Konu
:
Vücudumuzdaki Asit Baz Dengesi
Yalnız Mesajı Göster
Vücudumuzdaki Asit Baz Dengesi
07-16-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Vücudumuzdaki Asit Baz Dengesi
İnsan vücudu, birbirleriyle uyum içerisinde çalışan birbirine yardımcı sistemlerden oluşmuştur
Herhangi bir sistemde çıkan arıza hemen diğer sistemleri de etkilemektedir
Bu yazımızda bu müthiş dengelerden sadece küçük bir misal vermeye çalışacağız
Vücudumuzdaki asit-baz dengesini belirleyen başlıca eleman (H+) hidrojen atomudur
İnsan vücuduna her gün belirli miktarda asit eklenmesine rağmen, vücudun asit oranında herhangi bir değişiklik olmaz
Vücudumuza bu olayları düzenleyen mekanizmalar konmuştur
Bazı durumlarda vücudumuzdaki hidrojen miktarı 20 ile 160 nmol/l arasında değişebilmektedir
Fakat bu miktarları zarar görmeden atlatabilecek bir yapıya sahip bulunuyoruz
Vücudumuzdaki asit miktarındaki değişiklikler bu değerler üzerinde olacak olursa hayati tehlike ortaya çıkmaya başlar
Asit-baz dengeleri pH değeri üzerinden değerlendirilmektedir
Vücut sıvısının pH değeri normalde 7
38 -7
42 arasında değişmektedir
Bu dengeler üzerindeki diğer bir etken ise vücudumuzdaki bikarbonat (HCO3)ve karbonik asittir (H2C03)
Vücudumuzdaki asidin fazlasını tamponlamak için mekanizmalar bahşedilmiştir
Karbonik asit zayıf bir asittir
Karbonik asidin çoğunluğu tekrar hidrojen ve bikarbonat haline geri dönüşürken diğer kalan karbonik asitler ise su ve karbondiokside dönüşür
Hidrojen iyonu konsantrasyonunu arttırdığımız zaman hidrojen tarafından bikarbonatların bir kısmı kullanılır
Böylece vücuttaki HCO-3 oranı düşer ve sonuçta daha fazla karbondioksit üretilir
Üretilen karbondioksit kandaki kısmı basıncı artırır
Artan karbondioksit ise beyindeki solunum sistemimizi kontrol eden merkezi uyarır
Böylece daha derin ve hızlı solunum yapmamızı sağlar
Netice olarak, kandaki karbondioksit solunum yoluyla dışarıya atılarak normal seviyeye getirilir
İkinci bir mekanizma olarak böbrekler, bikarbonatın vücutta yeterli miktarda kalmasını sağlar
Karbondioksitin dışarıya atılma işlemi en fazla üç dakika gibi kısa bir süre içerisinde meydana gelir
Fakat bikarbonatın tekrar eski düzeyine gelmesi en az iki saati bulur
Bikarbonatın yapıldığı yer ise böbreklerdir
İkinci tampon sistemi olarak böbreklerde amonyak kullanılır
Amonyak (NH3) vücudumuzda böbrek ve karaciğerde üretilir
Kaynağı ise glutamate isimli aminoasittir
Normalde böbrekler günlük 35-45 mg amonyak üretme kapasitesine sahiptir
Amonyağın, üretildiği hücrelerden böbrek kanal boşluğuna geçmesi için enerji kullanımına gerek yoktur
Basit difüzyon yoluyla kolaylıkla kanal boşluğuna geçebilir
Bu amonyak kanal boşluğunda bulunan hidrojen ile birleşir ve amonyumu oluşturur
Oluşan amonyum (NH4) biyolojik zarlardan kolay kolay geçemez
İdrarla birlikte vücuttan atılır
Kanal epitellerinde kalan bikarbonat iyonu buradan kan dolaşımına geçerek, vücut için çok önemli olan değerini korumuş
Fakat bu olaylar sonucunda vücuttaki bikarbonat değeri normal seviyeye gelmesine yetmeyebilir
Üçüncü tampon mekanizması olarak tek ve çift bazlı fosfatlar devreye girer
Vücuttaki bikarbonatın, karbonik aside oranı 1 ‘e 20 olmalıdır
Bu oranın bozulması durumunda ciddi problemler ortaya çıkabilir
Vücudumuzda ayarlanmış bu mekanizmalar ancak hastalıklarla bozulabilir
Dr
Yakup Ayaydın
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul