Yalnız Mesajı Göster

Yaz Gecesi Rüyası

Eski 07-16-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yaz Gecesi Rüyası



Devam

LYSANDER
Sözüm Söz Hermia
(Hermia çıkar)


Elveda Helena, umarım Demetrius da senin onu sevdiğin kadar sever seni
(Çıkar)

HELENA
Ne kadar da mutlular Benim de onun kadar güzel olduğumu bütün Atina biliyor Ama neye yarar, Demetrius onu beğeniyor Herkes gibi düşünmüyor O Hermia'nın gözlerine hayran olurken ne kadar hatalıysa ben de onun her şeyine hayran olurken o kadar hatalıyım Aşk bütün kötü özellikleri, çirkinlikleri, rezillikleri biçimlendiriyor, erdeme çeviriyor Boşuna dememişler aşkın gözü kördür diye! Bir aşık, olup biteni değil, görmek istediğini görür Aşığın kanatları vardır ama gözleri kördür Yoluna çıkanlara aldırış etmeden aceleyle kafasına estiği yere kanat açar İşte bu yüzden aşkı çocuğa benzetirler Aşkın tercihleri de çoğu zaman çocuklarınki gibi doğru değildir, yemin etmek de bozmak da çocuk oyuncağıdır, onun için de habire yemin edip dururlar Demetrius da "seninim" diye ne yeminler etmişti bana Ama Hermia'dan biraz sıcaklık görünce bütün yeminler bozulup gitti Şimdi gidip ona Hermia'nın kaçacağını haber vereyim O da yarın gece Hermia'nın peşine düşüp ormana gider Bu değerli bilgiye karşılık bir teşekkür alsam dünyalara değer Bu yaptığım çok ayıp ama hiç değilse Demetrius'u orada bir kere daha olsun görmeye değer
(Çıkar)


PERDE I - SAHNE 2
Atina Quince'in evi

(Quince, Snug, Bottom, Flute, Snout ve Starveling girer)

QUINCE
Bütün takım burada mı?

BOTTOM
Sen en iyisi elindeki rol çetelesinden tek tek yoklama yap

QUINCE
Şu anda elimde bulunan bu tomarda, Dükle Düşesin düğününden önce gerçekleştirilecek müsamerede rol alacak kişilerin isimleri yazılıdır ve bu isimler bütün şehir halkı tarafından onaylanmıştır

BOTTOM
Önce oyunun mevzuunu söyle, oyuncuların adını madını sonra söylersin

QUINCE
Pekala! Oyunumuz Acıklı bir komedi! Pyramus'la Thisbe'nin zalim ölümü!

BOTTOM
Desene, güzel bir oyun Hem de çok eğlenceli Evet Sevgili Peter Quince, şimdi rol dağılımını oku da işimize bakalım

QUINCE
Adını söylediğim "burada" desin Dokumacı Nick Bottom

BOTTOM
Burada Benim rolümü söyle ve devam et

QUINCE
Sen, Nick Bottom, sen Pyramus'a çıkıyorsun

BOTTOM
Kim bu Pyramus? Bir aşık mı yoksa zorba bir hükümdar mı?

QUINCE
Bir Aşık, aşkı uğruna canına kıyacak kadar yiğit bir aşık

BOTTOM
Desene bu hayli gözyaşına malolacak Bu rolü ben oynayacağıma göre seyirci gözlerine dikkat etsin Fırtınalar koparacağım Ama ölçüyü de elden kaçırmamak lazım Hem aslında zalime çıksam daha iyi olur gibime geliyor Mesela arada bir Herkül oynarım ama, ortalığı da kırıp geçiririm yani

Kayaların öfkesi
Parçalar, kırıp geçer
Mahpusane kapısını
Apollo'nun arabası
Uzaktan parlar
Aptalların talihini
Hem yapar hem bozar

Mühtişti yahu! Şimdi öteki oyuncuların rollerini söyle
İşte Herkül bu!, İşte zalim bu! Bir aşık daha acılıdır

QUINCE
Körük tamircisi Francis Flute

FLUTE
Buradayım, Peter Quince

QUINCE
Flute, sen Thisbe'ye çıkıyorsun

FLUTE
Nedir bu Thisbe? Sergüzeşt bir şövalye mi?

QUINCE
Bu Pyramus'un aşkıyla tutuşan bir hanımefendi

FLUTE
Olmaz, yapmayın, bana kadın oynatmayın; Bakın, sakallarım çıkıyor artık

QUINCE
Ne önemi var: Bir maske takarsın olur biter Bir de sesini tizden aldın mı tamamdır

BOTTOM
Yüz göstermeden oluyorsa, Thisbe'yi de ben oynarım Sesimi acayip tiz yaparım "Thisbe, Thisbe" "Ah biricik sevgilim Pryamus! İşte sevgilin geldi!"

QUINCE
Olmaz, olmaz; Senin Pyramus'u oynaman lazım: Flute, senin de Thisbe'yi

BOTTOM
Peki, devam edelim

QUINCE
Terzi, Robin Starveling

STARVELING
Buradayım, Peter Quince

QUINCE
Robin Starveling, Sen de Thisbe'nin annesine çıkıyorsun
Tenekeci Tom Snout

SNOUT
Buradayım, Peter Quince

QUINCE
Sen, Pyramus'un babası oluyorsun, Ben de Thisbe'nin babası
Dogramacı, Snug; sen arslana çıkıyorsun: Galiba bütün roller de bu kadar

SNUG
Arslanın rolünü yazdın mı? Çok rica ediyorum yazdınsa ver, biliyorsun, ezberim zayıftır

QUINCE
Doğaçlama da takılabılırsın, Arada bir kükre yeter zaten

BOTTOM
Bırakın arslanı da ben oynayayım Öyle bir kükrerim ki insanlar beni yüreklerinin derinlerinde duyarlar Öyle bir kükrerim ki Dük ayağa kalkıp "Bir daha! Bir daha!" diye bağırır

QUINCE
Tabii, sen öyle korkunç bir şekilde kükre, oradaki bütün kadınlarla Düşes de bassın feryadı ondan sonra da hepimiz dosdoğru darağacına

HEPSİ
Evet, dosdoğru darağacına!

BOTTOM
Haklısınız arkadaşlar, eğer hanımları korkutup akıllarını başlarından alırsanız, akılları kalmadığı için sizi darağacına göndermekten çekinmezler Ama meraklanmayın, ben sesimi ayarlayacağım, nazik nazik kükreyeceğim Öyle bir kükreyeceğim ki bülbül ötüyor zannedecekler

QUINCE
Boşuna dil dökme, sen Pyramus oynayacaksın Bu Pryamus güler yüzlü, yakışıklı bir adam Hatta en yakışıklı adam Onun için de Prymus'u ancak sen oynayabililirsin

BOTTOM
Pekala, Pryamus mes'elesini olmuş bil Yalnız nasıl bir sakal takacağıma karar veremedim?

QUINCE
Farketmez, canın nasıl isterse

BOTTOM
Acaba saman rengi bir sakal mı taksam, yahut kavuniçi kahverengi, o da olmadı mor ve buğday rengi, en kötü ihtimalle de sapsarı bir sakal olabilir

QUINCE
Evet beyler, herkesin rolü belli oldu Hepinize yalvarıyorum, rica ediyorum ve emrediyorum: Yarın geceye kadar rollerinizi bir güzel ezber edin Yarın ay çıkınca şehrin bir mil dışındaki ormanda buluşacağız Provayı orada yaparız Şehirde buluşursak millet başımıza üşüşür ve bütün numaramızı öğrenirler Yarına kadar ben de aksesuar listesini hazırlarım Beyler, rica ederim, ricalarımı kulak arkası etmeyin

BOTTOM
Buluşacağız ve en açık saçık, en cesur şekilde provamızı yapacağız Acı çekin ve mükemmelleşin Eyvallah

QUINCE
Dük'ün meşesinin orada buluşuyoruz

BOTTOM
Anlaşıldı Sözünü tutan tutar, tutmayan kendi kaybeder
(Çıkar)

PERDE I - SAHNE 2

(Atina dışında bir ormanlık)

(Puck ile Peri birbirlerinin aksi taraflardan girerler)

PUCK
Güzel pericik, yolculuk ne tarafa?

PERİ
Az giderim uz giderim,
Dere tepe düz giderim,
Yangında uçar, selde kaçarım
Orda burda ben her yerde yaşarım
Hızlılıkta ay küreyi aşarım
Kraliçem çağırdı mı koşarım,
En iyisi ben gideyim periler maskarası, Kraliçem birazdan damlar

PUCK
Kral da bu gece burada alem yapacak Kraliçe ortalıkta görünmese iyi olur Oberon'a gelmişler, burnundan soluyor Çünkü, Kraliçe Hint Mihracesi'nin sarayından kaçırılan bir hizmetçi oğlanı maiyetine almış Ve kıskanç Oberon vahşi ormanlarda yanında gezdirmek için oğlanı istemiş Ama kraliçe vermem diye tutturmuş Oğlana çiçeklerden taçlar yapmış Sözün özü Kraliçeyle kral ne çayırda görüşüyorlar ne bayırda Lakin yine de hizmetindekiler kazara karşılaşırlar diye meşelerin palamutlarında saklanıyorlar

PERİ
Bak eğer ben senin şekline bakıp da yanılmıyorsam, sen şu sahtekar, düzenbaz, açıkgöz peri Robin Goodfellow'sun Şu köylü kızların yüreğini ağzına getiren sen değil misin? Hani sütün kaymağını, biranın köpüğünü çalıp götüren, yayıkları başında kadınları çılgına çeviren başı boş serseri sensin Ama biri sana "Aman ne şirin şey, pek de şakacı" demeye kalktı mı, ona da bol şans getirip bütün işlerinin rast gitmesini sağlarsın O sensin değil mi?

PUCK
İyi bildin Ben gecelerin adamıyım Oberon'un bir gülümsemesi için yapmayacağım yoktur Fasulyeleri lüpletmiş bir aygır görsem dayanamam, fingirdek bir kısrak olur alırım aklını başından Kimi zaman da kızarmış bir yengeç kılığında dedikoducu bir cadalozun kasesine gizlenirim Cadaloz kaseyi ağzına götürdü mü zıplarım dudaklarına Sonrası çığlık kıyamet Kimi zaman üç ayaklı bir tabure olurum ve berbat hikayenin en heyecanlı yerinde altından çekiliveririm Kıçüstü oturdu mu başlar ağlamaya zırlamaya Çanak kırıldı ya etraftakiler patlatır kahkahayı Ve gülüp eğlenirler o güne kadar gülüp eğlenmedikleri kadar Ama bak, Oberon geliyor

PERİ
Bu taraftan da benimki geliyor İkisinden biri gelmeseydi keşke
(Bir taraftan maiyetiyle Oberon girer, öte taraftan Titania ve Perileri)

OBERON
Ayışığında seni görmek ne büyük zevk, mağrur kraliçe

TITANIA
Kıskanç Oberonmuş yolumuza çıkan Periler sıvışın

OBERON
Azgın karı, ben senin kocan değil miyim??

TITANIA
Sen benim kocamsın da ben senin karın değil miyim! Hem Periler Ülkesi'nden tüyüp bütün gün sevgilin Phillida'ya kaval çalıp aşk şiirleri düzdüğünü de bilmiyorum sanma Şimdi burada ne arıyorsun? Tabii, fingirdek sevgilin Hippolyta Theseus'la evleniyor diye değil mi! Aklın sıra gerdek yatağına mutluluk, bolluk getireceksin

--- Sonraki mesaj ---

OBERON
Sende hiç utanma arlanma kalmamış Titania! Hem kendin Theseus'a abayı yak hem de Hippolyta yüzünden bana laf et! Sen değil misin herifçi oğlunu sevgililerinin koynundan çekip çıkarıp yıldızların altında önüne katıp götüren!

TITANIA
Kıskançlıktan uyduruyorsun! Hıdrellezden beri hiç görüşmedik Ne derede ne tepede, ne çayırda ne bayırda Ahenkle uğuldayan rüzgara karşı dansedemez olduk Olmadık patırtılar çıkarıp neş'emezi kaçırdın! Rüzgar da boşa gidiyor diye uğuldamaz oldu Ondan sonra da denizdeki bütün illetleri emip karaya üfürdü Cılız dereler taşıp sel oldu, Öküze boşuna boyunduruk takıldı, boyunduruğu takanın teri de boşa aktı Süt mısırı sakalı uzamadan çürüyüp gitti Tarlalar boş kaldı, sürüler leş kargalarına yem oldu Ölümlü insanoğlunun ayak bastığı her yerde yabani otlar azdı kudurdu Geceleri ilahi ezgiler duyulmaz oldu Ay da kızgınlıktan sellere dadılık etmeyi bırakınca başıboş kalan seller hastalığa boğdu dünyayı Hal böyle olunca mevsimler de uygu kargaşaya, yağmurdan kaçan kırmızı goncalar doluya tutuldu İlkbahar, yaz, doğurgan sonbahar, öfkeli kış birbirlerinin elbiseleriyle şaşkına çevirdiler dünyayı Hangisi hangisidir anlayan kalmadı Ve biz didiştikçe şeytanın bu oyunları da bitip tükenmek bilmeyecek Bütün belaların anası da babası da biziz!

OBERON
Bütün bunların düzelmesini istemez misin? Hem ne diye Titania Oberon'la didişsin ki Bir çocuğu esirgeme benden

TITANIA
Değil sen, bütün peri alemi gelseler o oğlanı benden alamazlar Annesi öl desem ölecek sadık bir hizmetkarımdı Onunla Hindistan'ın baharat kokulu gecelerinde sarı kumsallarda oturup dedikodu eder, geçen gemileri seyrederdik Yelkenlilere bakar gülerdik Yelkenler edepsiz bir rüzgarla şişince uçarcasına peşine düşerdi Karnında da benim güzeller güzeli kavalyem Döndüğünde eli kolu dolu hediyeler getirirdi bana Ama o da ölüp gitti, tam karnındaki doğarken Oğlu onun yadigarıdır, beslenmesi büyütülmesi benim boynumun borcudur ve onu kimselere bırakmam

OBERON
Peki bu ormanda ne kadar kalacaksın

TITANIA
Theseus'un düğün gününe kadar kalacağım zaar Sen de adam gibi dansımıza katılacaksan bizimle gel Bunu beceremeyeceksen ben de senin mekanına uğramam

OBERON
Çocuğu ver bana, ben de takılayım sana

TITANIA
Periler Krallığını da versen olmaz böyle şey Biraz daha kalırsam kapışacağız anlaşılan
(Titania ve maiyeti çıkar)

OBERON
Hayırlı yolculuklar Bana çektirdiklerini çekmeden bu ormandan gidemezsin Sevgili Puck, gel bakalım buraya Hatırlıyor musun, seninle tepeden denizi seyrederken bir yunusun sırtında gezen denizkızının sesini duymuştuk Hani şu soluğu ahenkli bir melodiyi andırıyordu Azgın dalgalar bile onun sesini duyunca çarşaf gibi olmuş, yıldızlar onu dinlemeye yeryüzüne inmişti

PUCK
Hatırlamaz olur muyum

OBERON
Ben görmüştüm, ama sen görememiştin Soğuk ayla dünya arasında uçuşup duruyordu Cupid yüzbin kalbi delip geçecek ateşli aşk okunu yayında gerdi ve batı tarafındaki tahtına kurulmuş bakireye doğru nişan alıp hedefe gönderdi Ama kendi gözlerimle gördüm Cupid'in ateşli oku ayın tertemiz sularında sönüp gitti Cupid'in oku nereye atmak istediğini anlamıştım Ama ok batıda boy veren bir çiçeğin üstüne düştü Önceleri süt beyazı olan çiçek gönül yarası alınca morardı El değmemiş bakireler o çiçeğe hercai menekşe derler Git bana o çiçeği getir Bu çiçeğin suyunu uyuyan birinin gözkapağına sürdün mü, kadın erkek farketmez, uyandığında ilk gördüğü canlıya aşık olur Git bana o çiçeği bul ve su canavarının bir fersahlık yüzme süresi içinde burada ol

PUCK
Kırk dakikada devr-i alem eder burada olurum
(Çıkar)

OBERON
Önce şu çiçiğin suyunu bir ele geçirelim, sonra da Titania'nın uyumasını bekleyelim Ondan sonra da gözüne damlatıveririz Ondan sonra uyanır uyanmaz bir arı mı olur yoksa arslan mı, ayı, kurt ya da her şeye burnunu sokan bir maymun Titania bütün ruhuyla ona tutulacak Onu kurtaracak iksir elimde, ama önce bana o oğlanı versin hele Birileri geliyor, görünmez olalım, ne diyorlar bakalım
(Demetrius ile Helena girer)

DEMETRIUS
Seni sevmiyorum, bırak peşimi! Lysander'la güzel Hermia nerede? Birini ben öldürmek istiyorum, öteki de beni öldürmek istiyor Bana bu korulukta buluşacaklar demiştin Geldim işte Ama Hermia'ma kavuşamadım hadi sen de çekil git, peşimi de bırak

HELENA
Kaskatı kalbinle beni sen çekiyorsun Ama çektiğin demir değil Benim kalbim çifte su verilmiş bir çeliktir Senin çekim gücün biterse ben de ancak o zaman seni takip edecek gücü kendimde bulamam

DEMETRIUS
Seni ayartacak bir şey mi yapıyorum? Kulağına tatlı sözler mi fısıldıyorum? Hem sana açık açık söylemedim mi: Seni sevmiyorum! Seni sevemem!

HELENA
Sen bunları söyledikçe ben seni daha çok seviyorum Ben senin sadık köpeğinim Bani ne kadar çok pataklarsan ben sana o kadar yaltaklanırım Beni köpeğin farzet, isteklerimi reddet, vur, ihmal et, aç bırak ama sana layık değilsem de bırak yanında olayım

DEMETRIUS
Sabrımın ve nefretimin sınırlarını zorluyorsun!
Seni görmek beni hasta ediyor!

HELENA
Beni de seni görmemek hasta ediyor!

DEMETRIUS
Alçak gönüllülüğü de abarttın yani Hem senin gibi bir kız nasıl olur da gecenin bir vakti şehrin dışına çıkıp ıssız bir yerde kendini seni sevmediğini söyleyen bir adamın kollarına bırakır Ya sana bir fenalık edersem, ya o paha biçilmez bekaretine zarar gelirse?

HELENA
Senin dürüstlüğüne güveniyorum Hem benim senin yüzünü gördüğüm zamanlar gündüzdür benim için Yani, bana göre henüz gece olmadı Hem benim dünyam senin olduğun yerdir Değil mi ki sen şu anda buradasın, benim dünyam da burası Böyle olunca da ne ben yalnızım, ne de burası ıssız bir yer

DEMETRIUS
Ben en iyisi buradan gidip bir yerlere saklanayım, sen de vahşi hayvanların insafına emanet ol

HELENA
En vahşi hayvanın kalbi bile seninki gibi değildir Haydi git bakalım, efsane de ters yüz olsun Kaçan Apollo, kovalayan Defne olsun Güvercin şahin avına çıksın, yumuşak başlı bir ceylan da son sürat kaplanın peşine düşsün Kaçan yiğit, kovalayan korkak olsun

DEMETRIUS
Burada kalıp senin saçmalıklarını dinleyecek halim yok Bırak beni gideyim Ama eğer peşimden gelirsen sana öyle kötülükler ederim ki aklın hayalin almaz

HELENA
Zaten tapınakta, sokakta, tarlada her yerde bana kötülük ediyorsun Ayıp değil mi Demetrius! Bir kadına böyle davranılır mı Biz kadınlar erkekler gibi aşk için savaşmayı beceremeyiz Biz erkekler peşimizden koşsun diye yaratılmışız, erkek peşinde koşmak için değil (Demetrius çıkar) Aşkından ölürsem cehenneme bile gitsem cennete gitmişim sayılır (çıkar)

OBERON
Yolun açık olsun güzeller güzeli Seni bırakıp giden o alçak da daha ormandan çıkamadan senin peşine düşecek, merak etme (Puck yine girer) Hoş geldin aylak, söylediğim çiceği getirdin mi?

PUCK
Evet, işte burada

OBERON
Versene o zaman Sahilde her tarafı kekik, mor menekşe, tatlı, güzel hanımelleri, gonca güller ve yaban gülleriyle kaplı bir yer vardır Geceleri bazan orada uyur Titania Çiçeklerle dansedip sonra dinlenir Hani periler sarınsın diye yılanlar bile derilerini burada sıyırırlar İşte bu çiçeğin suyunu orada süreceğim Titania'nın gözkapaklarına Ondan sonra gelsin olur olmaz hayaller Sen de biraz al şundan korulukta dolaş bakalım Atinalı şirin bir kız göreceksin Yazık ki gönlünü kendini hor gören bir gence kaptırmış Gözlerini bu çiçekle biraz yağla Ama dikkat et, uyandığında ilk olarak bu genç kızı görsün Adamı Atinalı kıyafetinden tanırsın nasılsa Gözüne bol bol sür ki uyandığında kızın onu sevdiğinden daha çok sevsin kızı İş bitince de ilk horoz ötmeden beni bul

PUCK
Meraklanmayınız efendim, emriniz başım üstüne (Çıkar)

PERDE II - SAHNE 2

(Ormanda başka bir yer Titania maiyetiyle girer)

TITANIA
Gelin, dansedelim, şarkı söyleyelim Sonra, bir dakikanın üçte birinde, sonra bazılarınız gidip güllere musallat olan kurtlarla, bazılarınız da yarasalarla savaşmaya gitsin ve derilerinden küçük perilerime elbise diksin Kalanlarınız da şu yaygaracı baykuşla ilgilensin Ciyak ciyak bağırıp gecemizi berbat etmesin Hadi bakalım, güzel bir ninni tutturun da dalayım derin bir uykuya, ondan sonra siz de doğru görev başına (Periler şarkıya başlar)
BİRİNCİ PERİ
Çatal dilli benekli yılan,
Dikenli kirpiler, görünmez olun
Kör solucanlar, yanlış yapmayın
Periler kraliçesi'nin yanına yanaşmayın
Bülbül, güzel sesinle
bize güzel bir ninni söyle
Uyusun da büyüsün ninni
Zarar görmesin,
Dil uzamasın, göz değmesin,
Mışıl mışıl uyusun ninni
Örümcekler uğramayın buraya,
Uzun bacaklı böcekler gidin gidin
Kara böcekler uzak durun
Solucanlar, sürüngenler saldırmayın
Bülbül, güzel sesinle
bize güzel bir ninni söyle
Uyusun da büyüsün ninni

BİR PERİ
Haydi herkes yoluna, burada asayiş berkemal,
İçinizden biri nöbet tutsun yeter
(Periler çıkar, Titania uyur)
(Oberon girer ve çiçeğin suyunu Titania'nın gözlerine sıkar)

OBERON
Uyandığında ne görürsen gör, ona gerçek aşkla tutul Aşkından eri, sarar, sol Artık kedi mi olur, ayı mı yoksa sert kıllı bir domuz mu bilmem Uyandığın zaman canımın cananı, iğrençlerin en iğrenci, korkunçların en korkuncu görünsün gözüne
(Çıkar)
(Lysander ile Hermia girer)

LYSANDER
Canım sevgilim, ormanda dolanmaktan neredeyse bayılacaksın Hem doğrusunu istersen ben yolu da kaybettim En iyisi biraz dinlenelim

HERMIA
Sen nasıl istersen Lysander Hadi kendine yatacak bir yer bul, ben de başımı şu tümseğe koyup biraz kestireyim

LYSANDER
Bu çimenlik ikimizin yastığı olsun İki gönül bir olunca iki yatak da bir yatak olmaz mı?

HERMIA
Hayır sevgili Lysander, bir tanem, sevgilim, şöyle uzağa uzan biraz, çok yakınıma gelme

LYSANDER
Beni yanlış anlama sakın, masum aşkıma güven Aşkı anlatmak için aşk dili kullanılır Yani, benim kalbim senin kalbinle birlikte atıyor, yani birbirine sadakat yeminiyle bağlanmış bu iki kalp zaten bir kalp sayılır Bu durumda da yanına uzansam da uzanmayacağım daha ötesine

HERMIA
Lysander bilmece gibi konuşmayı iyi beceriyorsun Sen de beni yanlış anlama Sana yalancı demeye ne terbiyem müsait ne de gururum Ama aşkıma biraz saygın varsa biraz öteye uzan Erdemli bir gençle el değmemiş bir bakirenin arasında bu kadarcık mesafe de olur artık Hadi bakayım, can yoldaşım, iyi geceler Hayatın boyunca, aşkın hiç eksilmeden, öylece kalakalsın

LYSANDER
Amin Amin Dualarının gerçekleşmesi için ben de duacı olacağım Ve bilesin ki ömrüm sadakatimden önce bitecek İşte şuracığa uzanıyorum, Allah rahatlık versin

HERMIA
Dualarının yarısı da duacına kısmet olsun!
(Uyurlar)
(Puck girer)

PUCK
Bütün ormanı dolaştım ama hiçbir Atinalı'ya rastlamadım Şu aşkı coşturan çiçeğin gücünü de kimsenin gözlerinde deneyemedim Gece ve sessizlik Kim var orada Atinalı gibi giyinen biri Bu o olmalı hani şu Atinalı bakireyi hor görüp benim efendimi kızdıran Hah, işte kız da şuracıkta Aşktan ve nezaketten yoksun, ruhsuz herifin yanına sokulamamış da rutubetli, leş gibi yere kıvrılmış uyumuş zavallı Hödük! Çiçeği gözüne sıktım mı iş tamamdır Uyandığında bu kıza delice aşık olacaksın ve aşk bundan sonra uyumana izin vermeyecek Ben şimdi gidiyorum, Oberon beni bekler Ben gittikten sonra da sana iyi uyanmalar
(Çıkar)
(Demetrius'la Helena koşarak girerler)

HELENA
Dur! İstersen beni öldür ama dur sevgili Demetrius

DEMETRIUS
Bak sana söylüyorum, çekil git Etrafımda dolaşıp durma

--- Sonraki mesaj ---

HELENA
Beni bu karanlıkta yalnız mı bırakacaksın?

DEMETRIUS
Bir adım daha atma Ben buradan yalnız başıma gideceğim
(Çıkar)

HELENA
Bu aşk takibi soluğumu kesti Dua ettikçe kısmetim kapanıyor Halbuki Hermiya yattığı yerde ne kadar mutludur şimdi Onun gözleri hem kutsanmış hem de baştan çıkarıyor her bakanı Nedir onun gözlerini bu kadar pırıltılı yapan bilmem ki Tuzlu gözyaşları her halde, öyle olsa, benimkiler çok daha parlak olurdu Hayır, hayır Bir ayı gibi çirkinim ben Bir canavarla karşılaşsam, canavar korkudan kaçıp gider Yani Demetrius'un benden kaçmasında şaşılacak bir şey yok Hangi hınzır aynaya baktım da onun gözleriyle kıyasladım gözlerimi bilmem ki! O da kim? Lysander! Öldü mü, uyuyor mu acaba? Kan ya da yara görünmüyor Lysander, yaşıyorsan uyan lûtfen

LYSANDER (Uyanır)
Seni uğruna ateşlerin üstünde yürürüm Tenin saydam bir ayna gibi doğanın bütün sanatını yansıtıyor Göğüs kafesinin içinde çarpan yüreği görebiliyorum Nerede o Demetrius? Bu iğrenç ismi ve ona sahip olan cismi kılıcımla yok etmeyi ne kadar çok isterdim!

HELENA
Öyle konuşma Lysander, öyle konuşma Ne yapalım o senin Hermia'na aşıksa Hermia hala seni seviyor, mutlu ol

LYSANDER
Hermia'yla mutlu olmak mı! Hayır! Onunla geçen he dakikam için pişmanım şimdi! Hermia'yı değil, seni seviyorum Helena! Kim kuğu varken kargayı sever ki! Birazcık aklım varsa o akıl da seni üstün görüyor Hiçbir şey mevsimi gelmeden gelişip serpilmez Benim aklımın mevsimi de daha yeni geldi anlaşılan Ne toymuşum, ama şimdi akıllandım Bir insan ne kadar akıllı olabilirse o kadar akıllıyım şimdi Gözlerim sana kilitlendi ve gözlerinde aşkın kitabından eşsiz sevda masallarını okuyorum şimdi

HELENA
Benim yaradılışımda mutlaka bir hata var Yoksa sen beni bu kadar aşağılayıp bu kadar hakaret etmezdin Yetmedi mi, yetmedi mi beyefendi Demetrius'un gözüne bir an olsun şirin görünmeyi beceremediğim gibi, bir de sen benim bütün yetersizliklerimi yüzüme vuruyorsun Gelip bana kur yapıp ilan-ı aşk edip aklın sıra benimle alay ediyorsun Şunu bil ki, ben seni gerçek bir centilmen zannederdim Yanılmışım Yazıklar olsun Şu halime bak, biri durmadan aşkımı reddediyor, öteki de küfür eder gibi benimle alay ediyor
(Çıkar)

LYSANDER
Şükür ki Hermia'yı görmedi Uyu bakalım, bir daha da benim yanıma geleyim deme Nasıl ki insan en sevdiği şeyi biraz fazla yese midesi ağzına gelirse, mensubu bulunduğu mezhebin yolundan saptığını anlayınca mezhebini terkederse, en çok aldanan en çok nefret eden olursa, benim gönlüm de senin aşkına doydu Bütün sevgim de nefrete döndü Şimdi bütün gücümle Helen'in peşine düşüyorum Aşkı bana yol göstersin!
(Çıkar)

HERMIA (Uyanır)
Yardım et bana Lysander, yardım et Kopar al şu göğsümde sürünen yılanı! N'oluyor bana böyle! Ne korkunç bir kabustu! Lysander, bak korkudan tir tir titriyorum Yılan sanki göğsüme dalmış, kalbimi yiyordu Sen de o zalim kalbimi yerken sırıtıyordun Lysander! Nerdesin! Lysander! Aman Tanrım! Sesin soluğun çıkmıyor! Gittin mi yoksa! Ne bir ses ne bir söz Beni duyuyorsan cevap ver Konuş Bak korkudan bayılacağım ama Ses yok Yakınlarda değilsin anlaşılan Geliyorum ardından, seni mutlaka bulacağım
(Çıkar)

PERDE III SAHNE 1
Orman Titania uyuyor Quince, Snug, Bottom, Flute, Snout, ve
Starveling girer]

BOTTOM
Herkes geldi mi?

QUINCE
Tamı tamına Provamız için ne kadar uygun, ne kadar muhteşem bir yer burası! Şu yeşillik sahnemiz olur Şu dikenlerin arkası da soyunma yeri Tıpı tıpına Dük'ün karşısında nasıl oynayacaksak burada da öyle oynayacağız

BOTTOM
Peter Quince,--

QUINCE
Söyle bakalım delikanlı Bottom

BOTTOM
Şu Pyramus ile Thisbe komedisinde hoş olmayan yerler var Mesela, Pyramus kendini kılıcıyla öldürüyor Hanımlar buna dayanamaz Bu meseleyi nasıl çözeceksin?

SNOUT
Korku dolu bir sahne!

STARVELING
En iyisi ölüm sahnesini oyundan çıkartmak

BOTTOM
Daha neler! Benim bu meseleyi halledecek bir çözüm önerim var Bir giriş yazalım, diyelim ki, bu kılıçlar aslında kılıç değil, Pyramus da aslında ölmüyor Hatta işi garantiye almak için "Ben Pyramus değilim, ben aslında dokumacı Bottom'um" diyeyim O zaman ortada korku morku kalmaz

QUINCE
Evet, bölye bir giriş yazsak iyi olur Tabii ki sekiz altılık ölçüyle yazalım

BOTTOM
Hayır İki daha ekle En iyisi sekiz sekizlik ölçüyle yazmak

SNOUT
Peki bu hanımlar arslandan da korkmayacak mı?

STARVELING
Ben kesinlikle korkarım

BOTTOM
Arkadaşlar, İyi düşünmek lazım Allah muhafaza hanımların karşısına arslan çıkarmak korkunç bir şey olabilir Dünyada arslandan daha korkunç bir hayvan daha yoktur Bunu aklımızdan çıkarmamamız lazım

SNOUT
Bir giriş daha yazılsın ve "Arslan da aslında Arslan değildir" densin

BOTTOM
Hayır Adını mutlaka söylemek lazım Yüzünün yarısının da aslanın boynundan görünmesi şart Aşağı yukarı da şöyle laflar etmeli Hanımefendiler ya da Pek muhterem Hanımefendiler "Sizden bir ricam var" Ya da "Sizden bir dileğim var" Hatta "Size yalvarıyorum" Sakın korkmayın, sakın titremeyin Bu can size feda olsun! Buraya arslan olarak geldiğimi sandıysanız, vay benim halime Ama ben arslan marslan değilim Bütün diğerleri gibi bir insanım ben de" İşte tam bu noktada adını da söyler olur biter "Bendeniz doğramacı Snug!"

QUINCE
Aynen böyle yapalım Ama halledilmesi gereken iki mesele daha var Birincisi salona ayışığını getirmek Biliyorsunuz, Pyramus'la Thisbe ayışığında buluşuyorlar

SNOUT
Oynayacağımız gece dolunay olmayacak mı?

BOTTOM
Takvim! Bir takvim! Takvime bakarak dolunay var mı yok mu anlarız

QUINCE
Evet, o gece dolunay var

BOTTOM
O zaman salondaki pencerelerden birini açık bırakırız, ay ışığı da oradan odanın içine girebilir

QUINCE
Tamam Ya da birimiz elinde fener ve dikenle içeri girer, "Hani, aya bakınca üzerinde elinde çalı olan bir adama benzer bir şekil vardır ya, işte ben, ayın yüzeyinde görünen elinde dikenli adamı temsil ediyorum bu oyunda" der Bir de salonda büyük bir duvar olması lazım Hikayeye göre Pyramus'la Thisbe duvarın çatlağından konuşuyorlar

--- Sonraki mesaj ---

SNOUT
Salona asla duvar muvar getiremezsin Öyle değil mi Bottom?

BOTTOM
Biri ya da diğeri de duvarı oynayacak demektir Üstüne biraz sıva, biraz boya, biraz da toz toprak sıvadık mı herkes duvar olduğuna inanır Pyramus'la Thisbe'nin fısıldaşacağı çatlak niyetine de parmaklarını şöyle yapar, olur biter

QUINCE
Tamamdır, her şeyi hallettik Gel, otur bakalım Herkes rolünü prova edecek Pryamus, sen başlıyorsun Laflarını söyledikten sonra şuradaki çalılığa git Ondan sonra da sırası gelen sahneye
(Puck arkadan girer)

PUCK
Kafayı çeken buraya koşup artist kesiliyor galiba İyi de Peri Kraliçesinin beşiğinin bu kadar yakınında ne işleri var ki Bunlar bir oyun hazırlıyor Bir kulak kabartalım hele, icabederse biz de oktör olup katılırız aralarına

QUINCE
Konuş Pryamus Thisbe, sen de hazır ol

BOTTOM
Thisbe! Çiçeklerin çirkin kokusu

QUINCE
Çirkin değil, zengin

BOTTOM
Çiçeklerin zengin kokusu: senin soluğun yanında yoksul kalır, canım Thisbe! Ama dur, bir ses duyuyorum Sen burada beni bekle, hemen dönerim
(Çıkar)

PUCK
Bu çalılık, bu çalılık olalı böyle Pryamus görmemiştir her halde
(Çıkar)

FLUTE
Şimdi benim mi konuşmam gerekiyor

QUINCE
Evet Duyduğu bir sese bakmaya gitti, birazdan dönecek

FLUTE
Ey, Nilüfer beyazı rengiyle dünyaya ışık saçan Pryamus Delikanlıların en delikanlısı, safkan atların en safkanı, hiç yorulmayanı Seninle, Pirus'un mezarında buluşalım

QUINCE
Ninus'un mezarı! Be adam Hem daha bu lafın sırası gelmedi ki Bunu Pyramus'un bir sorusuna cevap olarak söyleyeceksin Bütün rolünü bir kerede söyleyip bitiriyorsun Sen "hiç yorulmayanı" deyince Pryamus girecek Tamam mı

FLUTE
Safkan atların en safkanı, hiç yorulmayanı
(Puck yine girer Bottom da eşek kafasıyla girer)

BOTTOM
Öyleyse, bu sırf senin içindir Yalnız seninin Thisbem, yalnız senin!

QUINCE
Hikkat Garibesi! Ne acayip şey! Cinler çarptı bizi Dua edin! Kaçın! Kaçın! İmdat!
(Quince, Snug, Flute, Snout ve Starveling çıkar)

PUCK
Bataklık, çalılık, fundalık farketmez Yılanın deliğine de girseniz peşinizdeyim Kimi zaman bir bir at olurum, kimi zaman bir tazı, domuz ya da kafası kopmuş bir ayı, ya da ateş Kişnerim, havlarım, hırlarım, kükrerim ve yakarım
(Çıkar)

BOTTOM
Bunlar niye kaçtılar ki? Bu mutlaka beni korkutmak için tezgazlanmış bir düzenbazlık
(Snout girer)

SNOUT
Oh, Bottom Sen değişmişsin, kendi gözlerimle görüyorum

BOTTOM
Ne görüyorsun, eşşek kafalı!
(Snout çıkar, Quince girer)

QUINCE
Tanrı seni korusun Bottom! Tanrı seni korusun! Sen neye dönmüşsün böyle!
(Çıkar)

BOTTOM
Sanki anlamadım! Bana eşek muammelesi yapıyorlar Yemezler Akılları sıra beni korkutup buradan kaçıracaklar Hiçbir yere gitmiyorum Burada böyle bir aşağı bir yukarı yürüyüp duracağım Bir de şarkı patlattım mı korkmadığımı anlarlar
(Şarkı)
Kapkara bir horoz
Gagası kirli sarı
Ardıçkuşu gerçekleri anlatır
Çit kuşunun tüyü

TITANIA (Uyanır)
Hangi melek beni çiçekten yatağımda uyandırıdı?

BOTTOM (Şarkı)
İspinoz, serçe, tarla kuşu bir de guguk kuşu
başladılar mı şarkı söylemeye
cesaret edemezler hayır demeye
Zaten kim inanır bir kuşbeyinliye
Kim yalan söyler ki, guguk kuşu ağlar durur

TITANIA
Yalvarırım nazik ölümlü, bir daha söyle Kulaklarım aşık oldu o notalara Gözlerim şekli şemaline köle oldu Söylediğin şarkı kanımı kaynattı, aklımı başımdan aldı İlk görüşte aşk bu olmalı Yemin ederim, seni seviyorum

BOTTOM
Galiba, muhterem hanımefendi, eminim bunları söylemenizin mutlaka bir akla uygun sebebi vardır Gerçi doğrusunu söylemek gerekirse, bugünlerde akılla aşkın bir araya geldiği yok ama birileri ortaya çıkıp bu ikisini biraraya getirse iyi olacak Arada bir iyi laf ediyorum

TITANIA
Yakışıklı olduğun kadar zekisin de

BOTTOM
İkisi de değilim Şuradan kurtulacak kadar aklım olsun başka bir şey istemem

TITANIA
Buradan gitmeyi de nereden çıkardın şimdi Burada kalacaksın İstesen de istemesen de Beni öyle sıradan biri sanma, benim ülkemde dört mevsim bahardır Ve madem ki ben seni seviyorum, benimle geleceksin demektir Hizmetine periler vereceğim senin Uçurumların dibinden mücevherler çıkaracaklar senin için Sen çiçeklerin üzerinde uyurken en tatlı melodileri fısıldayacaklar kulaklarına Ölümlü bedenini öyle arındırıp temizleyeceğim ki, bir ruh gibi gökyüzüne kanat açabileceksin Bezelye Çiçeği! Örümcek Ağı! Pervane! Hardal Tohumu!
(Bezelye Çiçeği, Örümcek Ağı, Pervane, Hardal Tohumu Girerler)

PEASEBLOSSOM
Burdayım

COBWEB
Ben de

MOTH
Ben de

MUSTARDSEED
Ben de

HEPSİ
Nereye gidiyoruz?

TITANIA
Bu beyefendiye kibar ve nazik davranın Gözüne hep şirin görünün Onu kayısıyla besleyin Bol bol çilek yedirin, kara üzüm, yeşil incir, kırmızı dut getirin ona Arı kovanlarından bal çalın, bal mumlarından mum yapın, onları ateş böceklerinin gözlerindeki ateşle yakın En renkli kelebeklerin kanatlarını yolun, yelpaze yapıp sallayın ki uykulu gözlerine girmesin ay ışığı Ne derse evet deyin, her isteğine boyun eğin ve ona iyi davranın

PEASEBLOSSOM
Merhaba ölümlü!

COBWEB
Merhaba!

MOTH
Merhaba!

MUSTARDSEED
Merhaba!

BOTTOM
Bana gösterdiğiniz yakın ilgi gözlerimi yaşarttı Acaba ben de sizden isimlerinizi dilenebilir miyim?

COBWEB
Örümcek Ağı

BOTTOM
Sizi çok daha yakından tanımak isterim sevgili Örümcek ağı Parmağımı kesersem sizi mutlaka ararım Sizin adınız nedir?

PEASEBLOSSOM
Bezelye çiçeği

--- Sonraki mesaj ---

BOTTOM
Çok rica ederim valideniz yeşil bezelyeyle pederiniz kuru bezelyeye hürmetlerimi iletin Sizi de daha yakından tanımayı çok isterim sevgili Bezelye çiçeği Peki sizin adınız neydi?

MUSTARDSEED
Hardal tohumu

BOTTOM
Sevgili Hardal tohumu, sizin ne kadar metin olduğunuzu çok iyi bilirim Koskoca bir sığır bifteği ailenizden kaç kişiyi silip süpürmüştür ve siz bana mısın dememişsinizdir Sizin akrabalarınız bana çok göz yaşına malolmuştur Sizi de yakından tanımayı çok isterim Hardal tohumu

TITANIA
Haydi, onu alıp benim kameriyeme götürün Bana öyle geliyor ki ayın gözleri sulanmış O ağladığında bütün küçük çiçekler de ağlar yine biri iffetini yitirdi diye sızlanmaya başlar Sevgilimin dilini bağlayın ve sessizce getirin onu bana
(Çıkar)

PERDE III - SAHNE 2
Ormanda başka bir yer
(Oberon girer)

OBERON
Titania uyandı mı acaba? Uyandığında gözüne görünen ilk yaratığa delice aşak olmuştur (Puck girer) İşte benim posta güvercini de geldi Gel bakalım çılgın peri Anlat bakalım neler oluyor bu tekin olmayan koruda?

PUCK
Kraliçe bir canavarla büyük bir aşk yaşıyor Kraliçe kutsanmış kameriyesinde uyurken kalın kafalı, üstübaşı yamalı, kaba saba bir grup esnaf ortaya çıktı Neymiş efendim, kuru ekmeğe talim edenler takımı Theseus'un düğün gününde oynanmak üzere bir oyunun provasını yapmaya gelmişler Bu beyinsizlerin en beyinsizi de Pryamus oynamaya heveslenmiş Bu, bir ara oyun icabı sahneden çıkıp oradaki çalılığın içine gizlendi Ben de fırsat bu fırsat geçiriverdim eşek başlığını kafasına Sıra bizimkinin lafına gelince çıktı ortaya yeni imajıyla Ötekiler avcının namlusuyla göz göze gelmiş çil yavruları gibi kaçıştılar Zıplayanlar mı istersin, yerde sürünenler mi, hepsi var Derken aralarından biri "İmdat!" diye bağırmaz mı Sanki Atina'dan yardım gelecek Adamların sinirleri iyiden iyiye zayıfladı Korkuları da iyiden iyiye arttı İyiden iyiye saçmalamaya başladılar Fundalıklar, dikenler önlerini kesiyor, yerdeki bütün çalı çırpı elbiselerinin kollarını koparıyor ya da şapkalarını aşırıyordu Ben de korkudan şaşkına dönmüş herifleri iyice bir sersemlettim İşte tam o anda kraliçe gözlerini açtı Karşısında da, yepyeni imajıyla güzeller güzeli Pryamus Kraliçemiz bir eşekle, düzeyli bir aşk yaşıyor

OBERON
Zarlar benim düşündüğümden de iyi gelmiş yani Peki çiçekteki aşk zehrini, o delikanlının gözüne sürdün mü?

PUCK
İşlem tamam Delikanlıyı uyurken buldum Kızcağız da yanında uyuyordu Yani uyandığı zaman mecburen ilk o kızı görecek
(Mermia ve Demetrius girer)

OBERON
Saklanalım, işte o delikanlı bu

PUCK
Kız bu kız da oğlan bu oğlan değil

DEMETRIUS
Seni bu kadar seven birini nasıl böyle azarlarsın? Kötü sözler düşmanlar içindir

HERMIA
Şimdilik yalnızca azarlıyorum, ama daha beterini de yapabilirim Sana lanet etmediğime şükret Eğer Lysander'i uyurken öldürdüysen, ellerine onun kanı bulaştıysa eğer, durma, beni de öldür Güneş olmadan gündüz olabilir, ama o olmadan ben olamam O beni uyurken bırakıp gidecek ha, olur şey değil Buna inanacağıma dünyanın delineceğine ve ayışığının o delikten süzülüp öğle vakti dünyayı aydınlatacağına inanırım daha iyi Sen onu öldürmesen o benim yanımdan asla ayrılmazdı Zaten gözlerin cani gibi bakıyor Acımazsız ve cansız!

DEMETRIUS
Cansız olmasam, cansız gibi bakabilir miyim Acımasızlığınla, zalimce kalbimi delip geçtin Beni öldürdün ama sen hala pırıl pırılsın, küresinde ışıldayan Venüs'sün

HERMIA
Lysander'ime ne yaptın söyle! Nerede o? Sevgili Demetrius, ne olur onu bana ver

DEMETRIUS
Leşini köpeklerime veririm daha iyi!

HERMIA
Hoşt köpek! Git! İtoğlu it! Sen bana nazik bir genç kız olduğumu unutturuyorsun! Onu öldürdün mü! Eğer öldürdüysen bundan böyle ortalıkta adam diye dolaşma artık Tanrı aşkına bir kere olsun doğruyu söyle Onu uyurken öldürdün, değil mi? Tabii, uyanıkken gözlerine bakmaya bile cesaret edemezdin Aman ne marifet! Bir solucan, bir yılan da yapabilirdi bunu Zaten bir yılan yaptı bu işi Çatal dilli bir yılan! Dünyanın en aşağılık yılanı bile senin yanında masum kalır

DEMETRIUS
Boşuna sinirleniyorsun Lysander'in kanı elime bulaşmış değil, hem ölmüş de değil

HERMIA
Yalvarırım söyle, iyi mi bari

DEMETRIUS
Söyledim diyelim, bundan benim menfaatim ne olacak?

HERMIA
Bir daha beni görmeme imtiyazı! Bir daha benim olduğum yerlere geleyim deme! Lysander yaşıyorsa da ölmüşse de sen bir daha benim karşıma çıkmayacaksın!
(Çıkar)

DEMETRIUS
Damarı tuttu, peşinden gitmenin anlamı yok En iyisi burada biraz soluklanayım Hem biraz uyursam içimdeki derin keder de biraz hafifler belki
(Uzanır ve uyur)

OBERON
Sen ne yaptın yahu! Büyük hata ettin Gidip iksiri öyle birinin gözüne sürdün ki, hem aşık olması gereken aşık olmadı, hem de zaten aşık olanların pişmiş aşına su kattın

PUCK
İşler kadere kalınca böyle oluyor işte Boşuna değil demek ki, bir tek dürüst adama karşılık, milyon tane yemin üstüne yemin bozan muhteris düşüyor

OBERON
Rüzgara nal toplatıp koruya koş da bir bak Şu Atinalı Helena'yı bul Aşkına yanmaktan, rengi ruhsarı soldu, hasta oldu İçi kan ağlıyor kızcağızın Onu buraya getir Bu arada ben de bir iki numarayla bunun gözünü boyayayım da kız geldiğinde aşktan başı dönsün

PUCK
Gidiyorum Gidiyorum Gittim işte Dünyanın en hızlı oku yanımda çırak bile olamaz
(Çıkar)

OBERON
Cupid'in okuyla vurulmuş şu mor çiçek ağır ağır gözbebeklerine çöküyor Sevdiğini gördüğün zaman tıpkı gökyüzünde ışıldayan Venüs gibi, bütün pırıltısıyla gözlerini kamaştıracak Uyandığında yanında bulacaksın onu, derdinin dermanını da ondan dilenirsin artık
(Puck girer)

PUCK
Periler takımının kaptanı, Helena da geliyor, yanında da benim hatam olan genç Aşkın bedelini ödüyor zaar Sonuçta büyük gösteri başlıyor Bu insanlar da amma budala oluyor

OBERON
Gel şöyle Gürültüleri Demetrius'u uyandıracak

PUCK
İkisi bir kişiye ilan-ı aşk edecek Ve bunların yaptığı akla hayale gelmez saçmalıklardan bize iyi eğlence çıkacak
(Lysander ile Helena girer)

LYSANDER
Seni aşağılamak için ilan-ı aşk ettiğimi de nereden çıkarıyorsun Aşağılayan biri ağlar mı hiç! Hem yeminler ediyorum hem de ağlıyorum baksana Gözyaşları yalan söylemez Her yaptığım, bir aşk madalyası gibi göğsümde taşıdığım bunca yemine rağmen, nasıl olur da yalan söylediğimi düşünebilirsin

HELENA
Kurnazlıkta iyice ustalaştın Gerçekler gerçeklere yenik düşüyor Şeytan işi bunlar Hermia'ya yeminler ediyordun, ne oldu o yeminlere? Ona ettiğin yeminlerle bana ettiğin yeminleri hangi ölçüye vurursan vur elde var sıfır Hepsi yalan hepsi dolan

LYSANDER
Ona nasıl yeminler ettiğimi anlayamıyorum

HELENA
Onca yeminden sonra Hermia'dan vazgeçmeni de ben anlamıyorum

LYSANDER
Demetrius onu seviyor, seni de hiç sevmiyor

DEMETRIUS (Uyanır)
Oh, Helena, tanrıçam, güzellerin en güzeli, peri kızı! Bu gözleri hangi kelimelerle anlatsam bilmem ki Kristal yanında çamur kalır Kiraz dudakların insanı kışkırtıyor Doğu rüzgarı, senin bir hareketinle donmuş karlarla bembeyaz olan Torosların dorukları, bir hareketinde kara kargaya dönüştürür Pamuk Prenses, izin ver bir öpücükle mühürleyeyim aşkımı

HELENA
Canınız cehenneme! Gördüğüm kadarıyla beni eğlencenizin maskarası ediyorsunuz Birazcık adam olsaydınız nezaket nedir bilirdiniz Böyle incitmezdiniz beni Benden nefret etmiyor musunuz? Ediyorsunuz tabii Ama beni oyunlarınızın maskarası etmeseniz olmaz mı! Birazcık erkekliğiniz varsa -ki görünüşünüz öyle- nazik bir hanımefendiye böyle davranmazdınız Yüreğiniz nefret doluyken ilan-ı aşk etmez, yeminler, abartılı övgüler düzmezdiniz Hermia'nın aşkı için yarışırken, şimdi de Helena'yla alay etme yarışına düştünüz Bir kızı ağlatıp inletmek ne kahramanlık, ne erkeklik! Genç bir kızın kalbini kırmak, üstüne üstüne gitmek, sabrını tüketmek de ne soylu bir davranış!

LYSANDER
Ne kadar kabasın Demetrius! Hermia'yı sevdiğini herkes biliyor Sen de biliyorsun, ben de biliyorum Bak şimdi, burada, bütün samimiyetimle, bütün kalbimle Hermiya'ya olan aşkımdan vazgeçtiğimi ilan ediyorum Sen de Helena'dan vazgeç Onu ölene dek seveceğim

HELENA
Şaka olsun diye bu kadar nefes tüketilmez!

DEMETRIUS
Lysander, al Hermia'nı git Onu bir zamanlar sevdiğimi sandımsa da vazgeçtim, bitti! Kalbim, bir süre onun konuğu olmuş o kadar Şimdi ait olduğu yere, Helena'ya döndü ve sonsuza kadar da orada kalacak

LYSANDER
Helen, bu saçmalıyor

DEMETRIUS
Asıl saçmalayan sensin Benim aşkımın yalan olduğunu sen nereden bileceksin ki! Ağzından çıkanı kulağın duysun yoksa karışmam Bak, işte geliyor seninki
(Hermia girer)

HERMIA
Karanlık bastırınca gözlerin görevini de kulaklar yapmaya başlıyor İnsan ancak kulaklarıyla yolunu bulabiliyor Seni gözlerimle değil, kulaklarımla buldum Lysander Senini duymamı sağladığı için kulaklarıma ne kadar teşekkür etsem azdır Yalnız anlayamadım, neden beni bırakıp gittin?

LYSANDER
Aşk git git derken insan nasıl durur ki olduğu yerde?

HERMIA
Hangi aşk seni benim yanımdan alıp götürebilir ki?

LYSANDER
Helena'nın aşkı! Durduğum yerde duramıyordum Helena'nın geceyi aydınlatan yıldızlardan daha parlak gözleri bana yol gösterdi Niye peşimden geldin? Anlamıyor musun, senden öylesine nefret ediyorum ki bir dakika bile yanında duramazdım

Alıntı Yaparak Cevapla