07-16-2012
|
#4
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Tanrı Yanılgı Mı?
Tanrı Yanılgı mı-3
Sayın yazar iddialı bir şekilde eserinin; şüpheler içinde bocalayanların; zihinlerini işgal eden, ruhlarını sıkıp bunalımlara sürükleyen tüm sorularına cevap verebileceğini yazar
Bir bakıma eseri okuyanlar doğruyu (gerçeği) yani ateizmi rahatlıkla bulabilecekler; çalkantılardan, ruhsal bunalımlardan kurtulup ateizmin sonsuz ve görkemli özgürlüğüne dolaysıyla huzurlu mutluluğuna ereceklerdir
Yazılarımızı okuyanlar sıkça olmak üzere olmayana ergi metodunu (karşıt varsayımların geçersizliğini göstererek doğruya bulma metodunu) kullandığımızı bilirler
Aynı metodu sayın yazarımızda uygulamış; din olgusunu çökerterek ateizmin doğruluğunu, gerçekliğini göstermeyi amaçlamış
Olmayana ergi metodu karşıt teorilerin silahlarını kullanan, bir bakıma hedefi kalbinden vuran etkili bir metottur ama iki tarafı da keskin bir kılıç gibidir Kolaylıkla savunduğunuz teoriye yönelebilir
Bizim için karşıt görüş ve fikirler çok değerlidir Fikir ve görüşlerimizi bilmeyerek destekleyen, nice kanıt hazinelerini içlerinde saklayan define sandıkları gibidir
Bizi içtenlikle eleştirenler bu tür malzemeleri bolca sağladıkları için sağ olsunlar, var olsunlar
Evrim teorisine olan eleştirilerimizde bu metodu kolaylıkla uyguladık
Savunucuları teorilerini savunma uğruna öylesine akıl, mantık ve bilim dışı varsayımlar ileri sürüyorlardı ki öne sürülenlerin içinden faydalanabileceklerimizi seçmekte hiç zorlanmadık Bir bakıma onları kendi silahlarıyla vurduk
Umarım aynı beceriyi burada da gösterebilir, amansız bir din düşmanlığının bilinçsiz ifadesi olarak nitelediğimiz bu kitabın gerçek değerini (değersizliğini) gösterebiliriz
= = =
Yazara göre şüpheler içinde bocalayanların içinde kendini yetiştirildikleri dinin kapanına kısılmış hissedenler çoğunluktadır Bunun nedeni ise çocukluklarında dinsel yönden uygulanan beyin yıkama operasyonlarıdır
Bu tür insanların dini kendi seçtiklerinden çok ailelerin empoze ettiği din ya da dinlerdir
Burada ileri sürülen fikirlerin doğruluğunu ya da eğriliğini tartışmak için her şeyden önce bir suç gibi öne sürülen beyin yıkamanın ne olduğunu açıklamak gerekir
Bilindiği gibi çocuklar öğrendiklerinin çoğunluğunu aile içinden ve yakın çevrelerinden öğrenirler
Öğrendiklerinin içinde dinsel bilgiler olduğu gibi kendilerini hayata hazırlayacak bilgilerde bulunur
Hiç kimse çocukluklara yalnız dini bilgilerin verildiğini iddia edemez Verilenlerin içinde ateizm gibi farklı dinlerin ya da konuların bilgilerde olabilir ve olacaktır da
Dindar bir baba ya da annenin çocuklarına verdiği bilgiler arasında hayata dair olanlarla birlikte dini konulularında bulunmasından daha doğal ne olabilir?
Aynı doğallık ateist anne ve baba içinde geçerlidir Ateist bir anne babanın dindar bir çocuk yetiştirmesini bekleyemeyiz
Ateist bir anne baba çocuklarına verdiği hayata dair bilgilerle birlikte bir din gibi gönülden inanıp destekledikleri ateist inancına ait bilgileri de verecekler, çocuklarını mümkün olduğunca bir öcü gibi görüp, nitelendirdikleri dinsel materyallerden uzak tutmaya çalışacaklardır
O zaman sormak gerekir
Dindar bir anne babanın çocuğuna öğrettikleri beyin yıkama oluyor da ateist bir anne babanın çocuklarına öğrettikleri beyin yıkama olmuyor mu?
Dini bilgiler vermeyi çocuğun beynini yıkama olarak nitelersek ateist bir anne ya da baba çocuğuna ateist bilgiler vermesini, dinsel materyallerden uzak tutmasını da bir beyin yıkama operasyonu olarak nitelememiz gerekmeyecek mi?
Bu mantık çocuklara verilen her bilginin bir beyin yıkama operasyonu olarak tanımlamaya neden olur
Eğer şu ya da bu konuda çocuklara öğretilenler bir beyim yıkama operasyonu ise diğer bilgileri öğretmede bir beyin yıkama operasyonudur
Yani…
Çocuklarımız ergenliğe kavuşuncaya kadar beyin yıkamadan kaçınmak için onlara hiçbir şey öğretmeyecek miyiz?
Sayın yazarımız beyin yıkama konusunda saçmalamış diye yazarsak fazla mı ileri gitmiş olacağız?
= = =
Sayın yazarımız çocukların ekonomik ve siyasi meselelerde nerede duracaklarını bilmediklerini; bu nedenle bu çocuklara Hıristiyan ya da Müslüman çocuklar olarak nitelemenin doğru olmayacağını yazar ki biz buna ateist çocukları da ekleyerek aynen katılırız
Belki sayın prof yazarımız bilmiyor olabilir
Hedef aldığı İslam dininde çocuklara en küçük bir sorumluluk yüklenmez
Ergenlik çağına (aklı başına) gelinceye kadar tüm çocuklar melekler kadar masumdurlar
Zaten aklı başında hiç kimse bunun aksini iddia etmez
= = =
Sayın yazarımız bir ateist olduğunu ve bundan gurur duyduğunu; ateist olmanın utanılacak bir şey olmadığını yazar
Sayın yazarımızın (ya da başkalarının) ateist ya da dindar olmaları bizleri kesinlikle ilgilendirmez
Sayın yazarımıza da bizim ya da başkalarının inançları veya inançsızlıkları ilgilendirmez ama sayın yazarımız garip bir mantıkla (inançlıları derin uykuda, kendini ve kendi gibilerini uyanıp aydınlanmış addederek) inançlıların düştüklerini zannettiği derin gaflet kuyusundan kurtarmaya, içinde bocaladıklarını derin uykudan uyandırmaya soyunmuştur
Sanki tek akıl mantık sahipleri kendileridir Kendileri dışındakiler akıl mantık kullanma, doğru yolu bulma becerisinden mahrum zavallılardır Tabi ki gerçek bu değildir Kendilerini akıllı zanneden nice aptallar gördük
Bu konuda sayın yazarımızdan tek istek ve önerimiz gölge yapma, başka ihsan istememizdir
= = =
Gerçekte bizleri ilgilendiren sayın yazarımızın ateizm için insanın kendi ayakları üzerinde ufka karşı dik durması gibi her zaman sağlam bir fikir özgürlüğü ve sağlıklı işleyen bir zihni işaret eden bir şeydir demesidir
Gerçektende bir ateist (sayın yazarımızın tanımladığı gibi) sonsuz bir fikir özgürlüğüne, sağlıklı işleyen bir zihne sahip midir?
Hiç zannetmiyoruz
Nedeni de Bir Yaratıcı İradenin Olmadığını İNANMANIN da bir inanç olduğudur Hem de tıpkı bir putperestin putuna bağlılığı gibi taassuplu bir inanç
Sayın yazarımızda gerçekte özgür zannettiği fikirlerini, sağlıklı işlediğini zannettiği mantığını tıpkı diğer taassup sahipleri gibi taassubunun dar ve kısıtlı hapishanelerine tıkmış, çıkmasına izin vermemektedir
Bu mantık bilim insanlarını da baskı altında tutmakta, fikirlerini özgürce ifade etmekten sakındırmaktadır
Nitekim ateist olduğu iddia edilen büyük bilim insanı Einstein Hublle’den önce hesaplamalar yoluyla evrenin genişlemesi gerektiğini bulduğu halde bu buluşun ateist bilim anlayışına ters geldiğini fark ettiğinden gelecek tepkilerden sakınarak ifade etmemiş, edememiştir
Nitekim bu taassuba varan inanç ateistlere; bir yaratıcı iradenin varlığını kabul etmektense en akıl, mantık ve bilim dışı varsayımları kabul etmek bizim için daha kolaydır gibi saçma, akıl ve bilim dışı bir mantığa götürür
Hiçbir zaman bir ateist; aklını, mantığını tıkıldığı hapishanenin daracık atmosferinden kurtararak; bilimle onaylanmış fakat ateist felsefeye ters gelen gerçekleri kabullenmez
Gerçekten aklı mantığı özgür olsaydı, özgürce düşünebilseydi bilimsel bir gerçeği tereddütsüz kabullenmesi gerekecekti ama onlar bunu başaramaz
Onlara göre tüm gerçekler ateist öngörülere uygun olmak zorundadır
Bilimsel gerçekleri daracık bir pencereden şaşı ve miyop gözlerle bakmalarının; örneğin canlılık konusunda elle tutulur tek ateist teori olan evrimi savunurlarken; akıl, mantık ve bilim dışına kayarak sık sık saçmalamalarının bir nedeni de budur
Her zaman ısrarla ve inatla söyleriz, yazarız ve savunuruz
Bilim ve bilimle uğraşanlar tamamen ve kesinlikle tarafsız olmalıdır
Bilime soyunan kişiler inançsal kimliklerini bir kenara bırakmalı, olguları yorumlarken sadece aklın, mantığın ve bilimin yöntemlerini kullanmalı, gerçeklere ulaşılamamışsa ilgili varsayımları kesin şekilde doğru ya da yanlış diye nitelememeli, en azından şüpheli konumunda bırakmalıdır
Devamı var
|
|
|