Konu
:
Osmanlı'nın Dünyayı Titreten Askeri Teşkilatı
Yalnız Mesajı Göster
Osmanlı'nın Dünyayı Titreten Askeri Teşkilatı
07-16-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Osmanlı'nın Dünyayı Titreten Askeri Teşkilatı
Kapıkulu Ocakları
Osmanlı'nın dünyayı titreten askeri teşkilatı
Kapıkulu Ocakları Osmanlı Devleti'nin sürekli ordusunu oluşturan ve doğrudan padişaha bağlı olan yaya atlı ve teknik sınıftan asker ocaklarına verilen addır
Kapıkulu ocaklarının kurulmasından önceki dönemde Osmanlı Devleti'nin askeri gücünü yayalar ve müsellemler oluşturuyordu
Kent güvenliğinden ve sınırların korunmasından sorumlu olan silah olarak genellikle tüfek kılıç ok ve yayi kalkan mızrak kullanan savaşçı bir sınıf olan kapıkuluların görevleri katı ve ödünsüz kurallara bağlanmıştı
Bu kurallara kavanin-i yeniçeriyan denirdi
Kapıkulu olacak kişinin ailesiyle ve diniyle tüm bağlarını koparması aynı yeni doğmuş gibi hükümdardan başka kimseye maddi ya da duygusal herhangi bir bağ hissetmemeleri gerekiyordu
Osmanlı hanedan zihniyeti Müslümanlara bu mevkilerin kapalı olmasına bahane olarak da "gerçek bir müslümanın kul olamayacağı" görüşünü ileri sürüyordu
Kent güvenliğinden ve sınırların korunmasından sorumlu olan silah olarak genellikle tüfek kılıç ok ve yayi kalkan mızrak kullanan savaşçı bir sınıf olan kapıkuluların görevleri katı ve ödünsüz kurallara bağlanmıştı
Bu kurallara kavanin-i yeniçeriyan denirdi
Kapıkulu olacak kişinin ailesiyle ve diniyle tüm bağlarını koparması aynı yeni doğmuş gibi hükümdardan başka kimseye maddi ya da duygusal herhangi bir bağ hissetmemeleri gerekiyordu
Osmanlı hanedan zihniyeti Müslümanlara bu mevkilerin kapalı olmasına bahane olarak da "gerçek bir müslümanın kul olamayacağı" görüşünü ileri sürüyordu
YENİÇERİLER
Kuruluşunu Orhan Gazi veya I
Murad dönemlerine dayandıran görüşler bulunmaktadır
Yeniçeriler Padişah’a bağlı Kapıkulu Ocakları’nın piyade kısmıdır
Osmanlı Devleti’nin sınırlarının genişlemesi ile kuruluşundan bir süre sonra gayr-i müslim çocukların 8-18 yaşlarında alınarak müslüman bir asker yetiştirilmesi (devşirme) ile oluşturulmaya başlanmış 17
yy’dan itibaren tekrar müslümanlardan da Acemi Ocağı’na alım yapılmaya başlandı
Devletin ilk yüzyıllarında çok yararlı olan ve Türklerin Rumeliye yerleşmesinde etkili olan bu sistem daha sonra bozulması ile değişik sorunları birlikte getirdi
Yeniçeri ocağı II
Mahmud tarafından 1826’da kaldırıldı
Yeniçeriler barış zamanında İstanbul’u korur savaş zamanında Padişah’ı korurlardı
Ayrıca devletin farklı bölgelerinde konumlanmış yeniçeri birlikleri de vardı
Orhan Gazi yeniçeri teşkilâtı kurulacağı zaman Hacı Bektaş dergahına gelir
Yeni kuracağı yeniçeri ocağı icin dua ister
Hacı bektaş Pir'i de Bunların adı yeni asker Yeniçeri olsun diyerek Cenabı Hak yüreklerini ak pazularını kuvvetli kılıçlarını keskin oklarını tehlikelikendilerini daima galip buyursun diye dua eder
O yüzden yeniçeri ocaklarına Ocak-ı Bektaş-î-yân kendilerine Taifei Bektaş-î-yânGüruh Bektaşiye Zümre-i Bektaşiye gibi isimler vermişlerdir
Osmanlı Devleti devşirme denilen Hıristiyan çocuklarından oluşturduğu orduyu Hacı Bektaş-ı Veli'nin düşüncelerinden yararlanarak eğitti ve şekillendirdi
Yeniçeri Ordusu denilen bu ordunun başında bulunan ağa da Bektaşî idi
Bu ordu 1826 yılına kadar Osmanlı Devleti'nin birinci gücü olmuştur
1826 yılına kadar Osmanlı Ordusu savaşa gitmeden önce Yeniçeri ocağından bir müfreze Hacıbektaş'a geliyor Dergah Avlusu'nda saf tutarak Hacı Bektaş-ı Veli Evlâdı’ndan postnişi olan zatın da katılması ile: Mü’miniz Kalû-Beli’den beri
Hakkın Birliğine eyledik ikrar
Bu yolda vermişiz seri
Nebimiz vardır Ahmed-i Muhtar
La Yezal mestaneleriz
Nur-ı ilahide pervaneleriz
Sayılmayız parmak ile tükenmeyiz kırmak ile
On iki imam Pir-i tarikat cümlesine dedik beli
Üçler beşler yediler
Nur-ı Nebi Kerem-i AliPirimiz üstadımız Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli
Demine devranına Hü diyelim Hü! diye gülbang çekiyorlar (dua ediyorlar) ve Pir'den himmet istiyorlardı
CEBECİ OCAĞI
Cebeci Ocağı Osmanlı ordusunda silahların temin edilmesi korunması ve sefer zamanında cepheye götürülmesiyle görevli kapıkulu ocağı idi
Ocağın mensuplarına Cebeciler denilmekteydi
Cebeci Ocağı Fatih Sultan Mehmet zamanında kurulmuştur
Banisi Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli'dir
İlk zamanlarda bu ocağın mensupları yeniçeriler gibi acemi oğlanlar arasından seçilmekteydi
Bunlar ocağa "şâkird" yani 'öğrenci' sıfatıyla alınırlar sonra asıl Cebeciler arasına geçerlerdi
Maaş defterlerinden anlaşıldığına göre Cebeciler 59 bölük ve 37 orta bölük olmak üzere 96 odaya ayrılmıştı
Cebeci ortaları silah yapan tamir eden barutları geliştiren ve savaş araç-gereçlerini hazırlayan sınıflardan oluşuyordu
Bunların arasında ayrı bir sınıf olarak humbara dökücüleri barutçular ve lağımcılar da vardı
TOP ARABACILARI OCAĞI
Top Arabacıları Ocağı Kapıkulu Askerleri'nden piyadelerdir
Topçu Ocağı'nın yaptığı topları savaş alanına götürmekle görevli olan ocaktır
Savaş toplarını savaş alanına götürürlerdi
Ocakta; arabacıbaşı kethüda başçavuş kethüda yeri ocak kâtibi bölükbaşıodabaşı ve halife adlı subaylar görev yapardı
Arabacıbaşı nezâretinde; nefer sayıları bir - elliiki arasında değişen altmışüç tane top arabacıları bölüğü vardı
TOPÇU OCAĞI
Topçu Ocağı Osmanlı İmparatorluğu'nda Kapıkulu Ocakları'nın yaya kısmına mensup top dökmek ve kullanmakla vazifeli askerlerin bağlı olduğu ocaktır
Sultan I
Murad devrinde yeniçeri ocağının teşkilinden hemen sonra acemi ocağından alınan askerlerle ilk olarak topçu ocağı kuruldu
İstanbul’un fethinden sonra Galata suru dışında Tophane denilen yerde topçu kışlaları ve sabit top dökümhânesi yapıldı
Zaman içinde Belgrad Budin Temaşvar İşkodra Gülamber Provişte gibi yerlerde ihtiyaca göre tophaneler kurulup top döktürüldü
HUMBARACI OCAĞI
Humbaracı Ocağı Osmanlı Devleti'nin askeri teşkilatı'nda humbara yapan ve bunu kullanan sınıfın bağlı olduğu ocak
Kumbaracı ocağı da denilmektedir
Dünyanın ilk havan topu sınıfıdır
Humbara demir veya tunçtan dökülmüş el bombasıdır
Humbaracılık Osmanlı Devleti'nde 16
yüzyılda Mustafa ismindeki bir topçu bölükbaşısının ilk tunç humbara dökümhanesini kurmasıyla ortaya çıkmıştır
1729'da Osmanlı’ya ilticâ eden ve Müslüman olduktan sonra Ahmed ismi verilen Kont Bonneval tarafından geliştirilip düzenlendi
1783'te Sadrazam Halil Hamid Paşa humbaracılar için yeni düzenlemeler getirdi ve 1792'de çıkarılan bir nizamnameyle humbaracıların yetkileri arttırıldı
Humbaracılar Ahmed Paşa'nın çabalarıyla ordunun en disiplinli ve düzenli sınıfı durumuna gelmişti
BOSTANCI OCAĞI
Osmanlı sarayları ile saray çevresinin ve iskelelerin asayişinden sorumlu hizmetlilerin bağlı bulunduğu ocak
Bostancılar ocağına devşirme suretiyle toplanan acemi oğlanları arasından kabiliyetli olanları seçilirdi
Bu ocağa seçilenlerin eğitimleriİstanbul ve Edirne'deki saray bahçelerinde yapılırdı
Saraylarda camilerin inşaatına gereken malzemenin temini ve nakliyatı bu ocağa aitti
Topkapı Sarayı'nın odununun İzmit'ten getirilmesinde kullanılan gemilerde bostancılar kürekçilik yaparlardı
LAĞIMCLAR
Lağımcılar Osmanlı Askeri Teşkilatı'nda yeniçerilerin içinde bir ocaktır
Görevleri özellikle kale kuşatmalarında tünel kazarak sur duvarlarına ulaşmak ve surları alttan havaya uçurmak veya kale içine kadar tünel kazarak kaleyi içten fethetmektir
Ateşli silahlarla yapılan savaşlarda da karşı sipere kadar tünel kazılıp bomba ile patlatılırak düşman askerine ve siperlerine zarar verilir
Lağım (tünel) kazma günümüzde de kullanılan bir savaş taktiğidir
Bu taktik sayesinde savaşlar daha kısa sürede kazanılmıştır buna örnek olarak ise İstanbul'un fethi verilebilir
Lağımcılar aynı zamanda bomba işleri ile ilgilendikleri için çoğu zaman bomba yapımıyla uğraşmışlardır
SAKA OCAĞI
Yeniçeri çorbacılarından "saka başı" adında bir kişinin gözetiminde bulundurulan kapıkulu ocaklarının en aşağı sınıfı sayılırdı
Sakaların "saka başı"ndan başka subayları yoktu
Kapıkulu ocaklarını oluşturan ortalardan herbirine erlerin her çeşit gereksinmeleri için gerekli suyu sağlamak üzere birkaç saka eri görevlendirilirdi
SOLAKLAR
Yeniçeri cemâat ortalarından 6061 62 63
ortalara verilen ad
Bunların kumandanı olan dört yayabaşıya “Ser solak” veya“Solakbaşı” denilirdi
Hükümdârın muhâfız bölükleri de bu dört ortadan teşkil olunurdu
Bunlar cesur kuvvetli boylu-boslu tecrübeli sözü dinlenir hitâbeti düzgün yeniçeriler arasından seçilirdi
Pâdişâhın atının sağında giden iki solak ok ve yaylarını kullanırken sol ellerini; solunda gidenler ise sağ ellerini kullanırlardı
Ellerini bu sûretle kullanmalarına sebep pâdişâha arkalarını dönmeden hedefi vurabilmeleri içindi
SİLAHTAR AĞA
Silahtar Ağa enderunun en nüfuzlu siması ve amiriydi
Saray anane ve nizamına göre hasoda ağalarının en kıdemlisi olan padişaha silahtar olurdu fakat asırlar boyunca daima padişahlar silahtarlarını hasodalılar arasından sevdikleri ve itimat ettikleri bir sima olarak kendileri seçmişlerdi
Silahtar yapmak istedikleri zülüflü ağayı aşağı koğuşlardan birinde de olsa evvela bir fermanla hasoda'ya aldırtmış ve sonra da silahtar tayin etmişlerdir
Silahtar ağa olmak bir enderunlu için en büyük gaye idi
Silahtar ağa padişah sabah namazı vaktinde haremden çıkıp enderun'a geldiği andan bazen yatsı namazından sonra harem'e döneceği ana kadar sürekli hükümdarın yanında bulunurlardı
SİPAHİLER
Osmanlı ordusunun ağır süvari sınıfı askeri
Tımar sahibi olan Tımarlı Sipahiler ve Kapıkulu Ocağı'na bağlı Kapıkulu Sipahileri olmak üzere ikiye ayrılır
Tımarlı Sipahiler: Klasik çağ Osmanlı ordusunun belkemiğini oluşturan Tımarlı Sipahiler ordu içindeki en kalabalık asker sınıfını oluşturur
Tımarlı sipahilerin Osmanlı askeri ve idari sistemi içindeki konumları Avrupalı tarihçilerce Orta Çağ Avrupası'nın şövalye sistemi ile karşılaştırılmalarına ve bazı kaynaklarda "Osmanlı şövalyeleri" olarak tanımlanmalarına neden olmuştur
SAĞ ULUFECİLER
Osmanlı Devleti askeriyesinin Hassa Ordusu'nun Süvariler kısmında yer alırdı
Bu bölüğe Yeşil Bayrak da denilirdi
Sağ ulufeciler 120 bölükten oluşurdu
Sağ ulûfeciler seferde pâdişahın sağında yürüyen sipah bölüğünün sağında yürürlerdi
Savaş meydanında ve ordunun konak yerinde ise pâdişâh sancağının sağında dururlardı
Hazîneyi korumak bunların görevleri arasındaydı
Ulufecilerden toplam 7 kişi tayin edilen bölük subaşılığına Subaşı sıfatıyla sağ ulufecilerden 4 kişi tayin edilirdi
Ayrıca ordu için de büyük bir önemi vardı
Bu yüzden sağ ulufeciler Osmanlı Donanması'nda yer almaktadır
SOL ULUFECİLER
Savaşta ordunun ağırlıklarını ve hazineyi korurlardı
Sol ulûfeciler seferde pâdişahın sağında yürüyen sipah bölüğünün solunda yürürlerdi
Savaş meydanında ve ordunun konak yerinde ise pâdişâh sancağının solunda dururlardı
Hazîneyi korumak bunların görevleri arasındaydı
Ulufecilerden toplam 7 kişi tayin edilen bölük subaşılığına Subaşı sıfatıyla sol ulufecilerden 3 kişi tayin edilirdi
Ayrıca ordumuz için de büyük bir önemi vardı
Bu yüzden sol ulufeciler osmanlı donanmasında yer almaktadır
GARİPLER
Osmanlı ordusunda savaşta saltanat sancaklarını korurlardı
AZAPLAR
Azab veya azap Osmanlı devletinde çoğunlukla garnizon askeri olarak görev yapan bir askeri birim
Sözcüğün anlamı "bekar erkek"tir
Henüz evlenmemiş genç erkekler azab yazılabilirlerdi
Gönüllülerden oluşan yayalardır
Savaşta ordunun en önünde yer alırlardı
Azablar Osmanlı ordusunun Anadolu'daki yaya askerlerinin çoğunluğunu oluştururlardı ve yerleşim birimlerinin güvenliğinin sağlanması kalelerin savunulması gibi görevleri yerine getirirlerdi
SEKBAN BÖLÜĞÜ
Sekban Yeniçeri ocağının altmış beşinci ortası mensubuna verilen ad
Sekban teşkilâtı Sultan Birinci Murâd zamânında pâdişâhın av maiyeti olarak mevcuttu
Fâtih Sultan Mehmed Han zamânına kadar bağımsız bir teşkilât olan sekban ocağı 1451'de yeniçerilerin taşkınlık etmeleri üzerine itâatsizlik eğilimini kırmak için Fâtih'in emriyle yeniçeri ocağına dağıtıldı
O zaman sayıları altı-yedi bin civârındaydı
Beş yüz sekban da av hizmeti için alıkonuldu
Yavuz Sultan Selim Han devrinde bütün sekbanlar bir orta hâline getirilerek yeniçeri ocağının altmış beşinci ortasını oluşturdular
Piyâde ve süvârî sekbanlar pâdişahla berâber ava giderler av köpekleri yetiştirirler sekban fırınında çalışırlardı
Savaş zamânındadiğer yeniçerilerle birlikte çarpışmaya giderlerdi
İCARELİ
Sadece sınırlarda bulunan kent ve kalelerde kullanılan yerli topçulardır
Bunların subayları kuşkusuz topçuluk bilgileri bulunması gerektiğinden Eyalet Paşalarının komutasında bulunmak üzere İstanbul'dan gönderilirlerdi
Buna da Topi ya da Topçu Ağası denilirdi
Bu topçulara ücretli olarak çalıştırılmalarından icareli denmiştir
MÜSELLEM
Müsellem Osmanlı Devleti'nde pekçok görevi yerine getiren harp zamanlarında ordunun geçeceği yolları temizlemek köprüleri tamir etmek ve yol açmak gibi hizmetlerle de mükellef idiler
Buna karşılık barış zamanlarında bütün vergilerden muaf sayılıyorlardı
Zaten bu ismi bu yüzden almışlardı
Rumeli'de genellikle Hıristiyan tebadan olan müsellemlere karşılık Anadolu'da Kuzey Afrika'da ve Ortadoğu'da Müslüman teba istihdam olunurdu
DELİLER
Asıl olarak kendilerine kılavuz rehber manasına gelen delil ismi verilmesine karşın cesur ve korkusuzca düşmana atılmaları nedeniyle halk arasında deli olarak anılmışlardır
Üzerlerine ayı pars aslan veya sırtlan postundan kılları dışarıda şalvarlar giyerlerdi
Başlarında tüylü bir miğfer ellerinde de yine tüylü bir kalkan bulunurdu
Ayaklarında mahmuzlu çizmeleri vardı
Deli adını almalarının sebebi gönüllü 20-25 yaş arası gençlerden oluşmalarıydı ve savaşlarda ordunun en ön saflarında çarpışmalarıydı
Bayraklarında "Kaderde ne varsa o gelir başa" yazılıydı
AKINCILAR
Akıncılar yakaladıkları esirlerden aldıkları bilgileri merkeze iletirlerdi
Akınlar katılan akıncı sayısına göre isimler alırdı
100 kişiden az akıncıyla yapılana çete 100’den fazla kişiyle yapılana haramilik akıncı beyinin kumandası altında yapılana ise akın denirdi
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul