Konu
:
Osmanlılarda Harp Sanayii
Yalnız Mesajı Göster
Osmanlılarda Harp Sanayii
07-16-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Osmanlılarda Harp Sanayii
Asya Avrupa ve Afrika’nın kilit noktası hüviyetinde olan Anadolu’da beylik
kuran Osmanlılar kuruluş devrinde dahi birçok devletle mücadele etmek zorunda
kalmıştı
Nitekim bu mücadele zaman zaman aynı anda yedi sekiz devlete kadar
çıkmıştı
Bir de Osmanlıların İslamiyeti temsil etme makamında bulunmaları
Haçlı güruhuyla yıllar süren amansız mücadelelere girmelerine sebep olmuştu
600 yıllık bir tarihe imzasını atan Osmanlı İmparatorluğunun güçlü bir harp sanayiine sahip olması kaçınılmazdı
Avrupa ordularında çok sonraları kullanıldığı anlaşılan tüfek II
Murad zamanında Osmanlılar tarafından kullanılıyordu
Varna ve II
Kosova meydan muharebelerinde müttefik Avrupa ordularının mağlup edilmesinde tüfekli piyadelerin önemli payı olmuştur
V—I füzelerinin temelini teşkil eden alev füzeleri ilk defa İstanbul’un fethinde
kullanılmıştır
Yıllar sonra bu çalışma prensibini 20
yy
mühendisleri ele
alarak geliştirmişlerdir
Germi Hisarı kuşatmasında Sultan II
Murad Germe kulesi önünde kurdurmuş olduğu seyyar tophaneyi ancak Hitler Rusya seferi sırasında taklit edebilmiştir
Giderek gelişen top sanayiinde Yavuz Sultan Selim zamanında bir kademe daha atlayarak yivli topların dökümüne geçilmiştir
Batı dünyası ise bunları ancak 1868 yılında Almanya’da yapabilmiştir
Ayrıca bu padişahımız zamanında toplara hareket
mekanizması verilmiş ve 3600 lık bir çevreyi dövme imkânına kavuşturulmuştur
Ridaniye seferinde yine tarihte ilk defa peşi peşine 5—10 gülle atabilen
toplar kullanılmıştır
820 cm’lik dev toplar da bu dönemin mahsullerindendir
16
yy
ın ikinci döneminde Baylemez adında 17 ton ağırlığında 281 kg’lık
gülleler atabilen şaheserler imal edilmiştir
İmparatorluğun çeşitli bölgelerinde tophane humbarahane fişekhane baruthane tersane denilen fabrikalar vardı
Aynı zamanda harp malzemeleri imal eden bu ve benzeri fabrikalar kuruldukları merkezlere büyük zenginlikler sağlıyordu
Mesela
Sofya’nın güneyindeki ufak bir kasabada kurulan 17 demir fabrikası o bölgeyi
epey kalkındırmıştır
Osmanlı ordusunun silahları birkaç yılda yenilenir ve daha mükemmelleriyle değiştirilirdi
Anadolu’nun üç tarafının denizlerle çevrili olması Osmanlı İmparatorluğu’nun deniz gücüne de önem vermesini gerektirmiştir
Fatih Sultan Mehmet Padişah olduğunda kadırgacı sayısı 30 civarındaydı vefat ettiği zaman ise bu sayı 250 harp 500 nakliye gemisine ulaşmıştı
Fatih Sultan Mehmet’in Haliç’te inşa ettirdiği tersane aynı anda 200 gemiyi tezgâha koyabilecek kapasitede idi
Bu tersanedeki işçi sayısı ise 60
000’i bulmuştu
Osmanlı İmparatorluğu’nun 16 ve 17
yy
lardaki başarısının sebeplerinden birisini de
mükemmel bir gemi inşa tekniğine ve esaslı bir gemicilik bilgisine sahip
olmasına dayandırabiliriz
Bu dönemde Süveyş’ten Tuna’ya Karadeniz’den
Cezayir’e kadar yayılmış 140 adet tersanesi olan İmparatorluğun 500 parça üstün
vasıflı harp gemisi olmak üzere 4000 parçalık donanması vardı
Belli bir dönemde Osmanlılar çağın icap ettirdiği ilim ve tekniği bayraklaştırıp Hakkın
hakikatin ve adaletin mümessili olmuşlardır
Günümüzde ise süper- güçlerin
kontrolündeki ham teknolojisi milyonlarca masumun ölmesine yüz binlerin açlık
ve sefalet çekmesine sebep olmaktadır
Gönlümüz Osmanlıların torunlarının
tekrar ilim ve fene vakıf olup her türlü gelişmenin Hak ve adalet doğrultusunda
kullanılmasına vesile olmasını temenni etmektedir
Kaynaklar:
1
Osmanlı Sosyal ve Ekonomik Düzeni Necdet Sevinç
2
Denizin Sesi Dergisi
Mart Nisan 1988 sayısı Anadolu’da Tersanecilik Aydın Anak
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul