07-16-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Acı Ama Gerçek
Bir arkadaşım ziyaretime geldi bugün "abd ve israil" (küçük olmayı hakediyorlar)
politikaları ve sessiz kalan dünya durumu üzerine kahvemizi içerken öylece konuştuk Sonra da bana bunu anlattı, engin affınıza sığınarak aktardım 
-----------------------------------------------------------------------
Denizli'de araştırma yapmak için kamp kuran bir grup üniversite öğrencisi, kamp yakınına tüneyen bir Denizli horozunun sabahın
erken saatlerinde yüksek sesle ötmesinden çok rahatsız olmuşlar  
Sabahın köründe ortaya çıkan horoz, önce dikleniyor, sonra dakikalarca ötüyormuş  
Tabii ekipte ne uyku ne de huzur bırakmıyormuş  
Sonunda sabırlar tükenmiş  
Susturmak için başlamışlar horozu kovalamaya  Horoz önde Gençler peşinde  
Mahalle arasına dalmışlar  Kovalamacayı gören, fakat bir anlam veremeyen yaşlı dede, seslenmiş:
- Hey, evlatlar! Bu zavallı horozu niye ürkütüyorsunuz? 
- Dede, sabahın köründe ötmeye başlıyor, kampı ayağa kaldırıyor O yüzden başını keseceğiz! 
- Yazıktır evladım yapmayın! demiş ihtiyar, bırakın, ben onun sesini keserim, bir daha da rahatsız etmez sizi  
Gençler bunun üzerine kovalamayı bırakmışlar
Ertesi sabah, hafif 'gak - guk' sesleri dışında horozdan kayda değer hiçbir ses çıkmadığını görünce de şaşırıp dedeye koşmuşlar:
- Yahu dede, ne yaptın da bu horozun sesini kestin? 
İhtiyar gülmüş:
-  çına zeytinyağı sürdüm Horoz kabararak ötmeye yeltendiğinde, gerisi tutmuyor ki kuvvet alsın  Ancak 'gak - guk' edebiliyor  
Kıssadan hisse:
Arkan sağlamsa, istediğin kadar kabarır, diklenir, sözünü dinletirsin
Arkan bir gevşemeye görsün, ancak 'gak-guk' edersin 
|
|
|