Prof. Dr. Sinsi
|
Kütüb-İ Sitte Hadisler - Al-İ İmrân Suresi
521 - Behz İbnu Hakim babası ve ceddi tarikiyle anlattığına göre, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın "Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz" (Âl-i İmrân, 110) ayeti hakkında şunu söylediğini işitti: "Siz yetmiş ümmeti yetmişe tamamlayan sonuncu ümmetsiniz Siz onların en hayırlısı ve Allah yanında en değerli olanısınız "
Tirmizî, Tefsir, Âl-i İmrân (3004); İbnu Mâce, Zühd 34, (4288)
522 - İbnu Abbas (radıyallahu anhüma): "Rabb'e kul olun (kûnû Rabbâniyyin)" (Âl-i İmran, 79) ayetiyle "Hakimler, fakihler olun" denmek istenmiştir" buyurmuştur
Buhari, bu hadisi bab başlığında kaydetmiştir (ilm 10)
523 - Hz Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: Şu âyet bizim hakkımızda indi: "O zaman içinizden iki zümre za'f göster(mek iste)mişdi Halbuki onların yardımcısı Allah'tı Mü'minler ancak Allah'a güvenip dayanmalılar " (Âl-i İmrân, 122) Hz Câbir devamla şu açıklamayı yaptı: "Biz iki zümreydik: Bir zümre Benû Hârise, diğeri Benû Seleme Ayette: "Allah onların yardımcısıdır" dendiği için bu ayet hakkımızda inmemiş olsaydı sevinmezdim "
Buhari, Megâzi 18, Tefsir, Al-i İmran 8; Müslim, Fedailu's-Sahabe 171, (2505)
524 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Safvân İbnu Umeyye, Süheyl İbnu Amr ve el-Hâris İbnu Hişâm'a beddua ediyordu Bunun üzerine şu ayet indi: "Allah'ın, onların tevbelerini kabul veya onlara azab etmesi işiyle senin bir ilişiğin yoktur; çünkü onlar zalimlerdir" (Âl-i İmran, 128)
Buhari, Megazi 21, Tefsir, Al-i İmran 9; Tirmizi, Tefsir, Al-i İmran (3007, 3008); Nesâî, Salat 121, (2, 203)
525 - Tirmizi'de geldiği üzere Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Uhud günü şöyle demiştir: "Ey Allahım, Ebu Süfyan'a lânet et! Ey Allah'ım, el-Hâris İbnu Hişâm'a ln İbnu Umeyye'ye lânet et!" Bunun üzerine: "Allah'ın onların tevbelerini kabul veya onlara azab etmesi işiyle senin bir ilişiğin yoktur Çünkü onlar zâlimlerdir" (Âl-i İmrân, 128) mealindeki ayet indi
Tirmizî, Tefsir, Âl-i İmrân (3007)
526 - Nesâî'de geldiğine göre, İbnu Ömer, Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in sabah namazında başını sonuncu rekatta kaldırdığı sırada "Ey Rabbim  lanet" diye aynen yukarıdaki hadiste muhtevayı işittiğini söylemiştir
Nesâî, Salât 121, (2, 203)
527 - İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ): "Hiçbir peygamber ganimete ve millet malına hıyânet yaraşmaz" (Âl-i İmran, 161) ayeti, Bedir savaşı sırasında kaybolan kırmızı renkli bir kadife parçası hakkında nazil olmuştu Cemaatten bazısı "Belki de Hz Peygamber almıştır" demişti ki bunun üzerine yukarıdaki âyet nazil oldu "
Ebu Dâvud, el-Huruf ve'l-Kırâat 1,(3971); Tirmizi, Tefsir, Âl-i İmrân (3012)
528 - İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ashabına şöyle dedi: "Uhud'da şehid olan kardeşleriniz var ya! allah, onların ruhlarını yeşil kuşların içine koydu Bunlar cennetin nehirlerine giden, cennet meyvelerinden yiyen ve Arşın gölgesine asılmış altından kandillere girip istirahat eden kuşlardır Şehidler böylece güzel güzel yiyip içip dinlenince şöyle dediler: Kardeşlerimize bizden kim haber götürecek ve bildirecek ki bizler cennette dirileriz, rızıklanıyoruz? Bu haber gitmeli ki onlar cennete karşı isteksiz olmasınlar ve harpte korkak davranmasınlar!"
Allah Teâla onlara cevaben:
"Sizin haberinizi ben duyuracağım" buyurdu ve şu âyeti indirdi: "Allah yolunda öldürülenleri ölü saymayın bilakis onlar Rableri katında diridirler Allah'ın bol nimetinden onlara verdiği şeylerle sevinç içinde rızıklanırlar Arkalarından kenidlerine ulaşmayan kimselere, kendilerine korku olmadığını ve kendilerinin üzülmeyeceklerini müjde etmek isterler" (Âl-i İmrân, 169)
Ebu Dâvud, Cihâd 27, (2520)
529 - Yine İbnu Abbas (radıyallahu anlümâ): "Halk onlara "Düşmanınız olan insanlar size karşı bir ordu topladılar, onlardan korkun" dediler Bu, onların imanını artırdı da: "Allah bize yeter, o ne güzel vekildir" dediler" (Al-i İmran 173) ayeti hakkında şu açıklamayı yaptı: "Bunu İbrahim (aleyhisselâm) ateşe atıldığı esnada söyledi, keza aynı şeyi Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm), halk kendisine: "İnsanlar size karşı toplandılar" dediği zaman söyledi
Buhari, Tefsir, Âl-i İmrân, 13
530 - Ebu Saîd (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) zamanında bir kısım münâfıklar, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir gazveye çıktığı vakit ondan ayrılıp geri kalırlar ve Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a muhalefet edip kaldıkları için rahatlarlar, sevinirlerdi Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Medine'ye dönünce de gelip andlar, yeminler içerek özürler beyan ederlerdi Bir de isterlerdi ki, yapmadıkları şeylere övgüye, madh'u senaya mazhar olsunlar Onların bu hali ile ilgili olarak şu âyet nazil oldu: "Ettiklerine sevinen ve yapmadıklarıyla övülmekten hoşlananların, sakın sakın onların azabtan kurtulacaklarını sanma, elem verici azab onlaradır" (Âl-i İmrân, 188)
Buhari, Tefsir, Al-i İmran 16, (6, 51); Müslim, Sıfatu'l-Münafikin 7, (2777)
531 - Humeyd İbnu Abdirrahman İbni Avf anlatıyor: Emevi halifesi Mervân kapıcısına: "Ey Râfi! İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ)'a git ve de ki: "Eğer bizden herkes, ettiği ile sevinmesinden ve yapmadığı şeyle de övülmekten hoşlanmasından dolayı azab görecekse, toptan hep azâba maruz kalacağız demektir "
İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) kendisine bu söylenince şöyle dedi: "O ayetten size ne? O âyet, Ehl-i Kitap hakkında inmiştir " Sonra şu âyeti okudu: "Allah kitap verilenlerden, onu insanlara açıklayacaksınız ve gizlemeyeceksiniz diye ahid almıştı Onlar ise, onu arkalarına atıp, az bir değere değiştiler Alış-verişleri ne kötüdür Ettiklerine sevinen ve yapmadıklarıyla övülmekten hoşlananların, sakın sakın onların azaptan kurtulacaklarını sanma, elem verici azab onlaradır " (Âl-i İmrân, 187-188)
İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) sözüne devam ederek şu açıklamayı yaptı: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) onlara bir husus sordu, gerçeği gizleyip, değişik şekilde yanlış cevap verdiler Üstelik kendilerine sorduğu hususa verdikleri cevap sebebiyle medhedilmeyi beklediklerini de iş'âr ettiler Ayrıca sorulan şeyi ona gizlemiş olmalarına da sevindiler "
Buhari, Tefsir, Al-i imran 16 (6, 51); Müslim, Sıfatu'l-Münafıkin 8, (2778); Tirmizi, Tefsir, Al-i İmran (3018)
532 - İbnu Abbas (radıyallahu anhüma): "İster, amelce iyi, müttaki, isterse amelce kötü, facir kişi olsun, ölüm herkes hakkında hayırlıdır" buyurduktan sonra şu ayeti okudu: "İnkâr edenler, kendilerine vermiş olduğumuz muhletin sakın kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar Biz onlara ancak, günahları çoğalsın diye mühlet veriyoruz Alçaltıcı azab onlaradır, (Âl-i İmran, 178) Sonra da şu ayeti okudu: "Fakat Rablerinden sakınanlara, Allah katından ziyafetler bulunan, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetler vardır Allah katındaki şeyler iyi olanlar için daha hayırlıdır" (Âl-i İmran, 198)
Rezin kaydetmiş fakat, kaynak vermemiştir Ancak bunu Hâkim, el-Müstedrek'te (2, 298) tahric eder
533 - Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Ey Allah'ın Resûlü, Allahu Teâla'nın kadınları hicretle ilgili olarak zikrettiğini hiç işitmiyorum, niçin? diye sordum
Bu sorum üzerine şu âyet indi: "Rableri dualarını kabul etti: Bir birinizden meydana gelen sizlerden, erkek olsun, kadın olsun iş yapanın işini boşa çıkarmam Hicret edenlerin, memleketlerinden çıkanların, yolumda ezâya uğratılanların, savaşan ve öldürülenlerin günahlarını elbette örteceğim And olsun ki, Allah katında bir nimet olarak, onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacağım Nimetin güzeli Allah katındadır " (Âl-i İmrân, 195)
Tirmizi, Nisa, (3026)
|