Prof. Dr. Sinsi
|
Turkana &Amp; İnsanın Ayağa Kalktığı Yer
Turkana, deniz gibi büyük ve dalgalı Kocaman bir göl, çevresi boş ve neredeyse tamamen çöl dokusuna sahip: Kum, inanılmaz bir sıcak, her şeye uzak unutulmuş bir yöre Afrika'da bu gibi yerlere giden bir yol varsa haritalarda kalın koyu bir çizgiyle gösterilir, vardığı yer de büyücek bir yuvarlakla Bu aslında 'evet buraya da yol yapmayı başardık ve evet burada da bir yerleşim var' demektir O yola çıktığınızda görürsünüz ki bir zamanlar asfalt olan yol artık topraklaşmış, vardığınız yer ise sadece büyücek bir köy
Turkana Gölü, Kenya'nın kuzeybatısında Gölün batısındaki Lodwar kasabasına gitmek için Kitale kentinde sabah erkenden minibüse biniyoruz Akşam karanlık bastırdıktan çok sonra varacağız oraya, kat edeceğimiz uzaklık 285 kilometre Gölün doğusunda ise sözünü etmeye değer tek yerleşim Loyangalani Ancak buraya ulaşmak son derece güç Kimi kez kayaların üzerinden giden yola arada bir güçlendirilmiş turist cipleri ve kamyonlar giriyor Önceden planlanıp ayarlanmamışsa göl üzerinde ve çevresinde ulaşım olanağı yok Mutlaka tam donanımlı bir cipe sahip olmanız, zengin –ve genellikle Amerikalı– turistlere birkaç noktada tekne kiralayan kuruluşlara para yetiştirmeniz gerekiyor
Erkekliğe geçiş töreninde, başı devekuşu tüyleriyle süslü yaşlı bir Turkana, biraz önce kurban edilen keçinin kanını içiyor Turkanalar, Pokotlardan farklı olarak kanı keçi sütüyle karıştırıyor Kabilelerin bu yola başvurması protein ihtiyacını karşılamak için zorunlu 
Afrika'da kolay aşılan mesafe yok Yine de dostum John'la şansımızı deneyelim diyecek ve Lodwar'dan sonra rastlantılarla bir Turkana köyünde birkaç gün kalmayı, gölü geçip yörenin ünlü fosillerini görmeyi başaracaktık Ama her şey bittiğinde Lodwar'dan göl kıyısındaki Kalekol'a, oradan da karşı kıyıda önce Alia Körfezi'ne sonra da arkeolojik kamp noktası Koobi Fora'ya kendi taşıtımız olmaksızın ulaştığımıza kimseleri inandıramayacaktık
Doğu Afrika Yarık Vadisi, Atlas'a Haziran 2002'de yayımlanan 111 sayıda konu olmuştu İşte Turkana Gölü bu harika doğa oluşumunun en etkileyici öğesi belki de, yarığın sağ kolunda oluşmuş göller çizgisindeki en büyük parça Turkana'nın güney kuzey yönünde uzunluğu yaklaşık 257, genişliği de ortalama 31 kilometre Göl suyunun kaynağı kuzeyden, Etiyopya topraklarından gelen Omo Nehri Gölden su çıkışı olmadığı için nehrin su yoğunluğuna göre Turkana'nın düzeyi alçalıp yükseliyor (Atlas, ilerideki sayılarında Omo Nehri boyunca yaşayan kabilelere de yer vermeyi planlıyor )
Önce gölün batısında geniş bir alana dağılan Turkana kabilesine yöneliyoruz Çöl veya çöle yakın karakterdeki yörede Turkanalar genellikle küçük aileler halinde yaşıyor Hasırdan yapılmış birkaç kulübede ana, baba, çocuklar, belki büyükanne, dede, bir iki akraba yaşıyor Kulübeleri yine hasırdan bir duvar çeviriyor Yılda birkaç kez kuraklığa bağlı olarak su ve otlak bulmak için aile yer değiştiriyor ve her şey yeniden kuruluyor

Tarımın yapılamadığı, doğadan meyve veya sebze toplama olanağının bulunmadığı bölgede en önemli besin kaynağı keçi sütü Turkanalar sütün bir kısmını da yağa dönüştürüyor
Kitale'den 10 kilometre yürüyerek ulaştığımız Lotohkoromoi ailesinin bizi nasıl karşılayacağı konusunda endişeliydik aslında Ancak Şef Emtono Lotohkoromoi, eşi Açom, kızı Yanai, oğlu Ekaal, torunları ve öteki akrabaları arasında unutulmayacak bir hafta geçirdik O akıl almaz yoklukta bize en iyi kulübelerini verdiler, içine de kumun üzerinde uyumayalım diye ellerindeki inek derilerini serdiler Şef Emtono o çok zor aşılan siyah-beyaz engelini kendine özgü doğallığıyla bir kenara itiverdi, beni kabilenin ihtiyarlarının bir araya geldiği toplantılara götürdü, yakındaki bir törenden haberdar etti İki çevirmen gerektiren konuşmalarımızda da, birlikte yaptığımız sessiz yürüyüşlerde de bana dostluğunu hissettirdi Keşke bana 'neden Afrika'ya gidip duruyorsun' diye sorup duranlar Lotohkoromoi ile birkaç saat geçirebilseler!

Doğu Afrika kabilelerinin kadınları boncuklara çok düşkün Bunu bilen ve bölgeye hazırlıklı giden Ali Murat Atay'ın verdiği İstanbul Tahtakale çıkışlı nazar boncuğu, Turkana kadınının kulağını süslüyor
Kenya'da yaklaşık 200 bin Turkana bulunuyor Bunların 160 bini Turkana Gölü'nün batısında uzanan bölgede, geri kalanları gölün diğer kıyılarında ve ülkenin diğer yerlerinde yaşıyor Turkanalar bugünkü bölgelerine yaklaşık 200 yıl önce kuzeyden geldi Turkana Gölü'yle ilişkilerinin çok eskilere gitmediği, günlük yaşamlarındaki alışkanlıklarından da anlaşılıyor Balıkçılıkla geleneksel bir bağları yok Daha çok hayvancılıkla geçiniyor, keçi, sığır, koyun ve son yıllarda deve besliyorlar Öteki kabilelerden farklarından biri de yılan, timsah, zebra gibi hayvanları yemeleri Bu gibi hayvanlar öteki kabilelerin hemen hepsinde birer tabu
Kurallar, tabular, çeşitli sınırlamalarla zaten zor olan yaşamın iyice ağırlaşması… Bunlar izleyebildiğim kadarıyla Turkanalar üzerinde öteki kabilelere göre çok daha az etkili İşi gerektiğinde kan dökmeye kadar götürebilmeleri onların en çarpıcı özeliği Kabile içinde yaşam ise oldukça yumuşak Örneğin öteki kabilelerde çok önemli olan klan olgusu Turkanalar için çok belirleyici değil Yalnızca erkekler yalın bir kuralla iki gruba ayrılıyor: Leopar ve taş grupları Bir baba leoparsa oğlu taş, torun yine leopar oluyor Bu ayrım birlikte bir iş yapılacağı zaman ortaya çıkıyor: 'Tüm taşlar toplanın, kabilemizi savunacağız' diye bir duyuru olursa, tüm grup toplanıyor Erkeklerin yaşamları boyunca izlemek ve bir sonrakine geçmek için bin bir eziyet çekmek zorunda oldukları yaş grupları Turkanalarda yok En önemli farklardan biri de sünnet geleneğine sahip olmamaları İnançlardaki esnekliği, toplumsal yaşamdaki rahatlığı, kabilenin sosyolojik yapısında çok net olmayan ayrımları birkaç gün sonra daha iyi izleme şansım oldu Yakında düzenlenen bir erkekliğe geçiş törenine davet edildik Bu tip törenleri Samburu ve Pokotlarda yakından bildiğim için yüzlerce kişinin katılacağı büyük bir tören bekliyordum Ama bu kez son derece sade ve kısa bir tören izledik Yine keçiler kurban edildi, yine yaşlılar belli bir düzende oturup kurbandan aslan payını aldı Danslar yalnız kadınlar tarafından abartısız bir şekilde yapıldı, erkekliğe geçen gence yalnızca bir boncuk kolye takıldı, beline kumaş bağlandı ve tören bitti

Gençlerin günbatımında süt sağması, kabilenin günlük işlerinden biri Çoğu,keçilerle kişisel bağlar kurmuş; örneğin bir keçiyi hep aynı kız sağıyor Bu arada evlenirken, kabilede toplanıp karar alırken bireyler 'keçileri kadar' konuşuyor
Sözünü ettiğim törende Turkanaları öteki kabilelerden ayıran bir başka özellik daha dikkatimi çekti Pokotlar ve Samburular kurban edilen keçinin kanını doğrudan hayvandan içerken Turkanalar kanı bir sukabağına aldı ve içmeden önce de sütle karıştırdı Ama bunu dışarıdan izleyen biri, söz konusu durumun Turkanaların en ünlü özellikleriyle tam bir karşıtlık oluşturduğunu unutmamalı Turkanalar sadece Kenya'nın değil, tüm Doğu Afrika'nın en yayılmacı, en saldırgan ve en kural tanımaz kabilesi olarak biliniyor Ne sömürge döneminde, ne de günümüzde hiçbir Kenya yönetimi onları kontrol altına almayı başarabildi Turkanalar kimi zaman bölgelerinin sınırındaki öteki kabilelere saldırıyor Amaçları yerleştikleri alanları genişletmek, başkalarının otlaklarını almak, öteki kabilelerin hayvanlarına el koymak Korkusuzluklarıyla öteki kabilelerin hemen hepsini sindiriyorlar Özellikle Samburu ve Rendille kabileleri artık onlardan yılmış Uganda içlerine bile uzanıyor, oradaki kabilelerin yer değiştirmesine neden oluyorlar Turkanaların şu an sahip olduğu develerin de bir zamanlar Samburu ve Rendille kabilelerinin malı olduğu sanılıyor Yöreye geldiklerinde devenin ne kadar yararlı bir hayvan olduğunu görüp çevredeki develeri alıvermişler Sadece Pokot kabilesi Turkanalara boyun eğmiyor ve aralarında şiddetli çarpışmalar çıkıyor Atlas'ın 124 sayısına konu olan Pokotların arasında kaldığım günlerde neden AK-47 tüfeklerine sahip olduklarını sorduğumda hep Turkanalardan söz etmişlerdi
Ali Murat Atay
Atlas dergisi
|