Konu
:
Doğu Anadolu Türkülerinin Özellikleri
Yalnız Mesajı Göster
Doğu Anadolu Türkülerinin Özellikleri
07-16-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Doğu Anadolu Türkülerinin Özellikleri
Türkülerimizi yapan etmenlerden en etkini kuşkusuz gurbettir
Özellikle Doğu Anadolu halkının geçimini sağlamak için bahar başlarında erkeğini gurbete göndermesi hem gerçektir hem acıdır
Erkek bir yaz başlangıcında çıkıp gider
Arkada kalanların yolları beklemekten ve gözlemekten başka yapacakları yoktur
Bu arkadakiler analardır eşlerdir
çocuklardır
Hepsinin umudu ayrı ayrıdır
Mektup beklerler para beklerler erkeğin dönmesini beklerler
Mektup gelir ama umulan iyi haberler yoktur
Ya da mektup yerine konu komşunun dedikoduları gelir
Para az gelir
Yıllar geçer erkek dönmez
özetle kötü haberler bu gurbet olayında her zaman iyi haberlerin üstündedir
Ne yapar halkımız
Ananın dilinden yarin dilinden türkülerini yapar
Eski ezgilerin üzerine yeni dörtlükler koyar ve esen yelle uçan kuşla gurbete iletir
Şöyle ki
"Eğin kadın ve erkeğinin başta gurbet olmak üzere türlü nedenlerden duygulanarak söyledikleri uzun hava ezgisine Eğin ağzı denir
Beş ve dört dizeli olan bu kıtaların üçüncü dizelerinin çoğunlukla -Ela gözlerini sevdiğim ağam- olarak söylenmesindendir ki elagözlü de denilmektedir
''
''Eğin ağzı elagözlü'lere Eğin dışında tek ad verildiği halde merkez kasaba ve köylerinde söyleyişlerindeki ezgi ayrılığı nedeni ile Apcağa ağzı Sandık ağzı Tığman ağzı Venk ağzı diye özel adlar da verilmektedir
''
''Hangi ağızla söylenirse söylensin bu ağızlar geleneksel olarak bu ağızlarda iki elagözlü bir maya usulünden sapmama vardır
''
''Fırat suyunun dünya kurulalı beri Munzur dağlarının binlerce metre yükseklikteki bu yöresini aşındıra aşındıra kale duvarlarına benzeyen Navril boğazı ile Gemirgap taşı boğazlarının kaç milyonlarca sene Fırat suyunun emeği olmasını ninelerimiz Hz
Hızır Aleyhisselam'ın bu boğazları kılıcı ile yararak yaptığı inancında idiler
Ne var ki bu yarma olayı Fırat suyunda bir kin oluşturmuş ve bu nedenle Fırat ka'lubeladan beri Eğine ve çevresine bir damla su bile vermemiştir
''
''Eğinlinin gurbet merkezi İstanbul'dur
İstanbul'un fethi sonunda Sultan Fatih 'in isteği ile İstanbul'u ikinci vatan yapan Eğinliler büyük şehrin gerekli bazı yiyecek maddelerini tekellerine alarak her iki vatanlarında da iyi yaşantıyı sağlamışlardır
Ancak buharlı gemilerin icadından önce İstanbul'a aile getirmek padişahın fermanına bağlı olduğundan Eğin kadınları memleketlerinde kalırlar ancak erkekler İstanbul'da olurlardı
Bu gitmeye pek de gönüllü başlamayan delikanlı eşinden ayrılırken derdini elagözlü ve maya söyleyerek giderirdi
Gider oldum tedarikim görüldü
Gitme diye yar boynuma sarıldı
Bilmem neylemiştim hain feleğe
Niye beni nazlı yardan ayırdı?
''Yolcular Eğin'den ayrılırken kurban kesilirdi
Bu adak ilerideki olacak tüm kötülükleri gidermek amacına yönelikti;
Çekin kıratımı nalbant nallasın
Kesin kurbanımı kanı damlasın
Bir yiğit ki muradını almazsa
Mendil alsın ölenedek ağlasın
''İstanbul'a gidilmek için genellikle Fırat üzerindeki köprüden geçilmek zorunluluğu vardır
Ayrılık hayli hazin geçmiştir
Köprüyü geçince uzayan yokuşun ortasında Sultan Çeşmesi vardır
Bu çeşmeye ulaşan gurbetçi dönüp Eğin'e bir daha bakacaktır;
Eğin köprüsünü geçtim o yana
Nazlı yarim damdan bakıyor bana
Taramış zülfünü dökmüş gerdana
Can gerek ki bu sevdaya dayana
Gelin de elbette giden erinin Sultan Çeşmesinden kendisi için dediklerini duyar gibi olup karşılık verecektir;
Gediğe varmadan Sultan Çeşmesi
Nazlı yarmış evimizin neş'esi
Ela gözlerini sevdiğim ağam
Çok zor oldu senden ayrı düşmesi
Gelin bu itirafla kalmayıp eşini ***üren katırcıya da onu rahat ettirmesi için yalvaracaktır;
Yine mi gurbete canımın içi
Dar mı geldi sana Eğin 'in içi?
Sana yalvarıram ağa katırcı
Hoş ***ür ağamı olursun hacı
''
"Aylar geçecektir
Haberler kesiktir
Meraklar çoktur kuşkular çoktur;
Akşam olur güneş gider ay gelir
Ben ağlarım gözlerimden kan gelir
Herkesin ağası evli evinde
Benim ağam hangi handa yan gelir?''
''Eğin kadınlarına göre ağalarının bu gidişleri nin nedeni hain katırcılardır;
Katırcı katırın kala miriye
***ürme ağamı döndür geriye
Kalem kaşlarına ela gözüne
Vermişim gönlümü almam geriye
''
''Bu kadınlardan birinin Sultan Aziz'e başvuracak kadar acıyı içinde duyduğu da olmuştur;
Bir mektup gönderdim Sultan Aziz'e
Okuttursun camilerde vaize
Ya İstanbul için ferman yollasın
Yahut da ağamı göndersin bize ''
Yukarıda çok az bir bölümünü yansıttığımız bu gurbet türküleri salt Eğin'de görülmüyor
Hele hele ekonomik koşulların dağlık araziler nedeni ile çok güç olduğu yerlerde Doğu Anadolu 'da Toroslar da Karadeniz'de bu gurbete gidişin ve geride bırakılan sıkıntıların bütün çıplaklığı türkülerinde belli olmak tadır
Ekonomik koşullar derken akla yalnız gurbet gelmemelidir
Halkımızın yüzyıllardan
beri belirli bir gelir olan aylık alanları yöresel çiftçilikle uğraşanlara yeğlemesi de bu tür bir ekonomik zorlamadır;
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul