Afganistanın Gizli Hazineleri

Fotoğraf : Richard Barnes

Tilya Tepe’de bulunmuş altın kolye
Uzunluğu 12,5 cm
İÖ birinci yüzyıl





Fotoğraf : Richard Barnes

Begram’da bulunmuş oyma fildişi
Boyu 30 cm
İS birinci yüzyıl






Fotoğraf : Richard Barnes

Gümüş ve altın yaldızlı tören tabağı
Genişliği 25 cm
İÖ üçüncü yüzyıl

Ay Hanim adli Yunan kolonisinden günümüze gelen altin yaldizli gümüs tabak, klasik tanrilarla yerel çizgileri bir araya getiriyor Kibele ile Nike, aslanlarin çektigi Orta Asyaya özgü iki tekerlekli arabayla yol alirken, Yunan günes tanrisi Helios onlari izliyor Tabak, Büyük Iskenderin IÖ dördüncü yüzyılda Asyaya kadar ilerledigi dönemden sonra yapilmis







Fotoğraf : Richard Barnes

Fildişi heykel
Uzunluğu 45,6 cm
İS birinci yüzyıl Kıvrımlı fildişi heykel, Hindistan’ın nehir tanrıçası Ganga’yı andırıyor Begram’da fildişi ve kemikten oyma bu tür yüzlerce zarif eşyanın yanı sıra, Afganistan’ın antik dünyanın işlek bir ticaret merkezi olduğunu ortaya koyan Çin işi vernikli eşyalar, Mısır cam işleri ve benzeri egzotik nesneler de bulundu







Fotoğraf : Richard Barnes

Kabil’den gelen yetkililer, ABD’ye doğru yola çıkmadan önce Paris, Torino ve Amsterdam’da sergilenen eserlerle dolu kasanın başında nöbet tutuyor Küratör Fredrik Hiebert, “Bunlar ulusal hazine,” diyor “Afganlar olmadan hiçbir yere gitmiyor”





Fotoğraf : Richard Barnes

Begram’da bulunmuş tunç mask
Uzunluğu 9,5 cm
İS birinci yüzyıl Koleksiyonda yer alan eserler arasında bir Yunan tanrısına ait küçük bir mask da var






Fotoğraf : Steve McCurry

Araştırmacılar bir zamanlar ticarete dayalı toplumların geliştiği yerlerde keşfedilecek çok şey olduğunu biliyor –hırsızlar da Afgan Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Nadir Resuli, 500 civarında kişiden oluşan ve bin 500’ün üzerinde arkeolojik alanın korunması görevini üstlenen polis gücünün bazı fertleriyle, Paghman’da yağmacıların açtığı çukuru inceliyor






Fotoğraf : Richard Barnes

Turkuvaz kakmalı altın saplı ve demir ağızlı hançer
Uzunluğu 37,5 cm
İS birinci yüzyıl Yabancıların ürettiği lüks eşyalar başka topraklara nakilleri sırasında Afganistan’dan geçip giderken, yerel sanatçılar da şaheserler yaratmış Tilya Tepe’de, bir gömü alanında bulunan hançer sapı büyük olasılıkla bölgeden çıkarılan altın ve turkuvazdan yapılmıştı







Fotoğraf : Richard Barnes

Alçı kabartma
Genişliği 22,3 cm
İS birinci yüzyıl Fotoğrafta vitrin arkasından görülen ve bir genci betimleyen bu alçı madalyon da, Yunan tarzındaki diğer figürlerle birlikte, Begram’da ortaya çıkarıldı Bunların hepsi bir zanaatkârın metalle neler yaratabildiğini göstermek üzere kullanılmış olabilir






Fotoğraf : Richard Barnes

Turkuvaz, lal taşı ve pirit kakmalı altından kaftan süslemesi
Uzunluğu 29,1 cm
İS birinci yüzyıl Farklı farklı eserler, eski çağlardaki yaşama ışık tutuyor Değerli taşlarla işlenmiş bu altın yakalık, Tilya Tepe’de gömülmüş soylu bir kadının kaftanına dikilmişti O ve göçebe akranları büyük olasılıkla mücevherleri gittikleri her yerde takıyordu





Fotoğraf : Richard Barnes

Kireçtaşı çeşme ağzı
Boyu 21 cm
İS ikinci yüzyıl Ay Hanım’da bulunan yaratık yüzlü taş oluk, yakınlardaki spor sahasındaki faaliyetten sonra olasılıkla insanların yıkanmış olabileceği çeşmenin ağzında bulunuyordu







Fotoğraf : Richard Barnes

Balık biçimli cam şişe
Uzunluğu 20 cm
İS birinci yüzyıl Balık biçimli cam şişe, Mısır’dan Begram’a uzanan uzun yolculuğu tek parça tamamlamasından sonra, yüzyıllar boyunca, uzmanların şimdilerde bir tüccarın deposu olduğunu düşündüğü yerin kalıntıları arasında gömülü kalmış








Fotoğraf : Richard Barnes

Tunç bilmece: Sergiden sergiye yolculuk yapmak üzere özenle paketlenmiş bu insan kafalı horoz figürünü uzmanlar henüz tam olarak anlayabilmiş değil Tüccarların terazilerinde kullandığı bir ağırlık mıydı? Ve bu figür neyi temsil ediyordu? On yıllar boyunca Afganistan’ı yerle bir eden şiddet ortamında, bu tür soruların yanıtları araştırılamadı





Fotoğraf : Richard Barnes

Tilya Tepe’de bulunmuş altın başlık süsü
Boyu 5,2 cm
İS birinci yüzyıl Mükemmel biçimde korunmuş olan altından yapılma koç, bir zamanlar bir göçebenin başlığını süslüyordu Günümüze gelmiş olması dahi, kutlamaya değer bir olay –ve tehlikeli dönemlerde onu koruyanlar da ayrıca bir tebriği hak ediyor





Fotoğraf : Steve McCurry

Afganistan’ın başkenti Kabil’deki Ulusal Müze’nin yeni açılan galerileri, Müdür Ömer Han Mesudi için bir zaferi temsil ediyor Aralık 1979’daki Sovyet işgalinden sonra, o ve diğer müze görevlileri birçok eşyayı yağmadan kurtarmak amacıyla başka yerlere sakladı Müze 1990’ların başlarında bombardımana uğradı ve 2001’de Taliban binada kalmış olan koleksiyonun büyük bir bölümünü paramparça etti Savaşların darmadağın ettiği ülke şimdi toparlanma yoluna girerken, müzenin günümüze ulaşan ve bazıları Kabil’de sergilenen, bazıları da yurtdışındaki turnelerle dünyayı dolaşan hazineleri yeniden dirilen bir ulusal gurur duygusunu yaşatıyor






Fotoğraf : Richard Barnes

Narin bir biçime ve esnek bir tasarıma sahip bu altın taç, İS birinci yüzyılda Tilya Tepe’de gömülen göçebe bir Baktria kadınının başını süslüyordu






Fotoğraf : Richard Barnes

Altın üzeri turkuvaz kakmalı bu kemer tokası, Tilya Tepe'de katlanır bir taçla birlikte gömülmüş olan göçebeye ait







Fotoğraf : Richard Barnes

Bir göçebenin başlığını altın koçla birlikte taçlandıran bu altın ağaçtaki inciler birer değerli meyve gibi sarkıyor Tilya Tepe’de Baktria göçebelerine ait altı mezar bulundu Bu süsü takan ve atının yanında gömülen savaşçı, kendisine eşlik eden beş kadından aşağı kalmayacak ölçüde altın yüklüydü







Fotoğraf : Richard Barnes

Büyük olasılıkla İS birinci yüzyılda Roma yönetimindeki Mısır’da yapılan ve bir tüccar tarafından Begram’a getirilen bu cam kadehe şerit halinde iki sahne resmedilmiş Yukarıda okçular aralarında bir ceylan ve kaplanın bulunduğu vahşi yaratıkları kovalıyor Aşağıda bir balıkçı avladığı balıkları omzunda taşıyor Böylesine benzersiz ve pahalı bir parça büyük olasılıkla efsanevi İpek Yolu’nu oluşturan ticaret yolları ağı üzerinden zengin bir alıcının eline geçecekti