Yalnız Mesajı Göster

Kütüb-İ Sitte Hadisler - Kur'ân'in Faziletine Dair

Eski 07-12-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kütüb-İ Sitte Hadisler - Kur'ân'in Faziletine Dair



KUR'ÂN'IN FAZİLETİNE DAİR

411 - Hâris el-A'ver anlatıyor: "Mescide uğramıştım, gördüm ki halk, zikri terkedip malâyanî konulara dalmış, konuşuyor Hz Ali (radıyallahu anh)'ye çıkıp durumdan haberdâr ettim Bana:

-"Doğru mu söylüyorsun, öyle mi yapıyorlar?" dedi, Ben:

-"Ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle söylediğini işittim:

-"Haberiniz olsun bir fitne çıkacak!" Ben hemen sordum:

-"Bundan kurtuluş yolu nedir Ey Allah'ın Resûlü?" Buyurdu ki:

-"Allah'ın Kitabı (na uymak)dır O'nda sizden önceki (milletlerin ahvâliyle ilgili) haber, sizden sonra (kıyamete kadar) gelecek fitneler ve kıyâmet ahvâli ile ilgili haberler mevcut Ayrıca sizin aranızda (iman-küfür, taat-isyân, haram-helâl vs nevinden) cereyân edecek ahvâlin de hükmü var O, hak ile batılı ayırdeden ölçüdür O'nda herşey ciddîdir, gâyesiz bir kelâm yoktur Kim akılsızlık edip, O'na inanmaz ve O'nunla amel etmezse, Allah onu helâk eder Kim O'nun dışında hidâyet ararsa Allah onu saptırır O Allah'ın sağlam ipidir O, hikmetli olan zikirdir, O dosdoğru yoldur O, kendine uyan hevaları koymaktan, kendisini (kıraat eden) delilleri iltibastan korur Alimler ona doyamazlar Onun çokca tekrarı usanç vermez, tadını eksiltmez İnsanı hayretlere düşüren mümtaz yönleri son bulmaz, tükenmez, O öyle bir kitaptır ki, cinler işittikleri zaman şöyle demekten kendilerini alamadılar: "Biz, hiç duyulmadık bir tilâvet dinledik Bu doğruya götürmektedir, biz onun (Allah kelâmı olduğuna) inandık" (Cin 1) Kim ondan haber getirirse doğru söyler Kim onunla amel ederse ücrete mazhar olur Kim onunla hüküm verirse adaletle hükmeder Kim ona çağrılırsa, doğru yola çağrılmış olur Ey A'ver, bu güzel kelimeleri öğren"

Tirmizî, Sevâbu'l-Kur'ân 14, 2908

412 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Bir grup, Kitâbullah'ı okuyup ondan ders almak üzere Allah'ın evlerinden birinde bir araya gelecek olsalar, mutlaka üzerlerine sekinet iner ve onları Allah'ın rahmeti bürür Melekler de kanatlarıyla sararlar Allah, onları, yanında bulunan yüce cemaatte anar"

Ebu Dâvud, Salât 349, 1455 H; Tirmizî, Kırâ'at 3, 2946 H; Müslim, Zikir 38, 2699 H; İbnu Mâce, Mukkaddime 17, 225 H

413 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Sizden kim evine döndüğü zaman üç adet gebe, iri, semiz deve bulmayı istemez?" diye sordu "Hepimiz isteriz" diye cevap verdik "Öyle ise, buyurdu, kim namazda üç âyet okusa bu ona, üç iri ve semiz deveden daha hayırlıdır"

Müslim, Salâtu'l-Müsâfirin, 250 (802)

414 - Ukbetu'bnu Âmir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Biz Suffa'da iken Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) (dışarı) çıkarak: "Hanginiz hergün hiç günah işlemeden ve akrabalık bağlarını da bozmadan Buthân'a veya Akik'e gidip oradan (zahmete ve masrafa girmeden) iki adet iri hörgüçlü dişi deve tutup getirmeyi ister?" diye sordu Biz: "Ey Allah'ın Resûlü bunu hepimiz isteriz" dedik Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm): "-O halde birinizin mescide gidip orada Allah'ın kitabından iki âyeti öğrenmesi veya okuması, kendisi için iki deveden daha hayırlıdır Üç âyet onun için üç deveden, dört âyet onun için dört deveden ve okunacak âyetler kendi sayılarınca deveden daha hayırlıdır" buyurdular"

Müslim, Salatû'l-Müsâfirin 251; Ebu Dâvud, Salat 349, 1456 H

415 - İbnu Mes'ûd (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'i dinledim, şöyle diyordu: "Kur'ân-ı Kerîm'den tek harf okuyana bile bir sevab vardır Her hasene on misliyle (kayde geçer) Elif-Lâm-Mim bir harftir demiyorum Aksine elif bir harf, lâm bir harf ve mim de bir harftir"

Tirmizi, Sevâbu'l-Kur'ân 16, 2912 H

416 - Hz Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Cenâb-ı Hakk, Kur'ân-ı Kerim'i (güzel bir sesle açıktan okuyan bir peygambere kulak ver(ip sevabı bol kıl)diği kadar hiçbir şeye kulak ver(ip mükâfaat ihsan et)memiştir"

Buhârî, Tevhid 32, 52, Fedailu'l-Kur'ân 19; Müslim, Müsâfirin 232, 233, 234, Ebu Dâvud, Vitr 20; Tirmizi, Sevâbu'l Kur'ân 17; Nesâî, İftitâh 83; İbnu Mâce, İkâmet 176, (1340)

417 - Buhârî'nin bir rivâyetinde Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurmaktadır: "Kur'ân'ı tegannî etmeyen bizden değildir" (Sahabeden biri, bununla) açıktan okumayı kastediyor demiştir"

Buhârî, Tevhid, 32, 44

Tegannî: "kıraatın hüzünlü ve dokunaklı kılınmasıdır"

418 - Ebû Umâme (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in şöyle söylediğini işittim: "Allah, geceleyin Kur'ân okuyan bir kula kulak verdiği kadar hiçbir şeye kulak verip dinlemez Allah'ın rahmeti namazda olduğu müddetçe kulun başı üstüne saçılır Kullar, ondan çıktığı andaki kadar hiçbir zaman Allah'a yaklaşmış olmaz"

Ebu'n Nadr der ki: "Ondan" tâbiriyle "Kur'ân'dan" denmek istenmiştir"

Tirmizî, Sevâbu'l- Kur'ân, 17, 2913 (13)

419 - Ukbe İbnu Âmir (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı dinledim şöyle diyordu: "Kur'ân'ı cehren (açıktan) okuyan, sadakayı açıktan veren gibidir Kur'ân'ı gizlice okuyan, sadakayı gizlice veren gibidir"

Tirmizî, Sevâbu'l-Kur'ân 20, 2920; Ebu Dâvud, Salât 315, 1333; Nesâî, Zekât 68

420 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Bir adam: "Ey Allah'ın Resûlü, Allah'a hangi amel daha sevimlidir?" diye sordu Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Yolculuğu bitirince tekrar yola başlıyan" cevabını verdi "Yolculuğu bitirip tekrar başlamak nedir?" diye ikinci sefer sorunca: "Kur'ân'ı başından sonuna okur, bitirdikçe yeniden başlar" cevabını verdi"

Tirmizî, Kırâat 4, 2949 H


421 - Ebu Said (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Aziz ve celîl olan Allah diyor ki: "Kim, Kur'ân-ı Kerîm'i okuma meşguliyeti sebebiyle benden istemekten geri kalırsa, ben ona, isteyenlere verdiğimden fazlasını veririm"

Tirmizi, Sevâbu'l-Kur'ân 25, 2927H

422 - Sehl İbnu Muâz el-Cuhenî (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim Kur'ân'ı okur ve onunla amel ederse, kıyamet günü babasına bir tâç giydirilir Bu tâcın ışığı, güneş dünyadaki herhangi bir evde bulunduğu takdirde onun vereceği ışıktan daha güzeldir Öyleyse, Kur'ân'la bizzat amel edenin ışığı nasıl olacak, düşünebiliyor musunuz?"

Ebu Dâvud, Salât, 349, 1453H

423 - Hz Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim Kur'ân'ı okur, ezberler, helâl kıldığı şeyi helâl kabul eder, haram kıldığı şeyi de haram kabûl ederse Allah, o kimseyi cennete koyar Ayrıca hepsine cehennem şart olmuş bulunan ailesinden on kişiye şefaatçi kılınır"

Tirmizi, Sevâbu'l-Kur'ân 13, 2907 H

424 - Abdullah İbnu Amr İbni'l-Âs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kur'ân'ı okuyup ona sâhip çıkan kimseye (âhirette): "Oku ve (cennetin derecelerine) yüksel, dünyada nasıl ağır ağır okuyor idiysen öyle oku Zirâ senin makamın, okuduğun en son âyetin seviyesindedir" denir"

Ebu Dâvud, Vitr, 20, 1464; Tirmizî, Sevâbu'l-Kur'ân 18, 2915, H; İbnu Mâce, Edeb 52, 3780 H

425 - Hz Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdu: "Kur'ân'da mâhir olan (hıfzını ve okuyuşunu güzel yapan), Sefere denilen kerîm ve mutî meleklerle berâber olacaktır Kur'ân'ı kekeleyerek zorlukla okuyana iki sevap vardır"

Buhârî, Tevhid 52; Müslim, Müsafirin 244; Ebu Dâvud, Vitr 14, (1454); Tirmizî, Sevâbu'l-Kurân 13 (2906); İbnu Mâce, Edeb 52, (2779)

426 - Üseyd İbnu Hudayr (radıyallahu anh)'ın anlattığına göre: "Geceleyin, (hurma harmanında iken) Kur'ân'dan Bakara suresini okuyordu Hemen yakınında da atı bağlı idi Birden bire atı şahlandı Bunun üzerine sükût ederek okumayı bıraktı At da sükûnete geldi Üseyd tekrar okumaya başlayınca at yine şahlandı Üseyd yine sükût edince at da sükûnete erdi Az sonra yine okumaya başlayınca at da şahlanmaya başladı Oğlu Yahya, ata yakındı Ona bir zarar vermesin diye attan uzaklaştırmak için yanına gitti Bir ara başını göğe kaldırınca bir de ne görsün! Gökte şemsiye gibi bir şey ve içerisinde kandilimsi nesneler var

Sabah olunca koşup gördüklerini Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a anlattı Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) kendisine: "O gördüklerin neydi bilir misin?" diye sordu "Hayır!" cevabı üzerine açıkladı: "Onlar melâike idi Senin sesine gelmişlerdi Öyle ki, sabahleyin herkes onları seyredebilecekti, çünkü halktan gizlenmiyeceklerdi"

Buhârî, Fedailu'l-Kur'ân 15; Müslim, Müsâfirîn 242, (796)

427 - el-Berâ (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir zat Kehf suresini okuyordu Yanında da iki uzun iple bağlı olan atı duruyordu Derken etrafını bir bulut kapladı Ve bu bulut ona yaklaşmaya başladı At da bu durumdan huysuzlanmaya, ürkmeye koyuldu Sabah olunca adam Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelip vak'ayı anlattı Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) ona şu açıklamada bulundu: "Bu sekinet idi, Kur'ân için inmişti"

Buhârî, Fedailu'l-Kur'ân 11; Müslim, Müsafirin 240, 241, (795); Tirmizi, Sevâbu'l-Kur'ân 6, 2887H

428 - Ebu Musa (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kur'ân okuyan mü'minin misâli portakal gibidir Kokusu güzel tadı hoştur Kur'ân okumayan mü'minin misâli hurma gibidir Tadı hoştur fakat kokusu yoktur Kur'ân-ı okuyan fâcir misâli reyhan otu gibidir Kokusu güzeldir, tadı acıdır Kur'ân okumayan fâcirin misali Ebu Cehil karpuzu gibidir, tadı acıdır, kokusu da yoktur"

Buhârî, Et'ime 30, Fedailu'l-Kur'ân 17, 36, Tevhid 57; Müslim, Müsafirin 243; Ebu Dâvud, Edeb 19, 4329; Tirmizî, Edeb 79; Nesâî, İman 32; İbnu Mâce, Mukaddime 16, 214 H

429 - Hz Osman (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sizin en hayırlınız Kur'ân'ı Kerim'i öğrenen ve öğretendir"

Buhârî, Fedailu'l-Kur'ân 21; Tirmizî, Fedailu'l-Kur'ân 15, 2909; Ebu Dâvud, Salat 349, 1452 H; İbnu Mâce, Mukaddime 16, 211H

430 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Hâfızasında Kur'ân'dan hiç bir ezber bulunmayan kişi harab olmuş bir ev gibidir"

Tirmizî, Sevâbu'l-Kur'ân 18, 2914 H Tirmizi bu hadisin sâhih olduğunu söylemiştir


431 - Sa'd İbnu Ubâde (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Buyurdular ki: "Kur'ân-ı Kerîm'i okuyan bir kimse sonradan (terkeder ve okumayı) unutursa kıyâmet günü cüzzamlı olarak Allah'a kavuşur"

Ebu Dâvud, Vitr 21, 1474 H

432 - Hz Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Ümmetime verilen ücretler bana arzedildi Bunlar arasında bir kimsenin mescidden kaldırıp attığı bir çöp için verilmiş olanı da vardı Keza ümmetimin işlediği günahlar da bana arzedildi Bunlar arasında, bir kimsenin lütf-i İlâhî olarak öğrenip de sonradan unuttuğu bir sûre veya âyet sebebiyle kazandığından daha büyüğünü görmedim"

Ebu Dâvud, Salât 16, 461 H; Tirmizî, Sevâbu'l-Kur'ân 19, 2917H

433 - İmrân İbnu Husayn (radıyallahu anhümâ)'ın anlattığına göre, İmrân, Kur'ân okuyan, arkasından da buna mukabil halktan dünyalık taleb eden birisine rastlamıştı "İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râci'un, deyip arkasından şu açıklamayı yaptı: "Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in şöyle söylediğini işittim: "Kim Kur'ân okursa (isteyeceğini) Allah'tan istesin Zira bir takım insanlar zuhur edecek, onlar Kur'ân okuyup, okudukları mukabilinde halktan (dünyalık) isteyecekler"

Tirmizî, Sevabu'l-Kur'ân 20, 2918

434 - Süheyb (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kur'ân'ın haram kıldığı şeyleri helâl addeden kimse Kur'ân'a inanmamıştır"

Tirmizî, Sevâbu'l-Kur'ân 20, 2919 H

435 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) düşman arazisine Kur'ân-ı Kerîm'le birlikte askeri seferi yasakladı"

Buhârî, Cihâd 129; Müslim, İmâmet 92, 93, 94, (1869); Ebu Dâvud, Cihâd 88, (2610); İbnu

Mâce, Cihâd 45, (2879); Muvatta, Cihad 7, (2, 446)

Alıntı Yaparak Cevapla