Prof. Dr. Sinsi
|
Uzun Firdevsi'nin Davetname'si
Cin çağırma konusunda kaleme alınmış eserlerin başında, 15 yüzyılda yaşamış ‘Uzun Firdevsi’ adındaki bir ‘cin álimine’ ait olan ‘Dávetnáme’ isimli kitap gelir Eserin elyazması tek nüshası, bugün İstanbul’daki bir kütüphanede muhafaza altında
Uzun Firdevsi, eserinde gök cisimlerinin hareketi ve bu hareketlerin insanları etkilemesi konusunda ayrıntılı bilgiler verdikten sonra ‘melek’ dediği cinlerden bahseder, hangi cinin hangi işe yaradığını yazar ve bu arada ‘Urumhamatahayil’ adını taşıyan bir cinden de söz eder ve bu cinin ‘áşık etmeye yaradığını’ söyler
Burada iki konuyu, ‘büyü’ ile ‘cin’ bahislerini birbirinden ayırmak gerekiyor: Uzun Firdevsi’nin sözünü ettiği faaliyetler büyü değil, yapılması istenen işin cinlere ve meleklere yaptırılmasıdır, yani ortada eskilerin ‘hüddamcılık’ dedikleri, ‘cinlerin hizmetkár olarak kullanılması’ meselesi vardır ve bu iş eski ‘havas’ ilminin en ileri seviyesidir Uzun Firdevsi’ye göre ‘havas’ ile uğraşanların işin ehli olmaları ve cinleri menfaat için kullanmamaları da şarttır, aksi takdirde büyük ve çok ağır diyetler ödemeye hazır bulunmaları gerekir
Aşağıda, Uzun Firdevsi’nin ‘Davetname’ isimli eserinden, istenen kişiyi áşık etmek için ‘Urumhamatahayil’ isimli cine nasıl emir verileceğini anlatan bahsi günümüz Türkçesi’ne naklederek veriyorum Ama, okuyanların boş yere vakit harcamalarının ve işi saplantı haline getirmelerinin önüne geçmek için, cinin davet edilmesi sırasında okunması ve yazılması gerektiği söylenen tılsımı ve duaları metinden çıkartmak zorunda kaldım
Uzun Firdevsi, ‘Urumhamatahayil’ isimli cinin özelliklerini ve áşık etme işinde nasıl kullanılacağını şöyle anlatıyor:
‘  Ay, gökyüzünde ‘Sarfe’ adı verilen yere ulaştığı zaman, Allahu Teálá’nın emriyle Urumhamatahayil adındaki melek gelir ve ayın vekilliğini üstlenir Urumhamatahayil’in iki başı vardır Bu başlardan biri sığır, diğeri de deve başı gibidir Dört ellidir, ellerinden birinde desti, ötekinde bardak tutar, diğer iki eli boştur
Urumhamatahayil kadını erkeğe, erkeği de kadına áşık etmeye yarar Bu işin usulü şudur: Karşısındakini kendisine áşık etmek isteyen kişi, Urumhamatahayil’e mahsus tılsımı gümüş bir levhanın üzerine yaza, sonra bu levhayı beyaz bir atın kıllarıyla sarıp karanlık bir kuyuya bıraka Yedi defa ‘Ahdnáme’ denilen duayı okuya; öd, şeker, ládin ve mastaki ile karıştırıp bir káğıda yaza Sonra, üzerinde uğurlu duaların yazılı olduğu bir mendile kendisine áşık olmasını istediği kişinin adını kaydede ve mendilin üzerine otura Oturduğu anda, áşık olmasını istediği kişi Urumhamatahayil’den yardım isteyen kişiyi düşünmeye başlar
Sırada şimdi, o kişiyi kendisine iyice áşık etmek vardır Urumhamatahayil ile temas eden kişi mendilin üzerinden kalka, işbu meleğin hizmetindeki ‘Vefaslil’ adındaki kirpiyi andıran diğer cinin şeklini bir káğıda çize, yanına da kendisine áşık olmasını istediği kişinin adını yaza ve káğıdı zeytinyağına bulayıp bir meş’alede yaka Káğıt tamamen yandığı anda, áşık olmasını istediği kişinin aklı başından gider, koşarak Urumhamatahayil’den yardım dileyenin yanına gelir ve aşkından áşifteye döner
Ama, Urumhamatahayil’den yardım dileyen kişi meleğin ve cinin adını yazarken sakın ola ki ekşi ve acı nesneler yemeye, ağzına daima tatlılar koya, yoksa bu iş olmaz!’
Rakiplerinizden artık korkmayın, Ebyaz gelip hepsini helák edecek
UZUN Firdevsi’ye göre cinlerin, meleklerin ve gökyüzünde dolaşan yaratıkların hepsi bir işe yararlar ve çağırılıp hizmette kullanılmaları mümkündür
Bu yaratıkların en güçlülerinden olan ‘Ebyaz’ isimli melek, düşmanları ortadan kaldırmaya yarar ve Uzun Firdevsi, ‘Dávetnáme’sinde Ebyaz’ın aslında gayet tatsız bir şekildeki dávet usulünü bugünün Türkçesiyle bakın, nasıl anlatıyor:
‘  İşbu melek şekil olarak insana benzer ama baş ve el sayısı fazladır, üç başıyla altı eli vardır Her bir elinde kılıç, yay, rebap denilen çalgı, ibrik, hıyar ve küláh tutar
Ebyaz, düşmanları yok etmeye yaraya ve güneş akrep burcundayken çağırıla Ebyaz’ı davet etmek isteyen fáni belirli duaları okuya, sonra Ebyaz’a ait olan tılsımı karakedi kanıyla Çin káğıdına yaza Bu iş bitince boz renkli bir it yavrusunun ağzını sıkıca bağlaya ama öylesine sıka ki, it ses çıkaramaz hále gele Sonra o hayvancağızı ala, bir çömlek içine koya, çömleği sirkeyle doldurup ağzını balçıkla sıvaya, götürüp bir gávur mezarına göme
Derken eski bir kefen parçası bula, helák etmek istediği düşmanın adını bu kefene yaza İsmin altına bu işe mahsus birkaç dua daha yaza
Gidip mezarın birinden bir tabut parçası çıkarta, onun üzerine Melek Ebyaz’ın hizmetinde olan cinin işaretini çize, hemen yanına da kefene yazdığı gibi düşmanının adını kaydede Bu iş de bitince, cinin resmini tuzlu suyla karıştırılmış avrat kanıyla bir başka yere çize
Ebyaz’ı dávet eden fáni, bu usulü ve duaları iyice saklaya; zira kötü ádemlerin eline düşerse fenanın da fenası neticeler verir ve o kötü ádemler Ebyaz’ı günahsız kişileri ortadan kaldırmada da kullanabilirler ’
Hürriyet
NOT:Kitabın çevirilmiş nüsha'sı(bir kısmı) elimde fakat paylaşmak için biraz düşünmem lazım
|