Yalnız Mesajı Göster

Kütüb-İ Sitte Hadisler - Bakara Sûresi

Eski 07-12-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kütüb-İ Sitte Hadisler - Bakara Sûresi



491 - Hz Aişe'nin azadlısı Ebu Yunus anlatıyor: "Hz Aişe (radıyallahu anhâ), kendisine bir mushaf yazmamı emretti ve dedi ki: "Şu âyete gelince bana haber ver: "Namazlara ve bilhassa orta namazına devam edin" (Bakara, 238) Yazarken bu ayete gelince ona haber verdim Bana şunu imla ettirdi: "Namazlara ve orta namazına ve ikindi namazına devam edin ve Allah için yalvaranlar olarak eda edin" (Bakara, 238) Hz Aişe (radıyallahu anhâ): "Ben bunu Resûlullah'dan işittim" dedi

Müslim, Mesacid 207 (629); Ebu Dâvud, Salat 5, (410); Tirmizi, Tefsir, Bakara 2, (2986); Nesâî, Salat 6, (1, 236); Muvatta, Salat 25, (1, 138-139)

492 - Amr İbnu Râfi (radıyallahu anh)'nin anlattığına göre, "Hz Hafsa (radıyallahu anhâ)'ya bir mushaf yazıyormuş Hz Hafsa (radıyallahu anhâ) kendisinden,önceki hadiste -(Ebu Yunus'tan) Hz Aişe'nin- taleb ettiği hususu aynen taleb ettiğini anlatmıştır"

Muvatta, Cmâ'a 25, (1, 139)

493 - Şakik İbnu Utbe, Berâ İbnu'l-Âzib (radıyallahu anhüma)'ten naklettiğine göre, demiştir ki: "Önce şu ayet nazil oldu: "Namazlara ve bilhassa ikindi namazına devam edin" Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bunu bize Allah'ın dilediği müddetçe okudu Sonra Allah bunu nashetti ve şu ayeti indirdi: "Namazlara ve bilhassa orta namazına devam edin" Şakik'in yanında oturmakta olan bir zat kendisine: "Öyle ise bu ikindi namazıdır" Berâ dedi ki: "Ben bu âyetin nasıl nazil olduğunu Allah'ın nasıl neshettiğini sana haber verdim"

Müslim, Mesâcid 208, (630)

494 - İmam Malik (rahimehumullah)'e ulaştığına göre, Ali İbnu Ebi Tâlib (radıyallahu anh)'e İbnu Abbas (radıyallahu anhüma), Kur'ân'da zikri geçen "orta namaz"a (salâtu'l-vusta) sabah namazı demişlerdir

Muvatta, Cemâ'a 28, (1, 137) Tirmizi, bu hadisi İbnu Abbas ve İbnu Ömer'den muallak (senetsiz) olarak zikretmiştir Tirmizî, Salât 133, (182)

495 - Zeyd İbnu Sâbit ve Hz Aişe (radıyallahu anhümâ) "Orta namazı, öğlen namazıdır" derlerdi

Muvatta, Cemâ'a 27, (1, 139); Tirmizi, Salat 133, (182); Ebu Dâvud, Salât 5, (411)

496 - Ebu Dâvud'un Zeyd (radıyallahu anh)'den kaydettiğine göre, Hz Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) öğle namazını zevalden sonra sıcağın en şiddetli olduğu saatte kılardı Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın kıldığı namazlar içinde ashabına en zor geleni bu namaz idi Bunun üzerine şu ayet nazil oldu: "Namazlara ve orta namazına devam edin" Zeyd devamla dedi ki: "(Orta namazı, öğlen namazıdır, zira) bundan önce iki namaz var (birisi geceden -yatsı-, diğeri gündüzden -sabah-), ondan sonra da iki namaz var (biri gündüzden -ikindi- diğeri geceden -akşam-)"

Ebu Davud, Salat 5, (411)

497 - Abdullah İbnu'z-Zübeyr (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz Osman (radıyallahu anh)'a, Bakara suresinde geçen: "Sizden zevceler (ini geride) bırakıp ölecek olanlar eşlerinin (kendi evlerinden) çıkarılmayarak yılına kadar faidelenmesini (bakılmasını) vasiyyet etsinler" (Bakara 240), ayeti diğer bir ayetle (Bakara, 234) neshedildiği halde niçin bu mensuh ayeti de Kur'ân-ı Kerim'e yazıyorsunuz?" diye sordum Bana şu cevabı verdi: "Ey kardeşim oğlu bu ayeti terk mi edelim, (bunu mu söylüyorsun)? Hayır, ben hiçbir şeyi yerinden oynatmam"

Buhârî, Tefsir, Bakara, 2, 45

498 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdular: "Her şeyin bir şerefi var Kur'ân-ı Kerîm'in şerefesi de Bakara suresidir Bu surede bir âyet vardır ki, Kur'ân âyetlerinin efendisidir: "Ayetü'l-Kürsî"

Tirmizî, Sevâbu'l-Kur'ân 2, (2881)

499 - Übey İbnu Ka'b (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bana: "Ey Ebu'l-Münzir, Allah'ın Kitabından ezberinde bulunan hangi âyetin daha büyük olduğunu biliyor musun?" diye sordu Ben: "O Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur, O, Hayy'dır, Kayyûm'dur (yani diridir her şeye kıyam sağlayandır" (Bakara, 225) -ki buna Ayet'ü'l-Kürsî denir- dedim Göğsüme vurdu ve: "İlim sana mübârek olsun ey Ebu'l-Münzir!" dedi"

Müslim, Müsâfirin 258, (810); Ebu Dâvud, Vitr, 17, (Salât 325, (1460)

500 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) beni Ramazan zekatını muhâfazaya tâyin etmişti Derken kara bir adam gelerek zâhireden avuç avuç almaya başladı Ben derhal kendisini yakaladım ve: "Seni Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm)'a çıkaracağım" dedim Bana: "Ben fakir ve muhtaç bir kimseyim, üstelik üzerimde bakmak zorunda olduğum çoluk-çocuk var, ihtiyaçlarım cidden çoktur, şiddetlidir" dedi Ben de onu salıverdim Sabah olunca Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm):

-Ey Ebu Hüreyre! Dün akşamki esirini ne yaptın? diye sordu Ben:

-Ey Allah'ın Resûlü: Bana şiddetli ihtiyacından ve çoluk-çocuktan dert yandı Bunun üzerine ona acıyarak salıverdim, dedim Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):

-Ama o sana muhakkak yalan söyledi Haberin olsun, o tekrar gelecek! buyurdu Bu sözünden anladım ki, herif tekrar gelecek Binâenaleyh onu beklemeye başladım Derken yine geldi ve zahireden avuçlamaya başladı Ben de derhal yakaladım ve: "Seni mutlaka Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a çıkaracağım" dedim Yine yalvararak: "Beni bırak, gerçekten çok muhtacım, üzerimde çoluk-çocuk var, bir daha yapmam" dedi Ben yine acıdım ve salıverdim

Ertesi gün Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):

-Ey Ebu Hüreyre, dün geceki esirini ne yaptın? diye sordu Ben:

-Ey Allah'ın Resûlü, bana ihtiyacından çoluk-çocuğundan dert yandı Ben de acıdım ve salıverdim, dedim "Ama" dedi, Resûlullah: "O yalan söyledi fakat yine gelecek"

Üçüncü sefer yine gözetledim Yine geldi ve zahireden avuç avuç almaya başladı Onu yine yakalayıp:

-Seni mutlaka Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e götüreceğim Bu üçüncü gelişin, üstelik sıkılmadan başka gelmeyeceğim deyip yine de geliyorsun, dedim Yine bana rica ederek şöyle söyledi: "Bırak beni, sana birkaç kelime öğreteyim de Allah onlarla sana fayda ulaştırsın" Ben:

-Nedir bu kelimeler söyle! dedim Bana dedi ki:

-Yatağa girdin mi Ayetü'l-Kürsî'yi sonuna kadar oku Bunu yaparsan Allah senin üzerine muhafız bir melek diker, sabah oluncaya kadar sana şeytan yaklaşamaz dedi Ben yine acıdım ve serbest bıraktım

Sabah oldu, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Dün akşamki esirini ne yaptın?" diye sordu Ben:

-Ey Allah'ın Resûlü, bana birkaç kelime öğreteceğini, bunlarla Allah'ın bana faide ihsan buyuracağını söyledi, ben de kendisini yine serbest bıraktım, dedim Resul-i Ekrem (aleyhissalâtu vesselâm):

-Neymiş onlar? dedi Ben:

-Efendim, döşeğine uzandığın vakit Ayetü'l-Kürsî'yi başından sonuna kadar oku (Bunu okursan) Allah'ın koyacağı bir muhafız üzerinden eksik olmaz ve ta sabaha kadar şeytan sana yaklaşmaz! dedi, cevabını verdim

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bunun üzerine: "(Bak hele!) o koyu bir yalancı olduğu halde, bu sefer doğru söylemiş Ey Ebu Hüreyre! Üç gecedir kiminle konuştuğunu biliyor musun?" dedi Ben:

-Hayır! cevabını verdim

-O bir şeytandı buyurdular

Buhârî, Vekâle 10

Alıntı Yaparak Cevapla