Konu
:
Oyaların Gizemli Dili
Yalnız Mesajı Göster
Oyaların Gizemli Dili
07-14-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Oyaların Gizemli Dili
oyaların gizemli dili, oya modelleri, oyalar
Anadolu toprağının bin bir türlü bitkisi rengârenk çiçekleri kadın ruhunda düşünde gözünde ve elinde oyalarla yeniden doğar
Bitkilerin çiçeklerin tanrıçası İyonya’lı Flora ölümsüzlüğünü oyalarda sürdürür
Avrupa’da ‘Türk danteli’ olarak adlandırılan oyanın tarihçesinin Anadolu’da Friglere MÖ 8
yüzyıla dayandığı tahmin ediliyor
Kimi kaynaklar iğne ile yapılan örgülerin 12
yüzyılda Anadolu’dan Yunanistan’a ve oradan da İtalya üzerinden Avrupa’ya geçtiğini belirtir
Eski geleneklerde kadınların başlarına giydikleri hotozları baş örtüleri yazmaları mevlut örtüleri namaz örtüleri değişik tür oyalarla süslü olurdu
İç giysilerde üst giyim süslerinde ‘çevrelerde’ ‘peşkir’lerde daha birçok yerde dekoratif süs malzemesi olarak da kullanılırdı
Ege’nin ‘erkek başlıkları’ da kat kat oyalarla donatılırdı
EN DEĞERLİSİ İĞNE OYASI
Anadolu’nun her yöresinde değişik biçim ve motiflerle karşımıza çıkan oyalar kullanılan araçlara göre farklı isimler alır: İğne tığ mekik firkete (çatal) boncuk çaput püskül gibi
İğne oyası varlıklı aristokrat şehir kadınlarının ürettiği bir oya türüdür
Dikiş iğnesi ve genellikle ipek iplik ile işlenen bu oyalar özellikle Osmanlı Sarayı’nda en güzel örneklerini vermiştir
Tığ oyaları tek tığla istenilen renklerde farklı şekiller verilerek örülebilir
İğne oyasından farkı daha kalın bir iplik kullanılması ve daha kaba görüntüsüdür
Mekik oyalarını daha çok köy ve kasaba kadınları üretir
Kemikten yapılmış küçük bir mekikle dokunur
Tek veya iki renk kullanılır
Firkete (çatal) oya bir renk ipliğe boncuk pul mercan inci dizilerek örülür
Daha çok köylerde kullanılan ve kıt olanaklarla çok güzel yaratıcı örneklerin çıkarıldığı çaput oyasında renk renk bez parçalar kare şeklinde kesilip katlanır ve tığla örülür
Püskül oyaları da tığla işlenir
Anadolu’da sıkça rastlanan boncuk oyası ise tığ ve iğne ile örülen oyaların uçlarına çeşitli renkte boncukların geçirilmesiyle yapılır
Koza oyalarının malzemeleri koza parçalarıyla ipektir
Ana motifler kozalarla meydana getirilir sonra da iğne ve tığ ile örülmüş kısımlara eklenir
ÇİÇEKLERİN DİLİ OLSA
Kadının zarafeti duyarlılığı yaratıcılığı hassasiyeti doğurganlığı doğayla bütünleşmesi ve felsefesi en güzel oyalarda gözlenir
Bu incelikli ve zarif sanatın gizemli bir dili vardır
Genç kızlar yeni gelinler genç kadınlar umutlu–umutsuz aşklarını beklentilerini müjdeli haberleri mutluluklarını mutsuzluklarını küskünlüklerini kocaları ile geçimsizliklerini oyaların diliyle çevrelerine iletirlerdi
Örneğin Marmara ve Ege yöresindeki çiçek oyaları başlı başına bir olaydır
Kadın başını doğanın insana sunduğu en güzel armağan olan çiçeklerin oyalarıyla donatırdı
Ve bu çiçeklerin türü yaşa göre de değişirdi
Yaşlı neneler küçücük kır çiçeklerini kullanırlardı
Bir nevi toprağa dönüşünü simgelerdi bu kır çiçekleri
Kızlar gelinler genç kadınlar gül çardak gülü karanfil yasemin sümbül menekşe nergis yıldız çiçeği küpe çiçeği oyalarını kullanırlardı
Ve hepsinin de şekliyle rengiyle ilettikleri mesajlar vardı
Kırkına gelen kadınlar boynu bükük lâle çiçeğini kullanırlardı
Sarı nergis oyasını başına bağlayan Latin şair Ovidius’un MÖ 8
yüzyılda yazdığı Narkissos şiirindeki gibi ümitsiz aşkını duyururdu
Erkeği gurbete giden kadın yaban gülü oyası; yeni gelinler gül çardak gülü oyası bağlardı
Sevdiğiyle evlenecek olan nişanlı kız pembe sümbül ve badem çiçeği; aşık kız mor sümbül oyası takardı
Erik çiçeği oyasını gelinler kullanırdı
Kocasıyla arası ‘nahoş’ olan yeni gelin başına biber baharı oyasını seçer; “ilk günlerinde evliliğime acı düştü” demeye getirirdi
Yok eğer kırmızı acı biber oyası bağlanmışsa başına bu kocasıyla arasının biber gibi acı olduğuna işaretti
‘TÜRKAN ŞORAY KİRPİĞİ’
Konya’da nişanlı kızlar kayınvalidelerine oyalı yazma gönderirler
Eğer kızın gönderdiği ‘çayır çimen’ oyasıysa araları iyi demektir
Yok eğer ‘mezar taşı’ oyası göndermiş ise “aramızdaki soğukluk ölüme dek sürecektir” anlamına gelir
Yollanan ‘kıllı kurt’ oyası ile genç kız ilişkilerinin hoşnutsuzluğunu belirtmiş olur
Bu olay düğün töreni sırasında komşular tarafından izlendiğinden elbette tüm kayınvalidelerin dileği gelinlerinden ‘çayır çimen’ oyası alıp başlarına bağlamaktır
Erkek ailesi de gelinine iki veya üç adet çiçek oyalı ‘gelinlik yazması’ gönderir
Gelin başı gönderilen bu oyalarla hazırlanır
Anadolu’nun bazı yörelerinde gelinlere dal çiçek oyaları takılır
Pek çok çeşidi olan dal oya dallı budaklı çoluklu çocuklu olmak isteyen gelinin bir nevi hayat ağacıdır
Oyalarda sadece kadının duyguları değil toplumda iz bırakan olaylar da izlenebilir: ‘Paşa yıldızı’ ‘Zeki Müren kirpiği’ ‘Türkan Şoray kirpiği’ ‘Ecevit kirpiği’ ‘kaymakam gülü’ ‘Atatürk çiçeği’ ‘Japon gülü’ ‘sarhoş bacağı’ ‘çoban biti’ ‘bekar biti’ ‘hanım köleye sarıldı’ ‘köle hanıma sarıldı’ ‘garip yuvası’ ‘topal kız’ ‘kral kızı’ ‘saray süpürgesi’ ‘gelin güvey oyası’ ‘elti eltiye küstü’ ve daha niceleri oyalara geçirilir
Anadolu’daki köklü kültürün ürünü ve başka dillerde karşılığı bulunmayan oyalar günümüzde kadınların başörtü kenarlarını süslemekle kalmıyor modern tasarımlarda da aksesuvar olarak kullanılıyor
Yüzyıllardır da çeyiz sandıklarının önemli bir parçasını oluşturmaya devam ediyor
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul