Prof. Dr. Sinsi
|
Zeyd Bin Desinne
Zeyd Bin Desinne
Darağacından Resulullaha selam gönderen sahabî
Uhud savaşında bazı yakınları ölen müşrikler, müslümanlardan bunların intikamını almak istediler Alçakça bir plân hazırladılar Hemen de plânı tatbike koydular Bu maksatla bir heyet Medine'ye gidip, Resulullahın huzuruna çıkarak şu ricada bulundular:
- Ya Resulallah! Bizim kabilelerimiz, İslâmiyeti kabul ettiler
Yalnız Kur'an-ı kerim öğretmenine ihtiyacımız var Lütfen bize; İslâmiyeti, Kur'an-ı kerimi öğretecek kimseler yollar mısınız?
Öğretmenler heyeti
Sevgili Peygamberimiz kendilerine, 10 kişilik bir öğretmenler heyeti yolladılar Başlarında, Asım bin Sabit hazretlerinin bulunduğu bu heyette, Mersed bin Ebî Mersed, Halid bin Ebî Bükeyr, Hubeyb bin Adiy, Zeyd bin Desinne, Abdullah bin Tarık, Muattib bin Ubeyd de bulunuyordu
Bu öğretmenler kafilesi, geceleri yürüyerek, gündüzleri gizlenerek Hüzeyl kabilesi topraklarında, Reci suyu başında, seher vakti konakladılar
Bu sırada yanlarında bulunan Adal ve Kare kabilesi heyetinden biri, bir bahane ile yanlarından ayrıldı Hemen Lıhyanoğularına gidip, haber verdi Çok geçmeden kafilenin etrafı sarıldı 200'den fazla silahlı eşkıya oradaydı
“Bize öğretmen lazım!” diyenler, çekip gittiler O güzide müslümanları, eşkıya ile karşı karşıya bıraktılar
Lıhyanoğulları mensupları, esir ticareti ile geçinirlerdi Bu sebeple, “Teslim olun ve canınızı kurtarın!” teklifinde bulunuyorlardı Asıl niyetleri, onları Mekke'de köle olarak satmaktı Böylece çok para kazanacaklardı Çünkü Mekke'li müşrikler, kendilerine, “Yakaladığınız her müslüman için, değerinden fazla para öderiz” demişlerdi
Bunu müslümanlar da duymuşlardı Onun için, aralarında istişare ederek, çarpışmaya karar verdiler Arkalarını dağa dönüp, kılıçlarını çekip, Allahın dini uğrunda vuruşmaya başladılar
İkiyüz kişilik düşmana karşı, görülmemiş bir kahramanlıkla çarpıştılar Üzerlerine saldıran kuvvetten bir kısmını öldürdüler Nihayet çarpışa çarpışa on sahabîden yedisi okla vurularak orada şehit düştü
Size yoldaş olmam
Sadece Hubeyb bin Adiy, Zeyd bin Desinne ve Abdullah bin Tarık kalmış, müşriklerle çarpışıyorlardı Çok geçmeden müşrikler, onları sağ olarak yakaladılar Üçünü de yayların kirişleri ile bağladılar Mekke'ye götürmek üzere yola çıktılar
Abdullah bin Tarık Mekkeli müşriklere götürülmeye razı olmadı Gitmemek için zorlandı “Vallahi ben size arkadaş ve yoldaş olmam! Şehit olan arkadaşlarım bana örnek ve önderdir" deyip, bir zorlayışta ellerini kurtardı Lıhyanoğulları onu taşa tuttular, sonunda onu da şehit ettiler
Lıhyanoğulları, Hubeyb bin Adiy ve Zeyd bin Desinne'yi Mekke'ye götürüp müşriklere yüksek bir fiyatla sattılar Zeyd bin Desinne'yi de Safvan bin Ümeyye, Bedir savaşında öldürülen babası Ümeyye bin Halef'in intikamını almak üzere satın aldı
Mekkeli müşrikler, Hazret-i Hubeyb ve Zeyd'i satın aldıktan sonra, onlara ne ceza vereceklerini konuşuyorlardı Bu hususta çeşitli fikirler ileri sürülüyordu:
- Hemen öldürelim!
- Hayır! Evvela işkence etmeliyiz!
- Ama Haram aylar içinde bulunuyoruz!
- Evet! Bu sebeple, hemen öldüremeyiz! Haram ayların geçmesini beklememiz gerek
- O hâlde, hapsedelim!
- Ellerini, ayaklarını zincire vuralım!
Kararlaştırdıkları gün geldi
Nitekim öyle de yaptılar Yani zincire vurup hapsettiler Harp meydanındaki yenilginin intikamını, müdafaasız bu insanlardan alacaklardı Hem de onları; harpte değil, parayla pazardan almışlardı!
Hubeyb bin Adiy ve Zeyd bin Desinne'yi öldürmek için, müşriklerin kararlaştırdığı gün gelmişti Fakat müşriklerin kin ve intikam hisleri geçmek bilmedi
Herkese haber verildi Bu yüzden şehrin zengin-fakir, genç-ihtiyar, kadın-erkek ve bütün çocuklar oradaydılar  Bu iki yüce sahabenin başına gelecekleri merak ediyorlardı
Bir sabah erkenden iki sahabînin zincirlerini çözüp, zindandan çıkardılar Mekke dışında Tenim denilen yere götürdüler Çünkü bütün melanetlerini, orada yapmayı âdet edinmişlerdi
Bu iki Allah ve Resulullah dostu ise, heyacanlı değildiler Yolda karşılaşıp görüşen bu iki sahabî, kucaklaşarak, birbirlerine uğradıkları belaya sabretmelerini tavsiye ettiler
Hazret-i Zeyd, son namazını kıldıktan sonra, Mekkeli müşrikler, onu tutup darağacına kaldırarak bağladılar Yüzünü kıbleden Medine'ye doğru çevirdiler Sonra dediler ki:
- Haydi dîninden dön, seni serbest bırakalım!
- Vallahi dinimden aslâ dönmem! Bütün dünya benim olsa, bana verilse, yine de İslâmiyetten dönmem!
- Şimdi senin yerine Peygamberinin olmasını, onun öldürülmesini, sen de evinde rahat oturasın ister misin?
- Ben Muhammed aleyhisselamın, değil benim yerimde olmasını, Medine'de yürürken ayağına bir diken bile batmasına aslâ razı olmam!
- Ey Zeyd, İslâm dininden dön, eğer dönmezsen seni muhakkak öldüreceğiz!
- Allah yolunda olduktan sonra, benim için öldürülmemin hiç ehemmiyeti yoktur
Bu konuşmalardan sonra Zeyd bin Desinne, “Ya Rabbi, selamımı Resulüne ulaştır” diye duâ etmişti Allahü teâla da onun duâsını kabul etmişti
Müşriklerin kararı iyice kesinleşti Safvan bin Ümeyye, azatlı kölesi Nistas'a işaret ederek, Hazret-i Zeyd'i öldürmesini istedi Nistas mızrağını Hazret-i Zeyd'in göğsüne saplayarak sırtından çıkardı Böylece, Peygamber âşığı Hazret-i Zeyd, cennetteki makamına yükseldi
Hazret-i Zeyd'in şehadetini haber alan Peygamberimiz ona duâ buyurdu
|