Taliban Bizede Saldrıdı(İsaf Türk Askerleri Konuşuyor)

**Prof. Dr. Sinsi** · 07-13-2012

2001 yılında ikiz kulelerin yıkılması sonucu Amerika faturayı Afganistan'a ve Irak'a kesmiş ve iki ülkeye savaş açmıştır

Bilinmektedir ki Afganistan savaşına Türk askerleride gitmiştir

Başkent Kabilde görev yapan adlarını ve birliklerini veremeyeceğimiz askerlerle konuştum

İşte Afganistan'a ayak basan ilk 10 askein sözleri ve açıklamaları

-Bizim amacımız yardımdı
Bizim amacımız hava alanının elektrik sistemini kurmaktı

Ayrıca çocuklara elbise ve ayakkabı da dağıtıyorduk

Burada evler delik deşik edilmiş halk aç ve fakir

Ama çoğu bizi seviyor ve bizden umut bekliyor diğerleri özelliklede Amerikan ve Fransız askerleri Afganlılara hiç acımıyor

Size küçük bir anımızı anlatayım bir gün kendi çadırımızdayken Almanlar bize küçük mini bir buzdolabı hediye etti

Bu buzdolabı o kadar iyi ki soğutuyor saklıyor ve dışarıdan ısı almıyor

Türkiyede bile böyle bir şey yoktu hele de Afganistan gibi bir yerde bize verilmiş en iyi hediyeydi

Piste temizlik görevlisi olarak çalışan bir Afganlıyı yanımıza çağırdık Afganca bilmiyorduk adamın omzuna ve buzdolabına dokundum ona bunu hediye ettik

Adam elimizi öpmeye kalktı sevinçten havalara uçtu hepimize sarıldı ve dua okudu

Sonra sevinçle buzdolabını kaldırıp güle oynaya evine gitti o Afganın sevinci hala gözlerimin önünde

-Çocuklar ayakkabısız aç üstleri başları bile yok kadınlar bagajda gidiyor
Afgan halkı çok sıcak ve çok maceraperest bir halk ama aynı zamanda o kadar acımasız ve caniler

Kadınlar arabanın bagajında gidiyor kesinlikle erkekle yanyana yürümesi, durması, bakması dahil yasak

Erkek anaları çocuklarını sevemiyor bile çok kötü bakıyorlar

Her gittiğimiz yerdede haremlik selamlık erkekler ayrı kadınlar ayrı

Çocukların üstleri başları yok söylenene göre iki yılda bir banyo yapabiliyorlarmış

Çok pisler ve kokuyorlar

Ayakkabısız çocuklara ayakkabı dağıttık şeker ve çikolata verdik onlara bere ve şapka da dağıttık ISAF bulunan hiç kimse bize bu konuda destek vermedi ve hiç yardımda yapmadılar

-Yabancılarla aramız iyidi ama onlar kendi aralarında anlaşamıyorlardı
Bizim yabancılarla aramız iyidi

İngilizlerin, Fransızların yemekhanesinde yemek yediğimiz oluyordu

İngilizler çok iyi insanlardı bize iyi davranıyorlardı hatta özel jiple bizi karşılayıp etrafı gezdirmişlerdi bazı makine ve aletlerini bize hediye etmişlerdi

Eğer o aletler olmasa burada çoğu işimiz iyi gitmez ve çok sıkıntı çekerdik

Yabancılar birbiriyle anlaşamıyordu

İngilizler ve Fransızlar Almanlardan nefret ediyorlar birbirlerine kendi dillerinde küfür ediyorlardı

Bir gün Alman helikopteri düştü pilotlar öldü taziyelerimizi bildirdik gece Almanlarda hüzün İngilizlerde ise parti vardı

İçkiyle Alman pilotun ölüşünü kutluyorlardı Fransızlarda bu partide vardı

Genelde hep öyle oluyordu birbirlerine düşman askeriymiş gibi davranıyorlardı

-İngilizler birbirini vurdu
Bir gece öyle bir olay oldu ki hepimiz çok endişelendik gecenin ilerleyen saatlerinde ön nizamiyeden silah sesleri geliyordu

Silahlar peş peşe patlıyor alarmlar çalıyordu

Taliban'ın kampı bastığını zannedip hemen siper aldık

Çatışmayı görüyorduk yaralı askerler bizim sıhhiye çadırımıza gelmişti

Baktık ki İngiliz askerleri yaralanmış hepimiz hazır bekliyorduk silah sesleri giderek artıyordu elimizde sadece tabancalarımız vardı o yüzden sağlık çadırının karşısında siper aldık ve bekledik

Ardından İngilizler birbirini vurdu dediler

Söylenene göre İngiliz akaryakıtçılar ile piyadeciler kavga etmiş

Akaryakıtçılar nizamiyede nöbet tutarken sinirli piyadeciler silahlanıp nizamiyeyi basmış ardından çatışma çıkmış

Tam 4 İngiliz askeri ölmüş ikiside ağır yaralanmıştı

-Taliban bize de saldırdı
Taliban sürekli kampa roketli saldırılar düzenliyordu

Zaten hava alanın ortasındaki büyük arazi tamamen Taliban mayınlarıyla doluydu her gün orada tehlike yaşıyorduk özellikle geceleri orası tehlikeli oluyor biz gelmeden önce döşemişler

Taliban çin roketleriyle defalarca çadırlarımıza saldırdı ilk başlarda hemen sığınağa gidiyorduk

Fakat artık o kadar alıştık ki artık sığınağa gitmiyor çadırımızda oturup işimize bakıyorduk

Bir saldırada çadırda tavla oynuyorduk üzerimize roketler yağıyordu ama biz aldırmıyor atılan roketlerle alay ediyorduk

Bir roket 3-5 adım önüme düşmüştü sadece kulaklarım ağrıdı onun dışında kimseye bir şey olmadı

-Kendi devletimiz bize silah vermedi
Sadece elimizde 14lü browning denilen tabancalarımız vardı

Çelik yelek bile giymedik biz

Defalarca üzerimize ateş ettiler roket attılar ama bizim sadece 14lümüz vardı o yüzden fazla çatışmaya giremedik giremezdik te

Çünkü onların AK-47 leri RPG-7 roketatarları PKM makneli tüfekleri vardı

Devlet bize silah vermedi tam 8

5 ay biz yeleksiz tabancayla gezdik yazın incecik tişörtlerle görev yapıyorduk

Diğerleri ise özellikle Amerikalılar yeleksiz gezmeleri yasaktı

Amerikalılarda her timin ya da çavuşun kendine özel HUMVEE jipi vardı bizim ise bisikletimiz bile yoktu ama şehir dışına çıkarken elbette jipe binebiliyorduk

Kendi devletimiz Ankaraya döndüğümüzde bize G-3 verdi o da törene çıkacağımız için 3 hafta G-3 piyade tüfeği ile tören için antreman yaptık

O silahla talim yaparken kendi kendime 'Keşke üzerimize çin roketleri geldiğinde şunlar elimizde olsaydı' dedim

-Orada FBI da var
Hava alanında pistin batı ucunda FBI karargahı var ve Amerikalılar ele geçirdikleri teröristeri yani Taliban üyelerini orada tutuyor

Oraya hiçkimsenin girmesi serbest değil

Sadece Amerikan askerleri girebilir

Pistin öbür ucundalar sürekli şehirde sivil veya asker şeklinde dolaşıyorlar KTÜ (KARŞI Terörist Ünitesi) adlı bir bölüm orada görev yapıyor

Herhangi bir işkence vakası görmedik ama o binada ne yapıyorlar hiç bilmiyoruz kimsede oraya girmiş değil ya da konuşmuşluğumuzda yok

Zaten çok soğuk tipler çelik yelekli M-16 lı geniş çerçeveli güneş gözlüğü takan kaslı uzun tipler

Ne biz onlarla nede onlar bizle konuştu

-8 ay sürdü
Orada bulunuşumuz 8 ay sürdü bizi tebrik ettiler Alman helikopterinde Türk ve Alman bayrakları dalgalandı bizim bundan haberimiz yoktu tamamen süpriz oldu

Türkiyeden bize imzalı formalar geldi

Erman Toroğluyla telefon görüşmesi yaptık bizi tebrik edip kutladı

Orada her ülkeden arkadşımız oldu halada görüşüyoruz İngiliz, Alman, İspanyol, Fransız hepsi bizi çok severdi bizde onları çok severdik bize iyi davranırlar yemekhanelerine çağrırlardı

Bizde onları yemeğimize çağırır beraber yemek yer ülkelerimizden bahseder güncel konular konuşurduk

Bizi bir tek CNN haber gelip görüntüledi başka kimse bizi ne andı ne sordu

Bir gün yine baskın yemiştik roketler patladı silahlarla üzerimize ateş açıldı bizim televizyonlarda ise o sıralarda magazin programı oynuyor Çeşmeden, Bodrumdan tatil görüntüleri yayınlanıyordu

Ailelerimizle görüşmemiz zor oldu 8 ay sonra eve gittik evi özlemiştik herkesin karısı çocukları vardı herkes sevdiklerine kavuştu

Sonra hepimizin seçkin birliklere tayinlerimiz çıktı bir nevi ödül

Hepimiz yabancılardan plaketler, ödüller aldık

Kendi ülkemizde bize plaket verdi çok şükür hiç kimseye bir şey olmadı hepimiz sağ salim evimize gelmeyi başardık ve ülkemizi oralarda en iyi şekilde temsil ettik yine olsa yine yaparız

07-13-2012	#1
Prof. Dr. Sinsi	Taliban Bizede Saldrıdı(İsaf Türk Askerleri Konuşuyor) 2001 yılında ikiz kulelerin yıkılması sonucu Amerika faturayı Afganistan'a ve Irak'a kesmiş ve iki ülkeye savaş açmıştır Bilinmektedir ki Afganistan savaşına Türk askerleride gitmiştir Başkent Kabilde görev yapan adlarını ve birliklerini veremeyeceğimiz askerlerle konuştum İşte Afganistan'a ayak basan ilk 10 askein sözleri ve açıklamaları -Bizim amacımız yardımdı Bizim amacımız hava alanının elektrik sistemini kurmaktı Ayrıca çocuklara elbise ve ayakkabı da dağıtıyorduk Burada evler delik deşik edilmiş halk aç ve fakir Ama çoğu bizi seviyor ve bizden umut bekliyor diğerleri özelliklede Amerikan ve Fransız askerleri Afganlılara hiç acımıyorSize küçük bir anımızı anlatayım bir gün kendi çadırımızdayken Almanlar bize küçük mini bir buzdolabı hediye etti Bu buzdolabı o kadar iyi ki soğutuyor saklıyor ve dışarıdan ısı almıyor Türkiyede bile böyle bir şey yoktu hele de Afganistan gibi bir yerde bize verilmiş en iyi hediyeydi Piste temizlik görevlisi olarak çalışan bir Afganlıyı yanımıza çağırdık Afganca bilmiyorduk adamın omzuna ve buzdolabına dokundum ona bunu hediye ettik Adam elimizi öpmeye kalktı sevinçten havalara uçtu hepimize sarıldı ve dua okudu Sonra sevinçle buzdolabını kaldırıp güle oynaya evine gitti o Afganın sevinci hala gözlerimin önünde -Çocuklar ayakkabısız aç üstleri başları bile yok kadınlar bagajda gidiyor Afgan halkı çok sıcak ve çok maceraperest bir halk ama aynı zamanda o kadar acımasız ve caniler Kadınlar arabanın bagajında gidiyor kesinlikle erkekle yanyana yürümesi, durması, bakması dahil yasak Erkek anaları çocuklarını sevemiyor bile çok kötü bakıyorlar Her gittiğimiz yerdede haremlik selamlık erkekler ayrı kadınlar ayrı Çocukların üstleri başları yok söylenene göre iki yılda bir banyo yapabiliyorlarmış Çok pisler ve kokuyorlar Ayakkabısız çocuklara ayakkabı dağıttık şeker ve çikolata verdik onlara bere ve şapka da dağıttık ISAF bulunan hiç kimse bize bu konuda destek vermedi ve hiç yardımda yapmadılar -Yabancılarla aramız iyidi ama onlar kendi aralarında anlaşamıyorlardı Bizim yabancılarla aramız iyidi İngilizlerin, Fransızların yemekhanesinde yemek yediğimiz oluyordu İngilizler çok iyi insanlardı bize iyi davranıyorlardı hatta özel jiple bizi karşılayıp etrafı gezdirmişlerdi bazı makine ve aletlerini bize hediye etmişlerdi Eğer o aletler olmasa burada çoğu işimiz iyi gitmez ve çok sıkıntı çekerdik Yabancılar birbiriyle anlaşamıyordu İngilizler ve Fransızlar Almanlardan nefret ediyorlar birbirlerine kendi dillerinde küfür ediyorlardı Bir gün Alman helikopteri düştü pilotlar öldü taziyelerimizi bildirdik gece Almanlarda hüzün İngilizlerde ise parti vardı İçkiyle Alman pilotun ölüşünü kutluyorlardı Fransızlarda bu partide vardı Genelde hep öyle oluyordu birbirlerine düşman askeriymiş gibi davranıyorlardı -İngilizler birbirini vurdu Bir gece öyle bir olay oldu ki hepimiz çok endişelendik gecenin ilerleyen saatlerinde ön nizamiyeden silah sesleri geliyordu Silahlar peş peşe patlıyor alarmlar çalıyordu Taliban'ın kampı bastığını zannedip hemen siper aldık Çatışmayı görüyorduk yaralı askerler bizim sıhhiye çadırımıza gelmişti Baktık ki İngiliz askerleri yaralanmış hepimiz hazır bekliyorduk silah sesleri giderek artıyordu elimizde sadece tabancalarımız vardı o yüzden sağlık çadırının karşısında siper aldık ve bekledik Ardından İngilizler birbirini vurdu dediler Söylenene göre İngiliz akaryakıtçılar ile piyadeciler kavga etmiş Akaryakıtçılar nizamiyede nöbet tutarken sinirli piyadeciler silahlanıp nizamiyeyi basmış ardından çatışma çıkmış Tam 4 İngiliz askeri ölmüş ikiside ağır yaralanmıştı -Taliban bize de saldırdı Taliban sürekli kampa roketli saldırılar düzenliyordu Zaten hava alanın ortasındaki büyük arazi tamamen Taliban mayınlarıyla doluydu her gün orada tehlike yaşıyorduk özellikle geceleri orası tehlikeli oluyor biz gelmeden önce döşemişler Taliban çin roketleriyle defalarca çadırlarımıza saldırdı ilk başlarda hemen sığınağa gidiyorduk Fakat artık o kadar alıştık ki artık sığınağa gitmiyor çadırımızda oturup işimize bakıyorduk Bir saldırada çadırda tavla oynuyorduk üzerimize roketler yağıyordu ama biz aldırmıyor atılan roketlerle alay ediyorduk Bir roket 3-5 adım önüme düşmüştü sadece kulaklarım ağrıdı onun dışında kimseye bir şey olmadı -Kendi devletimiz bize silah vermedi Sadece elimizde 14lü browning denilen tabancalarımız vardı Çelik yelek bile giymedik biz Defalarca üzerimize ateş ettiler roket attılar ama bizim sadece 14lümüz vardı o yüzden fazla çatışmaya giremedik giremezdik te Çünkü onların AK-47 leri RPG-7 roketatarları PKM makneli tüfekleri vardı Devlet bize silah vermedi tam 85 ay biz yeleksiz tabancayla gezdik yazın incecik tişörtlerle görev yapıyorduk Diğerleri ise özellikle Amerikalılar yeleksiz gezmeleri yasaktı Amerikalılarda her timin ya da çavuşun kendine özel HUMVEE jipi vardı bizim ise bisikletimiz bile yoktu ama şehir dışına çıkarken elbette jipe binebiliyordukKendi devletimiz Ankaraya döndüğümüzde bize G-3 verdi o da törene çıkacağımız için 3 hafta G-3 piyade tüfeği ile tören için antreman yaptık O silahla talim yaparken kendi kendime 'Keşke üzerimize çin roketleri geldiğinde şunlar elimizde olsaydı' dedim -Orada FBI da var Hava alanında pistin batı ucunda FBI karargahı var ve Amerikalılar ele geçirdikleri teröristeri yani Taliban üyelerini orada tutuyor Oraya hiçkimsenin girmesi serbest değil Sadece Amerikan askerleri girebilir Pistin öbür ucundalar sürekli şehirde sivil veya asker şeklinde dolaşıyorlar KTÜ (KARŞI Terörist Ünitesi) adlı bir bölüm orada görev yapıyor Herhangi bir işkence vakası görmedik ama o binada ne yapıyorlar hiç bilmiyoruz kimsede oraya girmiş değil ya da konuşmuşluğumuzda yok Zaten çok soğuk tipler çelik yelekli M-16 lı geniş çerçeveli güneş gözlüğü takan kaslı uzun tipler Ne biz onlarla nede onlar bizle konuştu -8 ay sürdü Orada bulunuşumuz 8 ay sürdü bizi tebrik ettiler Alman helikopterinde Türk ve Alman bayrakları dalgalandı bizim bundan haberimiz yoktu tamamen süpriz oldu Türkiyeden bize imzalı formalar geldi Erman Toroğluyla telefon görüşmesi yaptık bizi tebrik edip kutladı Orada her ülkeden arkadşımız oldu halada görüşüyoruz İngiliz, Alman, İspanyol, Fransız hepsi bizi çok severdi bizde onları çok severdik bize iyi davranırlar yemekhanelerine çağrırlardı Bizde onları yemeğimize çağırır beraber yemek yer ülkelerimizden bahseder güncel konular konuşurduk Bizi bir tek CNN haber gelip görüntüledi başka kimse bizi ne andı ne sordu Bir gün yine baskın yemiştik roketler patladı silahlarla üzerimize ateş açıldı bizim televizyonlarda ise o sıralarda magazin programı oynuyor Çeşmeden, Bodrumdan tatil görüntüleri yayınlanıyordu Ailelerimizle görüşmemiz zor oldu 8 ay sonra eve gittik evi özlemiştik herkesin karısı çocukları vardı herkes sevdiklerine kavuştu Sonra hepimizin seçkin birliklere tayinlerimiz çıktı bir nevi ödül Hepimiz yabancılardan plaketler, ödüller aldık Kendi ülkemizde bize plaket verdi çok şükür hiç kimseye bir şey olmadı hepimiz sağ salim evimize gelmeyi başardık ve ülkemizi oralarda en iyi şekilde temsil ettik yine olsa yine yaparız