Konu
:
İlk Tapu Kanunu
Yalnız Mesajı Göster
İlk Tapu Kanunu
07-16-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
İlk Tapu Kanunu
Tapu ve kadastro işlemlerinin bir milletin devlet idaresi gelir ve giderlerinin kontrolü kısaca hukuk ve iktisat sistemi açısından ne kadar büyük bir ehemmiyeti haiz olduğunu belirtmekte fayda vardır kanaatindeyiz
Ayrıca 60 senedir güzel yurdumun tapu-kadastro işlemlerini bitiremediğimizi ve bu yüzden çok kimselerin haklarının zayi olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğiz
Her güzel şeyde olduğu gibi bu mevzuda da Müslümanların ve bilhassa da müslüman Türklerin rehberlik etmiş olduklarını ve dünyada ilk tapu kanunun büyük Fatih Sultan Mehmet tarafından hazırlandığını dünya ilim âlemine iftiharla açıklıyoruz
Meseleyi biraz daha açarsak bizi şaşırtacak hakikatlerle karşı karşıya geleceğiz
Şöyle ki;
İslam devletini bir dünya devleti haline getiren Hz
Ömer Müslümanların fetih ettikleri memleketin gelir ve giderini nüfusunu ve diğer coğrafi durumunu bilmenin devletin zaruri görevi olduğunu anlamış ilk gelir-gider defterleri ve tapu kayıtları demek olan Divan usulü nü geliştirmiştir
Hatta Osman bin Hanif’i Irak arazisinin tapu kadastrosunu yapmak için görevlendirdiğinde şu talimatı vermiştir “Şen ve mamur olan yerlerin alanlarını ölçünüz; bilfiil ziraat edilen veya edilebilecek olan araziyi tespit ediniz
Verimsiz ve çorak yerleri; çift sürülmesi kabil olmayan öyükleri tepeleri; ormanları bataklıklar ve sazlıkları ve benzeri araziyi vergide esas alınacak arazi arasına katmayınız
” (1)
Hz
Ömer’in bu tatbikat ve talimatı diğer bütün müslüman devletlere örnek teşkil etmiş ve bilhassa Osmanlı Devleti yeni fethedilen arazilerin tapu-tahririni yazma ve defterlerde tespit etme hususunda zirveye yükselmişlerdir
Bu mevzuda ilk ve en önemli yazılı hukuki düzenleme Fatih zamanında hazırlanmıştır
Topkapı Sarayı Revan Köşkü Kitapları arasında 1935 ve 1936 nolu kanun mecmualarında yer alan bu tapu kanunu sadece Osmanlı Devletinin değil bütün dünya hukuk tarihinin ilk tapu kanunudur
22 madde halinde yayına hazırladığımız bu kanun Osmanlı devletindeki tapu işlemlerinin temel esaslarını ihtiva etmektedir
Kanunnamenin orijinal adı “Kanunname-i Kitabet-i Vilayet” şeklindedir
Kısaca umumi esaslarıyla şöyle özetleyebiliriz
Fethedilen bütün arazilerin nüfusu arazinin durumu ve benzeri hususlar tescil gayesi ile resmi görevliler tarafından muntazam bir şekilde resmi muhafaza altına alınan defterlere kaydedilir
Arazinin bu şekilde yazım işlemine tahrir denilir
Tahrir işlerini iki resmi görevli yürütür: Defter Emini ve Vilayet Kâtibi
Defter eminine muharr-i memalik muharrir veya yazıcı da denir
Bunlar görevli oldukları bölgelere giderler Tahrir neticelerini iki ayrı defterde toplarlar: Birincisi Mufassal defterlerdir
İlgili bulunduğu bölgenin köyleri mezraları meraları ormanları kışlakları ve diğer araziler ile bunların kime ait olduğuarazisi tahrir edilen yerlerin reayası gelir çeşitleri ve ödeyecekleri vergileri kaydedilen defterlere mufassal defter adı verilir
İkincisi icmal defterleridir ki bunlarda sadece arazilerin has tımar ve zeamet olduğu ve bunların sahipleri kaydedilirdi
Özellikle mufassal defterlerde ahalinin fertlerine ait bütün vasıflar da zikredilir
Topraklı topraksız evli ve bekâr ihtiyar sakat sanat sahibi ve saire benzeri kayıtlar deftere geçirilir
Osmanlı ülkesinin tamamı bu usule göre tahrir edilmiş ve 970 kusur defterde Osmanlı topraklarının tapusu çıkarılmıştır
Hazırlanan defterler nişancı denilen yüksek amir tarafından kontrol edildikten sonra Padişah’a arz edilir
forumdas
net Padişahın tasdikinden geçerse Hazine-i Amire denen devlet arşivinde korumaya alınır
Şu anda bunlardan 1100 tanesi Başbakanlık Osmanlı arşivinde 650 tanesi ise Tapu-Kadastro Genel Müdürlüğü arşivindedir
Araya başka defterler karıştığı için sayıları 1750’yi bulmuştur
Bu bin kusur defter şu anda üzerinde 30 kusur devletin bulunduğu eski Osmanlı topraklarının tapusu hükmündedir
Biz bu ilk tapu kanununun orijinali ve Türkçesi’nin birinci sayfasını takdim edeceğiz
Tamamını bir eserde neşretmek üzereyiz
Bütün bu araştırmalarMüslüman Türklerin dinlerine ve örf adetlerine bağlı kaldıkları zamanda her sahada ileri gittiğini göstermektedir
Tapu mevzusu da bunlardan sadece birisidir
Böylesine teferruatlı tapu muamelelerinin nasıl yürüdüğüne bir misal ile bakalım
1516 tarihinde fethedilen ve 1518 yılında tahririne başlanan doğu ve güneydoğu bölgesinin tapu-kadastro işlemleri dört sene sonra yani 1522 yılında tamamlanmıştır
Günümüzün teknik imkânlarına rağmen böyle bir işe kalkılırsa en az kırk-elli sene süreceğini günümüzdeki örneklerinden anlıyoruz
Netice olarak tarihimiz bizim için önemli bir hazinedir
Bu hazineden yararlanmadığımız sürece milletçe çok daha uzun zaman maddi ve manevi açıdan fakir kalacağımız unutulmamalıdır
Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünden ricamız da böylesine tarihi ve ilmi bir abideyi kendi camiasına tanıtmasıdır
Tarih araştırılırsa dünya ilim tarihindeki meşhur ilklerin çoğunluğu sonlara doğru yuvarlanır kanaatindeyiz
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul