Prof. Dr. Sinsi
|
Tiroid Bezi Hastalıkları
TİROİD HORMON YETMEZLİĞİ
Bu hastalık grubunda tiroid, yeterli hormon üretemez Bu hastalığın tıbbi adı; hipotiroidizm'dir Bir çok nedeni vardır: 1) Tiroid'in cerahatli olmayan iltihapları sonucunda tiroid'de oluşan hücrelerin harabiyeti (bunun en tipik örneği tiroid oto-antikorlarının yüksek olduğu iltihabi durumdur ki buna Haşimato hastalığı denir), 2) Tiroid ameliyatları, 3) Radyoaktif iyot tedavisi, 4) Uzun süre anti-tiroid ilaçların (propicil, thyrimazol vs) kullanımı, 5) Bazı psikiyatrik ve depresyon ilaçlarının kullanımı (örneğin lityum), 6) yaşlanan tiroid
Tiroid hastalıkları, genel olarak, genetik geçişin sık görüldüğü bir hastalık grubudur, ancak, özellikle hormon yetmezliği, en yaygın genetik geçişin görüldüğü durumlardır
Tiroid hormon yetmezliğinde, ilk tanı aşamasında tiroid'de nodül (kitle, yumru) olabilir Eğer ilk tanı aşamasında nodül yoksa bile tedavi kısa süre içinde yapılıp kesik hormon yeterince yerine konulmazsa uzun süre yüksek kalan TSH nodül gelişimine neden olur
ZEHİRLİ GUATR (HİPERTİROİDİZM)
Tiroid bezesinin gereğinden daha fazla hormon salgıladığı guatr türüne zehirli guatr denir Zehirli guatr, nodüllü veya nodülsüz olabilir Nodülsüz zehirli guatr�a Basedow Graves Hastalığı da denilebilir Zehirli guatr�da çarpıntı, ellerde titreme, vücutta titreme, ani kilo kaybı, saçlarda dökülme, kaşıntı, boğazda dolgunluk hissi, aşırı iştah dolayısıyla çok yemek yeme ve çok su içme, aşırı terleme, çabuk yorulma, aşırı sinirlilik sık görülen şikayetlerdir
Bazı hastalar, bulantı, ishal, kusma ve çok sık dışkılamadan yakınır Bunların hepsi birlikte olmak zorunda değildir Bu şikayetlerin bazıları ön plandadır, diğer şikayetler ancak doktorun sorgulaması ile ifade edilebilir Bazı hastalarda göğüs ve boyunda devamlı bir kızarıklık söz konusu olabilir Nodülsüz guatrlı hastaların bazılarında gözlerde büyüme ve gözlerin ileriye doğru çıkması mümkündür Hastaların muayenesinde; kalp atımının çok arttığı, solunumun hızlandığı, ellerin titrediği, avuçiçlerinin nemli olduğu görülür Bu hissedilen belirtiler, aslında zehirli guatrın vücut içinde yaptığı hasar ve etkilerden daha önemsizdir Zira zehirli guatr başta kalp ve damar sistemi olmak üzere vücudumuzda bir çok organ ve dokuya kalıcı olabilen hasarlar verebilmektedir Örneğin, kalbin büyümesi ve takiben kalp yetmezliği, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kemik erimesi bu hasarların bir kısmıdır Kısaca söylemek gerekirse, zehirli guatr, en yıkıcı ve tahrip edici guatr türüdür
TİROİD KRİZİ
Zehirli guatrda, yüksek hormonların kontrolden çıkması ile seyreden çok ağır bir durumdur Yaşlı hastalarda ölüm oranı %25�e kadar yükselebilir Acil tedavi gerektiren bir hastalıktır Böyle bir durumda hasta, hastaneye yatırılıp tedavi edilir 40 derece ve üstünde ateş, kalp çarpıntısının çok şiddetli olması, ishal ve kusma, ateş basması hissi, algılama bozuklukları bu krizin haberci ve belirtileri arasındadır Bu tür hastalarda acil müdahele muhakkak tiroid konusunda deneyimli hekimlerce yapılmalıdır
ZEHİRLİ GUATR�DA GÖZ BULGULARI
Gözlerin ileriye doğru çıkması zehirli guatr�da hastaları ilk ele veren görüntüdür Bu ileriye çıkış genellikle çift taraflı iken bazen tek taraflı olabilir Ancak her zehirli guatr hastasında göz bulgusu olmaz Özellikle nodüllü zehirli guatr hastalarında göz bulgusu sık değildir Göz bulgusunun şiddetine göre hastada şikayetler olur; uyurken gözlerin kapanmaması, gözlerde kızarıklık, yanma, gözyaşı akıntısı, hatta cerhatli göz iltihapları görülebilir Göz bulguları, zehirli guatrın kalıcı olarak tedavisinden (örneğin kapsül tedavisi ile) sonra önemli ölçüde düzelir Ancak, hangi yöntemle olursa olsun, zehirli guatrın tedavisinden sonra (örneğin ameliyattan sonra dahi) sıklıkla ortaya çıkan tiroid hormon yetmezliği (hipotiroidizm) yeterli düzeyde tedavi edilmezse göz bulgular düzelmez ve hatta ilerleyebilir Eski bilgilere dayalı ve hatta kasıtlı bazı iddiaların aksine, zehirli guatr tedavisinden sonra hastanın tiroid hormonları normalize edildikten sonra göz bulguları "daha kötü" olmaz Göz bulguları olan zehirli guatrlı hastalarda oto-antikorlar genellikle yüksektir
TİROİD ANTİKORU NEDİR?
Vücut bağışıklık sisteminin normalde mikroplara karşı ürettiği proteinlere antikor adı verilir Bağışıklık sisteminin �yanlışlıkla� veya "şaşırarak" ürettiği bazı antikorlar, tiroid bezemizdeki hücrelerde bulunan peroksidaz enzimi ile tiroglobulin isimli moleküle karşı etkili olurlar Bunlara oto-antikor denilir Bu antikorların teşhiste en yaygın olarak kullanılanları anti-TPO ve anti-TG antikorları olarak isimlendirilir Bu antikorların ölçümü guatr türünün anlaşılmasında ve tiroidit hastalığının (tiroid bezesinin iltihabı) tanısında çok önemli olabildiği gibi bu hastalığın daha sonraki takibinde de kullanılmaktadır Zehirli guatr ve Hashimato hastalığında (Hashimato tiroiditi'nde) bu antikorlar yükselir
TİROİD HORMON YETMEZLİĞİ (HİPOTİROİDİZM)
Tiroid'in salgıladığı hormon vücudumuzun ihtiyacını karşılamayabilir Bu duruma �hipotiroidizm� diyoruz Tiroid yetmezliğinin bir çok nedeni vardır; bu neden tespit edilmelidir:
1) Doğuştan tiroid yetersiz hormon üretebilir
2) Tiroid ameliyatı sonrasında kalıntı tiroid dokusu yeterince hormon üretebilir
3) Tiroid yaşlandığı için yetersiz hormon üretebilir
4) Tiroid hücrelerinin hormon üretimini bozan bazı psikiyatrik ilaçlar kullanılması sonucu tiroid yetersiz hormon üretebilir
5) Zehirli guatrın uzun süreli hapla tedavisi sonrasında tiroid yeterince hormon üretebilir
6) Radyoaktif iyot tedavisi sonrası verilen tiroid hormonu yetersiz kalmış olabilir
7) Cerahatli olmayan bir iltihap sonrasında tiroid hücreleri harabiyete uğradığı için yetersiz hormon üretebilir Bu iltihaba "tiroidit" denilir En sık karşılaşılan tiroid hormon hastalığıdır Bu iltihapların en sık görüleni de Hashimato hastalığıdır
Hastalarda başlıca şikayetler; saçlarda kabalaşma ve matlaşma, ciltte kuruma, pullanma ve dökülme, istemediği halde kilo alma, rejime rağmen kilo verememe, kabızlık, çarpıntı, isteksizlik, cinsel isteksizlik, sık sık bunalıma girme, bel-omuz-sırt ağrısı, çabuk yorulma Dil büyümesi gibi ilginç şikayetler dahi görülebilir
Bu hastalarda, kandaki prolaktin (kadınlardaki meme ve emzirme hormonu) düzeyi yükselebilmektedir Hatta aynı hastalarda bu prolaktin yüksekliğine ilaveten MR ve tomografide aynı "prolaktin salgılayan hipofiz tümörleri"ndeki gibi hipofiz büyümesi de görülebilmektedir Bu hastalarda tiroid yetmezliğinin gözden kaçırılması sonucunda "agresif prolaktin fazlalığı tedavisi" ve hatta "hipofiz ameliyatı" uygulanabilmektedir Halbuki asıl hastalık olan tiroid hormon yetmezliği tedavi edilmeden bu agresif tedavilerle sorunu çözmek mümkün değildir
Yapılacak tetkiklerden sonra teşhisin doğrulanmasını takiben eksik olan tiroid hormonunu vererek çok hızlı iyileşme sağlamak mümkündür Burada en önemli nokta yeterli hormonun verilmesi ve �ince ayarın� yapılmasıdır Bu hastalar ömür boyunca ilaç kullanmak zorundadır tedavide kullanılan Tiroid hormonunun standart dozu yoktur Bu nedenle her hastada yapılacak ölçüm ve takiplerle gerçek ve doğru idame dozu bulunmalıdır
|