| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Sinematografi 
 
             Sinematografi
 Sinematografi
 
 
 
 Sinematografi [Yunanca : kine (hareket) ve graphos (yazı)], sinema filmi için görüntü kaydederken ışıklandırma ve kamera tercihleri yapma disiplinidir
  Birçok açıdan fotoğraf sanatıyla yakından ilgilidir; fakat kamera ve görüntü elemanlarının hareket halinde olduğu durumlarda birtakım ek özellikler de gösterir  
 Konu başlıkları
 
 
 * 1 Tarihçe
 
 * 2 Sinematografinin Elemanları
 
 o 2
  1 Ham Film 
 + 2
  1  1 Laboratuvar 
 o 2
  2 Filtreler 
 o 2
  3 Objektif 
 + 2
  3  1 Odak Uzaklığı (Odak Uzunluğu) 
 o 2
  4 Alan Derinliği ve Netlik (Odak) 
 Tarihçe
 
 Sinematografi sinema filmlerine özgü bir sanat formudur
  Işığa duyarlı maddeler üzerinde görüntü kaydetme işi 1800’lerin başından beri uygulanıyor olsa da, nispeten daha yeni olan “hareketli resim” sanatı farklı fotoğraflama teknikleri ve yeni bir estetik anlayışı gerektiriyordu  
 Sinemanın ilk dönemlerinde, görüntü yönetmeni genellikle filmin hem kameramanlığını hem de yönetmenliğini üstlenirdi
  Sinema sanatı ve teknoloji geliştikçe, kameramanlık ve yönetmenlik arasında bir ayrım oluştu  Optikteki ve renkli film, geniş ekran (widescreen) gibi çeşitli tekniklerdeki ilerlemelere ek olarak, yapay ışıklandırma ve ışığa daha duyarlı (daha hızlı) ham filmlerin gelişiyle birlikte teknik açılardan sinematografi bir uzmanın varlığını zorunlu kıldı  
 1919 yılında (Paris’in ardından dünyanın yeni sinema başkenti haline gelen) Hollywood’da, bugün hala varlığını sürdüren ve dünyanın ilk meslek topluluklarından biri olan American Society of Cinematographers (Amerikalı Görüntü Yönetmenleri Topluluğu -ASC) kuruldu
  ASC, görüntü yönetmenlerinin film yapma bilim ve sanatına katkılarını ortaya koymak için oluşturulmuştu  ASC’ye göre sinematografi; basit bir fiziksel olayı kaydetmek değil, özgün sanat eseri yapımcılığında doruğuna ulaşan yaratıcı ve yorumlayıcı bir işlemdi  Sinematografi fotoğrafçılığın bir alt-kategorisi değildi  Fotoğrafçılık, daha ziyade görüntü yönetmeninin diğer fiziksel, örgütsel, idari, yorumsal ve görüntüyü yönlendiren tekniklere ek olarak kullandığı bir sanattı  [1] 
 Sinematografinin Elemanları
 
 Sinematografi sanatına katkıda bulunan çok sayıda unsur vardır
  
 Ham Film
 
 Sinematografi ham film rulolarıyla başlar
  Film emülsiyonu ve filmin gren yapısındaki gelişmeler, görüntü yönetmenlerine önemli çeşitlilikte ham film seçenekleri yaratmıştır  Bir film yapımı sırasında alınacak ilk kararlardan biri ham film seçimidir  
 
 Film boyutu — 8 mm (amatör), 16 mm (yarı-profesyonel), 35 mm (profesyonel) ve 65 mm (epik fotoğrafçılık, nadiren kullanılır) — seçiminin yanında, görüntü yönetmeni pozitif film ile negatif film arasında, ayrıca hızları 50’den (yavaş, ışığa en az duyarlılıkta) 800’e (çok hızlı, ışığa aşırı düzeyde duyarlı) kadar değişen filmler arasında bir tercih yapmak durumundadır
  Bunlara ek olarak, renge verdiği tepkiler açısından farklılaşan (düşük doygunluk – yüksek doygunluk) ve düzeyleri tam siyahtan (ışığa hiç maruz kalmamış/hiç pozlanmamış) tam beyaza (ışığa aşırı derecede maruz kalmış/aşırı pozlanmış) kadar değişen kontrastlıktaki filmler arasında bir seçim söz konusudur  
 Nerdeyse tüm film boyutlarında yapılan ayarlamalarla, “süper” filmler yaratılmıştır
  Bu filmlerde, filmin fiziksel boyutu aynı kalırken, bir görüntünün çekimi için kullanılan film alanı genişletilmiştir  Süper 8 mm, Süper 16 mm and Süper 35 mm; süper olmayan denkleriyle kıyaslandığında; tüm film alanının daha büyük kısmından yararlanmaya imkan sağlayan formatlardır  
 Film boyutu büyüdükçe; görüntünün çözünürlüğü, berraklığı ve teknik kalitesi artar
  
 
 Dijital görüntüleme dünyasında, artık ham filmlerin bir kullanım alanı yoktur
  Fakat zaten kameraların kendisi, görüntüleme ayarları konusunda ham filmlerin sağladığı avantajların çok ötesinde olanaklar sağlamaktadır  Kameralar daha çok ya da daha az renk duyarlılığı ve kontrastla ya da ışığa az ya da çok duyarlı şekilde çekim yapmak için ayarlanabilmektedir  Farklı emülsiyonların yaratacağı birbirinden farklı görünümler artık tek bir kamera ile yaratılabilmektedir  Buna rağmen, dijital görüntüleme yönteminin analog yöntemden daha iyi olup olmadığı konusu hala tartışmalıdır  Dijital görüntüleme ayarları, eğer görüntülemede ham film kullanılsaydı hangi görüntü ayarlarının oluşacağı hesaplanarak yapılır  Bu durumda kameranın sensor tasarımcısının birbirinden farklılık gösteren ham film ve görüntü ayarlama parametreleri kullanması söz konusu olabilecektir  Bu nedenle, konunun uzmanı olan birçok kişi bu yaklaşımı “ikinci dereceden” bulmakta ya da bunun gerçek görüntüyü “taklit etmek” olduğunu düşünmektedir  
 Laboratuvar
 
 İşin laboratuvar kısmı da ortaya çıkan görüntüyü önemli ölçüde farklılaştırabilecek niteliktedir
  Isıyı farklılaştırarak, filmin kimyasalların içinde kalış süresini değiştirerek ve bazı kimsayal işlemleri atlayarak görüntü yönetmenleri tek bir ham film rulosundan birçok farklı görüntü elde edebilmektedir  
 Filtreler
 
 Difüzyon (ışığı yayma) ya da renk filtreleri gibi filtreler, film atmosferini ya da dramatik etkiyi arttırmak için yaygın olarak kullanılır
  Çoğu fotoğraf filtresi, aralarında bir görüntü formu ya da ışık yönlendirici madde bulunan, birbirlerine yapıştırılmış iki parça optik camdan oluşur  Renk filtreleri, iki optik cam arasına yarı saydam bir renk tabakasının sıkıştırılmasıyla oluşturulur  Renk filtreleri belirli ışık dalgalarının filme ulaşmasını engellemek için kullanılır  Renkli filmde, sezgisel olarak bile anlayabileceğimiz üzere, mavi filtre; kırmızı, turuncu ve sarı renkteki ışınların film üzerine düşmesini engeller ve filmde mavimsi bir ton yaratır  Siyah beyaz fotoğrafçılıkta ise işler sezgilerimizin bize söylediğinin aksine yürür  Bu tarz fotoğrafçılıkta kullanılacak sarı filtre, mavi ışınların önünü kesecek ve (böylelikle mavi olan gökyüzünün film üzerindeki görüntüsü çok az ışığa maruz bırakılacağından) gündüz vakti gökyüzünün resimde daha karanlık görünmesini sağlayacak; fakat insan teninin renk tonunu etkilemeyecektir  Christopher Doyle gibi bazı fotoğrafçılar, filtreleri yenilikçi kullanımlarıyla tanınırlar  Filtreler, farklı etkiler yaratmak amacıyla lensin önünde ya da arkasında kullanılabilir  
 Objektif
 
 Odak Uzaklığı (Odak Uzunluğu)
 
 Kamera insan gözü gibi çalışır; bir bakış açısı yaratır ve dünyanın geri kalanıyla uzaysal ilişkiler kurar
  Bununla birlikte, insan gözünden farklı olarak kameralara -değişik etkiler yaratmak için- farklı mercekler takılması da mümkündür  Kameralardaki bu avantajın en büyük faydası odak uzaklığının çeşitlenmesidir  Görüntü yönetmenleri geniş açılı, normal ve tele objektifler arasında seçim yapmanın yanısıra, makro objektifler ve boroskop objektifler gibi diğer özel etki yaratan mercek sistemleri arasında da tercih yapabilmektedir  
 
 Geniş açılı objektiflerin odak uzaklıkları kısadır ve uzaysal mesafeleri daha belirgin hale getirirler
  Geniş açılı objektifle, uzaktaki bir insan normaldekinden daha küçük görünürken, kameranın önündeki bir insan daha da büyük gözükecektir  Bununla birlikte, tele objektif birbirinden uzak olan nesneleri birbirine daha yakın göstererek ve perspektifi düzleştirerek bu tarz abartıları azaltır  Zoom objektif kameramana çekim esnasında odak uzaklığını değiştirme olanağı verir  Sabit objektifler (prime lens) daha iyi bir görsel kalite sundukları ve zoom objektiflerden daha “hızlı” (daha az ışıkta diyaframın daha geniş açılması) oldukları için profesyonel sinematografide zoom objektiflerden daha çok tercih edilirler  Ancak; belirli film sahnelerinde ve hatta bazı film türlerinde, hız veya kullanım kolaylığı açısından ya da özel bir etki yaratmak için zoom objektifler kullanılmaktadır  Örneğin; Alfred Hitchcock Vertigo filmindeki, merdivenlerde gerçekleşen ünlü kovalama sahnesini zoom objektiften faydalanarak çekmiştir  
 Alan Derinliği ve Netlik (Odak)
 
 Odak uzaklığı aynı zamanda bir sahnenin alan derinliğini –yani; uygun odakta resmin arka, orta ve ön alanlarının ne kadarının filme yansıyacağını- da etkiler (çünkü görüntünün yalnızca tek bir düzlemine tam odaklanma yapılabilir)
  Odak derinliğiyle karıştırılmaması gereken alan derinliği, diyaframın açıklık oranı ve odak uzaklığı ile belirlenir  Geniş ya da derin bir alan derinliği, çok küçük bir diyafram açıklığını ve uzaktaki bir nokta üzerinde odaklama yapılmasını gerektirir  Alan derinliğinin az olması içinse, geniş bir diyafram açıklığı ve merceğe daha yakın bir nokta üzerinde odaklama yapılması gerekmektedir  
 Alan derinliği aynı zamanda format büyüklüğünden de etkilenmektedir
  70 mm film, 35 mm’ninkinden daha az olan odak uzaklığı ile en az alan derinliğine sahip olan filmdir  16 mm film daha büyük alan derinliğine sahipken, çoğu video kamera 16 mm’ninkinden de büyük alan derinliklerine sahiptir  Video kamera kullanıcılarının dijital kamerayla 35 mm’nin görüntüsünü taklit etmeye çalışırken yaşadıkları en büyük hayal kırıklığı, dijital kameranın kaydettiği aşırı büyüklükteki alan derinliği ve bunun birtakım ek optik araçlarla azaltılması gerekliliğidir   
 dır ' Vikipedi
 
 |