Prof. Dr. Sinsi
|
Peygamberimiz Nelerden Allah’A Sığınırdı?
Peygamberimiz nelerden Allah’a sığınırdı?
--------------------------------------------------------------------------------
HEPİMİZİN korkuları vardır Ürktüğümüz, olmasın diye içimizden dualarla önünü kesmeye çalıştığımız ürküntülerimiz vardır
Bazen başarırız Belki de takdir öyle uygun görür Bazen bize rağmen, dualarımıza rağmen endişelerimizi aşamayız Tabii ki bütün bu noktalarda tek sığınağımız, dualarımızda yöneleceğimiz yer ve makam yüce Rabb’imizdir Ondan gayri kimin gücü yeter, güç yetirilemeyen şeylere
Bu satırları okuduğumuzda hangi endişe ve korkular sakınılması gereken haklı korkulardır, hangileri ise boş endişelerdir diye düşünmüşsünüzdür Aslında herkesin kendisine ait özel korku ve endişeleri olabilir Bunların bir kısmı hepimiz için genel olan korkulardır Bir kısmı ise kişiye göre değişen özel korkulardır
* * *
Dini hayatımızla ilgili sırları belirleyen Peygamberimiz de yaşamı boyunca bazı endişelerden yüce ALLAH’a sığınmıştır O, korkularından güvende olmaya, emin olmaya gayret ederdi Bunu yaparken, "ALLAH’ım, falan veya filanca şeyden sana sığınırım" diyerek endişelerini sıralardı
İşte bu haftaki yazımızda Peygamberimizin kendi sözlerinden, ALLAH’a sığındığı hususları paylaşmak istedim Onun için de yukarıdaki satırları yazdım Bakalım Efendimiz, nelerden ALLAH’a sığınırmış
1- ALLAH’ım! Hazineleri senin kudretinde olan her türlü hayrı isterim ve hazineleri senin kudretinde olan her şerden sana sığınırım (Hákim)
Peygamberimizin bu yalvarışı, az cümleyle çok şey anlattığı en güzel yakarışlardandır Öyle ya, her türlü iyilik de, kötülük de yüce ALLAH’ın izniyle değil mi? Öyleyse bilmediğimiz her kötülükten O’na sığınmak ve sınırlarını bilmediğimiz her iyilik için de O’na yönelmek en doğru olanı değil mi? Şunu da belirtelim ALLAH şerri yaratır, ama şerrin kullanılmasından razı olmaz İyiliği de yaratır ama iyiliğin kullanılmasından razı olur
2- ALLAH’ım! Kötü günden, kötü geceden, kötü saatten, kötü arkadaştan, evimin yakınındaki kötü komşudan sana sığınırım (Tabarani)
Günün ve gecenin bizatihi kötüsü olmaz Ama gelecek gece veya gündüzlerin hangisinin kötü şeylere gebe olduğunu sadece yüce ALLAH bilir Peygamberimiz bu anlamda gece ve gündüzün şerrinden ALLAH’a sığınmıştır
3- ALLAH’ım! Hilekár dosttan sana sığınırım O (sözde) dost ki, bana dost bakışıyla bakar! Halbuki kalbiyle her an beni kontrol eder Benim iyi bir iş yaptığımı görürse onu örter Benim kötü bir işimi ve hatamı görürse hemen etrafa yayar
Dostlar üç türlüymüş Birincisi gerçek vefalı dost: İyi ve kötü günde yanınızda olur, siz yüceldiğinizde sevinir, düştüğünüzde üzülür İkincisi, menfaat için yanınızda olan dosttur: Vefasızdır Siz iyi olduğunuzda yanınızdadır, düştüğünüzde uzağınızdadır Üçüncüsü ise yukarıdaki hadiste anlatılan dosttur: Hilekárdır, münafık ruhludur
4- ALLAH’ım! Faydasız ilimden, kabul olmayan amelden, karşılık görmeyen duadan sana sığınırım (Müslim, Zikr, 73; Ebu Davut, Vitr, 32; Nesai, Daavat, 68; Nesai, İstiaze, 13; Müsned, ibn Hibban, Hákim)
İhlas, yani takva olmazsa gerçek ilmin de, amelin de, duanın da fayda sağlaması mümkün değildir Bir de faydasız olan ama bazılarınca ilim olarak tarif edilen sihir, kehanet ve büyücülük gibi uğraşlar vardır Bunlardan da ALLAH’a sığınmak lazım
5- ALLAH’ım! Fakir düşmekten, yoksulluktan, zillete düşmekten sana sığınırım ALLAH’ım başkasına zulmetmekten ve başkası tarafından zulme uğramaktan da sana sığınırım (Ebu Davut, Vitr, 32; Nesai, İstiaze, 14; İbn Mace, Dua, 3; Ahmed, Müsned, 2/305)
Hz Peygamber, zengin değildi Bazen üç ay boyunca evinde çorba pişmezdi Yamalı elbise giydiği olurdu Ama fakirliği övmezdi Belki, başkasının hakkını yiyerek zengin olmak yerine fakirlik daha iyidir derdi Bu nedenle de başkasına muhtaç olacak seviyedeki fakirlikten ALLAH’a sığınacak kadar kaçınırdı
* * *
6- ALLAH’ım! Beni -gözümü açıp kapatacak kadar- kısa bir an bile nefsimle baş başa bırakma Bana verdiğin iyi şeyleri benden geri alma
Ne kadar manidar değil mi! Yüce Rabbimizin gönderdiği elçi Son peygamber Ama içimizden biri Bizim gibi, bize yakın, bizim endişelerimizi taşıyan biri ALLAH’ın kulu ve elçisi Ne kadar da açık, yalın ve temiz Nefsinize güvenmeyin Heva ve heveslerinize aldanmayın Boş kuruntular peşinde koşmayın Sonu belli olan bir hayat için kendinizi yitirmeyin Bakın ben bile, ben Muhammed bile nefsimin kötü arzularından ALLAH’a sığınıyorum Onun bu duayla anlattığı bu aslında Sığınağını kaybetmiş, korkunç yıldırımların, şimşek ve afetlerin sağanağı altında sırılsıklam olmuş ve hatta ümidini yitirmiş çağımız insanına bundan daha güzel yol gösterici olabilir mi?
Evet, bazen insan, sislerin içinde yönünü kaybediyor Duman gözünü bürüyor Günahlar dengesini bozuyor İşte o an "ALLAH’ım! Sana Peygamberimizin sığındığı gibi sığınırım" demekten başka çare var mı?
Nihat Hatipoğlu
ALLAH’ım! Efendimiz Muhammed (aleyhisselâm)’a ezelle ebed arasını dolduracak ölçüde selâmın olsun Öyle ki, selâmın sayı kapsamına girmesin ve belirli bir zamana sığmasın
Ey Rabbimiz, bizden kabul buyur! Şüphesiz ki Sen, her şeyi lâyıkıyla duyar ve bilirsin Tövbemizi de kabul buyur Muhakkak ki Sen, tövbeleri çokça kabul eden Rahîmsin
Ey Alemlerin Rabbi, ey Rahman, ey Rahîm! Senden Peygamberimiz aleyhissalâtu vessellem Efendimizin yüzünü bize göstermeni, rüyada bu devlete bizi eriştirmeni istiyoruz Ve onun üzerine salât ve selâmını, tâ kıyamete kadar indirmeni ve bizimle beraber bulunmanı arzu ediyoruz
ALLAH’ım, salât ve selâmın; kemâl güzeli, celâl tacı, cemâl cazibesi, kavuşma güneşi, ilahi yurdun izzet ve şerefi, vücud letâfeti, her mevcudun hayatı, ilahi saltanatın en yücesi, ilahi kudretin yüce sanatının açık misali, seçilmiş kişilerden seçilip beğenilenin açık nişanesi, ilahi yakınlığa mazhar olan has kişilerin hülâsası, ALLAH’ın büyük sırrı, O’nun en iyi, en güzel, hakiki ve mükerrem dostu Efendimiz, Mevlâmız Muhammed aleyhisselâm’a olsun
ALLAH’ım, biz Muhammed aleyhisselâm ile Sana tevessül ediyoruz Onun vasıtasıyla Senden şefaat etme ihsanını bekliyoruz…
ALLAH’ım, Muhammed aleyhisselâm’ın makam ve mertebesi hürmetine Senden mağfiret, hoşnutluk ve tastamam bir kabul olunma istiyoruz Bizi bu hususta bir an olsun kendi nefsimizle başbaşa bırakma Ey kullarının isteğine en güzel cevap veren! Gerçekten Senin rahmetinin eseri olarak Muhammed aleyhisselâm güvenilir aracı olarak varlık alemine girmiştir
…
Ey kerem sahibi! Ey kıyamet günü müminlere has rahmetiyle tecelli eden!
Muhammed aleyhisselâm’a vesile ve fazilet makamlarını ver, şeref ve yüce dereceler bahşeyle Onu, vaadettiğin Makam-ı Mahmud’a eriştir… Onun sancağı altında bizi topla
“ALLAH’ın peygamberi rüsva etmediği günde” peygamberin irfan havuzundan bize içir Öyle bir günde ki, Resulüne müjdeyle şöyle buyurursun:
“Konuş dinleniyorsun; iste verilecek; şefaat et, şefaatın kabul olunacaktır ” Zira, Senin bu husustaki müjden, şöyle zuhur etmiştir: “Muhakkak Rabbin sana verecek de, hoşnut olacaksın ”
ALLAH’ım, celâlinin izzeti ve izzetinin celâliyle, saltanatının kudreti ve kudretinin saltanatıyla, peygamberin Muhammed aleyhisselâm’ın sevgi ve muhabbetiyle; merhametsizlikten, kötü, şehevî söz ve davranışlardan Sana sığınıyoruz
Ey muhtaçlara arka olan, ey güven isteyenlere emniyet sağlayan! Bizi nefsanî hatıralardan kurtar, şeytanî şehvetlerden koru, beşerî pisliklerden temizle, muhabbet-i sıddıkiyye ile bizleri sadeleştirip arındır
Gaflet sadasından, bilgisizlik evhamından uzak bulundur Ta ki -Senin toplayıcı, bir araya getirici vahdetinin huzurunda kesretin fena bulması gibi- şeklimiz benliğimizin yok olmasıyla kaybolup gitsin; insanî hırs ve arzularımız eriyip bitsin  Bizi ilahi Ahadiyyet’in ziynetiyle süsle Samedanî hakikatların tecellisine mazhar kıl Bütün bunları Vahdaniyyet’in müşahedesinde gerçekleştir
…
Ya Rab! Ya ALLAH! Ya ALLAH! Ya ALLAH! Rabbim ALLAH’tır Benim başarım, ancak ALLAH iledir Ben ancak O’na dayanırım ve ancak O’na yönelip inayetini beklerim
Maksat ve niyetimizi asil bir şan ve şeref katında, kerem doruğunun en yücesinde sağlamlaştır; Resullerden büyük azim sahibi olanların azim ve niyetine yakın eyle Ey yakaranlara cevap veren, ey imdat isteyenlerin imdadına koşan! Rahmetinin lütuflarıyla, bizi Senden uzaklaştıran sapkınlıktan kurtar
Ey merhamet edenlerin en çok merhamet edeni, ey Rabbimiz; bizden kabul buyur Şüphesiz ki Sen, evet Sen, her şeyi hakkıyla işiten ve gereği gibi bilensin Tövbemizi kabul et Muhakkak ki Sen, evet Sen, tövbeleri çokça kabul eden Rahîmsin
ALLAHım, salât ve selâmın, Efendimiz Nebiyyi Ümmî Muhammed aleyhisselâm’a, onun zevcelerine, soyuna, Ehl-i Beyt’ine olsun İbrahim’e ve hanedanına salâvatını indirdiğin gibi, onlara da indir Şüphesiz ki Sen övülmeye lâyıksın, şan ve şeref sahibisin
Hamdolsun Kâinatın Rabbi ALLAH’a (Amin)
|