07-16-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Erkek Terk Edilince
Biliyor musun, Leyla aslında seviyor beni?”
“Yok ya! Siz ayrılalı epey olmamış mıydı?”
“Tabii ama, beni hâlâ sevdiğine inanıyorum Hatta bence tam da gerçekten bana aşık olduğunu hissettiği anda ayrılmayı seçtiğini düşünüyorum ”
“Oğlum, o benim bildiğim daha çok bir erkek tavrıdır  Peki bu düşünceni hiç Leyla’ya söyledin mi?”
“Defalarca!”
“Ne dedi peki?”
“Sen ona bakma oğlum! Ona kalsa ben aramızda olup biteni hiç anlamamışım  ”
“Abartmış  Ama peki sen Leyla’yla aranızda olup bitenleri anladığına emin misin? Hatta korkuyorum söylemeye ya, sakın bu kız seni hiç sevmemiş olmasın! Yani, aslında tabii  ”
“Yok deve!”
***
Son zamanlarda böyle konuşmalara sık rastlıyorum
Ayrıldıkları sevgililerine haftalar, aylar boyu telefonda, e-postada filan “kendini aldatma yavrum, sen Aslında seviyorsun beni” mesajları gönderen (özellikle genç) erkeklerin sayısı gitgide artıyor Belirtilerden onu anlıyorum
Birçok erkek eski sevgilisiyle kazara bir yerde rastlaşıp da konuşursa, lafı ne yapıp edip “bak işte beni seviyorsun, beni seviyorsun”a getiriyor ya da o manada bakışlarla eski sevgilinin ellerini avuçlarının arasına alıp sıkıyor, sıkıyorlar 
Şiirler, şarkılar, filmler terk edilmenin acısıyla hayat biçimlerini de terk etmeye, ortalığı yıkıp dökmeye çalışan erkekleri anlatıyor ama bakmayın siz 
“Biraz daha özenli olsaydım bana olan sevgisinden korkmaz, ayrılmayı seçmezdi” veya “niye beni çok sevdiği halde bağrına taş basıp o tıfılı seçti, anlayamıyorum” yakınmalarıyla gününü geçirenlerin sayısı ölmüş bir aşkın artığı olmayı kabullenenler kadar çok, emin olun
Çünkü erkek terk edilmez veya terk edilemez ya 
Çünkü erkek bir kez sevildiyse, ona olan sevgi sararıp solmaz ya!
Hesapta tabii bunlar artık!
Modern flörtlerin, modern aşkların, modern beraberliklerin kaderi bambaşka türlü çiziliyor artık 
Yine de başına böyle bir iş geldiğinde binlerce yıllık erkek iktidarının derin bilinci başkaldırıyor insanın içinde, bu duruma isyan ediyor
Binlerce yıl gitmekte ve gelmekte özgür tek cins, şimdi nasıl oluyor da “bırakılıp gidilen” oluveriyormuş!
İşte bu kabul edilemiyor bir türlü!
O zaman sorular üşüşüyor zihne 
“Aslında olay başka” oluyor, öyle olsun isteniyor
Ama 
Ayrılığın, terk edilmenin veya “terk etmeye zorlanma”nın modern erkeğe göre topu topu iki “aslında” ile formüle edilen açıklaması, sırf, bana sorarsanız düpedüz inadı var
Birincisi, “aslında beni seviyor ama  ” diye başlayan açıklama
İkincisi “aslında beni başından beri sevmemişti ama  ” diye başlayan açıklama
Birincisi yiğitliğe yenilgi sürdürmeme inadı 
İkincisi kendini “hep kaybedeni oynayacak kadar” kahraman sanma yanılgısı 
İkisi de buruk sonuçlar 
İkisi de olayın gerçekte uzağından yakınından geçmiyorlar
***
Neden terk edilen modern erkeklerin düşünme tarzına kafayı taktın şimdi, diyeceksiniz
Şundan 
Biz erkekleri iyi anlamak için en iyi yolun “kırılma yerleri”ne bakmak olduğuna inanıyorum (Aynı anormal olanı analiz ederek normali anlamaya çalışan bilimsel çalışmalar gibi )
Ve bir önemli nokta daha 
Kadınların günümüz erkeğine “sevile sevile” öğrettiği çok şey var
En başta da şunu öğreniyoruz kadınlardan: Aşk, kazandığın anda kaybetmektir
Hem bir şey diyeyim mi?
Kadın-erkek ilişkilerinin “aslında”sı yoktur; her şey baştan aşağı asıldır  
Haşmet Babaoğlu
|
|
|