Yalnız Mesajı Göster

A'dan Z'ye Psikiyatrik Ansiklopedi

Eski 07-14-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A'dan Z'ye Psikiyatrik Ansiklopedi



Aerofaji


Çoğu zaman yutkunamama (disfaji) ve bazan da kusmayla birlikte olan hava yutma, genellikle bir histeri (yani konversiyon) semptomu sayılmaktadır Bazan da sekonder bir amaçla, yani hasta taklidi yapma maksadıyla başvurulan bilinçli bir alışkanlıktır Büyük miktarda hava yutan bazı hastalarda şiddetli anormal şişkinlik olur Semptomatik düzeyde etkin olabilecek hiçbir tedavi yoktur Semptomun altında yatan durumun tedavisi, psikoterapi veya bir şartlama tedavisi gerektirebilir Bazı aerofaji hastalarında, temelinde depressif hastalıklar olan histerik fenomenler tezahür etmektedir Bu durumlarda depressif hastalığın tedavisi etkili olmaktadır (bkz Histeri)



Afazi


Sözlük anlamı «konuşamama» olan afazi terimi; konuşma, yazma veya el kol hareketleri gibi her türlü komünikasyonda, ifade ve anlama yeteneğinin kaybı veya kısmen kaybı anlamında kullanılmaktadır Efektör veya reseptör nöron yollarındaki bir bozukluktan ötürü olmayıp, merkezi kavram veya konstrüksiyon güçlüklerinden ötürü olur Spontan veya açıklayıcı konuşmalar; uygunsuz, tutarsız ve hastanın öğrenimiyle sosyal temeli bakımından gramer yanlışlıkları ile dolu olduğu zaman bu durumdan şüphe edilmelidir Zekâ bozukluğu göstermeyen bir hastada afazi görüldüğünde, konfüzyonla karıştırılabilmektedir (meselâ ambolizm, yaralanma veya vasküler spazmdan sonra) Oysa çoğu zaman dejeneratif durumlarda meydana gelir-senil demans (bkz), pre-senil demans (bkz) (özellikle lobus temporalis atrofisi bulunan Pick hastalığında) veya genel serebral arterioskleroz ve global demans ile ilgilidir Otistik (bkz Otizm) çocuklarda da görülür Bu duruma duyu testleri uygulandığında, sorular yahut basit talimatlar biçiminde yöneltilen sözleri hastanın kavrayamadığı ; anahtar veya para şıkırtıları, kağıt hışırtıları gibi sesleri anlayamadığı (oditer agnozi) ; okuyamadığı (aleksi - bazan doğuştan olur) ; gördüğü veya dokunduğu nesneleri tanıyamadığı (vizüel ve taktil agnozi) görülür Hastanın motor açıdan muayenesi spontan konuşma, anlatma (afazi) ve yazma (agrafi) bakımından yapılır; talimatlar hem sözlü, hem de yazılı olarak verilir Son olarak, hastanın kibrit veya anahtar gibi nesneleri kullanma ( ideasyonel apraksi) ve şekil yapma veya kopya etme yetenekleriyle ilgili (konstrüksiyonel apraksi) testler yapılır En çok rastlanan bulgular arasında nominal afazi —hastanın fonksiyonu tanımladığı ve bir kaç isim arasından seçebildiği (sosis, kitap, kalem, lamba) halde nesnenin adını bulamaması (yazmaya yarayan bir şey— ; yani, «kalem») — perseverasyon (ikinci bir nesne gösterildiği halde, birinci nesnenin adını söyleme) ; agramatizm, yani telgraf diliyle konuşma; parafazi, jargon afazisi, sentaks afazisi — yanlış ya da olmayan sözcüklerin kullanılması — ; verbigerasyon — sözcük ya da cümlelerin sürekli tekrarı — ; sibilasyon — fasılalı «sss» sesleri çıkarma görülür Broca konuşma alanı (ikinci ve üçüncü frontalis kıvrımlarının ön kısmı), ikinci frontalis girus'u (agrafi merkezi), birinci temporalis girus'u (sözcük sağırlığı), angüler girus tahrip olduğu zaman afaziye yol açan beyin (bkz Konuşma bozuklukları)



Afoni

Organik lezyon veya histerik reaksiyona bağlı konuşamama Histerik afoni ve organik hastalıktan ötürü oluşan benzer bir durum aşağıdaki özellikleri bakımından ayırdedilebilir:

(a) tamamendir — hiçbir sözcük söylenemez;

(b) zekâ bozukluğu yoktur;

(c) işaret ve yazıyla anlatımda bulunulabilir;

(d) dudak, dil ve ses testlerinde periferik lezyon yoktur (bkz Histeri)



Agnosia

Yunanca'daki «agnostos» — bilinmeyen — sözcüğünden gelen «agnosia» terimi ilk olarak 1891'de, tanıma yetersizliğinin karşılığı olarak Sigmund Freud tarafından kullanıldı Agnosia, etkilenen duyusal (sensory) kanala göre sınıflandırılır, fakat aslında o duyuda bir bozukluk yoktur Vizüel obje agnosia'sı, lobus occipitalis'deki lezyonlardan ötürü, görülen objelerin tanınamamasıdır Bu objeler başka yollarla, meselâ dokunmayla tanınabilir İnsanların yüzlerini tanıma yetersizliğine «prosopagnosia» denir ve çoğunlukla paranoid bir tezahürle birlikte mevcuttur: aynaların arkalarında yabancı insanlar görüldüğü için, üzerleri örtülür, işitme yetersizliği (oditer agnosia), dominan lobus terminalis'deki lezyonlardan ötürü bilinen sesleri, meselâ para şıkırtısını, su şırıltısını tanıyamamadır Dokunmayla tamına yetersizliği (tactiie agnosia), yüzeysel ve derin duyarlık bozuk olmamasına rağmen, objeleri tanıyamamadır ve lobus parietalis'deki bir lezyonu belirtir Eğer duyuda bir bozukluk varsa, tanıma yetersizliğine astereognosis denir Agnosia çoğunlukla vaskülar lezyonlardan ötürü ortaya çıkar ve genellikle karmaşıktır Beyinde derin yaralar sonucu olan «tam yetersizlik» durumları da vardır



Agorafobi


Özellikle yalnız başına dışarı çıkmak korkusu olarak nitelenen ruhsal çöküntü ve güçsüzlük yaratıcı, nispeten çok rastlanan bir bozukluktur Agorafobi genellikle buluğ çağında ve en çok 15-35 yaşları arasında başlayıp, erkeklerden çok, kadınlarda belirir Bilinen bir tek basit nedeni yoktur Çocukluktaki travmatik olaylardan ziyade, stress yaratan olaylar ve nörotik kişiliğin etken olması ihtimali yüksektir Bununla birlikte, çocukluktaki ayrılma olayları sonucunda ortaya çıkan bağımlılık (dependence) durumları ve genç kadın hastalarda görülen cinsel anksieteler de sık rastlanılan nedenlerdir Bu sendrom birkaç hafta veya ay, yahut da daha yavaş olarak birkaç yıl süresince gelişebilir Çoğunlukla yıllarca sürmesine rağmen, bazan kendiliğinden geçiverir, bazan da nüksederek seyreder Fobilerin şiddeti, bazan ortamsal stress'ler ve ruhsal değişimlere bağlı olarak, fakat önceden kestirilemeyen bir biçimde, iniş çıkışlar gösterir Gene de, fobi kronikleştikçe kaçınma davranışı belli bir tablo gösterebilmektedir Serbest anksiete, panik nöbetleri ve depresyon gibi başka nörotik semptomlar da bu fobiyle ilgili olabilmektedir Fobi semptomları genellikle depresyon dönemlerinde kötüleşmektedir

Bu fobinin kontrolü çok yönlüdür Eğer depresyon, panik ve sitüasyonel olmayan anksiete belirginse, antidepresanlar ve anksiolitik ilaçlar faydalıdır Hattâ depresyonun belirgin olmadığı durumlarda bile bu ilaçları denemek yarar sağlayabilir Davranış terapisi (bkz) Teknikleri, çoğu zaman hastaların korktukları durumları daha rahat karşılamalarına yardımcı olur ve muhtemelen hafif vakalarda veya kaçınma davranışının şiddetli fakat depresyonun hafif olduğu durumlarda en iyi sonucu verir Uzun bir hastalık döneminden sonra, hastanın kişisel, sosyal veya aile sorunlarını çözümlemesinde onu desteklemek için psikoterapötik ve sosyal bir çalışma gerekebilir (bkz Fobi)



Agyria (Gyrus yokluğu-Lissansefali)


Agyria (Gyrus yokluğu-Lissansefali)

Bir gelişme bozukluğudur Genetik olabilir, fakat bu konuda kesin bir dayanak yoktur Beyinde hiç kıvrım (konvolüsyon) olmaz ve bunun sonucunda şiddetli akıl bozuklukları ortaya çıkar


Aile


Son elli yıl içinde yürütülen sayısız sosyo-psikolojik aile incelemeleri konusunda gelişigüzel bir bilgiden daha fazlasını edinmiş kaç aile hekimi vardır? Oysa tıbbın anlaşılması için nasıl anatomi ve fizyoloji bilgisi şartsa, aile kurumunun anlaşılması için de bu incelemeler şart olmuştur Aile birkaç sistemin bir bütün halinde oluşturduğu sosyal bir yapının bir bölümüdür: evlilik, aile, akrabalık, din, ahlâk, ekonomi, vs Bu karmaşık yapının bir bolümü olan aile de birkaç öğeden oluşur Bunlardan birincisi, ailenin çekirdek birimidir Bu birim, toplumca onaylanan bir cinsel ilişki kuran ayrı cinsiyetli iki yetişkinden ve bu birleşme sonucu dünyaya gelen yahut bu çekirdek biriminde büyütülen bir veya birkaç çocuktan oluşur Bazı toplumlardaki birleşik yahut geniş kapsamlı aile grubunda da çekirdek birimi vardır; ama anaerkil yahut ataerkil olarak aynı bölgede yaşayan ve kadının yahut erkeğin akrabalarını da içine alan aile daha geniş bir gruptur

Evlilik ve ebeveynlik birtakım kurallarla sınırlanabilir - endogami veya eksogami (grubun içinden yahut dışından birisiyle evlenme), monogami, poligami veya poliandri Bütün akrabalık bağları aileden doğar; bu bağların gücü, o toplumdaki sosyal norm ve kalıplara göre değişir Aile çeşitli açılardan incelenebilir: antropolojik, hukuki, ekonomik, sosyo-psikolojik, psikanalitik yahut dinsel açıdan Böylece, konunun son derece karmaşık olduğu ve ailenin gerçekten anlaşılması için birçok açıdan ele alınması gerektiği bellidir Psikiyatri alanında, daha ziyade çocuk psikiyatristleri tarafından, nispeten yeni ve henüz iyi tanımlanamamış bir aile psikiyatrisi dalı kurulmuştur Bu uzmanlar, aile dinamiğinin anlaşılmasının, çocuklardaki davranış bozukluklarına (bkz) ve başka bozukluklara ışık tutacağı umudunu beslemektedirler

Çocuklarda görülen suç işlemenin etyolojisinde yıkılmış yuvalar spesifik ve önemli bir rol oynayabilir Oysa bütün akıl hastalıklarında, genel pratisyenlerin yalnızca ailenin durumunun hasta üzerinde gösterdiği etkileri değil, aynı zamanda hastalığın ailedeki öteki bireyler üzerinde gösterdiği etkiyi de göz önünde tutmaları önemlidir



Aile içi Cinsel İlişki


Bir erkeğin torunu, kızı, kızkardeşi, annesi olarak tanıdığı bir kadınla cinsel ilişki kurması ve aynı şekilde 18 yaşını aşmış bir kadının bu gibi akrabalık ilişkileri bulunan bir erkekle cinsel ilişkide bulunmayı kabul etmesi bir suçtur Öte yandan, bu suç çok yaygın olup çeşitli biçimlerde görülmektedir En sık rastlananı baba-kız arasındaki ilişkidir Kardeşler arasında bu ilişkiye daha az ve anne-oğul ilişkisine ise ender rastlanmaktadır Söz edilen üçüncü tip ilişkide, eşlerden birinde yahut her ikisinde birden ciddi bir akıl hastalığı bulunmuştur Erkek ve kız kardeşler arasında, buluğ çağından önce cinsel oyunlar normal sayılmaktadır İlişkinin patolojik niteliğini, yoğunluğu belirler Baba-kız arasındaki cinsel ilişki birtakım belli tablolar gösterir Genellikle mutsuz bir evlilik söz konusudur; baba güçsüzdür, ama cinsel dürtüsü yüksektir ve eşi buna cevap vermemektedir Baba teselliyi kızında arar ve gerçekten de kız annesinin yerini alabilir Başka bir karakteristik durum da problemli bir ailedeki alkolik babadır; eve sarhoş dönerek genç kızını iğfal edebilir, hattâ kızın ırzına geçebilir Son olarak, babayla kız arasında gerçek bir sevgi ilişkisi gelişebilir; iki sevgili gibi davranırlar, hattâ birlikte evden kaçabilirler

Aile-içi cinsel ilişkinin ürünü olan bir gebeliğin sona erdirilebileceği bazı ülkelerin yasalarında açıkça belirtildiği halde, çok kere böyle bir ilişkiyi gizli tutma kaygısıyla gebelik sürdürülmektedir Bu tip bir ilişkiyi sezen hekim, durumu çok dikkatle ele almalıdır, çünkü mahkeme ve hapis cezası, ailenin tamamen yıkılmasına neden olabilir Hekim böyle bir sorunla karşılaştığı zaman bir psikiyatriste başvurmalıdır



Ajitasyon


Bu çoğu zaman relaksasyon veya konsantrasyon yoksunluğu ile beliren ve sübjektif kuruntulardan ötürü ortaya çıkan bir huzursuzluk durumudur Aslında, huzursuzluğun mutlaka belirmesi gerekmez Süjenin davranışı tekrarlamalı ve amaçsızdır; amaçlı görünse bile hiçbir amaca ulaşamaz

Herhangi bir anksiete veya gerginlik durumuna bağlı olarak, etyoloji sözkonusu olmaksızın, bir dereceye kadar ajitasyon görülebilirse de, bununla ilgili hareketler nispeten sınırlı ve belirsizdir Hasta sürekli olarak ayağını oynatır, üstünü başını düzeltir, bir pipo veya kalemle oynar, oturduğu yerde kıpırdanır, vs Şiddetli ajitasyona daha az olarak ve başlıca depressif hastalıklarda, özellikle envolüsyonel melankolide (bkz) rastlanır Bu durumda hastanın bütün vücudu etkilenir, hattâ hasta uzun süreli bir işi yapamaz olur Yerinde oturamaz, ayağa kalkar, gene oturur, odada dolaşır, ellerini oğuşturur ve durmadan hiçbir zaman tamamlamadığı işler yapmaya koyulur Bazan, belirgin bir gerginlik veya ruhsal çöküntü olmasa bile, bu gibi davranışlara rastlanır Bu durumlarda presenil veya arteriosklerotik olan bir demans proçesinden şüphe edilmelidir Ajitasyonun tedavisi, temelindeki hastalığın tedavisiyle sağlanır Şiddetli ajitasyonla birlikte kendini gösteren depressif hastalıklar çoğunlukla ECT veya trisiklik ilaçlara cevap verir Ajitasyon belirgin olduğu zamanlarda da amitriptilin'in imipramin'den daha etkili olduğu düşünülmektedir Depresyon kontrol altına alınıncaya kadar geçen süre içinde ve demans proçeslerinde, adamakıllı şiddetli ajitasyonları bile kontrol altına almak için fenotiazin'ler etkili olabilir Daha az şiddetli depresyonlarda çok rastlanan anksieteyi ve hafif ajitasyonu kontrol altına almak için benzodiazepin'ler: klordiazepoksid ve medazepam yaygın olarak kullanılmaktadır Bununla birlikte, hem fenotiazin'lerin, hem de trisiklik anti-depresanların ajitasyona yol açabilecekleri her zaman hatırlanmalıdır Bu gibi oturma güçlükleri (akathisia) (orfenadrin gibi antiparkinsonizm ilaçları uygulayarak veya yukarda belirtilen ilaçların dozunu azaltmakla bir dereceye kadar kontrol altına alınabilir Oysa bazan ilacı kesmekten başka çare yoktur (bkz Anksiete, depresyon, motor bozukluklar ve aşırı aktivite)


Akathisia


Sözlük anlamı «oturamamak» olan «akathisia» terimi, Birinci Dünya Savaşını izleyen ansefalit epidemisinde, aslında vücutça hareketsiz olan parkinsonizm hastalarındaki hafif huzursuzlukları, kımıldanmaları ve kalkıp yeniden oturma eğilimini (impatience musculaire) tanımlamak amacıyla Bing tarafından kullanılmıştı Postansefalitik Parkinsonizm'in birçok özelliği gibi, artık bu semptoma da majör trankilizanların (bkz) yan etkisi olarak rastlanmaktadır — özellikle piperazin tipi fenotiazinler (bkz) ve bütirofenonlar (bkz), bazan da trisiklik antidepresanlar (bkz) Hasta iç huzursuzluk ve gerginlikten şikâyet eder; ayakta dururken durmadan zıpladığı veya amaçsızca gezdiği görülür Tedavi sırasında Parkinsonizm özelliklerine bağlı bir huzursuzluk ortaya çıkarsa, zihinsel bir ajitasyon değil de, toksisite belirtisi olmasından şüphe edilmelidir Tedavi, sözkonusu ilacın kesilmesi veya dozunun azaltılması ve gerekirse biraz ara verildikten sonra, piperazin sınıfından olmayan bir fenotiazin verilmesiyle uygulanır



Akçaağaç Balı İdrar Hastalığı


Bu hastalık doğuştan mevcut bir ****bolizma bozukluğudur Lösin, izolösin ve valin gibi aminoasitler idrarla birlikte itrah olduğu için idrarın akçaağaç balı kokusunu andıran karakteristik bir kokusu vardır Birçok vakada, semptomlar neonatal dönemde gelişememe, beslenme güçlükleri ve genellikle spastik paralize, konvülsiyonlara, erken ölüme yol açan hızla ilerleyici bir nörolojik yıkını biçiminde belirir Bazı hastalar yaşarlar, ama şiddetli akıl geriliği gösterirler Yan zincirli aminoasitler bakımından düşük bir dietle erken tedavinin başarılı olduğu ileri sürülmüştür Bu durum, otosomal resessif tipte bir kalıtım biçimidir (bkz Kalıtsal ****bolizma bozuklukları)



Akıl Bozukluklarına Yol Açan Organik Hastalıklar


Genel tıbbi bozukluklar

Gripten ve diğer virüs enfeksiyonlarından sonra sık sık depresyon görülür Bu durumun, gribin gittikçe azalarak gösterdiği bir seyir olarak değil de, «depresyon» olarak teşhisi önemlidir Bedeni zayıf düşüren başka hastalıklar da aynı etkiyi gösterebilir Diğer bozuklukların önemi ise, hastanın hayat koşullarına ve kişiliğine göre değişir Örneğin, nispeten hafif bir kalça osteoartriti, bir postacıyı hayata karşı başarısız kılarak psikiyatrik semptomlara yol açabilir Aynı şekilde, bir hasta genel veya spesifik fizik bozukluklara karşı birtakım özel psikolojik duyarlılıklar gösterebilir Bu durum hipokondriak bir kişilik, spesifik travmatik bir tıbbi anı, ya da özellikle yaşlılarda fizik aksaklığın çok kere yol açtığı toplumdan uzaklaşma gibi nedenlerden ötürü olabilir

Ameliyat ve doğum

Ameliyat ve doğum komplikasyonları olarak majör psikiyatrik hastalıklara sık rastlanır Semptomlar ameliyat ya da doğumdan ortalama 10-14 gün sonra başgösterir Bu tür psikiyatrik ruhsal çöküntü, başka komplikasyonlarla, kullanılan anestetik ve sepsis tipiyle ilgili görülmemiştir Ancak, hastanın ameliyatla ilgili anksietesini yatıştırmak ya da uygun doğum-öncesi hazırlıklarını yerine getirmek yoluyla, bu durumun insidansının azaltılabileceği ispatlanmıştır Yaşlı hastalardaki arteryel hastalık veya katarakt gibi durumlar için yapılan ameliyatların sonradan konfüzyon veya paranoid psikozlara yol açması muhtemeldir

Santral sinir sistemindeki organik bozukluklar

Demans, yaygın lezyonlar ve vitamin yetersizliği (örneğin, B12 vitamini) genellikle tipik bir «organik» akıl bozukluğu biçiminde belirir Oysa hastada, dolaylı olarak organik bozukluktan ileri gelen «fonksiyonel» semptomlar da belirebilir Hastanın performansını ve çalışma yeteneğini düşüren bir beyin tümörü, nörotik semptomların oluşmasına yol açabilir Böylece, daha önce dengeli olan ve orta yahut ileri yaşta histerik veya diğer nörotik semptomlarla hekime başvuran bir hastaya hemen «histerik» teşhisi koyulmamalıdır Daha önce dengeli bir kişiliğe sahip bir hastada beliren bir histeri semptomunun nedenlerinin araştırılması gerekir



Akıl Bozukluklarının Fizyolojik Temeli

Bkz Akıl hastalığının bio-kimyasal ve nörofizyolojik temelleri



Akıl Durumunun Muayenesi

Psikiyatrik değerlendirmenin en önemli bölümü budur Organik bir bozukluktaki fizik muayeneye tekabül eder ve hekim bilgi edinmek için bütün duyularını kullanmalıdır

Davranış ve Konuşma

Genel davranıştaki ve görünümdeki anormallik genellikle, yakınlarına hastanın iyi durumda olmadığını gösteren ilk belirtilerdir Yüz ifadesi, yürüyüş, giyiniş, yapmacıklı hareketler, vs Çok kere temeldeki hastalığın açık belirtileridir Gergin ve anksiyöz hastanın tırnakları kemirilmiş ve tütünle boyanmış parmakları, demans durumundaki bir banka müdürünün gömleğindeki yumurta lekeleri, şizofrenik kişinin yüzündeki aptalca gülümseme ve kalıplaşmış hareketler bunun belirgin örnekleridir Hastanın konuşması aşırı hızlı yahut yavaş olabilir Konuşma sırasında duralamalara, tutarsızlıklara, vs anksiete ve depresyon durumlarında sık rastlanır Bazı şizofreni biçimlerinde karakteristik olarak görülen neolojizmler ve anormal düşünce çağrışımları giderek demans durumlarına özgü anlaşılmaz mırıldanmalara dönüşür Mani ve şizofrenide, yahut konunun yalnızca aşırı anksiete yarattığı durumlarda hasta birden konuyu değiştirebilir Hastanın konuşması, konuya göre değişkenlik gösterebilir ve emosyonel bakımdan yüklü konularla ilgili ipuçları verebilir Ruhsal durum

Ruhsal durum mutlu, üzgün, anksiyöz, şaşkın, sinirli veya kayıtsız olabilir Bir hastada intihar riskini değerlendirmek için, depresyonun derinliğinin değerlendirilmesi önemlidir Affektif (duygusal) yüzeysellik, organik veya şizofrenik bir bozukluktan ötürü olabilir Ruhsal durumun sürekliliği, durumun etyolojisine ışık tutar Hastanın ruhsal durumunun ortam değişimlerine yahut hekimin açtığı konulara kolayca cevap vermesi, reaktif bir depresyona işaret eder Bazı şizofreniklerde ruhsal durum tutarsız olabilir Ruhsal durumda anormal bir denge kararsızlığı hipomanide karakteristiktir ve demansta sık görülür

Dalgınlık, karamsar inançlar ve algı bozuklukları

Obsessif-kompülsif fenomenleri ve depersonalizasyonu (kişilikten uzaklaşma); üstlenme fikirlerini ve depressif yahut şizofrenik kökenli olabilen diğer paranoid fikirleri; pasiflik duygularını ve şizofrenide en sık görülen işitme hallüsinasyonlarını; yahut bilinç bulutlanmasıyla birlikte, organik bir duruma işaret eden illüzyon ya da görsel hallüsinasyonlan kapsayan bu fenomenlerin aydınlatılmasında anamnestik ipuçları önemlidir

Sensorium

Gerçek oryantasyon bozukluğu yalnızca organik akıl bozukluklarında görülür; en yaygını zaman oryantasyonudur Yakın geçmişteki olaylarla ilgili hafıza kaybı demansta tipik bir semptomdur ve basit testlerle doğrulanabilir Ajitasyon durumlarında «hafıza zayıflaması» şikâyetine sık rastlanır, ama bunun nedeni dikkat ve konsantrasyon kaybıdır ve gerçek hafıza kaybından ayırt edilmelidir Demans bozukluklarında kavrama bozuklukları karakteristiktir Ancak, dikkat kaybına, vs Sekonder olan herhangi bir psikiyatrik bozuklukta kavrama da etkilenebilir

Sezgi ve hastalığa karşı tutum

Hasta kendisini hasta olarak görüyor mudur?

Hasta derdinin ne olduğunu biliyor mudur ?

Bunun psikiyatrik bir hastalık olduğunu düşünüyor mudur ? Bozukluğun niteliğini ve kapsamını anlıyor mudur? İyileşeceğini düşünüyor mudur?

Hastayla hekim arasındaki ilişki

Hastanın gösterdiği işbirliği, şüphecilik, istekli yahut pasif davranış ve hekimle görüşmesine ilişkin değişimler kadar, hekimin hastaya gösterdiği tepkiler de önemlidir Hekimin göstereceği aşırı bir sinirlilik yahut anlayış, hastadaki (genellikle nörotik) bozukluğun niteliği için çok kere önemli işaretlerdir



Alıntı Yaparak Cevapla