07-16-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bölüm 11 - Bir Deneyimin Öyküsü
Bu küçük kitabı bir bakıma Kundalini'den uzak gibi gözüken bir deneyimin anısıyla bitiriyoruz, oysa aslında bu azametli Ateşin uyarımının direkt sonucudur ve yüzeyindeki akışla "geri" gidilerek geçmişin örtülü gizemine yolculuk edilmiştir Zira Kundalini gerçekten sadece şuurun madde ve mekanla ilgili olan değil, zamanla ilgili sınır ve kısıtlamaları da yıkar, örtüleri kaldırır Bütün olaylarda geçmiş ve şimdiki zaman, gelecek ve şu an arasındaki duvarlar aşılır ve Sonsuzluk bir kavram ötesinde Gerçek olur Bu bağlamda deneyimleri geçiren öğrenci günümüz veya gelecek zamana kıyasla geçmişe karşı daha da ilgiliydi Dolayısıyla zamanda seyahat olasılığını değerlendirirken, öne doğru değil, geçmişe yönelmek tercihiydi ve aşağıda aktarılan deneyim buna dayanıyordu
Öğrenci kendisini Kundalini'nin akışında bulur ve akışla birlikte hareket ederek kendi evrimi açısından zamanın başına hareket eder
Geriye, geriye ve daha da geriye gider, ta ki kendisini yeni bir yaşamın açılışının ihtişamında garip bir şekilde kaybolmuş buluncaya dek
Etrafına bakar, ancak kendisinin tam olarak kim veya ne olduğunu idrak edemez Bunun sebebi daha çok umursamadığı için — zira bütün ilgisi gördüğü şey üzerine odaklanmıştı
Önünde gördüğü şey — ki burada küçük dünyevi terimlerle ifade etmek zorunda kaldığı şeyleri anlatmak ne denli yetersiz — muazzam bir özdek enginliği Madde hiç de doğru tabir değildir, hatta özdek bile değildir Deniz eğer sıvıyla ilintili olmasa daha doğru bir terim olurdu Cümleyi "bir Ateş enginliği" olarak ifade edilirdi, ama burada da yetersizlik vardır
Yine de muazzam bir enginlik vardır, bilinme özelliği vardır, dolayısıyla bilinme potansiyelini taşır Bu cümle anlaşılır olup olmadığı belki de şüphelidir Ama enginliğin hakim özelliği sürekli bilinebilmesindedir ve bu bilgi de onun bilinme gücünde yatar
Bilinme bileni içerir ve öğrenci hemen kavrar ki evrimsel tezahüratın başında iki element vardır — Bilinen ve Bilen Bilinenin sonsuzluğu vardır ve parçası olduğu evrim sürecinin ilahlaşma sürecinin sentezini kuran bir Bilen vardır O bir ilahtır ve ötesi, o bir Güneştir
Öğrenci idrak eder ki Bilinen varlığı gereği oluşmakta olan sonsuz Bilenleri içerir
Dolayısıyla Bilinen sonsuz sayıda bilmeyen Bilenleri içerir
Veya şöyle desek parlamayan sayısız Ateş vardır Bu muazzam alanın üzerine Bilen bilgisinin Ateşini üfler ve evrim başlar
Sayısız Ateş özlerindeki ateşle parlamaya başlar, zira bilinçdışı bilinçli de eşini bulmuştur Bilinen Bilende eşini bulmuştur
Kıvılcımlar yayılır
Kıvılcımlar zerrecik kadar alevlere dönüşür
Alemlerin bilgisine varmış ve onları Kundalini Ateşinden geçirmiş Bilen, yakıt olarak doğa alemlerine bir bir alevlere ilave eder
Alevler büyür Daha çok yakıt daha çok deneyim
Alevler patlar ve zerrecik kadar ateşler yayar
Ateşler genişler — devasal boyutlara tırmanır
Doğa alemi peşine doğa alemi alev, kıvılcım ve ateşleri besler, sonunda aynen önceden madden, bitki ve hayvan alemlerinde olduğu gibi bütün beşeri yakıt Ateşe dönüşür
Ateşler Şahlanarak muzaffer edayla Ateşin Özüne girerler Ateşin şekli bile yanıp tükenir ve Ateşin Hayatı mükemmel saflık içinde parlar
Ateş Şeklinden Ateş Hayatına dönüşüm olur
Böylece tarif edilmez ulu seviyelere tırmanarak ötenin ötesinde Ateşin Özünün bile eriyip mest olduğu diyarlara çıkılır
Böylece Bilinenden başlayarak Bilinen Bilen olur
Bilen Varoluşun yüceliğine sığınır Varlığın bağrında Yaratılışın tekrarlanmasını bekler
BİR SÜRE SONSUZLUĞUN SESSİZLİĞİ HÜKMEDER
Sonra Sessizlik içinde saf bir nota dalgalanır ve Sessizlik kendi Mükemmelliğinin ritmini titreştirmeye çağrıştırır
Bilen öne çıkar
Bilinenin muazzam alanı üzerine tekrar bilgisinin Ateşini üfler
Bir evrim tekrar başlar
Ve başlangıçta hep Bilenler vardır
ALINTIDIR
|
|
|