Prof. Dr. Sinsi
|
Saçını Süpürge Eden Psikoloji!
Çevrenizde vardır 
  yoo  çevreye kadar çıkıp uzaklaşmaya gerek yok  ailenizde vardır 
  yine yooo  aileye kadar çıkıp uzaklaşmaya gerek yok  kendi iç aleminizde vardır 
  saçınızı süpürge ediyorsunuzdur birilerine  ev halkına  eşinize  çocuklarınıza  anne/babanıza  kardeşlerinize  teyzenize  amcanıza  arkadaşlarınıza  komşunuza  iş arkadaşlarınıza  elemanınıza  patronunuza  hatta yoldan geçen insana bile 
  ahhh bir de insanları memnun edebilseniz!
Hem saçını süpürge et  hem de memnun edeme kimseyi  gel de çıldırma  !
 
Mesleğim gereği, kendisini sürekli birilerine "kullandırdığını" düşünen insanlarla çalışıyorum (Bu kullanılma kavramını başka bir yazıda ayrıca inceleyeceğiz ) Yani bu insanlara terapötik anlamda destek olmaya çalışıyorum Terapiler sürüyor  sürüyor  sürüyor  sonra?
  sonra başlıyorlar bazı gerçekleri görmeye!
Hangi gerçekleri mi?
Yaslanın geriye sevgili okurlar 
Bugün biraz sarsılacaksınız  ama bu sarsıntı eminim ki hepinizin işine yarayacak  !
 
"Ben severlik" ya da "Özseverlik" dediğimiz bir kavram vardır psikolojide Her normal insanda olması gereken, hayatın olmazsa olmaz cinsinden duygularından birisini temsil eder
Her insan önce kendisini sevmelidir Kendinden yola çıkarak, yaşam yolculuğunu yapmalıdır Kendini severlik, öz severlik duygusunun yerine oturması son derece önemlidir sevgili okurlar 
Kendi değerini, kendine ispat edememekten kaynaklanan bir durum vardır psikolojide  kişi bensever yanını, özsever yanını göremiyordur  ben sever yanı gelişmemiştir  bencil olmamak adına, kendini düşünen, sadece kendisini düşünen kişi olmamak adına, kendini sevmesi gereken yanlarını bir kenarda bırakmıştır
Terapilerde yakalanan, psikoterapi veya analiz içinde yakalanan bu durum, kişinin özsever kimliğini bulmasına yardımcı olur
Çünkü kişi, kendi değerini, kendine ispat edememiştir Kendi değerinin olduğu duygusunu, önce kendisine ispat etmek için uğraşır hayatı boyunca  koşturur  didinir  yırtınır  saçını süpürge eder  aslında kendi değerini, kendine ispat etmek için uğraşıp durur da haberi bile yoktur 
Kendimizi sevmek bir anlamda kendimizle barışık olmaktır Hepimiz kendimiz kadarız sevgili okurlar  ne eksik ne de fazla  sadece kendimiz kadarız 
Her yere yetemeyiz  her şeyi biz düzeltemeyiz  her zaman biz iyi olamayız  her zaman biz anlayamayız  her zaman biz veremeyiz  her zaman biz koşturamayız 
  çünkü sadece kendimiz kadarız  gücümüz neye yetiyorsa onu yapacak kadarız  daha fazlasını değil 
Daha fazlası için uğraşanlar, uğraşıp dururlar ama  ahhh bir de ne için uğraşıp durduklarını bir bilseler  saçlarını süpürge ederler ama  ahh bir de neyi süpürdüklerini bir anlasalar  !
Süpürülen biziz aslında  kendimiz  benliğimiz  kendimizle barışma halimiz  !
Oysa ki kendimizle barışık olduğumuz oranda, dünyaya açarız kendimizi  kendimize bile yardım edemiyorsak, başkalarına nasıl yardım edeceğiz  ?
Ancak nesnel yardımlarla kendimizi yatıştırmaya çalışırız o kadar Kendimizi yatıştırmak diyorum, halk arasında "kendimizi kandırmak" da diyebiliriz bu duruma 
Ne kadar çok koşturursak o kadar sevgiyi hak ettiğimize inanırız Ne kadar çok kalkındırırsak başkalarını, o oranda kendimizi kalkındırmış oluruz 
Yani en saçımızı süpürge ettiğimiz anlarımızda bile, son kertede aslında "Kendi narsizmimiz için" bir şeyler yapmış oluruz  kendi öz severliğimizi kendimize ispat etmek için koşturmuş oluruz 
Halbuki  her yerde olmaya çalıştığımız gibi, kendi ilişki alış-verişlerimizde bile "adaletli" olmayı öğrenmeliyiz sevgili dostlar 
İletişim kurduğumuz insanlara fazla veriyor, onlardan az alıyorsak, ilk adaletsizliği önce "kendi"mize yapmış oluruz Alırken adaletli olmak kadar, verirken de adaletle vermeliyiz 
Karşı tarafa yük olmadan vermeliyiz  çünkü fazla vermek, fazla iyilik yapmak, karşımızdakine verilen bir "yük"tür Yük olmayacak kadar verici olmayı öğrenmek gerek 
Peygamberimizin şu sözü aklıma gelince (yukarıdaki bilgiler ışığında) cidden tüylerim ürperiyor benim  insanın bilinçaltı dünyasının derinliklerinden çıkmış ve insana bu kadar uygun diğer sözlerden etkilendiğim gibi bir garip hissediyorum kendimi 
"Size kötülük edene, siz iyilikle cevap verin  "
Önceleri bu sözü okuduğumda saçma geliyordu  "ohhh ne iyi  adam benim gözümü oysun  ben ona iyilik yapayım  ne güzel  !" diyordum 
Terapötik eğitimle ve insan psikolojisinin derinlikleriyle buluşunca, bu cümlenin muhteşem bir tespit olduğuna inanmaya başladım 
İlk olarak, kötülük edene iyilikle cevap vermek; karşımızdaki insanın öfke duygularını doğrudan harekete geçirmeyeceği için, ondan gelecek olan yeni kötülüklerden bizi uzak tutacaktır Çünkü insan karşısındakine onun gibi kötülük yapmak istediğinde, önce kendisine zarar verir  önce kendisi yıpranır  önce kendisinin adrenalini yükselir  tüm bunlar bir araya gelince önce kendisinin fiziksel ve ruhsal bünyesi hasar alır 
Oysaki iyilikle cevap verdiğinde, kendisini, kendi benliğini kışkırtacak bir oluşuma meydan vermemiş olur Ve en önce kendi ruhsal bünyesini korumuş olur 
İkinci ve daha da önemlisi; iyilik yapmak, karşımızdakine "yük yüklemek"tir Bir insana verilecek en güzel ceza (-ki ceza kelimesi, Arapçada ‘karşılık' anlamında kullanılmaktadır), onu ciddi bir yük altında bırakmaktır Karşı karşıya kaldığı yükle ne yapacağına kendisi karar verir  bu yükü nereye koyacağını bile bilemez  taşımak zorunda kalır  çünkü bırakamaz bir yere 
Aslına bakarsanız, bir insana verilecek en güzel ceza (hele de psikolojik süreçleri önemsiyorsak), bize kötülük yapana, iyilikle karşılık vermektir 
 
Bu yazıları yazarken kimseye iyilik yapmıyorum ben
Sakın merak etmeyin  içinizi ferah tutun 
  en çok kendim için yazıyorum 
Akşamları eve yorgun argın geldiğimde, bilgisayarın başına oturup, tuşlara hiç bakmadan, sadece ekrana bakarak, aklımdan geçenlerin, ekranda kelimelere döküldüğünü gördükten sonra uyumak hoşuma gidiyor 
Kişinin sevdiği iş, kendi terapisi halini alır  yazı yazmayı seviyorum ben  ve kendime terapi uygulamış oluyorum 
Sevgiyle kalın  
Mehtap Kayaoğlu
|