Konu
:
Mucize Bir Varlık İnsanın Bilinmeyen Ve İlginç Yönleri
Yalnız Mesajı Göster
Mucize Bir Varlık İnsanın Bilinmeyen Ve İlginç Yönleri
07-13-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Mucize Bir Varlık İnsanın Bilinmeyen Ve İlginç Yönleri
bizlerin bilinmeyen yönleri
>Gözler hiç bir zaman büyümüyor ama burun ve kulakların büyümesi asla sona ermiyor
>Bir tel insan saçı 3 kilograma kadar ağırlık kaldırabilecek esnekliğe sahip
>İleri doğru adım atıldığında
>Hapşırma anında
>İnsanın kalça kemiği
>İnsan vucudundaki en güçlü kas dilde bulunuyor
>Birisinin yüzünü hatırlamak için
>El parmak tırnakları
>Vücuttaki karbon gazını boşaltabilmek ve daha çok oksijet alabilmek için esneme ihtiyacı duyuluyor
>Sabahları yenilen bir elma
>Bir insan hayatının iki yılını telefonda konuşarak geçiriyor
>İnsanlar yaşamları boyunca
>En uzun kalp durması 4 saat
1987 yılının aralık ayında denize düşen bir norveçli'nin kalbi 4 saat durdu
Vücut ısısının düşmesi nedeniylenorveç'li 4
saat sonunda yaşama döndü
>Ameliyat sırasında bazen büyük miktarlarda kana ihtiyaç duyulabiliyor
1970 yılında Chicago'da yapılan açık kalp ameliyatında 50 yaşındaki hemofili hastası için bin litreye yakın kana ihtiyaç duyuldu
Beynin Bilinmeyenleri
İşte bu
beyninizin yaklaşık boyutu
Bu birkaç santimetreküplük organ
tüm evrenin en gizemli yapısını oluşturuyor
Beyin tarama teknolojileriyle
nörolojik bilimlerde önemli gelişmeler yaşandı
Binlerce beynin görüntüleme araştırması
nörologlara beynin nasıl çalıştığına ilişkin bilgiler sağladı
Peki
bu araştırmalar beklentileri karşıladı mı? Beynin bilinmeyen dünyasına ilişkin yeni olarak neler keşfedildi?
Beyin
Milyonlarca işlemin aynı anda yürütüldüğü
organik ve kimyasal bir mekanizma
Hepimiz için çözümü çok zor bir bilmece
Koku almak için burnun
görmek için gözün
işitmek için kulağın varlığı yeterli değil
Bu verilerin beyindeki sinirler tarafından algılanması
tanımlanması ve işlenmesi gerekli
Bunlar beynin mekanik işleyişiyle ilgili ve bir yere kadar sistematiğini anlamak kolay
Ya akıl
zeka
bilinç ve düşünme gibi bilişsel süreçler
Nöroloji (sinir bilimi)
1990'lı yıllarda atılım yaptı ve binlerce araştırmacı
milyar dolarlık bütçeler bu alana kaydı
Bu patlamanın en önemli nedeni
f-MRI (Fonksiyonel Manyetik Rezonans Görüntülemesi) gibi yeni tarama cihazlarının geliştirilmesi ve bu konuda artan umutlardı
Bu
Nöroloji
sinirlerin birleşme noktalarına az sayıda molekülden oluşan ilaç enjekte edebilen mikro pipetlerden
gen aktarma deneylerine kadar devrim yaratan araştırma tekniklerini geliştirdi
Buna karşın
sayısız araştırma tezine rağmen
bilim insanları
hala çok az veriye sahipler
En azından güçlü bir bilgiye ulaşıldı: Beynin üzerindeki yumrular
karmaşıklığını gösterir
Beyin için hep bilgisayar benzetmesi yapılır
halbuki bilgisayar beyne oranla çok daha basit bir cihaz
Çünkü beyin mekanik değil
organik: Öğreniyor
öngörüyor
gelişiyor ve uyum sağlıyor
Dolayısıyla
bilince sahip bir düzenek
İşlemleri bir bütün olarak
sağlam ve tutarlı şekilde gerçekleştiriyor
Nörolojinin bugüne kadar çözebildiği
karmaşık işlemler denizinin silik bir silueti
Organik yapı
Beyin
elektrokimyasal devrelerle birbirine bağlanmış beyin hücrelerini tanımlayan sinirlerden (nöron) oluşuyor
Her sinir
sinyalleri alarak işliyor
Sinir ağları
çok sayıdaki bağlantılarını zayıflatarak ya da güçlendirerek anıları saklıyor
hafızayı oluşturuyor
Alışılmadık bir deneyimle karşılaşılması
örneğin Mona Lisa'nın portresine bakılması
hücrelerin kendi aralarında farklı düzenlemelere gitmesine yol açıyor
İlgili sinirler
aniden bağlantılarını güçlendiriyor ve karşılaşılan modeli tanımlamaya çalışıyor
Kaydedilen bu veriler
ikinci deneyimde işlemi daha hızlı gerçekleştiriyor
Tekrarlanan işlemler bütünü
yaşamın zihinsel görüntüsü olarak beyinde saklanıyor
Bu
bilgiyi hem hatırlayıp hem de simgeleştirebilen esnek yapının
yani sinir ağının temelini oluşturuyor
Mantıksal açıdan organik
çünkü devreler kullanıma bağlı olarak gelişiyor
Asıl şaşırtıcı olan beyin ağının ölçeği
1
4 kg
ağırlığındaki yetişkin insan beyni
yaklaşık 100 milyar sinire sahip
Bu sinirlerin her biri
komşu sinirle 1
000-500
000 bağlantı noktasıyla temas ediyor
Bağlantılar
farklı kimyasal özelliklerde yaşanıyor ve her sinirin karmaşık iç sistemi var
Beynin temel olarak sinir ağlarından oluştuğu fikri
bilim insanlarının mikroskop altında gri maddeyi incelemesinden beri mevcut
Ancak
1990'lı yıllarda bu bilgiye etki edebilecek yenilikler yaşandı
Saç teli kalınlığında elektrotlar kullanılarak maymun beynindeki sinirler tek tek gözlendi
Araştırma sırasında
hayvanın ilgi durumuna göre hücre etkinliğinin değiştiği saptandı
Maymuna bir şekil gösterildi
Şekilden oluşan bu uyarana ilgisi arttığında
sinirlerin hareketini gösteren ışıklar daha canlı hale gelirken
ilgi duymadığı şekillerde sinirin yaydığı ışığın azaldığı görüldü
Beynin alanları
Beynin temel yapısıyla ilgili sonuçlar
ham bilgiyi alan
işleyen ve geri gönderen bir girdi-çıktı sistemi olduğunu açığa çıkardı
Bu da
her sinirin geri besleme yoluyla etkinleştiğini gösterdi
Beynin
küresel bir devlet gibi değerlendirilebilecek ağ sistemiyle oluşan doğası
milyarlarca hücrenin çıktılarını kontrol etmesi üzerine kurulu
Sinirlerin hareketlenmesi mi beyni oluşturuyor
yoksa beyin mi sinirleri hareketlendiriyor? Cevap şu şekilde verilebilir
Bilgisayarlarda girdi ve çıktı işlemleri tümüyle birbirinden ayrılmıştır
Ancak beyin için aynı şey söylenemez
Olağanüstü organik yapısı nedeniyle
bütün ile parçalar iç içe geçmiş durumda
Küçük ve büyük parçalar bir arada evrim geçiriyor
Bu nedenlerle nörologlar
beynin fotoğrafını daha ayrıntılı çekmeye zorlandılar
Felç
tümör
travma ve yaralanma gibi beyin hasarlarının incelenmesi
beyinle ilgili bir başka gerçeği daha gündeme getirdi: Farklı işlem bölümlerine ayrıldığı
Görme
duyular
konuşma ve motor kontrol gibi işlevlerin alanları ayrı
Beyin tarama cihazlarının yarattığı heyecanın nedeni de buydu
Biyoloji
insan genom projesiyle amacını gerçekleştirdi
Nörologların en büyük tutkuları ise
beyin haritalama projesiydi
Ancak büyük umutlar
taramaların başlamasından kısa bir süre sonra suya düştü
Evet
beyin etkinlik merkezlerine sahipti
Konuşurken
sol yarımküredeki olası dil bölgesi etkinleşiyordu
Ancak hemen ardından
beynin tüm alanlarında hareketlilik görülüyordu
Özel noktaların yanında
bütünsel bir işletim sisteminin varlığı açıktı
Beyinde hiçbir bölüm
tek başına
diğerlerinden bağımsız bir eyleme girişmiyordu
Bilgisayar dünyasında yaşanan gelişmeler
bilim insanlarında
beyin hatlarının kesin şekilde çizilmiş haritalarının çıkarılabileceği umudunu doğurdu
Tam tersi
bilim insanları beynin genelleştirme eğiliminde olduğunu buldular
Beynin ne zaman nasıl davranacağı kestirilemiyordu
Bir bölge farklı koşullarda farklı yüzünü gösterebiliyordu
Basitçe örneklemek gerekirse çevresine uyum sağlayan bukalemun gibiydi
Şu anda nörolojinin geldiği nokta bu
Eski basitlikler
Bilinç araştırmaları
Uzun zamandır bilim insanları
bilinç konusunda adım atmaktan kaçınıyorlardı
Kimisi bilincin objektif araştırmaya açık bir konu olmadığını öne sürerken
kimisi ortada araştırılacak bir konunun bulunmadığını bile söyledi
Onlar için zihin
değişik beyin işlemleri sırasında beyinde gelişen bir kavramdı sadece
Ancak 1990'lı yıllarda bu konuya yaklaşım da değişti
Bilinç araştırmaları bilimsel yayınlarda
konferanslarda ve eğitim çalışmalarında kabul görmeye başladı
Günümüzde bilinç araştırmaları
ciddi olanlar ve olmayanlar şeklinde ikiye ayrılabilir
Ciddi olanlar işi ağırdan alıyorlar ve bilinci
eşgüdümlü sinirsel etkinliklerin ürünü olarak görüyorlar
Tabii ki her sinirsel etkinliğin bilinçle ilgili olmadığının farkındalar
Davranışlarımızın çoğu bilinçsizce ya da bilinçaltı alışkanlığı şeklinde ortaya çıkıyor
Bu grupta yer alan bilim insanları
Bilişselliğin Sinirsel Bağıntısı (BSB) adını verdikleri araştırmayla
zihinsel olaylar sırasında beyinde nelerin yaşandığını bulmayı hedefliyorlar
"Necker küpü" veya "imkansız üçgen" deneyleri gibi tersine çevrilebilir görüntü yanılsaması örneklerini ele alalım
Necker küpünde
bakış açısına bağlı olarak görüntü değişir
Bir taraftan bakıldığında küp bize doğru yönelmişken
diğer taraftan bakıldığında arka kısma doğru uzanır
Hayvan beyni içinde yaşananları kaydetmek için elektrotları kullanan araştırmacılar
bu tür farklı bakış açılarının sinir tepkilerini nasıl etkilediğini belirlediler
Bu deneyler
beyin mekanizmasını anlamak için en güçlü yollar
Daha önceki keşiflerden birinde
bilişsel algının belirli bölümlerinde
sinirlerin ateşlenmesi adı verilen etkinliklerin ve elektrik uyarılarının eşzamanlı yaşandığı anlaşılmıştı
Özel beyin alanlarında da benzerlikler var
Örneğin ön alın lobu zihinsel süreçte devreye giriyor
Merkezde bulunan "anterior singulat korteks (önkuşak korteksi) olarak bilinen bölge de anahtar alanlardan biri
Buna karşın
bilişsellikle ilgili sinirsel etkinliği sağlayan tek bir mekanizmanın varlığından kesinlikle bahsedilemiyor
Bilinen tek şey
bilişsel etkinlik sırasında birbiriyle uyumlu pek çok sinirin etkinleştiği ve ön alın lobunun devreye girdiği
Yine de
BSB üzerine araştırma yapanlar
bilinç sürecini açıklayabilecek net ve kesin mekanizmaları belirleyebilmek için uğraşıyorlar
Kuantum mekaniği
BSB araştırmacıların yanı sıra
bilinç konusunu farklı yöntemlerle inceleyenler de var
Bu kişiler bilincin çok özel
sıradışı ve beynin işlemlerinin toplamı olduğunu düşünüyorlar
Bu kampta yer alanların yaklaşımına göre
bilinç gizemi kuantum mekaniğinin gizemiyle doğrudan bağlantılı
Onlara göre bilinç
çok sayıdaki hücrenin kuantum üstkonum aşamasına geçmesinin bir sonucu olabilir
Kuantum kuramcılarının karşılaştığı en önemli sorun
hücrelerin evre uyumlarına ilişkin makroskobik aşamaların sıcak ve nemli beyin ortamında net olarak tespit edilememesi
Bilinç mekanizmasını araştıran bir üçüncü kesim ise
bunun biyolojik işlemler bütünü olduğunu savunuyor
Örneğin
Şilili nörologlar Humberto Maturana ve Francisco Varela tarafından geliştirilen "autopoiesis" (yenilenme
kendini yeniden üretme eylemi) ya da kendinden bilme ağı teorisine göre bilinç
karar verme yeteneğinin genel biyolojik sürecinin yoğun şeklidir
Yaşamın kendisi
dünyada olup biteni bilme ve bunlara cevap verme eylemidir
Genler
dünyaya uyum sağlamak için bedenin ihtiyaç duyduğu anlama yeteneğini temsil eder
Bağışıklık sistemi
kendisinin ne olduğunu ya da olmadığını bilip ona göre harekete geçer
Dolayısıyla bilinç
bu temel biyolojik ilkenin karmaşıklaşmış hali olabilir
Tüm bu sistem yaklaşımlarının amacı
bilince yönelik net ve matematiksel bir model kazandırmak
Ancak
yolun çok başındayız ve bilinç konusunda aşılması gereken daha çok nokta var
Tüm bilinmezlerine rağmen
önümüzdeki 30 yıl içerisinde
beynin yapısı
kimyası ve işlevlerinin; her sinir ucunun
dendritin
presinaptik sinirin ve sinir hücresinin haritasının çıkarılacağı belirtiliyordu
Dolayısıyla bir makine ile insan arasındaki farkın çok azalacağı ileri sürülüyordu
Bu konuda önemli adımlar da atıldı
Yine de nöroloji dünyası henüz ulaşılan noktadan hoşnut değil
Ve yeni tekniklerle gizler denizinin derinliklerine ağır ağır ilerliyor
Beyinle ilgili yanlı söylentiler:
Beynin sol tarafı mantıksal
sağ tarafı yaratıcıdır: Beynin işleyişi yanal olduğu için
bu ifadenin bir parça doğruluk payı var
Sol yarımküre
ayrıntılara odaklanma ve sonuçlandırmada iyiyken; sağ yarımküre daha geniş ve bağlamsal bakış açısıyla işliyor
Ancak düşünme sırasında etkinlik paylaşılıyor
Beynin sadece yüzde 10'unu kullanırız: Bu efsane 1930’lu yıllarda ortaya atıldı
Cerrahi uygulamalar sırasında beynin elektrotlarla incelenmesi sonrasında büyük bir bölümünün "sessiz" olduğu görüldü
Ancak modern beyin taramaları
beynin her alanının etkinliğini kanıtladı
Tüm insan beyinleri aynı yapıya ve özelliklere sahiptir: Gerçekte beyin
çeşitli alanları benzerlik gösterse de
yüz ya da parmak izi gibi bireysel
Dil merkezi ya da diğer kritik bölgeler
boyut ve konum açısından farklı oluşabiliyor
Örneğin bir hastanın görme korteksi diğerine oranla üç kat büyük olabiliyor
Nörologları da en çok bu durum zorluyor
Sinir bağlantıları kullanılmadıkça azalma gösterir: Bebeklerin ilk yıllarında ihtiyacı olandan çok daha fazla sinirsel bağlantı üretmeleri bu görüşü doğurdu
Fikir
yoğun uyarımların ek bağlantılara yol açacağı mantığı üzerine kurulmuştu
Varolan bağlantıların azalması
daha etkin beyin yollarının oluşmasında gerekli aşamalardan biri
Sinir ağını oluşturan yapılar
Beyinde ve omurilikte nöron denilen sinir hücreleri bulunuyor
Her sinir hücresinin çok sayıda kısa uzantısı var
Her nöronun tek ve uzun bir uzantısı vardır ki
buna da akson deniyor
Akson uçları ile başka nöronların dendritleri veya gövdeleri arasında temas bölgeleri bulunuyor
Sinir sistemindeki bütün etkinlikler
bu arada bellek
nöronlarda doğan elektrik akımıyla ilgili
Akson: Elektrik akımını bir hücreden diğerine taşıyan tek uzantı
Nöronun çıkış kolu
Miyelin: Aksonu yalıtarak akımın aktarım hızını artıran yağlı
beyaz renkli protein
Dendrit: Komşu sinirlerle bağlantıyı sağlayan çok sayıdaki uzantı
Giriş kolu
Sinaps: Sinirler arasındaki temas aralığı
Nöromedyatör (Nörotransmiter): Dopamin ve serotonin gibi
nöronlar arasında sinyali taşıyan kimyasal mesajcılar
Diken (Spike): Akson boyunca yol alan elektrik akımı
Presinaptik almaç: Sinyali gönderen hücrenin zarındaki protein yapıları
Postsinaptik almaç: Sinyali alan hücrenin zarındaki protein yapıları
Yeni doğmuş bir bebeğin beyni 400 gr
İçgüdüsel davranışları şekillendiren alt beyin oluşuyor
Sinirler ve kıvrımların etkinliği ise sınırlı olarak sürüyor
Bebeklik döneminin ilk yılında
kortekste bir saniyede milyonlarca sinaptik bağlantı gerçekleşiyor
Beynin ağırlığı iki katına çıkıyor
Emekleme döneminde beynin ağırlığı 1
100 gramı buluyor
Beyindeki sinaptik bağlantıların sayısı katlanıyor ve sinir yolları inşa ediliyor
Gençlik çağında beyin 1
300-1
400 gramlık ağırlığına ulaşıyor
Karar verme ve sosyal düşüncenin geliştiği kortikal merkezler son şeklini alıyor
20 yaşından sonra
beynin devre yapısını tamamladığı kabul ediliyor
Ancak
nörologlar
bu dönemden sonra da gelişmenin yaşandığını onaylıyor
Bunları biliyor musunuz?
Beynin yaklaşık yüzde 80’i su
yüzde 10’u yağ ve yüzde 8’i proteinden oluşuyor
Geri kalan bölümünü karbonhidrat
tuz ve diğer mineraller kaplıyor
Kalın sinirler
bir mesajı yaklaşık olarak saatte 400 km
hızla taşıyor
Ancak beynin genelindeki trafik
saatte 20 km'den daha düşük bir hızda seyrediyor
Beynin kıvrımları yayıldığında elde edilen korteks
standart A4 kağıdı büyüklüğünde gri madde tabakası oluşturuyor
Beyin
loş bir lambayı aydınlatabilecek kadar enerji yakıyor
Vücut ağırlığının sadece 50'de biri kadar olan beyin
vücudun oksijen ve glikoz ihtiyacının beşte birini tüketiyor
Beynin dünyada olup biteni algılaması zaman alıyor
Örneğin
100 metre yarışçılarının silah sesini duyduktan sonra start almaları saniyenin sekizde birinde gerçekleşiyor
Beklenmedik bir şeye verdiği tepki ise
yaklaşık yarım saniyeyi buluyor
Uyku halinde düşünme eylemi sürüyor
Zihni kurcalayan karmaşık düşünceler bulanık bir biçimde etkinliğini devam ettiriyor
Ancak hafıza kapalı olduğundan bunlar unutuluyor
20 kişiden biri (genellikle kadınlar) akılda kalıcı zihinsel düşler kurduğunu söylüyor
Bu günlük fantezilerin
gerçeğe çok benzediğini de vurguluyor
Göz beynin bir parçası
Diğer duyu organlarının sinirleri beyinde buluşsa da
gözün retinası beyin dokusundan oluşuyor
Vücut oranı esas alındığında
insanlar en büyük beyne sahip
Ancak bir fil beyni insanınkinden 4 kat
dev mavi balinanınki ise 5 kat büyük
Büyük beklentiler
Beyinle ilgili en şaşırtıcı gerçek ne? Büyük olasılıkla dış dünyayla çok zor bağlantı kurması
Çok az sayıda sinir uzantısı (tabii ki sayıları birkaç milyonu buluyor) beyne duyumsal mesajları taşıyor
Ve yine az sayıda sinir hücresi (bunlarda birkaç milyonu buluyor) bu motor komutları yerine getiriyor
Dolayısıyla
her birkaç bin beyin hücresinden biri dış dünyayla hiçbir ilişki kurmuyor
Çoğunluğu kendi aralarındaki iletişimle ilgileniyor
Beyin
niyet ve beklentilerle dolu kendi bilinç modelini oluşturma eğilimiyle işliyor
Daha sonra da iç modelini hayata geçirmek için güncellenmiş zayıf bilgi akışına ihtiyaç duyuyor
Bu zayıf duyumsal bilgi akışı
yandaki diyagramda gösterilen
"bilinç döngüsü" sistemiyle işleme giriyor
İnsan beyninin evrimi
İnsan beyni ne zaman gelişti? Kişisel algı ve sembolik zihnin kanıtları kabul edilen mağara resimleri
dinsel heykelcikler ve boncuktan yapılmış kolyelerin ilk ortaya çıktığı zamanları göz önüne alırsak
yaklaşık 50
000 yıl önce cevabını verebiliriz
Karar verme
karmaşık düşünce sisteminin merkezi kabul edilen prefrontal lob
Homo sapiens'lerde Homo erectus'a oranla daha büyük
Bu değişiklik
konuşma ya da dil merkezlerinin de gelişmesini açıklıyor
Sembolik bir medyum olarak dil
sadece toplumsal iletişimin değil
düşüncenin de aracıydı
Böylece insan
hayvanlardan farklı olarak iç sesini
düşüncelerini yansıtabilen bir canlıya dönüştü
Peki gelecekte ne olacak? Bazı bilim insanları
doğal ayıklanma baskısının konusunu oluşturmadığından
beynin zihinsel evriminin durduğunu belirtiyorlar
Diğerleri ise
evrim sürecini doğayla değil
teknolojik gelişmeyle açıklıyor
Genetik mühendisliğinin ve gelişmiş bilgisayarların beynin evrimim değiştirebileceğini ileri sürüyorlar
Beyinde etkin hale gelen 10 alan
Posterior pariyetal korteks (PPK- Arka üst korteks): Görsel işlemlere yol açan hareket-işlem alanı ile vücut haritasını kontrol eden duygu-motor korteksinin ortasında yer alıyor
Uzanıp masadan bir şey almak istediğimizde
PPK devreye girerek bize yardımcı oluyor ve otomatik olarak istediğimize ulaşıyoruz
Broca alanı: Konuşma sırasında cümlelerin gramer yapılarından sorumlu bölge
Wernicke alanıyla Broca alanı arasında etkileşim var
Wernicke alanında kelimelerin akustik algılamsı gerçekleşirken
Broca alanı sesleri eklemleyerek konuşma işlevini yerine getiriyor
Anterior singulat korteks: Bir harekete girişmeye hazır olunduğunda
planlama ve duygu durum arasında bağlantı kurarak aktifleşen odaklanma alanı
Çözüm ve düşünme gerektiren zor bir durumla karşılaşıldığında etkin hale geliyor
Bölge hasara uğradığında hareket becerisinin tümüyle yok olması anlamına gelen akinetik mutizm baş gösteriyor
Amigdal: Beynin her iki yarım küresinin ortasında yer alan bezelye tanesi büyüklüğünde organ
Korku ve öfke gibi duyguların merkezi
Elektrot uyarımlarıyla dayanılmaz terör duygusu yaratabiliyor
Beslenme ve cinsellik gibi güdüsel eylemleri de düzenliyor
Endişe
iç sıkıntısı ve nevroz gibi hastalıklarda
bu yapıda aşırı hareketlilik görülüyor
Hippokampus: Duygulara ilişkin tüm yollar hippokampusta toplanıyor ve buradaki sinir hücreleri beynin genelinde sürdürülen tüm etkinliklerin “şipşak” fotoğrafını çekiyor
Bu bölgede meydana gelebilecek bir hasar kişinin hafızasını kaybetmesine
dahası bir kaç saniye öncesinde yaşadıklarını bile unutmasına yol açıyor
Beyincik: Küçük beyin olarak bilinen bu kıvrımlı lob
beyin sapının arka kısmında yer alıyor
Beynin onda birlik bölümü ve sinir hücrelerinin yarısından fazlasından sorumlu
Bu bölümdeki sinir hücrelerinin sinaptik bağlantıları ortalamadan 20 kat daha fazla
Beyinde formüle edilen hareketlerin düzenlenmesi ve zamanlamasını gerçekleştiriyor
Görsel korteks: Bu
görmenin temel olarak şekillendiği alan
Gözlerden gelen bilgi burada tescil ediliyor
Ancak renkleri ayırt etme
şekil tanımlama
görme işleminin tamamlanması için 20 farklı nokta ve özel alan etkileşime giriyor
Tek tek görsel alanların büyüklüğü bir medeni para kadar
Ancak birleştirildiğinde kredi kartı büyüklüğünde bir alan elde ediliyor
İğsi kıvrım (girus fusiformis): Bu korteks
yüz tanımlama alanı olarak değerlendiriliyor
Herhangi bir hasar
arkadaşların
ünlü kişilerin hatta kendi yüzünün bile tanımlanamaması sonucunu doğuruyor
Ventromedial korteks (İç yan boşluk korteksi): Karmaşık
duygu yoğun kararların verilmesini sağlayan alan
Bu bölgesi hasar görmüş kişiler
kart oyunlarında olasılıkları hesaplayamıyor ve otomobil çarpışması gibi korkunç görüntülerden etkilenmiyor
Genel bilgi ve zeka düzeyi normal olmasına karşın
iyi ile kötü arasında tercih yapmakta zorlanıyor
Devrim yaratan tarama teknolojileri
Bilgisayarlı tomografi (Computed Tomograpy –CT): Bilgisayarlı tomografi
geleneksel röntgen cihazının gelişmiş hali
Her açıdan beynin röntgeni çekiliyor ve bilgisayarla oluşturulmuş görüntüye dönüştürülüyor
CT taraması
beynin bütünsel anatomisini gösteriyor
Beyin dokularını ya da etkinliklerini kaydetmiyor
PET taraması: Positron emisyon Tomografisi’nde kan dolaşımına radyoaktif bir madde şırınga ediliyor
Bu işaretleyici maddenin beyin hücreleri tarafından emilmesiyle
zihinsel etkinlikler sırasında beynin hangi bölgelerinin harekete geçtiği saptanıyor
Maliyetli ve zararlı bir uygulama
f-MRI taraması: Fonksiyonel manyetik rezonans Görüntülemesi’nde beyindeki atomları sıraya dizmek için güçlü mıknatıslar kullanılıyor
Daha sonra radyo atımlarıyla hidrojen ve oksijen gibi elementlerin miktarı ölçülüyor
Saniyede pek çok taramayla zihinsel faaliyet haritalanıyor
MEG taraması: Magnetoensefalografi’de (MEG) çok yoğun
soğutulmuş sıvı helyumlu algılayıcılar kullanılarak
aktif sinir ağlarının ürettiği manyetik alanlar saptanıyor
Bu yol
sinirlerin ne zaman harekete geçip ne zaman durduğunu tespit etmeye yarıyor
Focus Dergisi’nden alınmıştır
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul