Yalnız Mesajı Göster

Büyük Misafir

Eski 07-13-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Büyük Misafir



Kapı çalar
Sabahın erken saatlerinde Açarsınız Sütçünüzdür gelen
Sütçünün litreliğinden kabınıza dökülen beyazlıkta sabahın güzelliğine kavuşursunuz
Gözünüzde pırıl pırıl bir sabah kahvaltısı canlanır
İçinizden Bugün kahvaltıyı bahçede yapalım diye geçirirsiniz

Kapı çalar
Gelen postacıdır Kucağında büyükçe bir paket
Uzattığı kağıda imza atarsınız
Daha önceden ısmarladığınız kitaplara kavuşmanın sevincini yaşarsınız
Zaten tatilde olduğunuzdan bu kitaplara çok ihtiyacınız vardır
Artık canım sıkılmayacak deyip keyiflenirsiniz
En çok merak ettiğinizi alıp şezlonga uzanırsınız

Kapı çalar
Kapıya koşarsınız Yıllardır görmediğiniz bir dost gelmiştir
Sevinirsiniz Sohbetleriniz saatler boyu hatta bütün gün sürer
Yaşamak ne güzel dersiniz içinizden Hele böyle dostlar varken

Kapı çalar
Dürbünden bakarsınız Kimseyi göremezsiniz
Dönüp yeniden koltuğa gömülürsünüz Bir daha çalar
Bakarsınız, yine kimse yok Tam o sırada bir daha çalınca kapıyı açarsınız
Komşunuzun oğlu, elindeki sopayla zile uzanmakta Meğer tuzları bitmiş
İçeriden tuz getirirken kendi kendinize söylenirsiniz Elbette göremem Keratanın boyu bir metre
Bu küçük hadise neşelendiriverir ortalığı

Kapı çalar
Düşüp bayılacak kadar şaşırırsınız
Askerdeki oğlunuz haber vermeden izne çıkmıştır
Oğlum benim diye hasretle kucaklarken göz yaşlarınızı zaptedemezsiniz
Mutluluğunuz oğlunuzun izni kadar uzar

Kapının her çalışında sanki mutluluğa koşmaktasınız Huzur tüter gözlerinizden
Her sessizlikte kulaklarınız zil sesi arar

Ve kapı çalmaz
O gün en büyük misafiriniz gelir Adeta kapıyı kırmıştır
Alıp gider sizi, şaşırırsınız
Niye haber vermedi? diye içinizden geçirirken Doğduğundan beri zile basmaktayım der
Bir şeyler söylemek istersiniz o an
Ama o andan sonra diliniz dönmez
Ölüm sessiz sedasız gelivermiştir

Alıntı Yaparak Cevapla