Prof. Dr. Sinsi
|
Tiyatroya Dair..
Tiyatro, bir sahnede, seyirciler önünde oyuncuların sergilemesi amacıyla hazırlanmış gösteridir Genel olarak temsil edilen eser anlamında da kullanılır
Tiyatro, bir sahne sanatıdır
Tiyatro eseri, olayları oluş halinde gösterir Bu yönüyle konuşma ve eyleme dayanan bir gösteri sanatı olarak da tanımlanabilir
Yaygın hümanist bir deyişle tiyatro; insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatı olarak ifade edilir
Tiyatro eserinin diğer türlerden en önemli farkı; diğer edebi eserler okumak ve dinlemek için yazılmışken, tiyatro oyununun sahnede seyirci önünde oynanmasıdır
Değer ölçülerini, izleyenin kanaat ve anlayışlarından alır Göze görünür bir karaktere sahip olması, canlı olarak meydana geliş niteliğiyle toplum psikolojisine hitap eder
Temsil yeri ve eser, tiyatronun edebiyat öğesidir Bu edebiyat öğesi yanında tiyatro kavramı içinde oyunculuk, sahne düzeni, ışıklandırma, dekor, kostüm, müzik gibi unsurların bütünlüğü söz konusudur
Tiyatro metinlerine "oyun" metinleri yazan kişiye oyun yazarı (müellif) ve oyunu sahnede canlandıran kişilere ”oyuncu” (ya da daha genel olarak tiyatrocu) denir Ayrıca eserin sahnelenmesinde görev alan sahne amiri, dekor ve kostüm sorumlusu, ışıkçı, suflör gibi diğer yardımcı elemanlar da vardır
***
Tiyatro Çeşitleri:
Tiyatro eserleri müziksiz (trajedi, komedi, dram) ve müzikli (opera, operet, komedi müzikal, bale, revü, skeç) olmak üzere iki grupta toplanır
Edebi türler içinde en canlı ve yaşama en yakın olanı tiyatrodur
Trajedi
Kişilere korku, heyecan ve acındırma telkinleriyle ders vermek amacı güden en eski tiyatro çeşididir Nazım olarak yazılması ve degişmez kaidelere bağlı olması sebebiyle öbür tiyatro çeşitlerinden kolayca ayrılır Yunan tanrısı Dionysos'un şenliklerinde yapılan yarışmalarda sahnelenen oyunlarla varolagelmiştir
Klasik trajediler genellikle beş perdelik oyunlardır Eski Yunan’da başlayan bu eserler 3 ve ya 6 perdelik olurdu O zamanki tiyatrolarda dekor bulunmaz, ancak sahnenin bir köşesinde olayların sebep ve sonuçlarını anlatan bir koro yer alırdı
Yine klasik trajedilerde, kahramanlar; kral, kraliçe, prenses, eski Yunan’ın tanrı ve yarı tanrıları gibi en üst tabaka kişilerden seçilirdi Orta tabaka ve basit halk adamlarına rastlanmazdı Kahramanları arasında geçen olaylar insanların ruhi zayıflıklarını, ihtiraslarını, iradeye bağlı yüce davranışlarla çakıştırırdı Özellikle karakterlerin bir katarsis, yani arınma sürecinden geçmeleri gerekirdi Bu da ancak farkında olarak ya da olmadan kahramanın büyük bir hata yapması, bu nedenle acı çekmesi ve bu süreç sonunda arınmış olarak doğru bir özü bulmasıyla olabilirdi
Klasik trajedi Aristoteles tarafından kuramsallaştırılmıştır Bu kurama göre olay, zaman ve çevrede birlik demek olan ”üç birlik kuralı” benimsenmiştir İç içe girmiş karışık olaylar bulunmaz Ayrıntıya girmeden tek bir olay gösterilir Olayın ön ve son tarafları, sebepleri ve sonuçları gerektikçe konunun ağzından halka duyurulur Buna “olay birliği” denir
Trajedi olayının bir günde (24 saat) olup bitmiş gibi gösterilmesine “zaman birliği”, tek bir şehrin belli bir köşesinde başlayan olayın yine orada bitmesine de “çevre(mekan) birliği” denir
Trajedilerde parlak nutukları andıran yüksek ve asil bir üslup kullanılır Kaba, çirkin ve niteliği düşük sözler bulunmaz Trajedi şairleri mısralarının derin manalı ve hikmet dolu olmasına önem vermişlerdir
Trajedilerde kadere, ahlak, töre ve geleneklere üstün bir değer verilmiştir Trajedinin maksadının “insanı acılarının ifade edilerek seyircilerin ruhunda korku ve merhamet uyandırılması” olduğu kabul edilmektedir Bazı klasik trajedi örnekleri, Aiskhylos'un Titan Prometheus'un hikayesini anlattığı Zincire Vurulmuş Prometheus'u, Sophokles'in Kral Oidipus'u ve Euripides'in Andromakhe'ı sayılabilir

Yunan ve Roma dönemi trajedilerinin kuramsallaştırdığı bu kurallar daha sonra modern tiyatroda değiştirilmiştir Bazı oyun yazarları özellikle bu kurallarla oynayarak farklı türler yaratmıştır Bunlara örnek olarak Bertolt Brecht ve Epik Tiyatro verilebilir
*
Komedi

Kişilerin, olay ve âdetlerin gülünç, eğlendirici yönlerini göstermek amacıyla ders vermeyi ve hoşça vakit geçirtmeyi hedef edinen tiyatro çeşididir
Dalkavukluk (çıkar sağlamak için birine aşırı saygı gösteren kimse), korkaklık, cimrilik, dalgınlık, ukalalık gibi insanlar için birer kusur olan huy ve alışkanlıklar dev aynasında büyütülerek ve abartılarak seyirciyi güldürecek tarzda sahneye konulur Bu kusurlar derece derece pek çok insanda bulunduğundan bir bakıma seyirciyi kendi kendine güldürmüş olur Böylece seyirciye ince bir ders vermek istenir
Klasik komedilerde de konu, çevre, zaman birliği (üç birlik kuralı) benimsenmiştir Konuları günlük hayattan alınan komedilerde kahramanlar rasgele kişilerdir Çevre belli bir yerdir Trajedilerin aksine kaba şakalar, kelime oyunları, kötüleyici imalar önemli yer tutar Molier’in komedileri üslup bakımından daha topludur
Resim 83 olarak küçültüldü Gerçek boyutları [ 600 x 450 ]

Komedi çeşitleri:
Her zaman ve her yerde rastlanan insan kusurlarını belli tiplerde göstererek gülünç eden komedilere “karakter komedi”, belli bir toplumu ve ya bütün insanlığı alarak bozuk ve aksak yanlarını hicveden komedilere “töre komedisi”, edebi hicvin sahneye uygulanmış şekline “yergi komedisi”, bir derinliği olmayan, sırf güldürmek için yazılan komedilere de “entrika komedisi” denir
*
Dram

Trajediyle komediyi bir araya getiren tiyatro çeşididir Modern tiyatronun sürekli olarak aristokrat zümrenin yaşayişini veya sadece hayatin gülünç taraflarinin sahneye konmasini yeterli bulmayarak hayati birçok tarafiyla temsil etme arzusundan dogmuştur
Dram, nesir ve nazım halinde yazılabildiği gibi üç perdeden beş perdeye kadar olabilir Üç birli kuralını tamamen reddeder Beşeri temalardan çok toplumcu ve milli konuları işler En kanlı ve çirkin olayları seyirciye göstermekten çekinmez

Konuları hayatın acıklı ve ya gülünç,çirkin ve ya güzel hemen her olayından alınabilen dramda kader, ümit, neşe, şüphe, tasa, facia ve komik davranışlar bir arada bulunabilir Kahramanları arsında her tabakadan halkın yanı sıra üst tabaka kişileri de bulunur Her türlü mizaca yer verilir Dram eserleri hakikati göstermek iddiasında olmuşlardır
Dramın ciddi ve ağırbaşlı yazılmış şekline “piyes”,duygulandırıcı ve fazla heyecan verici olanına “melodram”, bir masalın sahneye getirilmesine de “feeri” denir
*
Müzikli Tiyatro:
Opera
Resim 31 olarak küçültüldü Gerçek boyutları [ 1600 x 1200 ]
Odessa Opera Binası

Bütün sözler,hareketler ve jestlerin musikiyle bestelenmiş ve orkestra şefinin idaresine verilmiş dram ve trajedilerdir Trajedilerde bir tek kelime müziksiz söylenmez Opera, musiki, kilise ve paganizm (Eski Yunan Putperestligi)den çikmiştir Agir bir hüzün havasi vardir Olaylar acikli ve hislidir Çok gösterişli dekor ve kiyafetler içinde sunulur hrtesatht şarkı eşliğinde söylenen oyun
*
Operet

Sözlerinin müziksiz kısımları müziklerden çok olan tiyatro eserlerdir Halka hitap etmek için yazılır Operetlerde renk,ışık,kıyafetler ve dans en göze çarpıcı şekilde kullanılır
*
Revü

Operetin daha hafif fakat hiciv, alay, tenkit dolu çeşididir
*
Skeç

Beş-alti dakikaya sigdirilan tablolar halinde kisa, musikili oyunlardir Bir çeşidi de radyo skeçleridir
*
müzikal komedi

Pandomim

Bülent Develi
Düşünce ve duyguları müzik veya türlü eşyalar eşliğinde bazen dansla, bazen de gövde ve yüz hareketleriyle yansıtmayı hedefleyen sözsüz oyun türüdür Yüz mimikleri, el, kol ve beden hareketleri kullanılarak tema anlatılmaya çalışılır Pandomim (mim), evrensel bir tiyatro dili sayılır
*
Tuluat

Tiyatro türlerinden biridir Sanatçılar, oynadıkları eserin konusuna bağlıdırlar; ama oyundaki sözleri içlerinden geldiği gibi söyleyerek, doğaçlama yaparlar Yazılı esere uymak mecburiyetleri yoktur Perdeli orta oyunu da denir
*
|