07-14-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Rüyayı Gören Ruh Mudur
Ruh, parlak bir nur gibi âlemde gezer Bu gezinti esnasında âlemde gördüklerini bazan beyne aktarır Bu esnada rüya görülür Rüyâlar görülmeyen alemlerin kapısını aralayan şifreler gibidir
ölümün küçük kardeşi olan uyku, Rabbimiz tarafından bir “dinlenme vasıtası” kılınmıştır Uykudayken, günboyu çalışan bütün âzalarımız dinlenir Başta göz, kulak, el, ayak, kemikler, kaslar, sinirler, damarlar, kalb, ruh olmak üzere bütün zahirî ve bâtınî duygular, hasseler ve organlar istirahata çekilir Bu tatil esnasında, yani insanın uykuya dalması sırasında ruhun cesetle irtibatı belli bir ölçüde kesilir Ruh, parlak bir nur gibi âlemde gezer Bu gezinti esnasında âlemde gördüklerini bazan beyne aktarır İşte bu esnada rüya görülür
Rüya kelimesi Arapça menşelidir ve kökü “rü’yet”tir Ekseriyet gözle görmek “rü’yet” kelimesiyle ifade edilir Rüya ise beyinle görmektir Daha doğrusu ruhun gördüklerini beyine aktarmasından sonra hafızada kalanlardır İnsan yüzündeki gözüyle sınırlı âlemleri görebilir Ama ruh ve kalb vasıtasıyla şu madde gözüyle göremediği âlemleri de görebilir
Nasıl odamızdaki hava zerrelerinde saklı yüzlerce, binlerce televizyon ve radyo istasyonlarının yayınladıkları görüntüleri ve sesleri ancak görüntüyü ve sesi görünür ve işitilir hale çevirebilen cihazlar vasıtasıyla idrak edebiliyorsak; gözle görülmeyen âlemleri de ruh ve kalb vasıtasıyla idrak edebiliriz İşte rüyâlar da o görülmeyen “alemlerin kapısını aralayan şifreler gibidir
|
|
|