07-15-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Katre-İ Matem
İskender Pala son romanı ''Katre-i Matem'' ile Nisan ayında okurlarıyla yeniden buluşuyor
Kitap, Lale Devrinin zarafetle, tutkuyla, aşkla, isyanlarla dolu tarihine etkileyici bir bakış:
Kalemimi hokkaya bandırdığım şu anda ki Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'yı canından; Sultan III Ahmet'i de tahtından eden cehennemden nişan Eylül İhtilali'nin üzerinden henüz iki hafta geçti ,şahit olduğum olayları yazıp yazmamakta kararsız sayılırım Bilemiyorum Yazmak gerektiğini düşündüğüm şeyler bir bakıma devlete ait sırları ifşa etmek gibi bir ihanetin ağırlığını da vicdanıma yükleyecek Öte yandan Şark'ın kutsal çiçeği laleye dair yorumlarda bulunacak ve belki şükufeciyan esnafını gücendirmiş de olacağım Ama birisi çıkıp yiğit Şehzade Ahmet'i, aşağılık isyancıların yaptıklarını, cennete benzeyen İstanbul'u ve Sadabat'ın laleye kattığı zarafeti anlatmazsa bu dahi tarihe ve şehre haksızlık sayılırdı Haddim olmayarak işte ben bu zorlu işe kalkıştım
Ve kitaptan tadımlık bir bölüm   
-Işığı görüyor musun?
-Şu kaybolmayan ışığı mı?
-Evet! Tıpkı kalbimdeki sen gibi  
-O ışık gibi ben de kalbinden hiç kaybolmayacak mıyım?! 
-?! 
Gözlerinden yaşlar döküldü  
O sırada deniz, dolunayın kendisini çektiğini bilememişti Nasıl bilebilirdi ki?  "
Delikanlı, sonbahar serinliğini savuran sıcak bir tebessümle bütün gece yüzüne bakmış,
kah gözlerindeki letafet buğusuna hayran;
kah yanaklarındaki nezahet etkisiyle giryan, adını tekrarlayıp durmuştu:
-Nakşıgül; hazinem, definem  Nakşıgül; servetim, varlığım  Nakşıgül; hayalim, rüyamın tabiri  Nakşıgül  "
İskender Pala Katre-i Matem
|
|
|