiği ve her türden ilişki veya iletişimin yokluğunda gelişen güçlü antipati duyguları ya da düşmanlık türüdür


Alıntı Yaparak Cevapla