Yalnız Mesajı Göster

Timbuktu &Amp; Mali

Eski 07-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Timbuktu &Amp; Mali





Kentte şahıslar ve kütüphanelerin elinde bu dönemden kalma 300 bin kadar el yazması bulunduğu tahmin ediliyorTimbuktu`ya uçakla gidilebiliyorAncak dünyanın en zor ulaşılan yerlerinden biri olarak ünlendiğinden, 19 yüzyılda kentle ilgili efsanelere kapılan pek çok kaşif buraya ulaşmaya çalışırken öldüğünden, ben de uçakla gitmenin hata olacağına karar verdimVelhasıl, başkent Bamako`dan iki günlük bir karayolu yolculuğuna çıktımYolun büyük bölümü delik deşik bir toprak patikadan ibarettiKuzeye doğru giderken sadece tek bir kasabanın yanından geçtim Onun dışında manzara akasya ağaçları, kayalar ve kumun çeşitli oranlarda karışımından ibarettiAma tam dünyanın sonuna ulaştığınızı düşündüğünüz, bu rüzgarlı kıraç ovalarda canlı hiç bir şey bulunmayacağına inanmaya başladığınız bir noktada birden dallarında uzun zarif kuyruklu, harikulade mavi kuşlar olan ağaçlar karşınıza çıkıveriyorİkinci gün şafak sökerken, çalılıklar Nijer Nehri`nin muazzam deltasına açıldıMali denize kıyısı olmayan bir ülke Ancak bunun deniz olmadığına inanmak zorÜzerine serpiştirilmiş bir kaç tahta kano olan ışıl ışıl bir su kütlesi ufka dek uzanıyorNihayet Timbuktu`ya vardığınızda ise 21 yüzyılda yaşadığımıza şüphe kalmıyorReklam levhaları, sokak lambaları ve cep telefonu verici kuleleri kentteki en büyük caminin yanı başında yükseliyorBu camii 14 yüzyılda Mali`nin büyük hükümdarı Mansa Musa tarafından inşa ettirilmişOnun altınlar içerisinde, 60 bin kişilik maiyetiyle Mekke`ye yaptığı hac, tarihe geçmiştirTimbuktu`nun inanılmaz zenginliklerle dolu uzak bir diyar olduğu efsaneleri de Mansa Musa`nın bu hac ziyaretine dayanıyorMali hala en büyük altın üreticilerinden biri Mansa Musa`nın kurduğu İslam Üniversitesi`ne de hala dünyanın dört bir yanından alimler geliyorBir zamanlar, yüzlerce yıl evvelse sakinlerinin sayısının 25 bini bulduğu söyleniyorİşte o vakitlerde öğrencilerle beraber pek çok ülkeden tacirler de Timbuktu`ya gitmiş, beraberlerinde her konuda kitaplar taşımışlarKentte bu el yazmalarından hala 300 bin kadar olduğuna inanılıyorKimileri 800 yıllık olan bu eserlerin çoğu evlerde, aile yadigarı olarak büyük titizlikle saklanıyor1960`lardan itibarense Timbuktu`nun inanılmaz sıcak ve kuru iklimi sayesinde bunca zaman bozulmayan bu belgeleri toplayıp tamir etmek için ilk girişimler başladıŞu sıralarda en kapsamlı girişimlerden birisini Ahmed Baba Enstitüsü yürütüyorYöneticisi Muhammed Gallo Dicko, bana cennetteki bir kütüphanenin ideal kütüphane görevlisi gibi göründüKentin sakin, sessiz bir köşesine gizlenmiş, çiçekler ve ağaçlar arasındaki kütüphanesinde geleneksel gök mavisi "boubou" cübbesi ve beyaz nakışlı takkesiyle beni kütüphanenin ana salonunda gezdirdiTıp, edebiyat ve şiir alanlarında keşfettiği en sevdiği yazmalardan söz ederken gözleri parlıyorduKısmen Güney Afrika Cumhuriyeti`nin desteklediği enstitü, tamir ettiği yazmalardan şimdiye dek sadece bir vitrini sergiye hazırlayabilmiş -- ama içindeki kitaplar çok güzel sunulmuşBazılarının sayfaları altın varaklarla ve hat sanatının rengarenk, zarif örnekleriyle bezenmişRusya`dan geldiğine inanılan kağıtlardaki el yazmalarının büyük bölümü İslami eserlerden oluşuyor Ancak simyadan astronomiye, her türlü konuda yazılmış olanlar da çıkıyor aralarında Muhammed Bey beni restorasyon için bekleyen kitapların tutulduğu bir odaya götürdü Burada kitaplarla dolu 10`dan fazla dolap saydımBilgisayar odasında ise sayfaları tek tek kataloglar halinde arşivleyip, dijital ortama aktaran İsmail Traore ile tanıştımHerşeyi tarayıp sisteme aktarmanın ne kadar süreceğini sorduğumda, sadece arkasına yaslanıp gülmekle yetindiBunca kitabın Sahra Çölü`nü aşarak bu küçük çöl kentine ulaşana dek neler geçirip, ne tesadüflere uğradığını düşünmek bile beni büyülüyorPek çok Avrupalı keşif yolculuklarına çıkmayı bile düşünmezken, Timbuktu İslam aleminin en önemli çekim merkezlerinden birisiydiBatılılarca neredeyse var olamayacak kadar ücra bir yerde diye tasvir edilen bu kent, aslında 15 yüzyılda, Sahra Çölünü geçen tacirler için önemli bir kavşak noktasıydıŞimdi etrafta modern dünyayla ilişkilendireceğiniz, cep telefonlarını, otomobilleri, restoranları, biraları görmek aslında şaşırtıcı olmamalı Çünkü Timbuktu yaşayan, capacanlı bir yerÇölün ortasında ne kadar yalnız olduğunu ise Bamako`ya dönmek için isteksizce uçağa bindiğimde anladımPistten yükselir yükselmez, Sahra`nın sarı bir bulut gibi uzanan kum tepelerini görüyorsunuzBir kaç dakika içindeyse Timbuktu`nun küçük yeşil vahaları, döne döne yükselen toz bulutları arasında gözden kayboluveriyor

Alıntı Yaparak Cevapla