Konu
:
Miat Geçmesi Nedir - Miat Geçmesinin Nedenleri Nedenleri Nelerdir
Yalnız Mesajı Göster
Miat Geçmesi Nedir - Miat Geçmesinin Nedenleri Nedenleri Nelerdir
07-14-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Miat Geçmesi Nedir - Miat Geçmesinin Nedenleri Nedenleri Nelerdir
Normalde gebelik süresi son adet kanamasının ilk gününden itibaren 38 ile 42
haftalkabul edilir
Tahmini doğum tarihi olarak verilen tarih ise 40
haftanın bittiği gündür
Gebeliğin 42
haftayı tamamlamasına rağmen doğum eyleminin başlamaması miat geçmesi (postmatürite) olarak adlandırılır
Miat geçmesi tüm gebeliklerin yaklaşık %3'ünde görülür
Miatgeçmelerinin %90'dan fazlasında herhangi bir neden bulunamamaktadır
Kalan %10'dan daha az kısımda ise anensefali (beyni oluşmamış), bebeğin bazı hormonal salgı bezlerinin gelişmemesi ya da plasentanın sulfataz adlı bir enziminin eksikliği sorumlu tutulmaktadır
Bazı ailelerde daha sıok görülmesi ve bazı kadınların tüm gebeliklerinde ortaya çıkması da altta yatan genetik bir neden olabileceğini göstermektedir
Miat geçmesi tanısı koymak her zaman çok ta kolay değildir
Adet kanamaları düzenli olan veya gebeliğinin erken dönemlerinden beri düzenli takip edilen ve ilk 3 ayda ultrasonografik olarak değerlendirilmiş gebeliklerde gerçek gebelik haftası güvenli bir şekilde saptanabilir ve miat geçmesi kolay teşhis edilebilir
Buna karşın anne adayı son adet kanamasının tarihni bilmiyorsa ,adet kanamaları düzensizse ve gebeliğin ilk aylarında ultrasonografi yapılmamışsa tanı koymak gerçekten çok zor olabilir
Miat geçmesi bebek için belirgin olarak artmış risk ifade eder
En büyük risk te plasentanın yaşlanmasına bağlı olarak bebeğe giden besin ve oksijen miktarının azalması ve bebeğin yeterli oksijen alamamasıdır
Bu durum uteroplasental yetmezlik olarak adlandırılır
Bebek için hayati tehlike anlamına gelen bu durum düzenli tıbbi destek alan bir gebelik için kabul edilemez bir durumdur
Plasenta aracılığıyla bebeğe taşınan maddeler (besin maddeleri ve oksijen) azaldığında ortaya çıkan uteroplasental yetmezlik (UPY) bebekte doğum öncesi dönemde ve doğum eylemi esnasında fetal distresin daha kolay gelişmesine neden olur
Bebeğin yeterli düzeyde besin ve oksijen alamaması durumunda gelen besin ve oksijenin bebeğin organları arasında dağılımında değişiklikler ortaya çıkar
Bazı organlara giden kan akımı arttırılıken bazı organlara giden kan miktarı azalır
Bebeğin böbreklerine giden kan akımı da azalma gösterir
Bu durum bebeğin daha az idrar çıkarmasına (Bu gebelik haftasında amniotik sıvının en önemli kaynağı bebeğin idrarıdır) bu da amniotik sıvı miktarında azalmaya neden olur
Oligohidramnios başlı başına bebek için riskli bir durumdur ve doğumun gerçekleştirilmesini gerektirir
Mekonyum aspirasyonu miyad geçmesinde ortaya çıkan diğer bir sorundur
Miadı geçmiş bebeklerin önemli bölümü anne karnında ilk dışkısını yapar
Bu durum genellikle fetal distresle ilişkilendirilir ancak yapılan çalışmalar diğer bulgular normal olduğunda özellikle miat geçmesi varsa tek başına bebeğin dışkısını yapmasının fetal distres göstergesi olmadığı yolunda kanıtlar vermiştir
Mekonyum adı verilen ilk dışkı sterildir yani mikrop içermez, ancak bebeğin akciğerlerine ulaşırsa kimyasal olarak zararlı etki gösterir ve doğum sonrası bebekte hayati tahlike yaratabilecek bir solunum yetmezliği (Mekonyum aspirasyon sendromu) ortaya çıkabilir
Akciğerler doğum öncesi devre dışı olduğundan mekonyum aspirasyonunun gelişip gelişmediğini doğum öncesi bebeğin iyilik halinin değerlendirildiği NST ya da biofizik profil değerlendirilmesi gibi testlerle anlaşılması mümkün değildir
Eğer plasenta fonksiyonunda bir azalma yoksa ,yani anneden bebeğe yeterli düzeyde besin ve oksijen taşınmaya devam edilebiliyorsa bebek kilo almaya devam eder
Bebeğin doğum öncesi tahmini kilosunun, ya da doğumda bebeğin tartısının 4000 gram üzerinde olması durumunda iri bebek'ten bahsedilir
Bu durum %25 oranında görülür
İri bebeklerin normal doğumda doğum kanalında fiziksel olarak hasar görme olasılığı fazladır
Normal doğum gerçekleşse bile hem bebek hem anne çeşitli sorunlarla karşılaşabilir
Eğer ultrasonografide bebeğin tahmini ağırlığı 4500 gr veya üstü olarak tahmin ediliyorsa sezeryan iyi bir seçenektir
Miat geçmesi tanısı güvenilir bir yöntemle kesin olarak konmuş bir gebeliğin çok yakından takip edilmesi gerekir
Bebeğe yeterli besin ve oksijen taşınabildiğinden mutlaka emin olmak gerekir
Bu nedenlebebek fetal iyilik hali testleri ile sık aralıklarla uygulanır
Miat geçmesinde fetusun iyilik halini değerlendirmek için en sık NST kullanılır
NST incelemesine amnios sıvısı volümü (ASV) değerlendirmesi de sıklıkla eklenir
Bu incelemelere genelde 41
gebelik haftasında başlanır
Ancak gerekli durumlarda ve özellikle de gebelik haftasının net olarak saptanamadığı durumlarda daha erken başlanabilir
İncelemeler üç günde bir tekrarlanır
miyad geçmesinde fetal iyilik halinin belirlenmesinde CST ya da BFP de kullanılabilir
Her inceleme esnasında pelvik muayene de yapılır
Pelvik muayenede serviks olgunlaşması doğuma uygun hale gelmişse doğum için daha fazla beklenmez ve doğum eylemini başlatmak amacıyla suni sancı uygulamasına (oksitosin ile indüksiyona) başlanır
bu amaçla 'Bishop skoru'
adı verilen bir skorlama sistemi kullanılır
bu skorlama sisteminde rahim ağzının durumu ,açıklığı,bebeğein önde gelen kısmının doğum kanalşındaki yeri değerlendirilir Serviks olgun değilse üç günde bir pelvik muayene ve fetal iyilik hali değerlendirilmesine devam edilir
Gebelik 42
haftaya ulaştığında daha fazla beklemek genelde anlamsız ve fazlasıyla risklidir
Genellikle bu gebelik haftasında serviks olgunlaşmış bulunur
Fetus iri değilse induksiyon başlanır
Serviks olgunlaşmamışsa olgunlaşmayı sağlamak için servikse prostaglandin içeren bazı ilaçlar uygulanarak olgunlaşma sağlanır
Olgunlaşmayı takiben induksiyon ile doğum gerçekleştirilir
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul