| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Tiyatro Terimleri 
 
             -S-Ş-
 -Sabit Işık Köprüsü: Yapıya tutturulmuş hareket etmeyen ışık köprüsü
  Sahne:1- Bir tiyatro metninde baş oyun kişisinin ya da önemli kişilerin yönelişlerini başlatıp bitiren kesim  
 
 2- Bir tiyatro yapısında oyuncuların oynamaları için özel donanımlı, genellikle yükseltilmiş oyun alanı ya da oylum
  
 
 Sahne Ağzı: Sahnenin seyirciye açılan çerçeve içinde kalan görüngesi
  
 
 Sahne Altı: Sahne altındaki kat
  Birinci bodrum  İkinci bodrum  Üçüncü bodrum  
 
 Sahne Tasarımı: Tiyatronun temel öğelerinden biri
  Sahne oylumu bilgisi ve düzeni  Dekor, giysi, ışıklama, ses ve ışık etmenleri, oylumun biçimsel ve görsel düzeni yapılandırılması   Yeni eğitim anlayışında sahne tasarımı öğrencisi yalnızca oyuna ve yoruma uygun dekor giysi, ışıklama tasarımını yapmakla kalmaz, aynı zamanda bunların gerçekleştirilmesi için uygulamasını da yapar  Örneğin, dekoru sahne üzerinde gerçekleştirmeyi, giysi tasarımlarının biçkisini ve dikimini yapmayı, ışıkların sahne üzerindeki uygulayımını da öğrenir  
 
 Sahne Uyarlaması: 1- Bir romanı ya da öyküyü oyunlaştırma
  
 
 2- Bir sahne yapıtını için daha uygulana bilir duruma getirme
  
 
 3- Yabancı bir oyunun o ülkenin töresine göre adları ve mekanları değiştirerek yeniden yazma
  Örnek: Ahmet Vefik Paşa’nın Moliére uyarlamaları  
 
 Sahne Yetkilisi: Sahnenin disiplininden, düzeninden ve çalışma izlencesinden sorumlu olan yetkili
  Sahne yetkilisi, oyun çıktıktan sonra gösteriler sırasında yönetmenin yerini alır ve oyuncuların yönetmenin istedikleri dışında bir şey yapmamaları için göz kulak olur  
 
 Salon Komedyası: Bir salon dekoru içinde oynan ve nükteli konuşmalarla gelişen, hafif, salt eğlendirmeye dayanan komedya biçimi
  
 
 Sanat Tiyatrosu: Kazanç düşünmeden kazanç yapmayı hedefleyen ve bunu yaparken seyircisine düşünce duygu açısından katkıda bulunmayı amaç edinen tiyatro
  Tecimsel tiyatronun karşısında yer alır  
 
 Sıcak Renkler: Kırmızı, turuncu ve sarı renkler, duyguları kışkırtıcı sıcak renkler öbeğine girer
  
 
 Skeç: İşlediği konuyu genişletmeden, en canlı çizgiler içinde veren, genellikle güncel olaylara ve aile sorunlarına değinen ve bir nükte ile biten kısa güldürü
  Vodvil, burlesk,revü gibi,kurgu dizgesine göre ortaya çıkarılan gösterilerde yerini alır  Günümüzde televizyon reklamlarındada sık kullanılmaktadır  
 
 Sofita: (bkz
  Üst Sahne Boşluğu): Sahne üstündeki ızgaraların ve palangaların bulunduğu mekanik kesim  
 
 Sokak Oyuncuları: Sokaklarda çeşitli beceri gösterilerinde bulunan, skeçler oynayan, müzik aletleri çalan, buna karşılık seyredenlerden para toplayan küçük topluluk
  
 
 Sokak Tiyatrosu: Geleneksel tiyatro yapıları dışında, açık havada, herhangi bir yerde, sokakta, parkta alanda ve benzeri yerlerde oyunlar oynayan tiyatro
  Tümden siyasal amaçlı olanların bazıları çok sivri olduklarından bunlara ‘Gerilla Tiyatrosu’ adı verilmiştir  Sokak tiyatroları özellikle, genç tiyatrocular tarafından gerçekleştiren, kısa yoldan iletide bulunan ve gösteri süreleri onbeş dakikayı geçmeyen oyunları içeren topluluklardır  
 
 Soytarı: Bir oyunda, revüde yada sirkte gülünç hareketler, sözler ve becerilerle seyredenleri eğlendiren sanatçı
  
 
 Soyut Tiyatro: Olay dizisini ve oyunculuk anlayışını gerçekçilik erklerinden ve alışıla gelmiş mantık dizgesinden soyutlamak amacını güden tiyatrocu dünyayı gerçek olarak aldığından, oyun kişileri ve bunların konuşmaları anlamsal ve biçimsel açıdan bozularak karikatürleştirilmiştir
  
 
 Sözsüz Oyunüşünceleri ve duyguları kimi kez müzik, kimi kez çeşitli eşyalar kullanarak, kimi kez dansla ya da gövde ve yüz hareketleriyle yansıtmayı amaçlayan oyun
  
 
 Stanistlavski Dizgesi: Konstantin Stanistlavski’nin (1863-1938) oyunculuk yöntemi
  Oyuncunun iç ve dış yönden kendini rolüne hazırlamasını ve çalıştırmasını içeren oyunculuk dizgesi  
 
 Şakşak:1- Pişekar’ın elinde bulunan, “şakşak” sesi çıkaran, kapı açma, merdiven çıkma, eşik atlama ve benzeri çeşitli etmenler içinde kullanılan çatal tahta (bkz
  Pastav)  
 
 2- Commedia dell’Arte ‘de uşakların kullandığı çatal tahta
  
 
 3- Hokkabazların dikkati çekmeden kullandıkları çatal tahta
  
 
 Şakşakçı: Eski tiyatrolarda,alkışlamasını sağlamak için oyunun alkışlanacak yerlerinde alkışı başlatacak görevli
  Oyunun tümünü onaylatabilmek için yığının tepkisinden yararlanan şakşakçı, bunu belli bir ücret karşılığında yapardı  
 
 Şenlik : Çeşitli oyunların ve sanat ürünlerinin halk önünde belli bir sıra ve düzen içersinde sergilenmesi ve topluca değerlendirilmesi ve bazende ödül verilmesi ile ortaya çıkan gösteriler kümesi
  Profesyonel toplulukların katıldıkları şenliklerde ödül yoktur; şenliğe katılan topluluklar düzenleyenden telif ücretlerini ve masraflarının karşılığını alırlar  Bunun içinde şenlik kurulu sponsorlar bulma yoluna gider  
 
 Şeytan : Halk efsanelerinde ve sonraki büyük dinlerde kötülüğün simgesi
  Tiyatroda bu rolü oynayanlar, her yanında korkunç canavar yüzleri bulunan deriden özel giysiler giyerlerdi  
 
 Şorolo: ( O
  O  ) : Orta Oyunu argosunda ‘çocuk’ ya da ‘tüysüz delikanlı’ anlamında kullanılır  
 
 -T-
 
 
 Tiyatro:1- Tiyatro Yapısı;2- Drama Oyun;
 
 
 3-Tiyatro Topluluğu, kuruluşu, örgütü olarak tiyatro;
 
 
 4-Dramatik Metin, oyuncu, sahne tasarımı, sahne giyisisi, sahne tekniği, sahneleme gibi, her biri başlı başına sanatsal bir etkinlik alanı olan öğelerden oluşan, bileşken bir sanat
  
 
 Tablo : Bir sahne yapıtındaki ana bölümlerin alt kesimleri
  
 
 Tasarım : Oyun düzeni çalışması içindeki temel estetik ilkelerden biri
  ( Öbürleri :görsel yorum, hareket yapımı, hız-tartım-zamanlama ve sözsüz oyunla dramatizasyon’dur)  Tasarın, uygulamanın yapısını, biçimini ya da çizimini ortaya çıkaran bir çalışmayı içerir  Tasarım, aynı zamanda, konunun duygusal ölçüsünü ve ussal uygulayım düzenini sağlar  
 
 Taziye İran): Müslümanlıktaki tek ve ilkel oyun örneği
  Şiilerde Kerbela olayı üzerine dinsel acı çekme oyunu  Bu köy seyirlik oyunları gibi seyredenlerin da katıldığı ritüelistik bir oyundur  
 
 Tirad: Kendi içine kapalı, uzun replik
  Tirad, karşılıklı hızlı söz alışverişinin yani diyalogun tam karşıtıdır  
 
 Tragedya : Klasik tanımlamasında,yüceltilmiş sözlerle konuşulan, yüceltilmiş bir kahramanın iyi bir durumdan kötü bir duruma düşmesiyle seyircinin korku ve acıma duygularına yönelmesi ve böylece entelektüel arınmaya gittiği oyun türü
  Çağdaş tanımı için da, sırdan bir kişinin gerçekçi bir çevre içinde toplumsal çelişkilerini hissetmesiyle ortaya çıkan bir oyun türü  
 
 Tragedya Oyuncusu :Tragedya oynamada etkinliğiyle başarı kazanan ve bu tür oyunda ünlenen oyuncu
  
 
 Tragedya Öğeleri : Aristoteles’in Poetika ’sında tragedya için önerilen öğeler şunlardır: konu, davranış, konuşma, düşünce, dekor, müzik ve bunların uyumu
  
 
 -U-Ü-
 
 
 Uç Tiyatro :Tecimsel tiyatro anlayışına karşı altmışlı yıllarda ortaya çıkan bir sanat ve siyasal eylem tiyatrosu hareketi
  Bu, özellikle özenci tiyatrolar, sokak tiyatrosu, öğrenci tiyatrosu toplulukları öne çıkmıştır  Toplumsal ve kültürel kirlenmeye bir başkaldırı niteliğini taşıyan bu tiyatronun sivri ve en uç noktada hareket etmesinden dolayı uç,püskül anlamına gelen ‘fringe’ sözcüğüyle adlandırılmıştır  Uyarlama : Uyarlanmış yapıta verilmiş ad  
 
 Uyarlama Hakkı : Herhangi bir yapıtı sahneye uyarlayabilmek için izinle elde edilen hak
  
 
 Uyarlamak : 1- Tiyatro için hazırlanmış bir yabancı oyunu, yerel koşullar ve özellikler göz önüne alınarak uygun biçimde kendi diline çevirmek,çıkarmalar ve eklemeler yapmak
  Örnek:Molléire’nin Scapen’in Dolapları adlı oyunun Ayyar Hamza olarak uyarlanması  
 
 2-Bir romanı ya da öyküyü, sahne için yeniden derleme, düzenleme
  Örnek : Reşat Nuri Güntekin’in Çalı Kuşu romanının yine aynı ad altında oyun durumuna getirilmesi gibi  
 
 Uzun Konuşma : Oyun kişilerinin uzun soluklu konuşmalarına verilen ad
  Kendi başına uzun, şiirsel ve söylevsi replik  Klasik tiyatro betiklerinde çok kullanılmıştır  
 Üst Sahne :1-‘ Shakspeare Sahnesi ‘ denilen, Elizabeth dönemi halk tiyatrolarının sahne üstüne rastlayan balkonlu alan; burası yerine göre balkon, sur üstü, tepe vb
  yerler için kullanılırdı  
 
 2- Sahnenin üst bölümü
   
 
 -V-
 
 
 Vahşet Tiyatrosu : Antonin Artaud’nun Tiyatro Manifestosu’nun ana kavramı
  Yaşadığı çağın kentsoylu tiyatrosunu reddeden, bunun yerine metafizik ve büyüsel tiyatroyu öneren Artaud, tiyatro kaynağındaki ritüeller yönelmiş ve Bali tiyatrosunun hareket kodlarını işaret ederek ” sözcükler yerine göstergelerden oluşan yeni bir beden dili ”ni öne sürmüştür  Onun anlayışındaki tiyatroda, yönetmen, ” biricik ve tek yaratıcı” dır  Oyuncu,sahnede,dans, mimik,davranış gibi sözel olmayan tüm anlatım biçimlerini kullanmalı ve buna ışıklama, plastik anlayıştaki dekor ve oylum duygusu eklenmelidir  Artaud ‘nun tiyatroya getirdiği bu öneriler, çağdaş tiyatroda etkisini göstermiş , ancak ortaya sürdüğü kavramların bir bölümü uygulama açısından uygun bulunmamıştır  Artaud ‘nun oyuncuyu adeta trans durumuna getirebilecek ”kara güçlerden arınma ” kuramı, tiyatro oyunculuk sanatı açısından yanlış bulunmuştur  Varyete : Salt eğlenceye yönelik gösteri  Genellikle, müzikli ve beceriye dayanan küçük gösterilerin bir araya gelmesiyle ortaya konulan eğilencilik  Daha çok gazino ve gece kulübü kültürü içindedir  
 
 Virtüöz : Üstün bir tekniği, yorum gücü ile ustalık düzeyine erişmiş oyuncu
  
 
 Vodvil : Adını Fransa’nın Normandiya bölgesindeki bir köyden alır
  Birbirine gevşek biçimde bağlı bölümlerden kurulu, taşlamalara dayanan, ezgili oyun  Bölümleri ya müzikli ya dramatik ya akrobatik ya kalın çizgili güldürü ya da değişik tablolardan oluşur  Yanılgılara ve olguların tuhaflığına dayandırılarak geliştirilir  
 
 Vurgu : 1- Oyun düzeninde tasarımın bir öğesi
  Bir uygulamada çeşitli yöntemlerle kişiler, yığınlar, eşyalar ve simgeler vurgulanır  Yönetmenin önemli işlerinden biri, seyircinin en çok gözüne çarpması gereken şeyi seçmesidir  Vurgu, gövd e görünüşleri, değişik alanlar, ilişkiler, karşıtlıklar, yükseltiler ve benzeri şeylerle sağlanır  
 
 2- Sahne konuşmasında bir tümceyi, belli bir durum içindeki anlamını doğru vererek söylemek için uygun sözcükleri yoğunlaştımakta kullanılan ses vurgusu
  
 
 -Y-
 
 
 Yönetmek : 1-Tiyatro yönetmek
  2- Bir tiyatro yapıtının sahnelenmesi işini yönetmek  
 
 Yönetmen : Bir oyunu, gerekli gerekli ön hazırlığı ve yorumu yaptıktan sonra, dengeli ve sıkı bir düzen içinde,doğru, inandırıcı ve sanatsal bir biçimde, çeşitli alanların sanatçıları, uzmanları ve uygulayımcıları ile işbirliği yaparak sahneye çıkaran sanatçı
  Yönetmenin hem iyi pedagog , hem de işinde usta olması gerekir  Yönetmenin bir dünya görüşü olmalı, müzikten, plastik sanatlardan, ışıklardan anlamalı,yazın,felsefe,tarih ve toplumbilim alanlarında birikimli olmalıdır  Ayrıca, üzerinde çalıştığı sahnenin coğrafyasını,duygusal atmosfer birimlerini ve etki alanları üzerinde ustalaşmış olmalıdır  
 
 Yöntem : Çağdaş oyunculuğun kurucusu
  Stanistlavski’nin oyuncuyu çalışması için kullanılan sözcük (bkz  Tanistlavski Dizgesi)  
 
 Yüksek Komedya : Karakter ve töre türlerini kapsayan komedya (bkz
  Töre Komedyası)  
 
 Yabacılaştırma Etmeni : Brecht’in Epik Tiyatrosu’nun estetik temellerinden biri
  Seyirci ve sahne arasına bir estetik uzaklık koyarak seyircinin oyun kişileriyle özdeşleşmesini engellemekte onların ussal yoldan bir yargıya varmasını sağlamak düşüncesiyle geliştirilmiştir  Bunun için oyunculukta, müzikte, sahne tasarımında estetik uzaklığı sağlayacak çeşitli yabancılaştırma etmenleri kullanılmıştır  Brecht’in deyişiyle, ”Seyirci, bir kazayı seyreden üçüncü kişi durumundadır”  Yani olaya dışarıdan bakmakta ve olayın içinde olmadığı için duygusallığı arkaya itip gördüklerini usuyla değerlendirmektedir  
 
 Yapay Yüz : Oyuncunun insancıl anlatımını kapatmak ya da oyuncula seyirci arasında estetik uzaklığı elde etmekte kullanılan ve çeşitli gereçten yapılan surat
 
 
 
 ALINTIDIR (Hiç Belli Olmuyor zaten  )
 |