Konu
:
Devrent Deresini Duman Bürüdü Türküsü Ve Hikayesi
Yalnız Mesajı Göster
Devrent Deresini Duman Bürüdü Türküsü Ve Hikayesi
07-16-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Devrent Deresini Duman Bürüdü Türküsü Ve Hikayesi
Bir tek Dervent Deresi'ni mu duman bürümüş ki? Kara bulutlar dolaşıyor yurdun birçok yeninde
Fransızlar Adana'da Antep'te Mersin'de cirit atarkenYunan Ege'yi parsellemiş
İngiliz'in Alman'ın hesapları daha başka
Sözün kısası sömürgeciler pay etmiş yurdumuzu
Buna razı olmayanlar yer yer çeteler kurmuş kimi dağa çıkmış kimi ovada vuruşuyor
Baştakiler derseniz danışıklı zaten sen bana ilişme ben sana
Devir cumhuriyet öncesi
Ege dağları da çatal yüreklerle dolu
Yurdun işgaline gönlü razı olmayanlar efeler zeybekler kızanlarını toplayıp çıkmış dağa
Bir yandan düşmanla savaşıyor öte yandan onlara yardım edenlerle
Toz duman dost düşmana karışmış
Bir yanda gerçek yurtseverler canını dişine takmış yurdunu savunanlar; öte yandan işgalciler ve onların şakşakçıları
Bir de çapulcular var
Fırsatı ganimet bilip soygun için yol kesmek ırza geçmek için dağlara çıkan var
Böylesine toz dumana karışık
Kimin ne olduğu belli değil
Kendine "Efe" diyen çıkıyor dağa
Vuruyor kırıyor yol kesiyor bel kesiyor
Salıyor adamlarını aşağı ünlü bir efenin adını verip para istiyor mal istiyor
En çok da bunlar uğraştırıyor çeteleri
Bir tek yol bel kesmekle kalmıyor bunlar bir de düşmana ihbarcılık şakşakçılık yapıyorlar
Sözün kısası Ege dağları kaçak dolu
Kanlıkısık'ta çakırcalı Kahrat'ta Gökçen Efe Bozdağ'da Avcı Aydın dağlarında Poslu Efe tirim tirim titretiyor yöreyi
Olandan alıp olmayana dağıtıyor bunlar
Bunların arasında bir de Gavur Ali var
O da kendine Efe dedirtenlerden
Ama işbirlikçi
İşgalcilerin adamı
Yol kesen cinsinden
Türkümüze konu olan olayın bir ayağı işte bu Ali
Namı diğer Gavur Ali
Ödemiş'in Kaymaklı köyünden Gavur Ali
Varsıl bir ailenin oğlu
Bir de kızkardeşi var Ali'nin
Güzelliği dillerde
Boylu poslu endamlı bir kız Ayşe
Köyde kimse adıyla çağırmıyor Ayşe'yi tatlı dili nedeniyle herkes "Dudu" diyor Ayşe'ye
Dudu aşağı Dudu yukarı
Bu türkünün öyküsünü anlatanlar aynı köyden Süleyman'dan söz ettiler
Türkünün kahramanının adı Süleyman onlara göre
Ne ki türküyü okuyanlardan kimi "Musa" olarak okuyor
Kimi yazılı kaynaklarda da "Edepli" olarak geçiyor kahramanın adı
Kitabın girişinde de açıkladığımız gibi televizyon programı için türküde geçen adın Süleyman olduğunu saptadıkları için biz de öykümüzü Süleyman üstüne kurduk
Türkünün de Süleyman adının geçenini seçtik
Elimize geçen "Musa"lı notayı da kitabın sonuna ekledik
Aslında bu durum ilk kez bu türküyle çıkmıyordu karşımıza
Ne ki bu türkü birkaç isimle ama aynı ezgiyle okunduğu için daha göze batıyordu
Bunları açıkladıktan sonra dönelim öykümüze
Ödemiş'in Kaymaklı köyünden Süleyman
Aynı köyden Dudu'ya tutkun
Ne ki Süleyman çok türkümüzün öyküsünde olduğu gibi Dudu'ya göre daha yoksul
Ama gönül bu! Bir de şu var ki kimseye de eyvallahı yok
Bir tek Dudu'ya boynu eyik
Dudu'ya bağlı
Arada bir gizlice buluşup söyleşiyorlar
Yol yordam arıyorlar
"Babam keçi inatlıdır
Bir kere yok dedi mi he dedirtemezsin
Nuh der Peygamber demez
Ali abim dersen gavurun teki
Kendini düşünür
Bizi dileyimizce başgöz etmez bunlar
En iyisi kaçıp gidelim
Abim zaten dağda
Araya zaman girince hepsi yumuşar
Birkaç ay başka yerlerde kalırız sonra da onların gönlü olur
Döner geliriz köye" diyor Dudu
Süleyman dünden hazır
Tek kaygısı Gavur Ali'nin kini
"Ali kinlidir
Dağa çıkalı burnu daha da büyüdü
Rahat komaz
İz sürüp ayırır bizi" diyor bir yandan; öte yandan da başka çıkar yolumuz yok
Kaçacağız
Kinleri bitene kadar görünmeyiz
Yarına hazır ol Dudu'm
Yarından tezi yok gidelim
"
Varıp anasına da açıyor durumu Süleyman
"Böyleyken böyle
Yarın gece Dudu'yu alıp gidiyorum ben
Bu işin başka oluru yok
Dudu da böyle istiyor
Anası basası karaçalı
Aradan çekilmiyorlar
Görsünler el mi yaman bey mi?"
Anası karşı duruyor
"Aman oğul onların şerrini üstümüze çekme
Ali "gavur" adını boşa almadı
Elin gavuruyla bir olup bizim efeleri ele veriyor
Gaddar adamdır Gavur Ali
Deve kinlidir üstelik
Vazgeç oğul
Biraz daha sabret
Belki taş yürekleri yumuşar
Gün doğmadan neler doğar
Bakarsın efeler haller Gavur Ali'yi
Ali giderse belleri kırılır
Rıza gösterir anası babası
"
Şunu diyor bunu diyor
Ama Süleyman duymuyor
"Dudu'yu yarın gece kaçıracağım
Bu işin bekleri yok
Nerden inceyse orda kırılsın"
Ne desin anası
Gözünün nuru evinin direği bir oğul
"Kendini iyi kolla
Bu gavur hınzırı şeytanla çomak oynar
İyi de iz sürer
Faka bastırmasın seni
Tuzağa düşme
Aluzaklara götür Dudu'yu
Bizi de habersiz koma
"
Gün aşıp akşam olunca atını eğerleyip heybesini terkisine atmış Süleyman
Gecenin karanlığında varıp beklemiş
Dudu'yu kavil yerinde
çok geçmeden Dudu gelmiş elinde bohçasıyla
Kuş gibi çarpıyor yüreği Dudu'nun
Tez elden boşçayı yerleştirmişler heybeye
Binmiş atın terkisine Dudu
Dehlemişler
Dervent Deresi'ne
çevirmiş başını atın
Vurmuş mahmuzları
Sabaha yakın Ödemiş'i tutmuşlar
Varıp bir arkadaşının kapısını çalmış Süleyman
Zaten haberli arkadaşı
Bekliyorlar
Buyur etmişler içeri
Gereken izzet ikramı göstermişler
Ertesi gün Dudu'nun evinde anlaşılmış mesele
Anasıbabası cin atında
"Vay gahbenin oğlu vay! Gidinin oğlu! Demek bunu yapacaktın bize
Alacağın olsun
Bunu yanına bırakırsak" diye haykırıyorlar
çok geçmeden de Gavur Ali iniyor köye
"Vay gahpe analı vay! Ulan şerefimizi beş paralık ettin be! Bunu kormuyum yanına
Beş mecitlik kurşun helal olsun sana
Gördüğüm yerde mıhlamasam da Gavur Ali demesinler
Benim bacımı kaçıracan ha! Alacağın olsun" deyip bangır bangır bağırıyor köy kahvesinde
Şu da var ki köylü içten içten keviniyor
"Oh oldu! Dinsizin hakkından imansız gelir! İyi etti Süleyman
Oh etti! Burnu sürtsün azıcık gavurun
Anlasın dünyanın kaç bucak olduğunu" diyor
Gavur Ali fellik fellik arıyor Süleyman'ı
Haber salmadığı yer kalmıyor
İzini sürüyor
Arıyor tarıyor boş
Süleyman'la Dudu kayıp
Aradan haftalar geçiyorııh! Aylara geçiyor
Yok
Bir haber çıkmıyor
Gavur Ali küplerde
Deliler gibi dönüyor ortalıkta
Bakıyor olacak gibi değil
İşin şeytanlığına kaçıyor
"Canım ne var ki aramızda
İki gönül bir olup karar vermişler
Kan davası mı var aramızda
Gençler
Bir hatadır yapmışlar
Gelsin el öpsünler barışalım
Et tırnaktan ayrılır mı? Ne de olsa eniştemiz sayılır
Herkes yanlış yapabilir" diye dedikodu salmış ortalığa
Bu sözler varıp Süleyman'ın kulağına ulaşmış
Bir yandan yakalanmak korkusu bir yandan arkadaşına fazla yük olma duygusu zaten üzüyor Süleyman'ı
Köylüleri gelip Gavur Ali'nin yumuşadığını söyleyince seviniyor Süleyman
Tez elden hazırlığnı yapıyor
Dudu'ya da anlatıyor durumu
"Ali'nin yüreği yumuşamış
Gelsin el öpsünler barışalım diyesiymiş
Usandım gizlenmekten
Bitsin bu korku
Bu kaçış
Gider babanın ananın elini öperiz
Üçemmi dayı da girer araya
Olur biter
"
Dudu kararsız
Dudu korkulu
"Sen onları bilmezsin
Deve kini vardır bizimkilerde
Şeytanlığına düşünüyorlar bu işi
Benim gönlüm razı değil
Ama sen bilirsin
"
Sözün kısası akşama doğru atlarına binip koyulmuşlar yola
Dervent Deresini yatsıya doğru tutmuşlar
Dervent Deresi de dere
Dumanlı dere
Boranlı dere
Göz gözü görmüyor
Zor güç yol buluyorlar
Gecenin bir yarısında da Kaymaklı'ya ulaşıyorlar
Anası babası sarmaş dolaş Süleyman'ın
Süleyman'ı bırakıp Dudu'ya sarılıyorlar; onu bırakıp yine Süleyman'a sarılıyorlar
Durumu sergiliyor baba
"Gavur Ali'nin gönlü oldu
Gelip el öpsünler dermiş
Babası anası da onun ağzına bakıyor
Sabah üçbeş büyük de bulalım birlikte gidersiniz
Olur biter
"
Sabahı zor etmiş Süleyman
Tez elden kalkıp kahveye inmiş
İnmiş ki büyüklerden birkaç kişi alıp kayınbabasına gitsinler
Girip selam vermiş kahvedekinlere
Dostlarla sarmaş dolaş hoşbeş
Demeye kalmadan kahve kapısı bir tekmeyle açılmış
Gavur Ali hışınla girmiş içeri
Süleyman arkadaşlarıyla masada oturuyor
Doğruca Süleyman'a yürümüş Ali
"Vay gahpe dölü vay
Vay ki düştün tuzağıma sonunda
Sen kim benim bacımı kaçırmak kim? Benim şerefimle oynayacak adam mısın sen?" deyip belinden beşlisini çıkarmış
Alnına çevirmiş namluyu
Süleyman ne olduğunu anlamaya fırsat kalmadan yıkılmış yere
Kaymaklı kahvesi anababa günü
Masalar sandalyeler girmiş birbirine
Gavur Ali silahını kınına koyup çıkmış dışarı
Dağ yolunu tutmuş yeniden
Dudu haberi duyunca yerlere atmış kendini
Süleyman'ın anasıbabası deli divane
"Yediler oğlumu
Kalleşlikle yediler" deyip yerlerde sürünüyorlar
Olay halkın diline başka yansıyor
Dervent Deresi'nden alıp Kaymaklı kahvesine türküyle taşıyorlar olayı
Varıp varıp günümüze de türküyle ulaşıyor
Dervent Deresi'ni duman bürüdü
Dumanın içinde Dudum yürüdü
Kaldır Dudum kollarını göster yüzünü
Dudumun yollarında kıydım canımı
Kaymakçı kahvesinde masa kuruldu
Masanın başında Süleyman vuruldu
Saatine varmadan Ödemiş'e duyuldu
Kaldır Dudum kollarını göster boyunu
Dudumun yollarında kıydım canımı
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul